From: Yuksel Oktay [yukseloktay@yahoo.com]
Gazi Mustafa Kemal Ataturk’un hayati hakkinda bugune kadar yapilmis ilk film olan, ‘’Mustafa’’ belgeselini, ilk vizyona girdigi ve 29 Ekim Cumhuriyet bayraminin kutlandigi gun izledim. Salon, sinamanin hemen yanindaki bir okulda Cumhuriyet Bayrami toreninden donen ilk okul talebeleri ile doluydu. Filmi ikinci defa, calisdigim firmadan 17 kisi ile beraber 1 Kasim’da izledik. Yetismis arkadaslarin bazilarinin cocuklarida vardi.. Tesadufen, 31 Ekim’de, diger bir ‘’Mustafa’’ belgeselinide izlemek firsatim oldu. Bu filmde, tipki Osmanliyi parcalamak isteyen emperyalist guclere karsi mucadele eden Mustafa Kemal gibi, dogayi katladenlere karsi mucadele baslatan ve on sene sonunda Rize’nin Firtina vadisinde insaati baslayan bir baraji durdurmaya muvaffak olan coban ve koy imami Mustafa’nin hikayesi, ‘’Vatandas Mustafa’’. Once ‘’Mustafa’’ belgeseli ve filmi gormeden ve gordukden sonra yazmis oldugum yorumlar; ilki Can Dundar’in kendisine.
Sayin Can Dundar Bey’e Acik Mektup
Bir kac web sitesinden, 29 Ekimde vizyona girecek olan Mustafa filminizin haberini veren mesajlara, samimi olarak bir soru yonelttim.Hangi Mustafa.? Hemen hepsi, Mustafa Kemal Ataturk diye cevap verdiler. Bir cok kitap ve yazilarinizi okumus birisi olarak, hangi ‘’Mustafa’dan’’ bahsettiginizi tahmin etmisdim. Ama nicin ‘’Mustafa Kemal Ataturk’’ veya ‘’Mustafa Kemal’’ degilde, yalniz ‘’Mustafa’’ sorusunu sormakdanda kendimi alamadim
Sizinle on sene once, Yedi Kulede Yilmaz Guney uzerine bir programda tanismis ve sohbet etmisdik.. Sari Zeybek ve Koy Enstutuleri dahil bir cok belgesellerinizi ve NTVde sundugunuz Neden programini izlemis ve hatta, gazetede cikan bir yaziniz uzerine, size yorum gondermisdim. Ataturk milliyetcisi oldugunzudan suphem yok. Bir cok kimsenin, yirminci yuzyilin en buyuk lideri olarak kabul ettigi dahi Ataturk hakkinda yapmis oldugunuz bir filme, yalnizca Mustafa ismini vermis olmanizi anlamis degilim. Haddim olmayarak, film vizyona girmeden, filmin ismini ‘’Mustafa Kemal’’ veya ‘’Mustafa Kemal Ataturk’’ olarak degistirmenizi tavsiye ederim.
Mustafa Kemal Ataturk vefat ettigi zaman ben bir yasinda idim. Ilk okul, orta okul ve lise yillarim (Talas ve Tarsus Amerikan okullari), hep Ataturku okumak, anma torenlerine katilmak ve anlamaya calismakla gecdi. 1953 senesinde, Etnografta muzesinden Anit Kabire nakledilien nasi‘nin arkasinda yuruyen binlerce talihli insanlardan biriside bendim. Belki bundan olacak, Turkiyede zaman zaman temsil etmis oldugum Amerikan ve Ingiliz sirketlerin CEO ve Baskanlarini, Turkiyeye geldikleri zaman Anit Kabire goturdum. Hepsi, hem Anit Kabire, hem Kurtulus Muzesine ve, boyle muhtesem bir saheserin meyadana gelmesine sebep olan ve Turkiye Cumhuriyetini yokdan var eden Ataturke hayran kalmislardi.
