Arslan BULUT
ABD Başkan Yardımcısı Joseph Biden 2003 yılında Irak işgali öncesinde Amerikan televizyonlarında konuşmuş ve “Ben Kuzey Irak’a daha önce gitmiştim. Kürtler zaten orada bağımsız bir devlet kurmuşlar. Saddam’dan sonra ya Irak’ta kurulacak bağımsız bir devletin parçası olacaklarını veya Bağdat yönetimine zayıf şekilde bağlı bir federe devlet olacaklarını düşünüyorlar. Türkler, bu fikirden hoşlanmıyor. Türkler 40 bin askerlik gücü Kuzey Irak’a, hem de Kürtler ile Saddam kuvvetleri arasındaki yeşil hatta kadar sokmaktan bahsediyor. Bu da durumu karıştırıyor” demişti. Yani Türk askerinin Irak’a ciddi bir güçle girmesine tavır koyan Amerikalılardan biri Joseph Biden idi.
* * *
Ankara’ya atanacak Amerikan büyükelçilerini zorlu bir sınavdan geçirmesiyle de tanınan Joseph Biden’in birinci önceliği, İsrail’in güvenliğidir.
Dolayısıyla Biden’in “İran, Suriye ve Türkiye dahil olmak üzere, komşu ülkelerin desteği olmadan Irak’ta sürdürülebilir bir barış olamaz” demesine aldanmak gaflettir!
Çünkü Biden, bir taraftan ABD’nin Irak’tan çekilmesini savunurken diğer taraftan, “Eğer Irak’ı geride bir kaos bırakarak terk edersek, bölgesel bir savaş çıkacak ve bu, bizi nesiller boyunca içine alacak. Böyle bir savaş Suudilerin, İranlıların, Türklerin Irak’a girmesine yol açacak” diyor!
Ve Türklere nasıl bir yol takip etmeleri gerektiğini söylüyor:
“Irak’ın paramparça olması durumunda Kürtler bağımsız devlet kuracaktır. Türkiye’nin ihtiyacı olduğu en son şey, Kürtlerin, artık parçası oldukları bir ülkenin bulunmadığı gerekçesiyle bağımsızlık ilan etmesi. Türkler de bunun farkında. Türkiye için birleşik bir Irak içinde yarı özerk bir Kürt bölgesinin olması, ‘bağımsız’ bir Kürt devletinin ortaya çıkmasından çok daha iyidir.”
Şimdilerde Barzani’nin Türkiye’deki Kürtlere çağrı yaparak DTP’ye değil AKP’ye oy vermelerini istemesinin ardında işte bu plan yatıyor.
Türkiye’ye Barzani devletini tanıtmak!
* * *
Esasen Wilson prensipleri, Türkiye topraklarında biri Ermenistan diğeri Kürdistan olarak iki devlet daha kurulmasını öngörüyor, bu görüş, Sevr’de imza altına alınıyordu!
Yine Almanya başbakanlarından Helmudt Schmidt, 5 Ekim 2000’de Die Zeit gazetesinde yayınlanan yazısında “Lozan’da bir Kürt devletinin kurulmamış olması, büyük hatadır” diyordu. 18 yıl Almanya Dışişleri Bakanlığı yapmış olan Hans-Dietrich Genscher ise Türkiye için bir “Yugoslavya modeli” öngördüğünü bildirmekteydi!
The Guardian Gazetesi de 11 Eylül saldırısıyla ilgili yorumunda “ABD’de gerçekleştirilen terör olayı 11 Eylül 1683’teki Viyana yenilgisinin Müslümanlar tarafından alınan intikamdır” diyerek Batı kamuoyunu, Müslümanları topyekun düşman olarak görmeye alıştırıyordu!
* * *
Demek ki Obama’nın seçilmesinin Türkiye açısından olumlu bir yönü yoktur. Obama, ABD’nin dünya kamuoyunda bozulan imajını düzeltmek için üretilen projenin parçasıdır. Amerikan planları aynen devam edecektir.
Burada mesele, Türkiye’nin kendi milli projesi olup olmadığıdır.
Sizin projeniz yoksa, başkalarının projesini tartışırsınız.
Bir yanıt yazın