Site icon Turkish Forum

HURRIYET: Yazmayalım mı

Başbakan Tayyip Erdoğan, dün Almanya Deniz Feneri e.V. davasının iddianamesinde kendisine para gönderildiği yolundaki iddiaların iftira olduğunu söyledi. Erdoğan, bu iddiaların üzerine gideceğine, yine hedef şaşırtarak bunları gündeme getiren ve haber yapan gazeteleri ve iddiaların, doğru olup olmadığını soran CHP Lideri Baykal'ı çok ağır bir dille suçladı. - Yilmaz Ozdil
  7 Eylül 2008
Hürriyet
 
 

Başbakan Tayyip Erdoğan, dün Almanya Deniz Feneri e.V. davasının iddianamesinde kendisine para gönderildiği yolundaki iddiaların iftira olduğunu söyledi. Erdoğan, bu iddiaların üzerine gideceğine, yine hedef şaşırtarak bunları gündeme getiren ve haber yapan gazeteleri ve iddiaların, doğru olup olmadığını soran CHP Lideri Baykal’ı çok ağır bir dille suçladı.

Frankfurt Bölge Mahkemesi’nde görülen Almanya Deniz Feneri e.V. davasının 6350 Js 203391/06 No’lu iddianamesinde, ‘Türk hükümeti tarafından defalarca siyasi etki yapılmaya çalışıldığı’ vurgulanıyor. Ayrıca Euro 7 Genel Müdürü Mehmet Gürhan, parayı, Türkiye Başbakanı’na, tsunamiden zarar görmüşlere dağıtması için, vermek üzere aldığını söylüyor. İşte o bölümler:

İDDİANAME SAYFA 42

Tutukluluğa mani olunmaya çalışıldı

C) Siyasi yönü 7 nin kuruluşunun nedeni, sanık Ermiş’in görüşüne göre, Almanya’da yaşayan Türklere Milli Görüş’ün ve daha sonraları AKP nin siyasetini aşılamakmış. Şirketler de, para kazanmak için kurulmuşlar. Frankfurt am Main’da kurulan şirketlerin amacı, elde edilen paraları yıkamaya ve daha sonraları da islamın yaygınlaştırılmasına yönelikmiş. Bundan herhangi birisinin kendine maddi avantaj sağlayıp sağlamadığını bilmiyormuş, ancak tahmin ediyormuş. Şirket sahipleri, Türkiye’deki iktidarla iç içeymişler, Milli Görüş ve AKP’ nin siyasetine sıkı sıkıya bağlıymışlar.

(Dosyanın 1432, 1723, 2034. sayfaları)

EURO

Soruşturma davası süresince, soruşturmalara defalarca siyasi etki yapılmaya, bilhassa Türk Hükümeti tarafından devam etmekte olan tutukluluğa mani olunmaya çalışılmıştır.

İDDİANAME SAYFA 164

Başbakan için para alındı

02.02.05 tarihli ‘Empfangsbestitigung 2’ olarak nitelendirilen alındı belgesinde (Empfangsbescheinigung) herhangi bir meblağ yazılı olmamasına rağmen Mehmet Gürhan, Firdevsi Ermiş’ten parayı, Türkiye Başbakanı’na, (2003 yılından bu yana Recep Tayyip Erdoğan) Doğu Asya’daki tsunamiden zarar görmüş, yardıma muhtaçlara dağıtması için, vermek üzere, aldığını tasdik etmiş. Bu konu, sanık Ermiş’ in 7. kez ifadesi alınırken sorulmuş ve doğruluğu tasdik edilmiştir.

From: Esin Ayral [esinayral@gmail.com]

Subject: İşte Erdoğan’ın tanımam dediği Fener sanığı ile fotoğrafı 06.09.2008 – 19:06 /From: Ali Kutlu

 

 

 

İşte Erdoğan’ın tanımam dediği Fener sanığı ile fotoğrafı

06.09.2008 – 19:06

 

 

 
Başbakan Erdoğan, Deniz Feneri davası iddianamesinde kendisine para gönderdiği iddia edilen tutuklu sanık için ” Tanımam” dedi ancak Gazeteport Mehmet Gürhan ile Erdoğan’ın birlikte fotoğrafını ortaya çıkardı.