Seneler once Seoul, Korede bindigim bir taksi’nin soforu Turk oldugumu ogrenince, ilk soyledigi sey, Mustafa Kemal Ataturk olmusdu. Arjantinde bir plajda, yine Turk oldugumu ogrenen bir Arjantinli, yedi yasindayken Ataturk’u Ankarada gormus oldugunu heyecanla anlatmisdi.. Hepsi o buyuk insani, Mustafa Kemal Ataturk olarak taniyorlardi, Mustafa olarak degil. Elli bir senedenberi yasadigim Amerika ve bir kac yabanci ulkelerde, Ataturkle ilgili cok anilarimi anlatabilirim, gecen sene 10 Kasimda gittigim Selanikdeki anma toreni dahil. Konusdugum herkes, ‘’Ataturk gibi bir insan ne gelmisdir, nede bir daha gelir’’ demislerdi. Hatta bir Amerikali, Ataturk’un, kendi cumhurbaskanlari George Washington, Thomas Jefferson ve Abraham Lincoln’in yaptiklarini, tek basina basardigini soylemisdi. Ama hepsi, o en buyuk Turk’u, Mustafa Kemal Ataturk olarak taniyorlardi. Teklifimi kabul edeceginize inaniyorum ve boyle bir filmi yaratmis oldugunuz icin sizi candan kutluyorum.
Son bir not ve davet: Mustafa Kemal Ataturk filmini, 1 Kasim Cumartesi gunu, yonetici oldugum bir sirketin tum calisanlari ile beraber izlemeye karar verdik. Sonra, yakin bir Turku Bara gidip, zeybek oynayacagiz ve hep beraber Ataturkun cok sevdigi sarki ve turkuleri soyleyecegiz. Aramiza katilirsaniz cok seviniriz.
23 Ekim 2008, Istanbul
Filmi ikinci defa izledikden sonra yazdigim yorumlar ve filmin eksiklileri:
Filmi 1 Kasim Cumartesi gunu ogleden sonra, Beylikduzundeki bir sinamada izledik. Filmde guzel sahneler var, muzik etkileyeci, manzara cekimleri insani duygulandiracak nitelikde. Ataturk’un daha once yazilmayan ozel hayatindan kisimlar var. En az elli senedenberi Ataturk hakkinda yuzlerce kitap ve makale okumus ve muhtesem kisiligi ve liderligi hakkinda bir cok yazi yazmis birisi olarak, filmden daha guzel seyler bekliyordum, hayal kirikligina ugradim. Bilmedigim bazi yonleri anlatildi, bazi sahneler cok guzeldi, bilhassa Ataturk’u halay cekerken, zeybek oynarken, dans ederken gosteren kisimlar. Fakat Can Dundar’in anlatimindaki bazi sozleri, Ataturk’e yakisir bulmadim. Kendisine suikast hazirlayanlardan bazilarinin idam edilmelerini ‘’gozu kirpmadan onayladi’’ seklindeki tasvir cok yanlis. En buyuk humanist olarak bilinen Ataturk’un arkadaslarinin idam edilmesini ici parcalanarak kabul etmisdir muhakkak. Bunun aksini herhalde kimse ispat edemez, on bes sene arastirma yaptigini iddia eden can Dundar bile.
Ataturk’un raki icdigini her kes biliyor, hemen her yazar kitaplarinda bundan bahseder, ama hergun br sise raki istigini ilk defa duydum. Fakat bunun uzerinde durarak tekrar tekrar anlatilmasinin sebebini anlamis degilim. Sinamadan cikarken, ‘’Bu filmden en cok neyi hatirlayacaksin?’’ diye sordugum bir ilk okul talabesi bana, ‘’Cok raki ictigi’’ oldu. İste yeni yetisen cocuklara Ataturk hakkinda cok onemli bir bilgi, Can Dundar’a gore… Filmi ikinci defa izledikden sonra gittigimiz lokantada, katilanlardan birisinin dokuz yasindaki oglunun 29 Ekim^de filmi gordukden sonra Ataturk icin ‘’cok capkinmis’’ yorumunu yapmis. Onun icin cocuklara yanlis mesaj verecek bolumlerin cikarilip revise edilmesi veya cocuklarin gormesine musade edilmemesi herhalde iyi olur.
Film’deki eksiklikler’den bazilari
Bugunlerde Turkiyedeki ve Amerikadaki Turklerin bazilarini bir telas almis gorunuyor, Eger Barack Obama 4 Kasim Sali gunku Amerikan secimlerinde Cumhurbaskani secilirse (secilecegi yuzde yuz gibi), Ermeni soykirimi tasarisini onaylayacagi, nasil olsa Meclis baskani Pelosi’de demokrat partiden. Ama, belgeselde bahsedilmeeyen bu mesele hakkinda Ataturk ne demis, bunuda eklemis olsa iyi olurdu.
