TurkishForum Danisma kurulu uyesi
1960 yıllardan bu yana, yani John F. KENNEDY‘nin başkan seçilmesinden bu yana Amerikan seçimlerinde ve halkında böylesine bir heyecan ve katılım görülmemişti. John ve Jacky Kennedy ABD’de büyük bir heyecan yaratmış ve bu genç ve şık çift adeta hayalleri kamçılamıştı. Tam 48 yıl sonra Barack ve Michell Obama da aynı şekilde ABD halkının daha iyi bir hayat için heyecan ve umutlarını bir kere daha yakalamış ve sekiz yıllık bir G.W.Bush döneminden sonra Amerikayı büyük bir heyecan ve umut dalgası kaplamıştır.
Sadece Amerikayı değil, adeta tüm Dünya’yı aynı merak ve heyecan sarmış, Ingiltere, Fransa, Almanya, Avusturya ve tüm Avrupa ülkelerinde erken tahminler yapılmış, sanki seçim orada olacakmış gibi medya günlerce bu konuları işlemiştir. Asya ve Afrika ülkeleri ve alt kıta Avurstralya bile tüm gün ABD’de ki bu seçimle ilgilenmiş ve sürekli yayınlar yapmışlardır. Türkiye’de de durum farklı olmayıp, aylarca bu konuda epey şeyler yazılmış olup, kaç akşamdır ekranlar bu konu ile dolup, taşmıştır.
ABD’nin 44. Başkanı, Barack Hüseyin Obama Kenyalı bir siyahi babanın ve Amerikanın Kansas eyaleti’nden beyaz bir annenin oğlu olup, babasının ayrılışından sonra annesi’nin ailesi tarafından büyütülüp, eğitilmiştir. Ailesi sağlam temelli güçlü bir eğitime önem vermiş olup, Obama da bu eğitimi hakkı ile almıştır. Obama çocukluğundan beri çok okuyan, düşünüp, analiz yapmasını ve çözümcü yollar bulmasını seven, dinamik ve gayretli bir kişiliğe sahiptir.
Barak Obama her türlü kötü şart altında bile imkanların ve başarıların olabileceğine inanan pozitif bir kişiliğe sahip bir insan olup, aynı değerleri lideriğe de taşıyacağı umut edilen bir başkan olarak yerini almaya hazırlanmaktadır.
Obama’nın yazmış olduğu kitap babasına ve kendisine aittir. Babasının Afrika’dan Amerikaya gelişi, renginin ve kendi kontrolunda olmayan faktörlerin onun önüne yığdığı güçlükleri, herşeye rağmen annesi ile olan aşkları ve evlilikleri ve kendisinin yetişme tarzını konu eden “Babamın Hayalleri”, (Dreams from my Father) kısa zamanda kendisine umulmadık bir şöhret ve servet kazandırmıştır. Bu kitapta b ile Obama’nın ana teması “ümit, inanç ve fırsatları, imkanları doğru değerlendirme” olmuştur.
2004 yılında Boston’da yapılan Demoktrat Parti kongresinde Obama’nın yaptığı konuşmayı izlerken herkesin hissettiği hayret bu gün bile hatıralarda. Barak H. Obama’nın siyaset sahnesine birden bire bir yıldız gibi parladığı gün, o günkü Demokrat parti kongre günü olmuş ve bu olaydan birkaç ay sonra da İllionis eyaletinden senatör olarak Washington’a gitmeye hak kazanmıştır.
Pekçok iddialı Demokrat başkan adayı arasından en arka sıralarda yarışa girmiş ama hızla diğerlerine fark atarak son iki adaydan biri olmuş ve sonunda Hillary Clinton gibi son derece iddialı, tecrübeli ve bilinen bir adayı da ekarte ederek tek aday olarak Demoktratların desteğini kazanmıştır. Bu bile başlı başına büyük bir zafer olmaya değen bir mücadeledir.
O kongre gününden beri hep sorulan sual şuydu: Obama’da farklı olan neydi ve neden Boston ona bu kadar hayran olmuştu? Boston Amerika’nın en eski ve en sofistike yerşleşim merkezlerinden birisidir. Harvard, M.I.T ve daha pekçok tanınmış üniversite ve fikir merkezi buradadır. Birçok yönü ile Washington’a fikir babalığı yapacak kadar önemli bir merkezdir. O halde, bu şehirde ve bu kongre’de Obama’yı bu kadar dikkate değer yapan ne idi? Onun siyah olması mı? genç olması mı? Demoktrat olması mı? Çok iyi eğiitilmiş ve etkileyici bir hatip olması mı? hayır! Ama bunların tümünün hepsi.