 



ÖZEL HABER/YUSUF SAHİCİ
HABERİN KAYNAK GÖSTERİLMEDEN KULLANILMASI HALİNDE YASAL İŞLEM UYGULANACAKTIR.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile Deniz Feneri davasının tutuklu sanığı Mehmet Gürhan’ın birlikte fotoğrafları ortaya çıktı. Erdoğan bugün Güngören’de parti kongresinde yaptığı konuşmada, ”Başbakan Erdoğan Deniz Feneri’nden para mı almıştır? Eğer bunu ispat edemezseniz, ahlaki değerler noktasında nasibini almamış birisiniz. Tayyip Erdoğan ne böyle bir para almıştır, ne böyle bir paranın sahibiyle tanışmıştır. Asla!” dedi.
Dava iddianamesine göre, Deniz Feneri Derneği yöneticilerinden Mehmet Gürhan ve Firdevsi Ermiş, Başbakan’a para verdiklerini kabul ediyor. Gürhan ile Ermiş’in bir başka ortak noktası ise Başbakan’ı tanımaları oluşturuyor. Defalarca bankadan para çeken ve 50 işlemde toplam 9 milyon 978 bin Euro aldığı belirlenen Deniz Feneri’nin Avrupa’daki en önemli ismi olan Mehmet Gürhan ile Başbakan Erdoğan’ın beraber çekildikleri fotoğraf 30 Aralık 2007 günü Cumhuriyet gazetesinde yayınlandı. Fotoğrafın, Almanya’daki bir etkinlikte çekildiği belirtilirken, fotoğrafın, Kanal 7’nin Almanya temsilciliğinde çekildiği vurgulanıyor.
Alman savcılarnı iddianamesinde de Başbakan Erdoğan konusunda ”’02.02.05 tarihli ”Empfangsbestitigung 2” olarak nitelendirilen alındı belgesinde (Empfangsbescheinigung) herhangi bir meblağ yazılı olmamasına rağmen Mehmet Gürhan, Firdevsi Ermiş’ten parayı, Türkiye Başbakanı’na, (2003 yılından bu yana Recep Tayyip Erdoğan) Doğu Asya’daki Tsunami’ den zarar görmüş, yardıma muhtaçlara dağıtması için, vermek üzere, aldığını tasdik etmiş. Bu konu, sanık Ermiş’ in 7. kez ifadesi alınırken sorulmuş ve doğruluğu tasdik edilmiştir” deniliyor.
Mehmet Gürhan’ın kayınpederi Şükrü Kurum da bir dönem Almanya’da YİMPAŞ yöneticisiydi. Deniz Feneri’nin en büyük sponsoru olan YİMPAŞ’ın tutuklu patronu Dursun Uyar da belediye başkanlığı döneminden bu yana Erdoğan’ı yakından tanıyor. Yimpaş’ta bir dönem yöneticilik yapan bazı isimler AKP’nin iktidara gelmesiyle birlikte bakan, milletvekili, belediye başkanı, il başkanı olmuştu. 

 

===============

Paralar ‘klonlanan şirketler’le aktarıldı

NEDİM ŞENER

Almanya’daki bağış skandalı davasının iddianamesine göre, Deniz Feneri e. V.’nin topladığı 41.3 milyon euro’nun önemli bir bölümü Almanya ve Türkiye’de aynı adla kurulan şirketlere aktarıldı

Frankfurt Savcılığı’nın iddianamesiyle Türkiye’deki şirket kayıtları karşılaştırıldığında, Almanya’daki Deniz Feneri e.V.’nin yardımseverlerden topladığı 41.3 milyon euro’nun adeta “klonlanan şirketler” aracılığı ile Türkiye’deki şirketlere ve ortaklarına aktarıldığı ortaya çıkıyor.
İddianameye göre, Kanal 7’nin başında bulunan Zekeriya Karaman, Deniz Feneri e.V. Başkanı Mehmet Gürhan ve RTÜK Başkanı Zahid Akman, 2003’te Türkçe anlamı “beyaz, ak” olan Weiss Gmbh isimli bir şirket kurdu. Aynı kişiler 1998 yılında Türkiye’de kurulmuş olan Beyaz İletişim isimli şirkette de hisse sahibi görünüyor.

İlginç isim benzerlikleri
Akman, adını Beyaz Holding olarak değiştiren Beyaz İletişim AŞ ortaklığından, RTÜK Başkanı seçildikten 8 gün sonra, 21 Temmuz 2005’te ayrıldı. Aynı kişiler 1990’larda Türkiye’de Kanal 7 (Yeni Dünya İletişim A.Ş.) ve Atlas Pazarlama Ltd. şirketini kurarken, 2002 seçimlerinden sonra AKP hükümetinin iş başına gelmesiyle, Almanya’da da 2003’te Atlas Media Gmbh ve 2004’te Euro 7 Gmbh (eski adı Media 7 Gmbh olan Kanal 7 Avrupa) şirketlerini faaliyete geçirdiler.
Alman polisinin baskın yaptığı dernek ve şirket merkezlerinde ele geçen belgeler, banka kayıtları ile tutuklanan Deniz Feneri e.V. Başkanı Mehmet Gürhan, Mehmet Taşkan ve Firdevsi Ermiş’in ifadelerine göre, “41.3 milyon euro’nun çok büyük bölümü kuryeler aracılığıyla Türkiye’ye gönderildi.”

