Genelde birçok insan, her devletin bir yasama Meclisi veya Parlamentosu olduğu gibi AKPM’nin de (Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi), Avrupa Birliğinin Yasalarını yapan Meclisi olduğunu zanneder.
Aslında bu doğru değildir.
Aralarında bu şekilde bir bağ yoktur.
Gerçekte de aralarındaki bağlar, yok denecek kadar da azdır.
Avrupa Konseyi (Council of Europe) ve bu konseyin meclisi olan Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi (Council of Europe Parliamentary Assembly), kısa adı ile AKPM oluşturulurken, AB veya AB’nin temelini oluşturan “Avrupa Kömür ve Çelik Topluluğu (AKÇT)” daha hayata gözlerini açmamıştı bile.
Bilinenin aksine AB bünyesi içindeki Meclis “Avrupa Parlamentosu”dur (AP).
Akla o vakit hemen bir soru gelmektedir. Madem AB’nin meclisi AP’dir, öyleyse Avrupa Konseyi ve Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi de nedir?
Avrupa Konseyi’nin oluşturulması fikri, AB’nin temelini oluşturan “Avrupa Kömür ve Çelik Topluluğu”ndan çok önce, II.ci Dünya Savaşı’ndan maddi ve manevi büyük kayıplarla çıkan Avrupa’da bir daha aynı felaketin yaşanmamasını sağlamak amacıyla ortaya atılmıştır.
Bu gelişme ışığında 5 Mayıs 1949’da 10 Avrupa ülkesi, Belçika, Danimarka, Fransa, Hollanda, İngiltere, İrlanda, İsveç, İtalya, Lüksemburg ve Norveç Avrupa Konseyi’ni kuran anlaşmayı imzalamışlardır. Kuruluşunu izleyen yıl Türkiye ve Yunanistan da Avrupa Konseyi’ne kurucu üye sıfatıyla katılmışlardır. Günümüzde Avrupa Konseyi’nin 47 asil üyesi, bir aday üyesi, Bakanlar Kurulunda beş gözlemci üyesi ve Meclisinde de beş gözlemci üyesi bulunmaktadır.
AKPM’ye üye ülkeler, üyelik yılları parantez içine belirtilerek; Almanya (13.7.1950), İtalya (5.5.1949), Andorra (10.10.1994), İzlanda (9.3.1950), Arnavutluk (13.07.1995), Letonya (10.2.1995), Avusturya (16.04.1956), Lihtenştayn (23.11.1978), Azerbaycan (25.1.2001), Litvanya (14.5.1993), Belçika (5.5.1949), Lüksemburg (5.5.1949), Bosna Hersek (24.4.2002), Macaristan (6.11.1990), Bulgaristan (7.5.1992), Makedonya (9.11.1995), Çek Cumhuriyeti (30.6.1993), Malta (29.4.1965), Danimarka (5.5.1949), Moldova (13.7.1995), Ermenistan (5.1.2001), Monako (5.10.2004), Estonya (14.5.1993), Norveç (5.5.1949), Finlandiya (5.5.1989), Polonya (29.11.1991), Fransa (5.5.1949), Portekiz (22.9.1976), G. Kıbrıs Rum Yönetimi (24.5.1961), Romanya (7.10.1993), Gürcistan (27.4.1999), Rusya (28.2.1996), Hırvatistan (6.11.1996), San Marino (16.11.1988), Hollanda (5.5.1949), Sırbistan (3.4.2003), İngiltere (5.5.1949), Slovakya (30.6.1993), İrlanda (5.5.1949), Slovenya (14.5.1993), İspanya (24.11.1977), Türkiye (13.4.1950), İsveç (5.5.1949), Ukrayna (9.11.1995), İsviçre (6.5.1963), Yunanistan (9.8.1949), Karadağ (Montenegro) (11.05.2007)
Avrupa Konseyi’ne aday ülke: Belarus (12.3.1993). Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi nezdinde gözlemci statüsü taşıyan ülkeler: ABD (10.1.1996), Japonya (20.11.1996), Kanada (29.5.1996), Meksika (1.12.1999), Vatikan (7.3.1970). Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi nezdinde gözlemci statüsü taşıyan ülkeler: İsrail (2.12.1957), Kanada (28.5.1997), Meksika (4.11.1999)
Avrupa Konseyi’nin temel organları, karar organı olan “Bakanlar Komitesi”, danışma organı olan “Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi” (AKPM) ve yerel yönetimlerin geliştirilmesini amaçlayan “Yerel ve Bölgesel Yönetimler Kongresi”dir.