Eksik olanlarin belki en onemlisi, Mustafa Kemal’in nekadar cok kitap okumus oldugu. Mustafa Kemal’im karanlikdan korkdugu ve buna bir care bulunmasini istemesi gibi inanilmasi guc bir senaryo yerine keske, geceleri pek uyumayan ve her yerde devamli okuyan bir kumandanin karanligi yenmek icin ne yapmasi gerektigini bildiginn vurgulanmasi olabilirdi..
Filmde baska eksikliklerde vardi. Cumhuriyetin ilani kisa gecirilmis (Cumhuriyet bayraminda acilisi yapilacagi bilinerek) ve o gun Turkiye’de yapilan senlikler gosterilmemis. Ataturk’un bir cinar agacinin dalinin kesilmemesi icin Yalova’daki Koskunu kaydirdigini pek bilen yok. Bugun goz kirpmadan agac kesenlere guzel bir ders olurdu.
Gazi Mustafa Kemal Ataturk’un, omru boyu ‘’yalniz bir adam’’ olarak anlatilan belgeselde, Kasim 1938’deki cenaze merasimine gelen yuz binleri gosteren bir sahnede yok. Keske cenazeye gelen Kırallari, Basbakanlari, Turkiye Cumhuriyetinin ertesi gun 15 dakikada secilen yeni Cumhurbaskanini ve tum meclis uyelerini, Turk halkini ve Amerika’yi temsil eden alt duzey bir temsilciyi gostermis olsaydi. Birde Etnoghrafya muzesinden nasinin 10 Kasim 1953’de Anit Kabir’e naklini. Ataturk’u anlatan bir filmde, o muhtesem aniti nasil gostermezler, anlamis degilim. gecenlerde vefat eden buyuk sairimizi Fazil Husnu Daglarca’nin‘’Anitkabir’’siiri o muhtesem aniti ve orada yatan Ataturk’u bakin ne guzel anlatiyor:
Gorunmek
Kisi sevince sonsuzlugu Bayrak kesilir dagda Doger al al gokleri Her yerinden gorunur Ankara’nin
Kisi sevince kurtulusu Cikar yuzyillarin karanligindan Oyle ısıldarki bir vatan turkusuyle Her yerinden gorunur Turkiye’nin.
Kisi severse Hurriyet’i Var olur yesilden atese kadar soylarda Gercek olur sevgisi Her yerinden gorunur Yeryuzunun
1953
Yukardaki 12 satirlik siir, iki saatlik belgeselden daha guzel anlatmiyordu, yeryuzunun her yerinde bilinen Mustafa Kemal Ataturk’u?
Film arasinda, sinama yoneticisi Selim beyden filmin afisini istedim. Iceri girerken sinamanin onundeki afisleri degistirdigini gormusdum. Bana ‘’Turkcell’’ sponsor olarak gosteren afisi verdi. Bugun bir cok gazetedeki yazilara gore, Turkcell once kabul etmis ve 350,000 Euro katkida bulunmus, fakat filmi gordukden sonra vazgecmis. Sabanci yerini almis 200,000 Euro vererek. Bu vesileyle Turkcell’i bu kararlarindan dolayi tebrik ederim. Turkcell’in tepkileri muhakkak Ataturk’e degil, filmin kendisine olmusdur..
29 Ekim Carsamba Istanbul
Mustafa Belgeseli ‘’neden’’ tek bir yazar ve tek yonetmen tarafindan yapildi?
Can Dundar’a ve NTV’ye bir soru sormak istiyorum. Bu belgesel’in tek bir kisi tarafindan yapilmasinin ve yonetilmesinin sebedi nedir?. Buna cevap olarak ilk akla gelen, ‘’Aataturk’u Turk milletinin onunde kucuk dusurmek ve 20nci yuzyilin hain diktatorleri gibi (Stalin, Mussolini, Hitler gibi) Ataturk’u tarihden silmekdir sekli,nde olabilir. Sayin Can Dundar’dan, bunun boyle olmadigini soyleyen cevabini bekler ve eger okumadi ise, asagidaki Ataturk’un Yonetciye Ogutler’ini okumasini tavsiye ederim.