Barak Hüseyin Obama kişiliği ile, eğitim ve hitabeti ile, kendine olan müthiş özgüveni ve bunu yansıtması ilebüyük dikkat çekmiştir. Obama’nın kendine özgü yeni ve olgun fikirlerinin ve projelerinin varlığı ile Amerikalılar için ileriye dönük ümit ve olumlu gelişmeler vaad eden ve bunların nasıl yapılacağına dair fikir ve projeleri olan bir kişiliğe sahip olduğu çin bu kadar ilgi çekmiş ve sonunda ABD’nin başkanlık koltuğuna oturmaya hak kazanmıştır.
Amerika Obama’da ne gördü:
Amerikalılar Obama’da ümit ve yapıcı bir güç gördü. Yeni fikirler ve yeni projeler gördüler. Şu anda Amerikalıları en çok ilgilendiren konuların başında yaşamakta oldukları ekonomik kriz’in nasıl aşılacağı ve kendilkerine çok zararı olduğuna inandıkları Afganistan ve özellikle de Irak savaşından nasıl kurtulacakları hususları gelmektedir. Bu ikisinden sonra da Terör, Sağlık ve Sosyal Güvenlik sorunları ile Eğitim imkanları gibi konular toplumu meşgul etmektedir.
Barak Obama bu konularda kendine has yeni fikir ve projeler geliştirdiği gibi, etrafına mükemmel ekipler de toplamış bulunmaktadır. Dolayısı ile onun fikir ve projelerine ve ekiplerine bakan Amerikan halkı, bu konularda vermiş olduğu sözlerin birer hayalden ibaret olmayıp, uygulanmaya konabileceği kanaatına da varmış olmalı ki büyük bir çoşku ile onun başkanlığını desteklemişlerdir.
Yine, Amerika’da ilk defa ırkçı anlayış ve alışılmış önyargıların zorluklarını aşarak bir siyahi ( aslında teknik olarak bir melez) başkan olma şansını yakalamış ve Amerikada gerçekleşen bu büyük sosyolojik ve psikolojik değişim inanılmaz bir heyecan yaratarak çok büyük sayıda seçmeni seöim sandığına göndermiştir.
Gece yarısından ititbaren sıraya girerek oy atmak için beklemeye başlayanları, sabah 4’te kalkarak oy kullanmaya gidenleri hesaba katarsanız bu seçimin ne kadar tarihi ve Amerika için önemli bir seçim olduğu da ortaya çıkmış olur.
Obama’nın kendisi kadar, eğitimli (avukat ), bakımlı, zarif eşi de son derece dikkat ve ilgi toplamış, yaptığı konuşmalar beğenilmiştir. Martin Luther King gibi büyük siyahi liderlerden beri yıllardır, “I have a dream!” (Benim, bir rüyam ve hayalim var) diyerek gayret eden ve son 48 yıldır “We shall overcome” ( Elbet galip geleceği) diyerek ümit meşalesini söndürmeyenlerin vicdan ve hayallerini yakalayan Obama, “The day is today for the American Dream to come true” yani( Gün, bugündür. Büyük Amerikan hayalinin gelişmesi ve gerçekleşmesi sizin elinizdedir) diyerek, nüfusun %52 arkasına alıp, çok büyük bir zafer kazanmıştır. Sadece kendisi başkan olmamış, Demoktrat parti hem Senato ve hem de Kongrede çoğunluğu ele geçirmiştir.
Zaferin kesinleşmesinden sonra Chıcago şehrinde Obana’nın konuşma yapaçağı 70000 kişilik park’ın kapısında içeri girmek için sıraya girenler tam 12 saat öncesinden bilet alarak yer tutmuşlardır.Son haberlere göre tam 280000 kişi park ve civar cadde ve sokakları doldurmuştur. (bir bakıma bu durum, halkın Bush yönetiminden ne kadar bıkmış olduğunun da iyi bir göstergesidir.)
Obama’nın baba’sının köyünde tüm gece dualar edilirken, sonuç belli olunca “Başarın daim olsun” (IWAJU Nİ OPA EBİTİ) çığlıkları yükselmiştir (Yoruba dilinde)
Kısaca, bu gün Amerika halkının büyük bir çoğunluğu sevinç ve umut içindedir. Yeni başkanın Amerika’nın ve dünya’nın ümitlerinin boş çıkmayacağını umarım.
Yarın: Türkiye ve Orta Doğu açısından yeni Amerikan idaresi ve başkan Obama