Site icon Turkish Forum

ERMENİ PLANLARI ÜZERİNE

Mustafa Nevruz SINACI - turkiye ermenistan 350


Mustafa Nevruz SINACI

Ermenilerin ülkemiz üzerine kurulu gizli planları ve meselenin ayrıntılarına vakıf olabilmek için, öncelikle bu menfur düşmanlığın ana amaç ve hedefini teşkil eden  4T planını, Ermeni tarihini, Yer Değiştirme (zorunlu göç-tehcir) Kanunu ve uygulamasını bilmek; Bütün bunlarla birlikte etkin faktörleri de nazarı itibara alarak “Soykırım nedir”? sorusunu didaktik bir inceleme ve araştırmaya tabii tutmak ve nihayet Ermeni, terörü’nde bu günkü durumu büyüteç altına koymak gerekir. Buna göre:

4 T-PLANI

İşin ucunu insanların canına kastetmeye kadar götüren Ermeni terörünün amacı, sözde Ermeni soykırımı iddialarını ve Ermenilerin taleplerini dünya kamuoyuna duyurmaktır. Nihai hedef ise, “Büyük Ermenistan” rüyasıdır. Büyük Ermenistan’a giden yolda atılması gereken en önemli adım, sözde iddialar konusunda kamuoyu oluşturmak ve Türkiye’ye yönelik emelleri gerçekleştirmektir.

Bunun için uygulamaya konan ve kamuoyunda bu güne değin 3T (Tanınma-Toprak- Tazminat) planı olarak bilinen, aslında “Dört T” şeklinde adlandırılabilecek olan plan şu dört kavrama dayanmaktadır: Tanıtım, Tanınma, Tazminat ve Toprak… Yani, sözde Ermeni sorunu tüm dünyada terör yoluyla “tanıtılacak”, sözde iddialar dünya kamuoyunca kabul edilip Türkiyece “tanınacak”, sözde soykırımdan dolayı Türkiye’den “tazminat” alınacak ve “Büyük Ermenistan” rüyasını gerçekleştirmek için gerekli olan “toprak” Türkiye’den koparılacaktır!…

“Dört T” plânına dayanak oluşturan Ermeni iddiaları ise şunlardır:

1. Türkler, Ermenistan’ı işgal ederek Ermenilerin topraklarını ellerinden almışlardır.

Bu tarihi bir yalandır. Doğrusu: Ermenistan Roma İmparatorluğu içinde erimiş, yok olmuş, şahsiyet ve haysiyetleri sürekli mezheplerinden ötürü rencide edilen Türklerden dönme ve bu dönmelikten mütevellit dejenere bir topluluktu. Bu topluluk Anadolu’nun Türk idaresine geçmesi ile tekrar mezhebi muvacehesinde vücut buldu.

2. Türkler, 1877-78 savaşından itibaren Ermenileri sistemli olarak katliama tabi tutmuşlardır. Ermeni tezleri arasında doğru olan bir tek satır bile yoktur. Çünkü bu yalanlar onlara Amerikalı misyonerler, yunanlı-Rum ve Yahudi masonlar tarafından telkin ve empoze edilmiştir. Aslında bu tarihten tam 100 sene önce Anadolu’da Osmanlı nüfus idaresine bütünüyle hakim olan Ermeniler tarafından sistematik bir Türk soykırımı, değiştirme, dönüştürme ve bazı coğrafyaları yeniden yapılandırma çalışmaları gizlice başlatılmıştır.

3. Türkler, 1915 yılından itibaren Ermenileri plânlı şekilde soykırıma tabi tutmuşlardır. 1937 – 1950 ve 1960-2000 hükümetlerinin pasif, palyatif, korkak ve illi politikalarından dolayı bu tez dünyada yayılma imkanı bulmuştur. Bütün belgeleri yalan, uydurma ve sahtedir.

4. Talat Paşa’nın, Ermenilerin soykırıma tabi tutulması konusunda gizli emirleri vardır.

5. Soykırımda hayatlarını kaybeden Ermenilerin sayısı 1,5 milyondur.

Ancak, Ermeni, Rum-Yunan ve sabetaylar tarafından iddia olunabilen yalanlar.

Bugün, maksatlı olarak gündemde tutulmaya çalışılan sözde Ermeni sorununun ne derece mesnetsiz olduğunu ve ne tür çıkar kaygıları ile ortaya atıldığını daha iyi anlayabilmek için iddiaların ve Türk-Ermeni ilişkilerinin tarihsel gelişimini

Şu aşamada planın ön yüzünde PKK ve AB’de resmen faaliyet gösteren 377 vakıf ve dernekler, dünyanın dört bir yanına dağılmış “dolaylı olarak ‘TÜRKİYE’ ve Türk’ün parası” ile düşmanca faaliyetler yapan, anarşi-terör ve tedhiş icra eden Ermeni diyasporası var. Arka planda ise, en başta dahili bedhahlar, Ermeni dönme ve devşirmelerinden müteşekkil sözde Türk vatandaşı olan ve TC nüfus cüzdanı taşıyan ihanet şebekeleri. Genel nüfusları 400.000’e varan bu hainler çok düzenli ve disiplinli-güdümlü bir çalışma sonucu şimdi devletin her kurum ve kademesinde dışa bağlı “kripto” görevi yapıyorlar. Sonra bunların entegre oldukları Truva Atları, burjuva sınıfı-işgalci ağa takımı (Oligarklar) ve nihayet dış bağlantılar geliyor.

