Fatih ÇEKİRGE YAZIYOR
Hepimizin aklında aynı soru:
– ABD ile istihbarat paylaşımı sürüyor mu?
Ve diğer soru:
– Sürüyorsa karakolun dibine kadar yaklaşan 300 kişilik terörist grubunu nasıl atladık?
Bana ilk gelen bilgiler istihbarat paylaşımının kesintiye uğradığı şeklindeydi. Az önce ABD’nin Ankara Büyükelçiliği’ndeki basın sözcüsü Kathy Schalow konuştum…
Aynen şöyle diyor:
– Türkiye ile sürdürdüğümüz istihbarat paylaşımı programı hiçbir şekilde kesintiye uğramadan devam etmektedir.
Soruyorum:
– Peki her metrekareyi, Kuzey Irak’taki her gelişmeyi, uyduyla takip edip 24 saat istihbarat sağlamak mümkün mü?
Kathy cevap veriyor:
– Size bu konuda detaylı bilgi veremem. Ancak şunu bilmenizi isterim ki Türkiye ile ABD arasındaki istihbarat paylaşım programı dünyadaki en iyi programlardan biridir.
Daha ne desin…
ABD Büyükelçiliği açıkça en gelişmiş şekilde istihbaratın Türkiye’ye sağlandığını söylüyor…
Kathy’nin vurgulamalarından da anlıyorum ki ABD bu konuda üzerine düşeni yapıyor…
Bu durumda geriye çok daha önemli bir soru kalıyor:
– ABD teknolojisi uydu üzerinden Kuzey Irak’taki büyük grup hareketlerini rahatça gözleyebildiğine göre ve istihbarat desteğinin tam olduğu açıkça söylendiğine göre bu 300 kişilik terörist grup nasıl sınırı geçip Aktütün Karakolu’na kadar ulaşabildi?
– Bu grubun hareketi istihbarat olarak Türkiye’ye ulaşmış olabilir mi?
– Ulaşmış ve önlem alınmasına rağmen bu kayıplar verilmiş olabilir mi?
Evet sevgili hurriyet.com.tr okurları; bu sorular gerçekten çok önemli. Daha da açarsak şöyle diyebiliriz. ABD Büyükelçiliği sözcüsü istihbaratın dünyadaki en iyi programlardan biri olarak sürdüğünü söylüyor…
Bu durumda terörist grubun hareketi tespit edilmiş olmalı…
Eğer bu istihbarat Türkiye’ye ulaştıysa Aktütün Karakolu’nun üst tarafındaki Bayraktepe’de bir mevzii oluşturulmuş ve oraya takviye yerleştirilmiş gözüküyor…
Demek ki istihbarat var ve önlem alınmış…
İhtimal dahilinde buradan çıkan sonuç böyle olmalı…
Bütün bunları “eğer” ifadesiyle söylüyorum…
Bu durumda soru işaretleri daha da keskinleşiyor…
Ulaştığımız nokta şu:
– Eğer ABD Büyükelçilik sözcüsü Kathy‘nin söylediği gibi istihbarat tamsa ki ben buna inanıyorum, bu durumda terörist grubun hareketi Ankara tarafından biliniyordu…
Elbette Türk Genelkurmay’ı bu konuyu uzun uzun inceliyordur; o karargâha güvenimiz tam…
Bu soruların mutlaka bir açıklaması vardır. Çünkü Türk Silahlı Kuvvetleri’nin geleneği hiçbir soruyu cevapsız bırakmayacak kadar köklüdür…
Bu arada bir konuyu da belirtmem gerekiyor:
– Biliyorum hemen herkesin ağzında şu söz ve şu soru var:
– ABD, PKK’ya göz mü yumuyor?
– Teröristlere destek mi veriyor?
– ABD izin vermeden Kuzey Irak’ta kuş uçmayacağına göre bu nasıl oluyor?
– Bu işlerin arkasında ABD mi var?
Sevgili okurlar bu soruları ben de en az sizin kadar sorabilirim…
Zamanında çok da sordum…
Ama şimdi görüyorum ki bu olayda ABD üzerine düşeni yapıyor…
Yani verdiği sözü tutuyor…
Bu yüzden hiç boşuna komplo teorileri üretip başkalarını suçlamayalım…
Sonuçta bu sorun bize ait…
“Bu işleri ABD karıştırıyor” gibi bir ucuzluğun içine düşmemek gerekiyor…
Bu gerçeği size Mustafa Kemal’in çok sevdiğim bir olayını anlatarak aktarmak istiyorum…
VON KRESS PAŞA’NIN DÜRBÜNÜ
Mustafa Kemal Suriye cephesindedir…
O dönem Osmanlı Genelkurmayı, Alman Genelkurmayı’nın etkisi altındadır ve Suriye cephesine Alman General Von Kress gönderilir…
İşte o cephede bir gün Mustafa Kemal, Von Kress Paşa ve genç bir Osmanlı zabiti düşman cephelerine bakarlar. Von Kress Paşa’nın elindeki dürbün son Alman teknolojisidir. Alman general dürbününü alır ve Mustafa Kemal’a “Buyurun bir de bununla bakın” der…
Mustafa Kemal dürbünden bakar. Gerçekten de düşman cepheleri bütün detaylarıyla görünmektedir…
Sonra dürbünü genç Osmanlı zabiti alır…
O da bakar…
Ve hayretle şöyle der:
– Komutanım, Komutanım. Şu hale bakın bizim göremediğimiz bütün detaylar, düşman tabyaları, mevziileri açıkça görünüyor… Von Kress Paşa’nın dürbünü her şeyi gösteriyor…
Mustafa Kemal gülerek genç zabite şu cevabı verir:
– Elbette cepheyi o dürbünle gözle. Olanı biteni incele. Ama sakın ola ki dünyaya Von Kress Paşa’nın dürbünüyle bakma…
Bilmem anlatabildim mi…
Tekrar hepimizin başı sağ olsun…
Bir yanıt yazın