İÇİNDEKİLER:
-HAMBURG’DA 3 TÜRK DÜKKANINA SALDIRI
-SALDIRILARIN ARDINDA PKK TERÖR ÖRGÜTÜ YANDAŞLARININ OLDUĞU TAHMİN EDİLİYOR
-TÜRKÇE KONUŞAN İŞ ADAMLARI GİRİŞİMCİLİK EĞİTİM SEMİNERİ
-ETO BAŞKANI SARAR: ”TÜRK DÜNYASINI DÜNYADA DAHA ETKİLİ KILMAK, TÜRKÇE KONUŞAN MÜTEŞEBBİSLERİN GÖREVİDİR”
–AACHEN’DA YUNUS EMRE CAMİİ’NE ONAY ÇIKTI
–EŞİTSİZLİK ORTADAN KALKMALI
–UMUT YABANCILARDA
–FIRSAT VERİLSİN HARİKALAR YARATIRIZ
–TBCCI İŞ GELİTİRME SEMİNERİ DÜZENLENDİ
–TÜRK ÇİÇEKÇİLERE ALTIN MADALYA
–ALMAN GÖÇ YASASI’NIN AYIRDIĞI HÜNKAR BEBEK 3 AY SONRA ANNESİNE KAVUŞTU
–PKK, ALMANYA VE FRANSA’DA TÜRK İŞYERLERİNE SALDIRDI
***
-HAMBURG’DA 3 TÜRK DÜKKANINA SALDIRI
-SALDIRILARIN ARDINDA PKK TERÖR ÖRGÜTÜ
YANDAŞLARININ OLDUĞU TAHMİN EDİLİYOR
BERLİN (A.A) – 20.10.2008 – Almanya’nın Hamburg kentinde 3 Türk dükkanına saldırı düzenlendi.
Hamburg polisinin bir sözcüsü, bugün yaptığı açıklamada, hafta sonunda düzenlenen saldırıların siyasi amaçlı olduğunun tahmin edildiğini söyledi.
Sözcü, hafta sonunda kimliği belirsiz kişilerin Hamm ilçesinde bir Türk manavı ile hemen yanındaki Türk seyahat bürosunun camlarını kaldırım taşlarıyla kırdığını, daha sonra da manav dükkanının içine yanıcı madde atıldığını bildirdi.
Wilhelmsburg ilçesinde de bu sabah bir Türk seyahat bürosuna saldırı düzenlendiğini ifade eden sözcü, saldırganların burada PKK terör örgütünün adını yazdığını kaydetti.
Saldırıya uğrayan manav ve seyahat bürosunun yakınlarında bir cami ve kültür merkezi yöneten Diyanet İşleri Türk İslam Birliğinin (DİTİB) yöneticilerinden Mesut Yapraklı, eylül ayında “Türkler dışarı” yazılı tehdit mektupları aldıklarını belirterek, saldırıların önce Alman aşırı sağcıları tarafından düzenlendiğini sandıklarını söyledi.
Polis, saldırıların tehdit mektuplarıyla ilgisi olduğunun sanılmadığını bildirdi.
Diğer bir polis sözcüsü, aynı şekilde yazılmış tehdit mektuplarının 2000 yılından bu yana Almanya’nın değişik yerlerinde ortaya çıktığını, aynı mektubun Almanya Başbakanlığına bile gönderildiğini söyledi.
(EA-ALŞ)
***
-TÜRKÇE KONUŞAN İŞ ADAMLARI GİRİŞİMCİLİK EĞİTİM SEMİNERİ
-ETO BAŞKANI SARAR: ”TÜRK DÜNYASINI DÜNYADA DAHA
ETKİLİ KILMAK, TÜRKÇE KONUŞAN MÜTEŞEBBİSLERİN GÖREVİDİR”
ESKİŞEHİR (A.A) – 20.10.2008 – Eskişehir Ticaret Odası (ETO) Başkanı Cemalettin Sarar, Türk dünyasını dünyada daha etkili kılmanın Türkçe konuşan müteşebbislerin görevi olduğunu söyledi.