Organik bağ yok ama…
Kâğıt üzerinde bağı olmamasına rağmen aynı adı kullanan Almanya’daki Deniz Feneri Derneği’nden Türkiye’deki Deniz Feneri Derneği’ne de 7 milyon euro gönderildiği iddia ediliyor. Türkiye’de Kanal 7’nin başında olan ve Almanya’daki şirketlerde de ortaklığı bulunan Zekeriya Karaman, İsmail Çelik, Harun Kapıyoldaş ile diğer Kanal 7 (Euro 7) ve Deniz Feneri e.V. yöneticilerine 16 milyon euro ödendiği belirtiliyor.
İddianameye göre,  Euro 7’ye 750 bin euro ana sermaye olarak aktarıldı. Weiss Gmbh’ya 1.4 milyon, Taksi Quick’e 323 bin, Taksi Prestij’e 139 bin, As Taksi’ye 220 bin, Atlas Media Gmbh’ye de 289 bin euro aktarıldı.
Ayrıca Akman ve Karaman’ın ortak olduğu tasfiye halindeki Yurt Haber isimli haber ajansına 135 bin euro aktarılırken, Weiss Gmbh üzerine değerleri 3.5 milyon euro olan dört tane gayrimenkul alındı.
İddianamede, 2005 – 2007 arasında Türkiye’deki Kanal 7’nin sahibi görünen Yeni Dünya İletişim A.Ş’nin geri alınmış 7 milyon euro değerinde hisse senetlerinin bedellerinin de bağışlarla karşılandığı ileri sürüldü.
 İlk ihbarı Milli Görüş avukatı yaptı
Almanya’daki Deniz Feneri e.V. iddianamesinde konuyla ilgili ilk soruşturmanın 8 Ocak 2006’da eski Berlin Milli Görüş İslam Toplumu Derneği Hukuk Danışmanı Abdurrahman Vural’ın ihbarıyla başladığı belirtildi.
Vural, 8 Ocak 2006’da yazdığı ve Maliye Bakanlığı kurumlarına gönderdiği yazısında Deniz Feneri e.V. ile merkezi Türkiye’de bulunan İnsani Yardım Vakfı’nın (İHH) topladıkları yardımları suistimal ettiğini bildirdi. İddianamede, bu konu şöyle anlatıldı:
“08.01.2006 tarihinde Berlin İslam Cemaatı Başkanı ve IGMG (Milli Görüş İslam Toplumu e.V.) eski hukuk danışmanı Abdurrahman Vural, Almanya’nın çeşitli maliye dairelerine gönderdiği yazıda Deniz Feneri e.V. ile IHH e.V. (İnternationale Humanitäre Hilforganisation e.V.) ve IGMG e.V. yetkililerine karşı, yardım paralarını suistimal edip kötüye kullanmak ve vergi kaçakçılığı yapmakla suçladı. Gelen şikayet yazısında ‘… aslında toplanan bu yardım paraları gerektiği yere gitmemekte, aksine işin arkasında bu paraları suistimal edip kullanan çeşitli örgüt ve partiler var, örneğin YİMPAŞ Holding, Kanal 7 (Deniz Feneri), yasaklı Refah Partisi, Erbakan vs. Kanal 7 (Almanya’da da yayın yapmakta) Deniz Feneri tarafından finanse edilmektedir’ denilmektedir.”

===========================

Yılmaz ÖZDİL

 yozdil@hurriyet.com.tr 

Deniz Feneri az! Okyanus Feneri lazım bunlara…

Yüzyılın tokadı…

Deniz Feneri.

Bakıyorum yazılıp çizilenlere…

Hep aynı benzetmeler yapılıyor:

“Dindar insanlarımızı kandırarak…”

“Temiz duyguları kandırarak…”

“Hassas yürekleri kandırarak…”

“Vicdanlı insanlarımızı kandırarak…”

“Saf Anadolu insanını kandırarak…”

*

Yok öyle!

*

Kendinizi kandırmayın…

Saf maf değil, o para kaptıranlar.

*

Bu dünyada her türlü katakulliye rıza gösterip, öbür dünyayı makbuz karşılığı satın almaya kalkan… Kaç euroysa ödeyip, cennette tapu kapmaya çalışan Şark kurnazı onlar.

*

Üzülmeyin sakın.

*

Gariban şehit çocuklarının yırtık pırtık çoraplarla gezdiği bir ülkede, Mehmetçik Vakfı dururken, Tanzanya’daki yoksullara iftar vermeye çalışıyorsa “vicdan sahibi” Anadolu insanı…

Bırakın dolandırsınlar kardeşim!

*

Sevaptır.

 

__._,_.___

Exit mobile version