Dunya Hekimler Birligi Ermeni’lerin elinde

 

Dr. Timur Sumer
Bizim örgütümüz olan Türk Tabipleri Birliği’nin de üyesi olduğu Dünya Hekimler Birliği (WMA) ağ sayfasında yer almakta olan ilginç bir duruma ilişkin bir haber ve bir de köşe yazısı incelemeye ve gereğini yapmaya değer ipuçları içeriyor.

Önce haberleri kısaca paylaşalım :

Doktorların soykırım iddiası
Dünya Tabipleri Birliği, Türkiye’nin Ermenilere soykırım yaptığını savunuyor. Tıp Kurumu, Sağlık Bakanlığı ve TTB’nin girişimde bulunması gerektiğini belirtti
MAHMUT  ILICALI
ANKARA – Türkiye’nin de aralarında bulunduğu 85 ülkedeki sağlık örgütlerinin üye olduğu Dünya Tabipleri Birliği (WMA), sözde Ermeni soykırımı iddialarını destekliyor. WMA’nın resmi internet sitesindeki “Ayın Ülkesi” bölümünde üye ülkelerden Ermenistan tanıtılırken, Türkiye’de 1914-1918 yılları arasında “1.5 milyon Ermeni’nin öldürüldüğü” ve “Ermenilere soykırım yapıldığı” iddia ediliyor.
WMA’nın ” members/countryofthemonth.htm” adresinde bulunan tanıtımda Ermenistan hakkında tarihi bilgilerle birlikte sözde Ermeni soykırımına ilişkin de şu ifadelere yer veriliyor: “Türkiye’de 1915’teki Ermeni soykırımında 1.5 milyon Ermeni’nin 1914-1918 yılları arasında öldürülmesinin ardından- çok sayıda Ermeni dünyanın her tarafına dağıldı.”
Soykırım iddialarının yanı sıra Ermenistan’ın Azerbaycan’ı işgalini de meşrulaştıran ifadelerin bulunduğu tanıtımda, Yukarı Karabağ’ın işgali hakkında ise “Ermeniler 1987’de Yukarı Karabağ bölgesine dönmek için harekete geçmeye başladı. 1992 ve 1993 yıllarında Ermenistan ve Azerbaycan arasında savaş sürdü. Ermenistan Nisan 1993’te avantajlı duruma geldi” deniliyor.
Ayrılma söz konusu
Tıp Kurumu Genel Sekreteri Dr. Ali Rıza Üçer yaptığı açıklamada, söz konusu tanıtımın aylardır yayınlandığına dikkat çekti. Dünya Tabipler Birliği’nin 2004 yılında da terörist başı Abdullah Öcalan’ı “Türkiye’de zor durumda olan yegâne hasta” olarak ilan ettiğini anımsatan Üçer, Sağlık Bakanlığı ve Türk Tabipleri Birliği’nin bu yazının web sayfasından çıkartılması için girişimde bulunması gerektiğini söyledi. Üçer, “Bu sağlanamadığı takdirde Türk Tabipleri Birliği’nin Dünya Tabipleri Birliği’nden ayrılması gerekmektedir” dedi.
(Cumhuriyet, 12.10.2008)

Dünya Tabipler Birliği’nin dünyası!
DÜNYA Tabipler Birliği’nin internet sayfasında “ayın ülkesi” bölümünde aylardır Ermenistan Cumhuriyeti’nin yer aldığını anlatıyor Tıp Kurumu Başkanı Dr. Mehmet Altınok:
“Her ne hikmetse Ermenistan Cumhuriyeti aylardır ayın ülkesi yerini koruyor ve tanıtım yazısında Türkiye’de 1,5 milyon Ermeni’nin 1914-1918 yılları arasında soykırıma uğradığı, büyük bir bölümünün de 1915’teki tehcir nedeniyle dünyanın çeşitli bölgelerine göç ettiği savlanıyor. Dünya Tabipler Birliği’nin savları bu kadarla kalmıyor.
Ermenistan’ın Karabağ’ı işgali ve 1 milyon Azeri’nin yurtlarından sürülmesi de Ermenilerin eski topraklarına geri dönüşü olarak destekleniyor. Anımsayacağınız gibi Dünya Tabipleri Birliği daha önce de Türk Tabipler Birliği ile Almanya’daki bir Kürt hekim organizasyonunu kaynak göstererek ayrılıkçı terör örgütünün başı Abdullah Öcalan’ı Türkiye’de hapiste zor durumda olan yegâne hasta olarak tanımlamıştı. Yükselen tepkiler nedeniyle Türk Tabipler Birliği yöneticileri geç de olsa bu durumu tekzip etmişti. Bizimkiler acaba, üyesi bulundukları Dünya Tabipleri Birliği’ni Ermenistan konusunda da fazla geç kalmadan uyarmayı düşünürler mi?”
(Cumhuriyet, 12.10.2008, Vaziyet)

adresini tıklayarak yazılanları, çizilenleri incelemeniz olanaklıdır.