Sarar, ETO’da düzenlenen toplantıda yaptığı konuşmada, Birleşmiş Milletler’in 1990 yılına ait istatistiklerine göre, Türkçe’nin, 165 milyon dolayında kişi tarafından anadil olarak konuşulduğunu belirterek, bu rakamın bugünlerde 200 milyona yaklaştığını kaydetti.
Batı Avrupa’dan Çin’e kadar çok geniş bir coğrafyada, anadili Türkçe olan 200 milyon kişinin yaşadığını ifade eden Sarar, şöyle konuştu:
”Diğer taraftan dünya, iktisaden hızla küresel bir hale gelmekte. Artık dünyada sermaye kendini nerede karlı görürse o bölgeye hareket ediyor. Dünyada görülen bu hızlı değişim bir gerçek. Bu şartlar altında, küreselleşen dünyada, batı Avrupa’dan Çin’e kadar Türkçe konuşan müteşebbis dostlarımızın olması kanaatimizce bir avantaj olarak değerlendirilebilir. Bu avantajımızı yeni iş fikirleri yaratarak, yeni ortaklıklar kurarak değerlendirmeliyiz.
Biz Türkler bu coğrafyada daha etkin olmalıyız. Daha etkinlikten kasıt siyasi ve iktisadi etkinliktir. Yaşadığımız bölgelerde siyasi gelişmelere yön verebilmemiz demektir. Siyaseten güçlü olabilmemizin yolu da, iktisaden güçlü olmaktan geçmektedir. İşte bu noktada hepimizin Türkçe konuşuyor olması, hedef ve işbirliği yaratmada bizim en büyük avantajımızdır. Türk dünyasını dünyada daha etkili kılmak Türkçe konuşan müteşebbislerin görevidir.”
Sarar, Türkçe konuşan müteşebbislerin daha planlı ve sıkı işbirliklerine gitmesi gerektiğini belirterek, ”Birbirimizi daha iyi tanımalıyız. İletişim ve işbirliği ağlarımızı geliştirmeli ve birbirimize açmalıyız. Bu yolla daha büyük hedeflere, birlikte ulaşabiliriz. İşbirliğimizi sıkı ve sıcak tutalım, heyecanımızı kaybetmeyelim, çok çalışalım” dedi.
Konuşmaların ardından Irak’lı iş adamları, etkinliğe katılan Vali Kadir Çalışıcı’yı kaftan hediye etti.
Afganistan, Almanya, Arnavutluk, Azerbaycan, Bosna Hersek, Bulgaristan, Gürcistan, Irak, İran, Karadağ, Kazakistan, Kırgızistan, Kosova, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, Moldova, Makedonya, Özbekistan, Romanya, Rusya, Tacikistan, Türkmenistan ve Yunanistan’dan gelen iş adamları, kent turunun ardından Büyükşehir Belediyesi Çağdaş Cam Sanatları Müzesi’ni gezdi.
Yarın Eskişehir Sanayi Odası’nı ziyaret edecek konuk iş adamları, ikili iş görüşmelerinin ardından Organize Sanayi Bölgesi’nde fabrika ziyaretleri yapacak.
(CY-TAR-YIL)
***
Deutsche Welle | 20.10.2008
AACHEN’DA YUNUS EMRE CAMİİ’NE ONAY ÇIKTI
Almanya’nın Aachen kentinde yapımı planlanan Yunus Emre Camii için kentin Belediye Meclisinden onay çıktı. Diyanet İşleri Türk İslam Birliği’ne bağlı Yunus Emre Camii, Aachen’ın 4’ncü camiisi olacak.
‘Hristiyan Demokratlar destek verdi’Yıldız, ”Aachen’de yeni cami artık bir ihtiyaç halini almıştı. Cami yapımına hiç kimse itiraz etmedi. Aksine Almanlar daha çok destek verdi. Hatta Hristiyan Demokrat Birlik Partisi (CDU) il başkanının desteği çok önemliydi” dedi.