Ataturk’den Yoneticilere Ogutler
* Basarilarinizi buyutmeyin, basarisizliklarinizdan ders alin * calisanlari gelistirin ve destekleyin, zekşce risk almalarini tesvik edin. * Calisanlara dusuncelerini ve tavsiyelerini sorun * Herseyi kendinize maletmeyin, Calisanlarin katkilarini unutmayin * Calisdiginiz alandaki kisilerin bilgilerinden faydalanin. * hatanizda israr etmeyin. Cunku is yapan hatasiz bir yonetici olamaz. * Bilgi toplamak icin teknolojiden yararlanin, masrafdan kacinmayin. * Espri anlayisinizla karsinizdakilere mesajlarinizi kirirci olmadan verin. * Hedeflerinize adim adim yaklasin. Hedefi gozden kacirdiginiz anda, engelleri gormeye basşarsiniz. * Insan sevgisi olmayan bir yonetici basarili olmaz.
Yukardaki ogutleri tavsiye eden bir insan diktator lolarak hareket edermi?
Ataturk’un hayati ahkkinda galiba ilk belgesel 1959 senesinde, Amerikan CBS kanali icin bir Ermeni Amerikali tarafindan yapilmis ve Walter Cronkite tarafindan seslendirilmisdi.Bu film muhakkak dunyanin bir cok ulkesinde, yuz binlerce belki milyonlarca kisi tarafindan izlenecek, belki yabanci ulkelerdede gosterilecek, cunku Ataturk’u anlatan ilk iki saatlik bir film.. Bence, Can Dundar’a gonderdigim yukardaki mektubumda yazmis oldugum gibi, filmin ismi ya ‘’Kemal’’, (filmin bazi kisimlarinda zaten ismini Kemal olarak yaziyor) yada ‘’Gazi Mustafa Kemal’’ olarak revise edilsin, tipki afislerde sponsor isminin Turkcell’den Sabanci olarak degistirildigi gibi. Sabanci tarafindan sponsorlugu kabul etmelerine dair sunulan bildiriyide pek anlamak mumkun degil.Ekteki fotograf, Turkcell yazili afis, tarihi bir kanit..
Can Dundar’a son bir onerim.
Sayin Can Dundar’in kendisine gondermis oldugum iki mektubuma cevap verecegine ve yukarda bahsetmis oldugum hususlari dikkate alarak, ve hemen her gazetede yayinlanmis olan elestirileride goz onunde tutarak, filmin dis ulkelere dagitimi yapilmadan, revise edecegine inaniyorum.. Bundan cesaret alarak, baska bir Mustafa hakkindada belgesel yapmasini oneriyorum. Buda Mustafa Celebi, ‘’Katip Celebi’’ adi ile anilan 17nci asir Turk yazari. 1 Kasim’da baslayan 27nci Istanbul Kitap Fuarinda, Mustafa Celebinin 250 YTL’ye satilan muhtesem ‘’Cihannuma ‘’ kitabini gordum. Cihannuma, Osmanli’da Piri Reis’den sonra yazilan en onemli tarih ve cografya kitabi, 1648’de baslanmis yazilmasina. Bu kitabin hikayesini anlatan bir belgesel, kitap okumaya gereken onemi vermeyen ve kutuphanesi cok az olan Turk toplumuna buyuk bir hizmet etmis olur. Birde, Mustafa filminden kazanacagi milyonlarla ve Turkcell dahil bir cok firmanin katkisiyla, Ataturk Kutuphanesinin temelini atmasi. Belki bu girisim, Amerika’nin Washington eyaletindeki Seattle Halk kutuphanesini ornek alabilir ve Izmir’de baslatilan ‘’Ataturk Cocuklari Kutuphanelerine” de destek olur.