Avrupa Konseyi’nin statüsü gereği, hukukun üstünlüğü, temel insan hakları ve özgürlüklerine saygı ilkelerine bağlı tüm Avrupa ülkeleri, AB’ye üye olup olmadıklarına bakılmaksızın Avrupa Konseyi’ne üye olabilirler.
AKPM’de 5 Siyasi Grup bulunmaktadır.
– SOC: Sosyalist Grup (Socialist Group)–208 üye
– EPP/CD: Avrupa Halk Partisi Grubu/Hristiyan Demokratlar (Group of the European People’s Party/Christian Democrats)-169 üye
-ALDE: Avrupa için Liberallerin ve Demokratların İttifakı (Alliance of Liberals and Democrats for Europe)- 91 üye
– EDG: Avrupa Demokratik Grubu (European Democrat Group)–83 üye
– UEL: Avrupa Birleşik Sol Grubu (Group of the Unified European Left)-34 üye
Bugüne kadar yalnız Yunanistan’ın, “Albaylar Cuntası” döneminde, Avrupa Konseyi’den ihracı gündeme gelmiştir. Bu ülke, 1967’de kendi arzusuyla üyeliğini sona erdirmiş, demokrasiye geçiş sonrasında ise 1974’te yeniden AK’ne katılmıştır.
Türkiye’ye uygulanan süreç: AKPM’nin 25 Nisan 1996 tarihli oturumunda kabul edilen karar uyarınca Türkiye de söz konusu denetime alınmıştır.
“Avrupa Konseyi”, Avrupa Birliği’nden tamamen ayrı, kendi başına bir kuruluştur.
Avrupa Konseyi’nin önemi, kuruluşunu izleyen 15-20 yıllık dönem zarfında, bünyesinde çeşitli alanlarda teknik işbirliği gerçekleştirmesi ve aynı zamanda da siyasi istişare olanağı da sağlaması nedeni ile yıllar içinde gittikçe artmıştır. Ancak 70’li yıllardan itibaren siyasi ve ekonomik bir oluşum halini almaya başlayan Avrupa Ekonomik Topluluğu’nun güçlü rekabetiyle karşılaşarak, birincil konumunu ve önemini yitirmeye başlamıştır.
Günümüz Avrupa Birliğinin (AB) temelleri 1952’de Avrupa Kömür ve Çelik Topluluğu (AKÇT) şeklinde atıldı. 1957’de Roma Anlaşması ile kurucu altı Avrupa ülkesi olan Batı Almanya, Fransa, Belçika, Hollanda, İtalya ve Lüksemburg Avrupa Ekonomik Topluluğu’nu oluşturdu.
1972’deki 1.ci genişleme sürecinde İngiltere, Danimarka ve İrlanda tam üye olarak topluluğa girdi.
1979’daki 2.ci genişleme sürecinden evvel topluluğun anayasal yapısının değiştirilmesi görüşü gündeme getirildi ve Yunanistan, İspanya ve Portekiz’in katılımı ile birlikte Avrupa Tek Pazarı üzerinde anlaşıldı.
1995’deki 3.cü genişleme sürecinde İsveç, Finlandiya ve Avusturya tam üye olarak topluluğa girdi ve üye ülke sayısı 15’e ulaştı.
1997’de başlayıp 1 Mayıs 2004’te biten süreçte 10 yeni ülke AB üyeliğine kabul edildi ve üye sayısı 25’e yükseldi.
1 Ocak 2007’de Bulgaristan ve Romanya’nın üyeliğe kabulü ile üye sayısı 27 oldu.
AB’nin kendi Meclisi vardır ve adı da “Avrupa Parlamentosu”dur (European Parliament). Avrupa Parlamentosu AB’yi oluşturan 27 ülkede eşzamanlı yapılan seçimlerle seçilen 785 Avrupa Milletvekilinden oluşmaktadır.
KKTC Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat, son haftaların güncel ve önemli siyasi olayı olarak tanımlanan konuşmasını Avrupa Parlamentosu’nda değil, Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi’ne (AKPM) yapmıştır.
Prof. Dr. Ata ATUN
Bir yanıt yazın