Ezan okunmayacağını kaydeden Yıldız, minarelerin 40 metre yüksekliğinde olacağını ve camide aynı anda bin kişinin ibadet edebileceğini ifade etti. Yıldız, yeni caminin maliyetinin yaklaşık 5 milyon Euro olacağını ve inşaatını yıl başına kadar başlatmak istediklerini bildirdi. ”Yunus Emre Camii”, Aachen’ın 4’ncü camiisi olacak.
Avrupa’da en çok Müslüman Almanya’da
Avrupa’nın en büyük Müslüman cemaati Almanya’da yaşıyor. Merkezi Essen’de bulunan Türkiye Araştırmalar Merkezi’nin verilerine göre, Almanya’daki Müslüman sayısı 3 milyon 400 bini aşıyor. Türkler de Müslümanlar içinde 2,5 milyonluk kitleyle en büyük grubu teşkil ediyor. Almanya’daki İslam kuruluşları içinde en geniş kitleye hitap eden Diyanet İşleri Türk İslam Birliği, 500‘e yakın din görevlisi ve birliğe bağlı 800‘ün üzerindeki dernek ve kültür merkeziyle Almanya’daki Müslüman cemaatin önemli bir yapılanması konumunda.
***
Hakan SARISOY / KAMEN | 20.10.2008
EŞİTSİZLİK ORTADAN KALKMALI
Kamen’de beşincisi düzenlenen “Uyum Konferansı”nda konuşan Vali Michael Makiolla, göçmen gençlerin eğitimde karşılaştıkları eşitsizliğin mutlaka ortadan kaldırılması gerektiğini söyledi.
Mayıs 2006 ve Kasım 2006 tarihlerinde 120 göçmen temsilcisi ile yapılan toplantılarda alınan kararlar doğrultusunda düzenlenen 5. Uyum Konferansı’nda alınacak kararların, valilik bünyesinde değerlendirileceği ve uygulamalarda göz önünde bulundurulacağını da belirten Vali Makiolla şöyle devam etti:
‘Unna Bölgesi’nde yaklaşık 450 bin insan yaşıyor. Bunların 32 binini göçmenler oluşturuyor. Almanlar’ın da üçte biri göçmen asıllı. Almanlar arasındaki işsizlik oranı yüzde 9,7 iken, bu oran göçmenlerde yüzde 29,1’e ulaşıyor. Daha da acısı, göçmen geçler arasında diploma almadan okullardan ayrılma yüzdesi 27. Bu kabul edilir gibi değil. Eğer çalışmalarımızı bu konuda odaklaştırıp, bu kötü gidişata bir dur diyemezsek, yarınlar karanlık günlere gebe olacaktır. Eğitimdeki bu eşitsizliğe çare bulmak ve gidermek öncelikli görevimiz olmalıdır’.
Daha sonra konferansa katılanlar, gruplar halinde çalışmalar yaparak uyum konusundaki önerilerini bir rapor halinde valiliğe sundular. Konferansa çok sayıda göçmen kuruluşun yanı sıra, Unna Eğitim Müdiresi Margot Bertens, Unna Sosyal İşler ve Çalışma Dairesi Müdürü Rüdiger Sparbrod, RAA Müdiresi Marina Raupach da katıldılar.
***
Zeynel Lüle
UMUT YABANCILARDA
AB ülkelerinde, 13 milyon yabancı yaşıyor. Bu rakam, 15 ülke nüfusunun sadece yüzde 3,5’ini oluşturuyor. Son 15 yılda bu rakamın yarı yarıya artması, Doğu Avrupa ve Balkanlardaki soğuk savaş duvarlarının yıkılmasıyla gerçekleşti. Buna rağmen ABD’nin nüfusunun yüzde 6,6’sının yabancılardan oluştuğunu göz önüne alacak olursak, AB ülkelerindeki yüzde 3,5’un ne kadar “düşük rakam” olduğunu görürüz. Mesela Almanya’yı ele alalım…
Bu ülke; AB içinde en çok yabancıyı ülkesinde barındıran konumda bulunuyor. Raporlara göre Almanya’da 5,5 milyon yabancı yaşıyor. AB ülkelerinde yaşayan Türklerin dörtte üçü bu ülkede bulunuyor. Fransa’daki yabancı sayısının 2,1 milyon, İngiltere’deki 1,4 milyon ve İtalya’daki 1,1 milyon yabancı sayısını göz önüne alacak olursak, Almanya’daki rakamın hiç de küçümsenmeyecek durumda olduğunu görürüz.
Çifte vatandaşlık
Ama bir gerçeği göz ardı etmemeliyiz. Almanya’da yaşayan Türkler, “Türk vatandaşı” olarak kalıyor. Bu ülkede, çifte vatandaşlığın kabul görmemesi, Türklerin “Türk vatandaşı” olarak kalmasına, yani “yabancı statüde” görülmesine neden oluyor.
Bu nedenle AB ülkelerindeki Türklerin sayısı resmi olarak 2,7 milyon iken, Kuzey Afrika ülkelerinden gelenlerin sayısı sadece 2,3 milyon olarak gözüküyor. Halbuki Cezayir, Tunus ve Faslıların toplam sayısının Türklerden fazla olduğu bir gerçek. Ama onlar, bulundukları ülke vatandaşlığına çoktan geçtiler bile…
Herşey bir yana, AB içindeki yabancı sayısı, ihtiyacın çok altında ve bunu raporlar söylüyor. Yaşlı kıtanın nüfusunun yaşlanmasını önleyecek olan yabancılar. Hesaplamalara göre 2050 yılında iki gence, 65 yaşın üzerinde bir yaşlı düşecek.
Yabancı sayısının artmasıyla ancak bu rakam 2050 yılında bir yaşlıya 2,5 genç haline dönüşecek.
Sonuçta, yabancı sayısının artması ve aile birleşmesi vs. ile göçün devamı AB ülkeleri için “gerekli” ve bu durum mevcut halde hiçbir sorun teşkil etmiyor.
AB ülkelerindeki nüfus, ihtiyaca göre gençleştirmek isteniyorsa, ya kadın başına 3,8 çocuk düşecek, ya da 2050 yılına kadar milyonlarca yabancıya kapılar açılacak.
Avrupa’da kadın başına 3,8 çocuk düşmesinin imkansızlığını hepimiz biliyoruz.
O halde asıl umut yabancılarda…
***
FIRSAT VERİLSİN HARİKALAR YARATIRIZ
FRANKFURT | 20.10.08
Örnek arkadaşlarımız var
Üniversiteli kızlarımız gurur veriyor
Metalürji Mühendisi Murat Tek ile Sosyal Pedagog Beyhan Özdemir, Almanya’daki Türk gençlerinin ülkedeki diğer uluslardan gençlerle hiçbir farkları bulunmadığını vurgularken, üniversite öğrencisi Demet Çetiner, ‘Bugün üniversitelerde özellikle Türk genç kızlarının sayıları umut verici’ diye konuştu.
Bilgisayar Bölümü mezunu olan Hatice Yurttaş ise, mezun olduktan sonra iş bulamadığını belirterek, ‘Ben iş istiyorum. Başarıyla okulumu bitirdim. Fırsat eşitliğinden yararlanıp, hem başarılarımı kanıtlamak hem de yaşamımı kazanmak istiyorum’ dedi.