Yuksel Oktay, PE 2 Kasim Pazar, Istanbul (Washington, NJ)
Bu vesileyle, Ataturk ve Ataturk zamani hakkindaki yazilardan bir derlemeyide takdim ediyorum. Gonderen arkadasa tesekkur ederim
1929 – 1939 yillari arasindaki on yilda dunya sanayi uretimi %19 artarken, Turkiye’de sanayi uretimi artisinin %96’yi buldugunu, Sovyetler Birligi ve Japonya disinda hicbir ulkede, bu alanda Turkiye’den daha hizli bir buyume saglayamadigini. .. (Porf. Dr. Suna Kili , Ataturk Devrimi – Bir Cagdaslasma Modeli, S. 263 – 264.) · Hitler donemi Almanya ve Avusturya’sini terkeden 142 bilim adaminin Bati’nin gelismis ve varlikli ulkeleri dururken, Turkiye’ye gelmeyi tercih ettiklerini. .. · Ataturk, Turkiye Cumhuriyeti’ nin kurulmasindan sonra – resmi ya da ozel – hicbir dis geziye cikmadigi halde, dunyanin bircok onde gelen devlet adaminin, yoksul ve geri kalmis bir ulkenin devlet baskanini ziyaret etmek icin adeta siraya girdiklerini. .. · 1920’lerde “eski dunya”da Avrupali olmayan ve bagimsiz kalabilmis sadece dort ulke bulundugunu. Ama Turkiye disinda kalan Cin, Habesistan (Etiyopya) ve Iran‘in zamanla istilaya ugradigini. Mussolini’nin bir demeci, bu ortamda Turkiye’de tedirginlik yaratmisti. Bunun uzerine Mussolini’nin, Turk Buyukelcisi’ ne hemen su mesaji vermek geregini duydugunu: Turkiye bu kapsamin disindadir. Cunku bir Avrupa ulkesidir.” dedigini…. ( 60 yil oncesinin fasist Italyan diktatorunun bile bu duzeltmeyi yapmak geregini duydugu kosullarda, acaba nicin bugunkunden daha Avrupali sayiliyordu? ..Cok ilginc degil mi?) · Ataturk’un dogumunun 100. yilinda, UNESCO’nun 156 ulkenin ortak imzasiyla aldigi kararda O’nun icin: “Uluslararasi anlayis ve baris yolunda caba harcamis ustun bir kisi, olaganustu bir devrimci, somurgecilik ve emperyalizme karsi savasan ilk onder, insan haklarina saygili, dunya barisinin oncusu, insanlar arasinda hicbir renk, din, irk ayirimi gozetmeyen essiz devlet adami” dedigini… · Cumhurbaskani Maresal Gazi Mustafa Kemal’in, milletvekili adayi olarak secime katilabilmek icin, “maresal” sifatiyla ordudan emekliligini istedigini, fakat emekli olabilmesi icin “Turkiye Cumhurbaskani” sifatiyla, kendi emeklilik kararnamesini imzaladigini. .. · Subat 1920’de, muttefikler arasi Londra toplantisinda, Lord Curzon’un; “Ermenistan mandasi altinda bir Lazistan kurulmasini. ..” onerdigini.. .. · Ocak 1993’te katledilen Ugur Mumcu’nun, Muammer Aksoy cinayeti ile ilgili olarak “Ey devletin etkili ve yetkilileri, bu konuyu bir degil, bin kez dusunun. Is isten gectikten sonra pismanligin hickimseye yarari olmaz. Basta sizlere!” dedigini… · Dunya Bankasi Baskani Eugene R. Blok’un ( Ayni gorevini surdurup surdurmedigini bilmiyorum) “Bizim dis ulkeler yardim programimiz, Amerikan ozel tesebbuslerinin yararinadir. ..” dedigini… · Doneminin ABD Disisleri Bakani Yardimcisi Richard BURT’un, M. Ali Birand ile yaptigi bir soyleside “Bir tek Amerikan askerini Turkiye’de tutmak bize yilda 90 bin dolara mal oluyor. Oysa bir Turk askerinin Turk Hukumeti’ne maliyeti yilda 6 bin dolar…” dedigini… · Sisav’in 1982’de duzenledigi “1980’lerde NATO” konulu bir toplantida konusan, ABD’li unlu stratejist