Türk Tarih Kurumu’nun eski Başkanı Yusuf Halaçoğlu, tarihin, bir bilim olarak ele alındığı takdirde bazı kriterlerin ve
ölçülerin bulunduğunu belirterek, “Ağlamayla sızlamayla tarih yazılmaz” dedi.
Halaçoğlu, çeşitli etkinliklere katılmak için geldiği Almanya’da, Düsseldorf kentinde bulunan Heinrich Heine Üniversitesi’nde “Tarihten günümüze Ermeni ilişkileri” konulu konferans verdi.
Almanya Türk Öğrenci Dernekleri Girişimi ve Düsseldorf Türk
Akademisyenler Birliği tarafından düzenlenen konferansta konuşan Halaçoğlu,
tarihin belirli kriterler çerçevesinde bilimsel olarak ele alınması gerektiğini
belirterek, şunları söyledi:
“Tarihte de aynı matematikte olduğu gibi denklem kurduktan sonra sonuca
gitmek için çalışırsınız. Çıkan sonucun yargılamasını hukukçular yapabilir,
siyasetçiler değil. Bilim adamının çok dikkatli ve objektif olması gerekir.
Tarihçi bir olayın öncesini ve sonrasını da iyice araştırmalıdır. Ağlamayla
sızlamayla tarih yazılmaz” dedi.
“Ermenilerin tarihte büyük trajediler yaşadıklarını, ancak hiçbir zaman
Türklerin soykırımına maruz kalmadıklarını” ifade eden Halaçoğlu, göç yıllarında
çok sayıda Ermeninin salgın hastalığa ve açlığa maruz kalarak öldüğünü anlattı.
Halaçoğlu, tehcirin tüm Ermenilere değil, sadece isyanlara katılan
Ermenilere uygulandığını belirterek, “Ermenilerin öldürüldüklerini iddia
edenlerin, toplu mezarları göstermeleri gerekir. Zaten öyle bir mezar da yok. O
zamanki büyük devletler Ermenileri kullandılar. O devletler aslında bugün
Ermenilerden özür dilemeliler” diye konuştu.
Dünyada bazı ülkelerin 1915 olaylarına ilişkin Ermeni iddialarını
parlamentolarında kabul ettiklerine de işaret eden Halaçoğlu, “Bunu yapan
ülkeler Irak’ta ölen bir milyondan fazla insan için neden kıllarını
kıpırdatmıyorlar. Tarihteki olayları günümüze taşımayalım, ancak ders alalım.
Ermeni meslektaşlarıma ve diğer Avrupa’daki meslektaşlarıma diyalog çağrısı
yaptım. Ancak onlar kendi tarihleriyle yüzleşmekten korkuyorlar. Biz tarihimizle
yüzleştik” dedi.
Halaçoğlu, 1915 yılındaki olaylar gündeme gelene kadar kimsenin bu
konuları konuşmadığını, hatta kendisinin İstanbul Üniversitesi’ndeki öğrencilik
yıllarında bile derslerde bunun anlatılmadığını kaydederek, “Bu iddialar ortaya
çıkana kadar kimse bir şey konuşmadı. Bunları daha önceden öğrenmeli ve
konuşmalıydık. Biz hep diyalog kurulsun dedik. Bugün birileri istedi diye
karşılıklı gidip gelmeler oluyor. Birileri istediği için değil, kendimiz için
bunu yapmalıyız” diye konuştu.
Halaçoğlu ayrıca, Türkiye’de bir kültür yozlaşması olduğunu ve bunu
önlemek için Milli Eğitim Bakanlığının bazı kısa metrajlı CD’ler hazırlayarak
herkese dağıtması gerektiğini savundu.
Düsseldorf Başkonsolosu Hakan Kıvanç da, “Bu vesileyle şehit edilen 34
arkadaşımı burada rahmetle bir kez daha anıyorum. Türkiye, BM Güvenlik Konseyi
geçici üyesi olmasıyla birlikte bu konularda uluslararası alanda kabul gören bir
belge çıkartmak için çaba harcayacaktır” dedi.
Konferanstan sonra öğrenciler Halaçoğlu’na çiçek sundular.
Bir yanıt yazın