***
TBCCI İŞ GELİTİRME SEMİNERİ DÜZENLENDİ
Aynur TATTERSALL / LONDRA | 19.10.2008
Londra’da Bernie Grant Arts Centre’de gerçekleştirilen seminere TBCCI Genel Müdürü Yavuz Sökmen, Londra Başkonsolos Yardımcısı Sunay Dizdar, Londra Başkonsolosluğu Çalışma ve Güvenlik Ataşesi Ayşegül Yeşildağlar, Business Link Yöneticisi Tony Cattermole ve Londra’da ticaret yapan Türk işadamları katıldı.
Toplantıda konuşan TBCCI Genel Müdürü Yavuz Sökmen, son aylarda yaşanan kredi krize ve finansal çalkantılara rağmen Türkiye ve İngiltere arasındaki ticari ilişkilerde artış olduğuna dikkati çekti. Londra’da iş kurmak isteyen işadamlarına seslenen Sökmen, genel kurallar yerine getirildiği sürece Londra’da iş kurmanın çok kolay olduğunu söyledi. Sökmen yeni iş kurmak veya işini geliştirmek isteyenlerin TBCCI’a başvurmalarını istedi.
Türk işadamlarına Londra’daki iş hayatında aşarılı olabilmek için neler yapmaları gerektiğini anlatan Business Link Yöneticisi Tony Cattermole, şatış teknikleri ve pazarlama konusunda bilgiler verdi. Cattermole, başarının yolunun iyi bir iş planından geçtiğini söyleyerek, iş planı hazırlarken gelecekte, bugün olduğu gibi kriz yaşanabileceğini ve bunla nasıl başa çıkılacağının baştan planlanması gerektiğini vurguladı.
Toplantıda Türk işadamlarına reklam ve pazarlamanın inceliklerinden de bahseden Cattemole, müşteri şikayetlerinin sabırla dinlenmesi ve derhal çözüme kavuşturulmasının şirketlerin başarısındaki önemine dikkat çekti.
Yine TBCCI tarafından Essex Chamber of Commerce, UK Trade & Investment ve East of England International işbirliğiyle gerçekleştirlecek olan ‘Türkiye’de iş fırsatları’ semineri ise 29 Ekim’de saat 9.30-13 arasında Kelvedon, Essex’deki Prested Hall’da yapılacak.
***
TÜRK ÇİÇEKÇİLERE ALTIN MADALYA
Fatih ÖZYAR / AMSTERDAM | 18.10.2008
Hollanda’nın başkenti Amsterdam’da “Horti Fair” adıyla uluslararası düzeyde düzenlenen, Bahçe Tasarımı ve Çiçekçilik Fuarı’na katılan Türk çiçek üreticileri, “Stant düzenleme ve çiçek kalitesi” kategorisinde altın madalyayla ödüllendirildi.
Türkiye’den, Antalya Kesme Çiçek İhracatçıları Birliği bünyesinde 25 çiçek üretici firmasının katıldığı fuarda, Türk çiçekçiliği seçkin örnekleriyle tanıtılıyor. Fuarda, sera, bahçe tasarımı, tohum, gübre, cam, plastik, sulama sistemleri gibi diğer tarım alanlarında da Türk özel sektör temsilcileri yer alıyor.
Antalya Kesme Çiçek İhracatçıları Birliği Başkanı Osman Bağdatlıoğlu, 8 yıldır katıldıkları fuarda ilk kez ödül almalarının, Türk çiçekçiliği açısından çok önemli olduğunu söyledi. Bağdatlıoğlu, kendilerine verilen altın madalya ödülünün, ileriki yıllardaki çalışmalarında, kendilerini destekleyici işlev göreceğini söyledi.
Türk çiçek üreticilerinin fuara, kendi olanaklarıyla katıldığını belirten Osman Bağdatlıoğlu, dünyada baş gösteren ekonomik kriz yüzünden, çiçekçilikte son aylarda yüzde 30’a yakın bir gerileme olduğunu belirterek, ancak bu gerilemenin Türk çiçek üreticisine yansımadığını söyledi.
