Amerika’da Obama seçildi, Türkiye’de bir sevinç.
Zannedersin ki, adamın babası Kenyalı değil Konyalı.
Obama isimli yeni Bakan, seçim kampanyası boyunca Türkiye’nin sevmediği duymak istemediği ne varsa söylemiş.
“ABD askerlerini Irak’tan hemen çekeceğiz” demiş.
Bu Türkiye’nin kabuslarından. Dert başımıza kalacak dibimizde bir barut fıçısı olacak.
“Irak üç parça olmalı” demiş.
Bu bizim en önemli kırmızı çizgimiz. Üçe bölünmek demek, bağımsız Kürt Devleti demek. Siyonist projenin son hamlesi.
Ermeni lobisi ile ne denli içli dışlı olduğunu zaten bilmeyen yok. Başkan yardımıcısı Biden, Ermeni tezlerini en yüksek tonda seslendiren politikacılardan.
Anlayacağınız Türkiye açısından bilinmezlerle dolu yeni bir Beyaz Saray.
Ama Türk medyasında bir sevinç, bir sevinç.
Amerika değişime evet demiş, Amerikan iç savaşı şimdi bitmiş, Amerikan ihtilaliymiş.
Atmadıkları tek bir başlık kalmış, “Hepimiz zenciyiz”
Yahu kör müsünüz de görmüyorsunuz.
Obama denilen adam Amerikan derin devletinin yeni bir projesi.
1,5 yıl önce kimsenin tanımadığı, kendi partisinin kongresine bile alınmayan bir adamken, Hillary Clinton’ı ezip Demokratların adayı oldu, McCain silip Başkan oldu.
Bu Amerika’da olacak iş mi!
Türkiye’de olur böyle şeyler, sonra pişman oluruz genelde, ama Amerika’da olmaz.
Olursa altında bir iş, bir mesaj var demektir.
Bana sorarsanız Obama, Amerikan sisteminin dünyaya yeni mesajının vücut bulmuş hali.
“Bize Müslüman karşıtı diyordunuz. Alın size Müslüman olduğu söylenen, babası, üvey babası Müslaman, anası Müslümansever bir Başkan. Üstelik evanjelik değil. Biz etnik kökene bile bakmayız. Hala Afrika kokan bir Afrika-Amerikalıyı Başkan yaparız” diyor Amerika.
Ne demek bu.
Çok şey demek.
Yarın öbürgün kokusu çıkınca görürsünüz ne demek olduğunu.
Ama bizim basın çok mutlu.
“Amerikan ihtilali” demişler.
Hiç unutmam, AKP 2002 seçimlerini kazanınca Sabah Gazetesi “Anadolu ihtilali” diye başlık atmıştı.
Gördük ihtilalin ne olduğunu.
Zaten “Amerikan ihtilaninin” ne olduğunun bir tek “Anadolu ihtilalcisi” AKP’liler farkında.
Yüzlerinden düşen bin parça.
Rivayete göre Başbakan Erdoğan, pek yakında Obama ile görüşmeye gidecekmiş.
Hem de Berlusconi ile birlikte.
Bakalım ihtilalcilerin kimyası tutacak mı!
Krizden Obama çıkarmak
Diyorum ya, Obama Amerikan derin devletinin işi mi diye.
Alın size bir veri daha.
Washington Mutuals diye banka vardı Amerika’da.
Amerika’nın en büyük mevduat bankasıydı.
Krizle beraber zora düşünce, bankanın ortakları toplandılar.
Bankaya sermaye koyarak bankayı kurtarma kararı aldılar.
Ama kurtaramadılar.
Amerikan hükümeti hiç yapmadığı bir şey yaptı.
Washington Mutuals’a el koydu.
El koymasa, ortaklar bankayı kurtaracaklardı ve ortakların kurtardığı tek banka olacaktı.
WM’e el koyulması Amerika’da krizi derinleştiren etken oldu ve bir kaç gün sonra Amerikan Hükümeti 900 milyar dolarlık kurtarma paketini açıkladı.
Normal mi?
Bence değil.
Daha önce de yazdım.
Ben hala Amerika’daki krizin bir Amerikan oyunu olduğunu düşünüyorum.
Aynen 1973’teki gibi, aynen 1990’ların sonundaki gibi.
Amerika’da fonlar battı, koca koca bankalar gümbürtüye gitti.
Peki bu bankalarda batan para kimin parasıydı?
Çoğu petrol zengini körfez ülkelerinin, geri kalanı Avrupa’nın.
Bu paralar nerede buharlaştı?
Amerika’da.
Bankalar batınca bu para nerede kaldı?
Amerika’da.
Amerika petrol için, her türlü ithalat için dünyaya saçtığı dolarları, bir hamlede geri topladı.
Sonra da “Battı” dedi.
Aynen bizim bir dönemki bankerler gibi.
Kriz kimin zamanında çıktı.
Görev süresini tamamlamış ve artık gidecek olan Bush’un ve Cumhuriyetçilerin döneminde.
Kriz kime yaradı?
Obama’ya.
Amerikan rüyası dediğiniz böyle bir şey ite.
Onlara rüya, bizlere kabus.
Saçmalama hakkı
Ertuğrul Özkök yazmış, “Bizim ülkede bir Kürt’e Cumhurbaşkanı seçilmesi için oy verir misiniz” diye.
Sonra da eklemiş, “Tabii Kürt kimliğini öne çıkaran bir Kürt’e”
Çünkü biliyor ki, Türkiye’de pek çok Kürt Başbakan, Cumhurbaşkanı oldu.
2. Cumhurbaşkanımız Kürt’tü. 8. Cumhurbaşkanımız da Kürt’tü.
Hikmet Çetin Cumhurbaşkanı adayı olsa hepimiz oy verirdik. O da Kürt’tü. Hem de en hasından, Liceli.
Kimse de ilgilenmezdi etnik kökeniyle.
Hiç bir zaman ilgilenmedik.
Ama Özkök’ün sorusu başka.
“Kürt kimliğini öne çıkaran” diyor.
Ben bunun anlamını çözemedim.
Acaba “PKK’yı destekleyen birine” mi demek istiyor, yoksa “Öcalan’a oy verir misiniz?” diye soracak da henüz cesaretini tam olarak toplayamamış mı?
Kimliğini öne çıkarmakla, kimliğini gizlememek ayrı ayrı şeyler.
Obama, Amerika’da zenci kimliğini çok mu öne çıkardı.
Asla.
Sadece gizlemedi. Zaten istese de gizleyemezdi. Suratına bakınca ortaya çıkardı. Obama etnik kökeni gizlemeden, etnik kökenini silah yapmadan siyaset yaptı.
Demokrat Parti kendini “sadece zencilerin partisi” olarak görmedi. Obama da.
Görseydi değil McCain, Bush’u bile deviremez, Amerikan Anayasası değişir Bush üçüncü kez Başkan seçilir, Obama seçilmezdi.
Hele hele Amerika’da zenciler adına silahlı bir ayrılıkçı hareket her gün Amerikalıları öldürüyor olsaydı. Bu harekete destek verdiği söyleyen bir Obama değil Başkan seçilmek, Başkan adayı olmaya bile cesaret edemezdi.
Ertuğrul Özkök’ü kendi içinde bile çelişen, tarihinin en anlamsız yazılarından birini yazdığı için kutluyorum.
Bu anlamsız yazıyı ciddiye alıp eleştirdiğim için kendimi de!
NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Reklam şantajı için karaladığımız firmalardan özür dilediğimiz zaman
Bir yanıt yazın