Dış bağlantılar kim? En başta ABD, AB, Kızıl Çin ve Rusya…

Tarihi hasımlar ve ezel-ebed Türk-İslam düşmanları.    

VE İŞTE 24 NİSAN DAHA GELDİ GEÇTİ

Daha ayın başından itibaren dünyanın dört bir yanında Ermeni yalanları, iğrenç iftira, sahte belge, montaj fotolar ve tefrika furyaları bütün dost, müttefik ve stratejik ortak (!) sandıklarımızın gündeminde başköşe… Yunanistan da Türk Büyük Elçiliği’ne saldırı, Fransa ve Hollanda da ülkemiz aleyhine ve Ermeniler lehine küstahça nümayişler. Sözde stratejik ortak Amerika da ise eyalet bazında iş bitmiş, şimdi Temsilciler Meclisi ve Senato zorlanıyor. Başta İsviçre olmak üzere bütün AB ülkelerinde Türkiye ve İslâm dini aleyhine pislik, çamur atma, küfür ve rezalet diz boyu.

301 BU NEDENLE DAYATILDI

Bu insanlık dışı kefere yaptıkları ile yetinmiyor ve tatminde olmuyor. İçinde Türk’e küfür ve sinkaf edebilmek için bastıramadığı, gem vuramadığı müthiş bir hırs ve ihtiras var. Aslında görünen hadise, öteden beri gâvurda var olan Türk fobisinin zavallılık ve acizlikten mütevellit bir dışavurum ihtiyacından başka bir şey değil. “Türk’e küfür edebilmenin, Türk’ü aşağılama ve alçaltmanın” dayanılmaz heves, hafiflik ve ihtirasından ibaret. Bu lânetli mel’un lar tarihimiz, kültür değerlerimiz, şanlı medeniyetimiz ve buna mümasil kitaplarımız, ilmimiz ve irfanımızla oyun oynadılar. Şimdi de avazları çıktığı kadar küfür etmek sevdasındalar. Zaten de ediyorlar. Amma onları arkamızdan değil, ancak ve sadece yüzümüze karşı küfür etmek tatmin edecek. Başka türlü sükunet bulamayacaklar.

OY VERENİN!…     

Malum şu günlerde konu Anayasa komisyonunda. Tez zamanda genel kurula inecek. Şu tasarıya kabul oyu verenleri incelemeyi sakın ihmal etmeyin. Görün bakalım neler çıkacak neler. Yahu adama sorarlar. “U…n senin başka bir işin kalmadı da Türk’e ve Türklüğe küfrü serbest bırakarak memleketi kan gölüne çevirmeye neden olacak bir ‘düzmece-zorlama, telkin ve dayatma gâvurlukla işin ne?, karşındaki apaçık düşman, ihanet, şer ve şeytanlık şebekesi, insan olsa, adam olsa böyle “insanlık ve ahlâk dışı bir talepte bulunur mu hiç!”

Ve, kamu vicdanı şöyle hükmedecek: 

Bu 301’e kabul oyu verenlerin bir tanesi bile Türk değildir. Hepsi dönme-devşirme, Truva atı ve kripto. Damarlarında zerre kadar Türk kanı akmayan Rum-Yunan veya Ermeni olsalar gerek” Evet, görün bakın millet aynen böyle düşünecek, kahvelerde, cadde ve sokaklarda bu konuşulacak. Kamu vicdanı derinden sarsılacak, iktidarın meşruiyeti gündeme taşınacak ve nihayet bu değişikliği kabulü halinde çok büyük bir rahatsızlık duyulacak.

SONUÇ: Gerisinde Ermeni-Rum diyasporası olan bu talep reddedilmek zorundadır.   

Türk hükümetinden ve TURKISH FORUM liderliğinde bir avuç Türkiye sevdalısınca yıllardır mertçe ve kararlılıkla sürdürülen Türk lobi ve diaspora çalışmalarından başka konuyu sahiplenen yok! İşin garip tarafı bunlar Atatürk döneminde çıt çıkaramıyorlar, sadece saman altından su yürüterek ‘Mavi Kitap” ve benzeri palavralar, yalan-dolana dayalı projeler ve projeksiyonlar üretmekle meşgul oluyorlardı. 

Exit mobile version