Devlet desteği yok
Bağdatlıoğlu, Türk çiçekçilik sektörünün aslında çok daha fazla ileriye gidebileceğini, son beş yılda döviz kurlarının değişmemesi yüzünden dış satışları aynı değerde kalırken, girdi maliyetlerinin yüzde 300’lere varan oranda arttığını anımsattı. Buna rağmen devlet desteği olmadan sektörü ayakta tutarak ihracatta başarı sağlamaya çalıştıklarını ifade eden Bağdatlıoğlu, fuarda Türk çiçekçiliğini uluslararası alanda tanıtmanın mutluluğunu yaşadıklarını kaydetti.
Amsterdam’ın ünlü RAI Fuar Merkezinde 80 bin metrekarelik alanda düzenlenen fuarı, sektörle ilgili 50 bin dolayında kişinin ziyaret etmesi bekleniyor.
***
ALMAN GÖÇ YASASI’NIN AYIRDIĞI HÜNKAR BEBEK 3 AY SONRA ANNESİNE KAVUŞTU
Almanya’da tedavi gören 3 aylık bebeğine ‘Göç Yasası’ sebebiyle hasret kalan Yozgatlı anne İlknur Bezirhan, yavrusuna kavuştu.
‘Göç Yasası’nda yer alan dil bilme zorunluluğunu yerine getiremediği için Almanya’ya gidemeyen anne Bezirhan’a, Zaman’da yer alan haberin ardından vize verildi. Önceki gün Almanya’ya giden Bezirhan’ı Stuttgart Havaalanı’nda eşi ve 3 aylık bebeği Hünkar karşıladı. Anne Bezirhan, 3 aydır görmediği bebeğini yüreğine basarak hasret giderdi.
Yozgat’ın Yerköy ilçesinde yaşayan İlknur Bezirhan, geçen yıl Alman vatandaşı olan akrabası Salih Bezirhan ile evlendi. Bu ülkeye gitmek için vize başvurusunda bulunan İlknur Bezirhan, 2007 yılının Ağustos ayında Göç Yasası’na eklenen ‘Almanca bilme zorunluluğu’ sebebiyle eşiyle bu ülkeye gidemedi. Yoğun stres yaşayan İlknur Bezirhan, 6 aylık olarak dünyaya getirdiği bebeklerinden birini doğum sonrası kaybetti. Eşi, diğer bebekleri Hünkar’ı daha iyi tedavi görmesi amacıyla Almanya’ya götürdü. Bebeğini bir kez bile kucağına alamayan genç anne, psikolojik tedavi görmeye başladı. Eşine destek için sık sık Türkiye’ye gelen Salih Bezirhan da işten çıkarıldı.
Bezirhan ailesinin yaşadığı dramın 13 Ekim’de ‘Göç Yasası, Hünkâr bebeği annesinden ayırdı’ başlığıyla Zaman’da yer almasının ardından Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) ve Alman Yeşiller Partisi kongre üyeleri harekete geçti. AGİT ve Yeşiller’in devreye girmesi üzerine Alman makamları İlknur Bezirhan’ın vizesini onayladı. Bu ülkeye giden anne Bezirhan’ı Stuttgart Havaalanı’nda eşi Salih Bezirhan, avukatı Memet Kılıç, kayınpederi Haydar ve kayınvalidesi Cevriye Bezirhan çiçeklerle karşıladı. Anne Bezirhan bebeğine koşarak onu bağrına bastı. Bezirhan, sevincini şu sözlerle dile getirdi: “Çok sevinçliyim. Sevincimi ifadelerle anlatacak durumda değilim. Ama çok mutluyum, bebeğime kavuştum. Eşime kavuştum, bir rüyada gibiyim. Bir annenin bebeğine kavuşmasının ne demek olduğunu bebeğimden ayrı kaldığım zamanda çok iyi anladım. Allah hiçbir anneyi bebeğinden ayırmasın.”