“Ayın ülkesi” başlığında sunumu yapılan Ermenistan bu konumunu yaklaşık on aydır sürdürmekteymiş. Anlaşılan “ayın ülkesi” olması yetmemiş “yılın ülkesi” fırsatı yaratılmış.
Dünya Hekimler Birliği ağ sayfasında tümü ile siyasi içerikli ve dinsel motifler de içeren böylesi bir tanıtımın daha doğrusu propagandanın ne işi var diye sormak durumundayız.

Bunu sorgulamadan önce Dünya Hekimler Birliği’nin özgörevini (misyon) anımsamakta yarar var.

Kaynağımız yine kendi sayfaları olacak. Kendilerine rehber edindikleri özgörev:

“WMA (Dünya Hekimler Birliği)’nin amacı, Tıp Eğitimi, Tıp Sanatı ve Etik, ve dünyadaki tüm insanlara Sağlık Hizmeti götürülmesi için en yüksek uluslararası standartların başarılması için çabalamak olacaktır.”

Yukarıda yer alan bir tümce ile özetlenen yüce amaca kimsenin diyebileceği en küçük bir şey yoktur. Ama, bu yüce amacı kalkan olarak kullanarak bir yandan amaçla ilgisiz bir konuda kamuoyu oluşturmaya soyunmak ve diğer yandan da içtikleri andın gereği olarak her türlü ayrımcılıktan uzak durmaya söz vermiş olan hekimlere ait bir alanda ayrımcılık içeren bilgiler paylaşmak sorgulanmayı gerektiriyor.

Aslına bakarsanız bu konudaki sorgulamayı yalnızca biz Türklerin değil diğer dünya uluslarının da yapması gerekir. Ancak, bugün için dünyamıza egemen olan süredurumda (konjonktür) böylesi bir tepkinin bizlerin dışındaki ülkelerce geliştirilmesini beklemek hayalcilik olacaktır.

Bir tanıtım yazısının gereği olarak çok eskilerden başlayarak tarihten söz edilmesi doğal karşılanabilir. Ama, sözün birdenbire 1915’teki tehcire getirilmesi anlamlıdır. Ancak, bu noktada Ermenistan ağzıyla “soykırım” sözcüğünün kullanılması da ayrıntı gibi görünen son derece önemli bir başka noktadır.

Bu özensizlik ve hoyratlık bile kendilerinin belirlediği ve tanımladığı özgörevden ne denli uzak bir duruş içinde olduklarını göstermesi bakımından önemsenmelidir.

“Soykırım” sözcüğü ile Ermeni savlarına gösterilen yakınlık her nedense çok yakın tarihte Ermenistan’ın komşu Azerbaycan’a yönelik saldırganlık ve Karabağ bölgesini ele geçirmesi konusunda bambaşka bir biçeme dönüşüyor. İki ülke arasında 1992’de çıkan savaş sonucu el değiştirdiği vurgulanan Karabağ topraklarının ele geçirilmesinin Ermenistan’a “avantaj” sağladığı türünden bir şefkatli yaklaşım gözden kaçacak gibi değil.

Yine, tanıtımın ilk bölümcesinde yer alan “dinsel” vurgular da inanması güç olsa da Dünya Hekimler Birliği’nin de “medeniyetler buluşması” türünden içi boş savsözlerden(slogan) etkilendiğinin, dinlerin de yayılmacı amaçlarla kullanımına katkıda bulunduğunun belgesi gibidir.

Bu türden yalan yanlış, nesnellikten ve daha da önemlisi doğru bilgiden yoksun yargısız infaz amaçlayan propagandalara alıştık denilebilir. Ama, özellikle ülkemize karşı ekonomik ve siyasi alanda uygulanmakta olan “kuşatma”nın pek de alışık olmadığımız alanlara taşınmış olmasıgözden kaçırılmamalıdır.

Bu türden yanlış ve kötü niyetli girişimlerin önüne geçilmesi bakımından başta resmi makamlar olmak üzere hemen her yurttaşa önemli görevler düşüyor. Önemli bir meslek odamızın da üyesi olduğu uluslararası  birlik tarafından sergilenen gerçek dışılığa da öncelikle Türk Tabipleri Birliği tepki vermek durumundadır. Bu yanlışlığın giderilmesi ve özür diletilmesi öncelikli amaç olmalıdır.

Her türlü çabaya karşın bunun başarılamaması durumunda o birlikten ayrılmayı da içeren eylemlerden kaçınılmamalıdır.

Türk hekimleri olarak, kutsal mesleğimizin örgütleri kullanılarak hem biz hekimlere hem de ülkemize yönelik saldırgan ve haksız tutum karşısında Türk Tabipleri Birliği’nden kararlı ve onurlu bir duruş beklemek hakkımız olsa gerektir.”

Ceyhun BALCI, 12.10.2008

  - ermeni cete adapazari 1915

Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir