Mustafa Nevruz SINACI
İnşaat Yüksek Mühendisi Hüseyin Hüsnü Gürel, günümüzde çok nadir rastlanan bir bilim adamı, vatan, millet, bayrak ve toprak sevdalısı. Yüreğini insana ve insanlık davasına hizmete adamış “Türk halkı el âleme avuç açmasın, düşmanına muhtaç olmasın” diye gece gündüz çalışan fedakâr insan. Milliyetçilik nedir-ne değildir-i iyi bilen, ülke ve halka hizmet için yaşayan, gereğini hakkıyla, lâyıkıyla yapan örnek ve önder bir ilim adamı o.
Yıllardır ülkemiz handikabı deprem, doğalgaz ve petrol üzerine uğraşır. O, Marmara, Sakarya ve Düzce depremlerini en iyi anlayan, Erzincan depremlerini defalarca fiilen yaşayan bir kişi. O, bir ‘acı’ adamı, ıstırap devi. Bu nedenle kendini millet acı çekmesin; Huzurlu-güvenli, zengin ve mutlu bir hayat yaşasın” idealine adamış.
Öyle ki, aşağıda özetleyeceğim çalışma tam bir ilmi tetkik, tefekkür ve saha etütleri sonucu hazırlanmış müthiş bir rapor; Marmara Havzası, İstanbul ve Anadolu fay hatları ve hareketleri (depremleri) konusunda bütün sır, bilinmeyen ve gizem tarihi süreç içinde incelenmiş, değerlendirilmiş ve bütün çıplaklığı ile, çözümleri dâhil ortaya konulmuş.
Sadece bir bilim adamının, muhatap yetkili, kurum-kuruluş veya sorumlunun değil, herkesin bu raporu okuması, incelemesi gerek. Bir de işin ‘milli servet bağlamında’ ekonomik boyutu var. Şu ahtapotun kolları meselesi ve büyük Atatürk’ün “İktisadi Özgürlük” hedefi!..
İŞTE GERÇEKLER: (10 Ekim 2008 tarihli rapor özeti)
“Marmara Bölgesi, Erzincan Şehri ve Ovası Yeraltı Doğalgaz Patlamaları; Korkunç Afetler ve Erzincan Ovasında ‘Çok Zengin Doğalgaz Yataklarının Varlığı” Hakkında Rapor:
Dünyada yalnız Marmara bölgesi ile Erzincan şehrinde ve ovasında yeraltında kil tabakaları arasında düdüklü tencerelere benzer ortamlarda doğalgaz ve suya doygun zeminler yan yana ve beraberce bir arada bulunmaktadır. Marmara bölgesi ile Erzincan şehri ve ovasında deprem hareketleri başlamadan kısa bir süre önce doğalgaz patlamaları ve suya doygun zeminlerde meydana gelen sıvılaşma olayları ile bu zeminler aşağıdan yukarı itilmekte… Yüzey arazi deniz gibi dalgalanmakta… Binalar ile tesisler burgu gibi bükülerek canavarca parçalanmaktadır. Özellikle Marmara denizinde doğalgaz patlaması ile deniz suyu havaya savrulmakta ve meydana gelen Tsunami (yüksek deniz dalgaları) ile Marmara denizi kıyılarında birçok yerler sular altında kalmakta, yeraltında doğalgaz patlamaları ile dünyada benzeri olmayan kıyametler koparcasına korkunç afetleri meydana gelmektedir.
Deprem hareketleri başlamadan önce yeraltında doğalgaz patlamaları ve deprem olayları birbirinden farklı ve başka-başka olaylar olduğundan; bu çok korkunç afetlerin depremler ile hiçbir ilgisi yoktur. Bu afetlerin depremlerden ileri geldiği kabul etmekle çok büyük yanılgı içerisine düşülmektedir….”
Bu sadece rapordan birkaç satır. Gerisi müthiş. Baştan sona bilimsel tespit, belge, ispat ve tatminkâr verilerle dolu, kendisi de ‘onurlu ve sorumlu’ bir Erzincanlı olan Hüseyin Hüsnü Gürel, doğrusu fevkalade bir çalışma yapmış. Yapmakla da kalmamış. Rapor özeti, sunum ve eklerini ilgili olabilecek bütün kişi, kurum, kuruluş ve üniversitelere göndermiş.
Ben raporu aldım. Bütün ek ve ayrıntıları ile detaylı inceledim. Erbabıyla mütalaa ve müzakere ettim. Ehil ve akil çevrelerde oluşan kanaat şu: “Hükümet ve halk (özellikle ve başta ENERJİ BAKANLIĞI olmak üzere; Marmara havalisi yerleşkeleri, İstanbul, Sakarya ve Erzincan halkı) derhal konuya el atarak sahiplenmeli, eserin sahibi Hüseyin Hüsnü Gürel dinlenmeli, başta Erzincan ovası doğalgaz potansiyeli ortaya çıkartılmak kaydıyla deprem konusunda da gereken neyse yapılmalıdır”
Rapor zaten ilgili, yetkili ve sorumlu kurumların tamamına iletilmiş durumda.