Prof. Wohlstetter’ in “Turkiye’yi Turklere bayildigimiz icin degil, son tahlilde Bati’nin petrolunu korudugu icin guclendirmeliyiz. ..” dedigini… · Kimyasal veya biyolojik silahlarla yapilacak bir savasta, gazmaskesi olmadigi icin Turkiye’de hickimsenin sag kalamayacagini. .. · Orhan Pamuk’un “Yeni Hayat” adli romaninda “Sonra kasaba alaninda bir dolanir, Ataturk heykeline sican guvercinleri ayiplar.” Ayrica, “…Duvardaki cerceveli fotografindan, Ataturk kendini ickiye vermis meyhane kalabaligina, cumhuriyeti emanet etmis olmanin guveniyle gulumsuyordu. ” Ayrica “…Ataturk’ un leblebi zevkinin ulkemiz icin ne buyuk felaket oldugunu…” dedigini… · Osmanli Imparatorlugu’ nun altiyuz yillik tarihinde 215 sadrazamdan; 111’inin Turk, 33’unun Arnavut, 24’unun Cerkez, 20’sinin Slav, 5’inin Rum, 3’unun Arap, 2’sinin Latin, 2’sinin Ermeni, 15’inin ise devsirme olmakla birlikte soyunun bilinmedigini. .. · Kopernik gunes sistemini 1543’te ispatladigi halde, Osmanli Imparatorlugu’ nun 1800’lerde bile “Dunya merkezli gunes sistemi”ni okuttugunu.. · Bilimsel arastirmalari yobazlarin tepkisini cekip olumle tehdit edilen Ibni Sina’nin: “Genislemesine kisa bir hayati, uzunlamasina dar bir hayata tercih ederim” dedigini… · 3500 yillik yazili tarihin, sadece 270 yilinda baris oldugunu… · Canakkale Savaslari’nda metrekareye 6000’den fazla merminin isabet ettigini… · Turkiye Cumhuriyeti’ nin ilk kâgit paralarinin 50 TL ve 100 TL oldugunu… · Ilk Buyuk Millet Meclisi acildiginda, Meclis’te yer alan meslek gruplarinin dagiliminin; Tuccar (40), Ciftci (32), Gazeteci (11), Memur (44), Muftu (14), Muderris (13), Seyh (10), Asiret Reisi (5) ve Isci (1) Milletvekili oldugunu… (Ugur Mumcu, Cumhuriyet, 15 Kasim 1970) · 2. Dunya Savasi’nin baslarinda, Vatan Gazetesi’nde Hitler’i alaya alan bir karikatur yayinlandigi icin, Vatan Gazatesi’nin 60 gun sure ile kapatildigini. .. · Ataturk’un, son gunlerinde, Ali Fuat Pasa’yi birkac defa arattigini ve bazi seyler soyleyecegini haber almasina ragmen, Ataturk’un yanina her gidisinde kendisinin Ataturk’u gormesine imkan verilmemistir. Bu durumdan siyasi hatiralarinda bahsederken “Buna muhalefet edenlere lanet” sozleri ile bittigini… (Sevket Sureyya Aydemir, Tek Adam III, S. 564.) · Avrupa’da ilk defa bir caddeye “Ataturk” adi verildigini. .. ve bu caddenin de Belcika’nin Vise kentine bagli – Turklerin yogun sekilde bulundugu – Cheratte(?) kasabasinin en buyuk caddelerinden birinin adini “Ataturk Caddesi (Avenue Ataturk)” olarak degistirdigini. .. 19.05.2002 tarihli Posta Gazetesi) · Rockefeller’ in Eisenhower’a yazdigi bir mektupta, “Turkiye’nin gelismesi, onun bagimsizlik egilimini artirir.” dedigini.. (Oltadaki Balik Turkiye, M. Emin Deger, S. 100, 3.Basim) · Hammadde kaynaklarini denetleme, yeni pazarlar, az gelismis ulkelerin ozel girisimleriyle (komprador burjuvazi) isbirligi yapilarak saglanir. “Buyuk emperyalist tekeller, geri kalmis ulkeleri hafif sanayiye yoneltmek yoluyla da (Thornburg, 1948 tarihli raporunda Karabuk Demir Celik Fabrikalari’ nin, Kirikkale Silah Fabrikalari’ nin tasfiyesini oneriyor ve Turkiye’nin tarim ve hafif sanayi ile kalkinacagini belirtiyordu / notumuz) yeni somuruye girismisler ve yerli kompradorlarla somuru ortakliklarini kurmuslardir. .. (Oltadaki Balik Turkiye, M. Emin Deger, S. 39, 3.Basim – Orhan Hancerlioglu, Felsefe Sozlugu, Cilt:7, S.298) · Prof. Dr. Eliot Cohen (ABD Donanma Akademisi Stratejisi Ogretmeni – 1986)’in ; “Ozellikle Dogu Turkiye’nin onemi artti. Cunku ittifak icinde insan fazlasi olan tek ulke Turkiye. Cepheye birbiri ardindan dizi dizi insan surulebilir, Avrupalilar bunu yapmakta Kore Savasi’ndan bu yana isteksiz. Dogu Turkiye’de yapilmasina baslanan yeni usler de, bu baglamda cok onem tasiyacak. Bu usler her ne kadar kagit uzerinde Basra Korfezi ile irtibatlandirilmiyo rsa da mustakbel bir kriz aninda buyuk hizmetleri gececek.” dedigini… (Oltadaki Balik Turkiye, M. Emin Deger, S. 60, 3.Basim) · NATO Eski Genel Sekreteri Peter Carrington’in, “Turkiye’nin bati komsulariyla oldugu gibi, diger Ortadogu ulkeleriyle de ozel iliskileri ve baglari vardir. Dusman Turkiye ya da tarafsiz bir Turkiye, savunma durumumuzu da gercekten buyuk zorluklara iter, stratejimizin inandiriciligini zayiflatirdi. ” dedigini… (Oltadaki Balik Turkiye, M. Emin Deger, S. 94, 3.Basim) · Richard Padol adli bir AID uzmani, Turkiye’de , burokrasimizle ilgili olarak rapor hazirlamis ve bu raporu ABD’ye sunmustur. Su cumleler rapordan alinmistir: “Yirmi yildan fazla bir zamandir Turkiye’de faaliyette bulunan Amerikan yardim programi bir zamandan beri meyvelerini vermeye baslamistir. Onemli mevkilerde Amerikan egitimi gormus bir Turk’un bulunmadigi bir Bakanlik ya da bir Iktisadi Kamu Kurulusu hemem hemen kalmamistir. Bu kimseler halen bulunduklari orgutte “ilerici guc” niteligini tasimaktadir. Genel mudur ve mustesarlik mevkilerinden daha buyuk gorevlere kisa zamanda gecmeleri beklenir. AID butun gayretleri bu gruba yoneltilmelidir. Genis olcude Turk idarecilerini indoktrine etmek gerekir. Burada ozellikle orta kademe yoneticiler uzerinde durmak yerindedir. Amac, bunlara yeni davranislar kazandirmaktir. Bu grubun yakin gelecekte yuksek sorumluluklar mevkilerine gececekleri dusunulurse, butun gayretlerin bu kimseler uzerinde toplanmasi mantik acisindan dogrudur.” (Raporun genis bir ozeti, 17-19 Agustos 1975 tarihlerinde Cumhuriyet Gazetesi’nde Yalcin Dogan tarafindan verilmistir. ) (Oltadaki Balik Turkiye, M. Emin Deger, S. 111, 3.Basim) · (Amerikan Yardimi hakkinda)… bizimle yapilan 12 Temmuz 1947 Antlasmas’nin 3. Maddesi 2. fikrasi hukmune gore: “Turkiye hukumeti, bu yardimin amaci, kaynagi, mahiyeti, genisligi, miktari ve isleyisi hakkinda Turkiye’de tam ve devamli yayin yapacaktir.” denildigini. .. (Oltadaki Balik Turkiye, M. Emin Deger, S. 139, 3.Basim) · (ABD’nin Turkiye ve Yunanistan’a Yardim Hakkinda Kongre Kanunu, Ekler Bolumu, 1.) ABD’nin Turkiye’ye neden ve nasil yardim ettigini belgeleyen yasa su sozlerle baslar: “Madem ki Turk ve Yunan Hukumetleri, BirlesIk Devletler Hukumeti’nden, milli butunluklerini ve hur milletler olarak mevcudiyetlerini idame ettirebilmek icin, gerekli malî ve diger yardimlari acil olarak talep etmislerdir. ” denildigini. ..
— On Mon, 9/29/08, Atilla Bektore <bektorea@bellsouth.net> wrote: |