Hasan DEMİR
PKK, Irak’ın kuzeyinden Aktütün Karakoluna ağır silahlarla saldırıyor ve yirmiye yakın Mehmetçik şehit oluyorsa bunun bir tek sebebi vardır ve o da Başbakan Erdoğan’ın, “İnşallah gerçekleşir, gerçekleşir de Diyarbakır bu projenin merkezi olur” diye dua ettiği, “Büyük Ortadoğu Projesi” dir.
Çünkü bu projede hedef, aralarında Irak ve Türkiye’nin de bulunduğu halkı Müslüman olan 30’a yakın devletin parçalanması, ülkelerinin bölünmesidir. Projenin Irak ayağında başarıya ulaşılmış, işgal güçleri Irak’ı fiilen ikiye bölmüş, geri kalan bölümünde ise bir “Sünni-Şii çatışması” oluşturmayı başarmışlardır. Aslında Irak çoktan üçe bölünecekti amma Şiilerin İran, Irak ve Suriye üzerinden İsrail’e kadar uzanan bir koridorda tek güç olma tehlikesi ABD ve İsrail’i ürkütmüş, bu tehlikeyi bertaraf etmek isteyen İsrail-ABD ikilisi Suriye’ye bir ay boyunca saldırmış ve fakat Suriye Hizbullahı tarafından tarihi bir yenilgiye uğratılarak, İsrail saldırısının ilk günlerinde ABD Dışişleri Bakanı Rice’nin, “Artık sınırların değişme zamanı geldi” sözleri kendilerine yalatılmış, böylece, Büyük Ortadoğu Projesi’nin neticelerinden bir netice olacak olan İsrail’in Arz-ı Mev’ud hayalinin en az elli yıl ertelenmesi gibi bir sonuç ortaya çıkmıştır.
Kim, “Barzani ile iyi ilişkiler kuralım” diyor ve kim, “ABD PKK’yla mücadelede Türkiye’ye destek veriyor” diyorsa ya siyaset gereği öyle konuşuyordur, ya cahildir, ya da o bir Barzani ve bir ABD dostudur bunun dördüncü bir anlamı yoktur. Çünkü Irak’ı fiilen ikiye bölen güç bir yandan Irak’ın kuzeyindeki Kerkük ve Telafer gibi Türkmen kentlerini Türksüzleştirirken, diğer yandan da Türkiye’nin Doğu ve Güneydoğusu’nu mesken tutarak Kürt kardeşlerimize, “Bırakınız şu Türklerle birlikte yaşamayı, farklı yönlerinizi öne çıkarın” tavsiyelerinde bulunmayı sürdürmüş, halen de sürdürmektedir. Irak’ın kuzeyindeki Barzani oluşumu, “Benim TBMM’de 70’e yakın milletvekilim var” deme küstahlığını göstermekle kalmamış, “Siz Kerkük derseniz, ben de Diyarbakır” derim diye Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve Türk milletine meydan okumuştur.
Daha önce ve dün Aktütün Karakolu’na gerçekleştirilen PKK saldırıları işte Barzani’nin egemen olduğu bu topraklardan gerçekleştirilmektedir.
Şimdi herkes elini vicdanına koysun ve “ABD istese Barzani’yi bölgesindeki PKK’nın elini kolunu bağlamaya mecbur bırakır mı bırakamaz mı?” sorusunun cevabını arasın. PKK para, yiyecek, giyecek, silah, ilaç ve ihtiyaç duyduğu her şeyi Barzani bölgesinden karşılıyor ve ABD de buna ses çıkartmıyorsa, siz bu Barzani’nin Türkiye’ye dost ve siz bu Barzani ve bu ABD’nin Türkiye’nin toprak bütünlüğüne saygı duyduğunu iddia edebilir misiniz?
Edemezsiniz, ederseniz size kargalar bile güler.
Türkiye’yi yöneten AKP lideri Büyük Ortadoğu Projesinde “Eş Başkan” olmayı sürdürdükçe ve bununla övündükçe ve ABD’nin Irak’ta yaptığı her türlü insanlık dışı ve İslâm’a yönelik Haçlı Saldırılarına ses çıkartmadıkça, hatta, İsrail’i mağlup eden Suriye Hizbullahını tasfiye etmesi için ABD ve İsrail adına Beşar Esad’ı ikna etmeye teşne oldukça, Aktütün Karakolu daha onlarca defa saldırıya uğrar ve sınırlarımız içerisindeki PKK yandaşları Türkiye’yi bölme umudunu sürekli muhafaza eder. Ve tabii Türkiye’nin her konuda önünü kesmeyi strateji haline getirmiş AB zeminindeki üst düzey PKK destekçileri de terörle mücadelede Türkiye’nin elini kolunu bağlayan taleplerini bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da işte böyle gaflet içerisindeki yöneticilerimize kabul ettirtip dururlar.
Şehitlerimize rahmet, yakınlarına ve milletimize sabır dualarımızın Rabbimiz tarafından kabulünü niyaz ediyoruz ve gaflettekilerin uyanması için Allah(c.c.)’ımıza yalvarıyoruz..