Hasan PULUR
23 Ekim Perşembe 2008
HABERİN başlığı tam oturmuştu. (x) “Bu kararın 301’den ne farkı var?” Hangi kararın?
Okuyun:
“Avrupa Orhan Pamuk ve Elif Şafak gibi yazarların yargılandığı TCK’nın 301 maddesinin fikir özgürlüğü önünde engel olduğu gerekçesiyle kaldırılmasını istiyor. Ancak İsviçre, Ermeni soykırımı yalan diyen 3 Türkü hapis cezasına çaptırdı. Mahkeme, düşüncelerini açıkladıkları için yargıladığı Ali Mercan’a 150 gün, Atatürkçü Düşünce Derneği’nin yöneticileri Hasan Kemal ile Ethem Kayalı’ya 120’şer gün hapis cezası verdi.”
* * *
BAŞLIK çok güzel, yerli yerine, dört dörtlük oturmuş ama mantığı yanlış?
Size ilkokulda öğretmediler mi?
“Elmayla, armut toplanmaz!” diye.
Yani üç elma, beş armut diye toplama yapılmaz.
Çünkü “elma” başka bir meyvedir, “armut” bir başka meyve.
301. madde Türk Ceza Yasası’nın bir maddesidir, Türk kanunudur; oysa, İsviçre’de, Türkleri mahkûm eden madde İsviçre kanunudur.
Türkler ile Avrupalılar arasındaki bu farkı hâlâ anlamadınız mı? Bir de Avrupalı olmak istiyorsunuz, bunu bilmeyeni, Avrupalı, kapıdan içeri sokar mı?
* * *
TÜRKİYE’de bir Türkün ya da yabancının, “Türkler Ermenilere soykırım yaptılar” demesi asla suç değildir, hele “suçtur” diyen çıksın, boyunun ölçüsünü alır, üstelik “Nobel” alarak alır! Orhan Pamuk, Türkler, “1 milyon Ermeniyi, 30 bin Kürdü katlettiler” dedi ne oldu? Önce 301’den yargılandı, beraat etti, sonra da Nobel aldı.
Türkiye’de Ermenilere soykırım yapılmış, Kürtler katledilmiştir demek suç değildir, düşünce özgürlüğüdür.
Oysa İsviçre’de bir Türkün “Hayır, Türkler Ermeni soykırımı yapmamışlardır” demesi düşünce özgürlüğü değildir, suçtur.
Artık anlayın bunu…
Anlayın da, Nobelli yazarımızdan, düşünce özgürlüğü adına şefaat istemeyin.
* * *
ALMANLARIN bizim işçilere söyledikleri bir laf vardır:
“Ey iyi Türk, ölü Türktür” derler.
Sokaklara yazar, sonra Türklerin evlerini yakarlardı.
* * *
SAKIN “Bu nasıl Avrupa?” demeyin…
Banu Avar da “Hangi Avrupa?” diyor.(xx)
* * *
HATIRLAR mısınız, TRT’de “Sınırlar Arasında” diye bir program vardı.
Banu Avar, 17 Avrupa ülkesini ekrana getirdi ve çeşitli konularda çifte standart uygulandığını gösterdi… Şu meşhur Kopenhag kriterleri Kopenhag’da bile uygulanmıyor, ama Şırnak’ta, Diyarbakır’da, Hakkâri’de ve Şemdinli’de uygulanması isteniyordu.
Banu Avar, İsveç programını yaparken İsveç’in “Sami” ve “Tatar” azınlığına uygulanan biyolojik soykırımı açıklamıştı.
Programın yayımlandığı gecenin sabahı belli çevrelerde kıyamet koptu. İsveç Büyükelçisi soluğu Dışişleri’nde aldı, TRT’ye programın bir daha yayımlanmaması için emir verildi. Lakin olay duyulur duyulmaz halk öyle bir tepki gösterdi ki program TRT-2’de bir daha yayımlandı.
* * *
BİLİRSİNİZ, dinamiti dünyaya hediye eden (!) Alfred Nobel bunun gelirinin büyük bir bölümünü bilim de önemli çalışmalar yapanlara ödül olarak verilmesini vasiyet etmişti; bilim, edebiyat ve barış ödülleri onun adına dağıtılır.
* * *
DİNAMİTİ bulan adamın elinden barış ödülü…
İlahi komedi değil, ilahi çelişki…
Dahası da var…
Dinamitin geliri nerede kullanılır?
Ödüllerde…
Peki bu gelir nerelerde değerlendirilir?
Silah fabrikalarında…
Adam dinamiti bulacak, ticaretini yapacak, geliriyle silah fabrikalarından hisse senedi alacak, barış ödülü dağıtacak…
Düzeni anladınız mı?
Dünyanın düzeni bu!
Bu düzeni merak ediyorsanız Banu Avar’ın kitabına bakın…
“Hangi Avrupa?” diye soruyor.
———————-
(x) Hürriyet, 20 Ekim 2008
(xx) Remzi Kitabevi
Bir yanıt yazın