Baba Salih Bezirhan da çok mutlu olduklarını anlatırken, “Hem eşime kavuştuğum için hem de yaptığım mücadelenin boşa gitmediğini gördüğüm için mutluyum. Zaman’ın yayınları için teşekkür ederim. Bundan sonra ilk iş olarak eşimi Almanca kursuna kaydettirip Almanca öğrenmesini sağlayacağım.” ifadesini kullandı. Bezirhan ailesinin avukatı Memet Kılıç da ailenin kavuşmasında Zaman’ın yayınlarının çok etkili olduğunu dile getirdi.
İlknur Bezirhan’ın Konya’da yaşayan babası Elvan Gezici de, kızının vize sorunu çözüldüğü için ailece büyük sevinç yaşadıklarını söyledi. Geçen yıldan beri birçok sıkıntı ve stresle mücadele ettiklerini kaydeden baba Elvan Gezici, duygularını şöyle dile getirdi: “Hem biz hem de damadımızın ailesi büyük sıkıntı yaşadı. Kızım bunalıma girdi. Erken doğumla dünyaya gelen bebeğinden ayrı kaldı. Damadımız işinden oldu. Ailece büyük sıkıntılarla dolu bir yıl geçirdik. Ama hepsi geride kaldı. Kızım çocuğuna ve eşine kavuştu. Çok mutluyuz ve sevinçliyiz. Hem Alman hem de Türk yetkililere teşekkür ediyorum. Zaman Gazetesi’ne teşekkür ediyorum.”
Göç Yasası’na takılmıştı
Almanya’nın göç yasası çerçevesinde uyguladığı ‘dil bilme zorunluluğu’nu yerine getiremediği için bu ülkeye gidemeyen İlknur Bezirhan, 3 aylık bebeğini 3 ay sonra ilk kez kucağına aldı. 6 aylık dünyaya gelen Hünkar bebek tedavi olması için babası tarafından Almanya’ya götürülmüş, vize alamayan annesi ise arkasından gidememişti.
Aydın Hızlıca – Ali Rıza / Yozgat – Stuttgart
21 Ekim 2008
***
PKK, ALMANYA VE FRANSA’DA TÜRK İŞYERLERİNE SALDIRDI
Son dönemde yurtiçindeki saldırılarını artıran terör örgütü PKK, Avrupa’da da harekete geçti. Terör örgütü militanları art arda Almanya ve Fransa’da Türk dükkânlarını hedef aldı.
Almanya’nın Hamburg kentinde hafta sonunda 3 Türk dükkânına saldırı düzenlendi. Hamburg polisinin bir sözcüsü, kimliği belirsiz kişilerin Hamm ilçesinde bir Türk manavı ile hemen yanındaki Türk seyahat bürosunun camlarını kaldırım taşlarıyla kırdığını, daha sonra da manav dükkânının içine yanıcı madde atıldığını bildirdi. Wilhelmsburg ilçesinde de dün sabah bir Türk seyahat bürosuna saldırı düzenlendiğini ifade eden sözcü, saldırganların burada PKK terör örgütünün adını yazdığını kaydetti. Sözcü hafta sonunda düzenlenen saldırıların siyasi amaçlı olduğunun tahmin edildiğini söyledi.
Bölücü terör örgütü militanları, Fransa’nın başkenti Paris’te de iki Türk seyahat şirketine saldırdı. PKK militanlarının saldırısı sonucu, Paris’te yaşayan Türklerin genelde alışveriş için gittiği Faubourg Saint Dennis Mahallesi’ndeki iki işyerinin vitrin camları tamamen kırıldı. Türk seyahat şirketlerinin polise şikâyette bulunduğu, saldırıyla ilgili soruşturmanın devam ettiği bildirildi. Saldırıların, Ergenekon terör örgütü davasının başladığı güne denk gelmesi ve Kuzey Irak’taki bölgesel Kürt yönetimi ile Ankara arasında yeni bir sayfanın açıldığı döneme rastlaması dikkat çekti. Dış Haberler Servisi
21 Ekim 2008, Salı