DENIZ FENERI : Alman savcı: Türk hükümeti baskı yaptı.

Alman savcı: Türk hükümeti baskı yaptı.

 

Deniz Feneri skandalı Erdoğan’a uzandı.

Deniz Baykal, NTV’nin canlı yayında Almanya’da devam eden Deniz Feneri yolsuzluk davasıya ilgili önemli bir açıklamada bulundu…
Alman savcı: Türk hükümeti baskı yaptı.
Deniz Feneri davasıyla ilgili Alman Savcı’nın hazırladığı iddianamede gündem yaratacak iddialar yer alıyor.
Gazeteport’un haberine göre, iddianamede Türk Hükümeti’nin Deniz Feneri için siyasi baskı yapmaya çalıştığı, savcılığın iki gizli polisi örgütün içine soktuğu belirtiliyor.Zahit Akman içinse ayrı soruşturma yapılıyor…

**********
‘Deniz Feneri’nden Erdoğan çıktı!
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Almanya’daki Deniz Feneri davasının iddianamesinde, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a para gönderildiği bilgisinin yer aldığını söyledi.

*************

Deniz Baykal,Alman Savcısı’nın hazırladığı iddianamede Başbakan ile ilgili bir bölümü aktararak şunları söyledi:

Mehmet Gürhan adlı Almanya’da bir organizatör var.Başbakan’ın organizatörü diye biliniyor. Başbakan’ın Almanya’daki pek çok organizasyonunda yer almış ona yakın bir isim.

Alman savcının iddiasına göre,yargılanan dernekten Başbakan Erdoğan’a verilmek üzere Mehmet Gürhan isminde birine büyük miktarda para verilmiştir.

Mehmet Gürhan da fadesinde bunu doğruluyor. “Evet toplanan parayı Erdoğan’a iletilmek üzere aldım“diyor. Bu para tsunami felaketinden zarar görenler için toplanmış güya. Başbakan bu parayı almış mıdır almamış mıdır açıklamalıdır. Gürhan bu papayı vermiş olsa da olmasa da, orada bazı insanların Başbakan adına para toplaması vahimdir.

Alman savcı bu davayla ilgili Türk hükümeti baskı yapıyor diye açıklama yapıyor. İddianamede bu baskı açıkça belirtiliyor.. Türk hükümeti neden bu davayı bu kadar yakından takip ediyor. Orada bir yolsuzluk incelemesi var. Bırak ne olduğu ortaya çıksın. Niye müdahale etmeye çalışıyorsun. Neden rahatsız oluyorsun? Bunlar açıklanması gereken vahim konulardır!”

İŞTE ALMAN SAVCI’NIN İDDİANAMESİNDEKİ ERDOĞAN BÖLÜMÜ!
02.02.05 tarihli ‘Empfangsbestitigung 2′ olarak nitelendirilen alındı belgesinde (Empfangsbescheinigung) herhangi bir meblağ yazılı olmamasına rağmen Mehmet Gürhan, Firdevsi Ermiş’ten parayı, Türkiye Başbakanı’na, (2003 yılından bu yana Recep Tayyip Erdoğan) Doğu Asya’daki Tsunami’ den zarar görmüş, yardıma muhtaçlara dağıtması için, vermek üzere, aldığını tasdik etmiş. Bu konu,sanık Ermiş’ in 7. kez ifadesi alınırken sorulmuş ve doğruluğu tasdik edilmiştir.

Bunun üzerine MindMatics şirketi 22.01. 2008 tarihinde gene yazılı olarak bildiriminde, Derneğin 2006 yılı Eylül ayında ‘yardım paraları telefon numarası’ için başvuruda bulunduğunu (Telefon Numarası 0900-550202) ve neticede her başarıyla sonuçlanan telefon görüşmesi için son kullanıcıdan, ay sonundaki telefon faturasından 5 € çekildiğini açıklamıştır. Kendi verilerine göre MindMatics, Ağustos 2006 ile Ocak 2007 tarihleri arasında kalan zaman dilimi için Derneğe, 133.000,00 € havale etmiştir.

MindMatics A.Ş. 21.09.2006 tarihinde kendileriyle dernek arasın-da ve Dernek adına Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Gürhan’ ın imzalamış olduğu hizmet mukavelesinin bir kopisini göndermiş ve muhatap olunacak kişinin Mehmet Taşkan olarak verilmiş olduğu nu bildirmiştir. Şirket aynı zamanda, Ocak 2007 ie Kasım 2007 arasındaki zaman dilimi için de derneğe gönderilmesi gereken, an-cak henüz havale edilmeyen meblağın 93.107,62 € olduğunu da bildirmiştir. Bu paraya, 24.01.2008 tarihinde haciz kararına istina-den elkonulmuştur.

Yapılan bağış toplama konserlerinden ve büyük miktarda ziyniyet eşyaları ve altınların yardım olarak hibe edilmeleri, ki bunun böyle olduğuna dair emareler, ele geçirilen malzemelerin görülüp göz-den geçirilmesi esnasında dikkat çekmiştir, keş olarak yardımın toplanmış olduğu anlaşılmaktadır. En çok keş yardım paralarının toplanabildiği yerler, yapılan benefis konserleriydi. Savcılık tarafın-dan kendilerine gizlilik vaadi bulunan ve aralarına giren iki sivil po-lis memurunun bildirdiklerine göre, 31.03.2007 tarihinde Ludwisha-fen’deki Eberthalle’de yapılan konserde takriben 2.500 kişi bulun-muş ve gelen insanların para yardımında bulunabilmesi için bütün sandalyaların üzerine zarflar konulmuştu. Bu zarfların ön tarafına para yardımında bulunan kişi adını ve soyadına, kimliğini, yazabi-liyordu. Bu zarflar daha sonra bir asma kilitle kilitlenmiş iki kırmızı renkli metal çataların içine konuluyordu. Bu, veya bunlara benzer, metal çantalar ve zarflar yapılan arama esnasında bulunmuş ve elkonularak emniyet altına alınmıştır. El konulan eşyaların gözden geçirilip değerlendirilmesi sırasında, daha Viyana, Paris, Rotter-dam, Berlin, Münih, Bielefeld ve Nürnberg’te buna benzer konser-lerin planlandığı emareleri görülmüştü.

Sanık Mehmet Taşkan 29.08.2007 tarihli ikinci ifadesinde bununla ilgili olarak şunları ifade etmiştir:

‘… takriben 2005 sonlarından 2007′ ye kadar aşağı yukarı 10-12 kez benefis konserler yapılmış ve bu konserlerde Deniz feneri e.V. için keş para yardımı toplanmıştı. Normal konserlerde 20.000 – 40.000 ,00 € arasında para yardımı toplanırken, Kurban Bayramı tatil günlerinde bu meblağ, 50.000 ila 120.000,00 arasında değişe-biliyordu. Bu paralar ya Gürhan’a teslim ediliyordu veya Ermiş ve ben, keş para kasalarına paylaşıyorduk. Keş toplanan bu paralar, hiçbir zaman derneğin hesap numaralarına yatırılmadı’.

7. Toplanan Yardım paralarının Kullanılması
a) İşbu iddianamenin başında ve özet olarak yazılanlara dikkat çekerek ve bayan Jacob’ un yaptığı araştırmalar neticesinde, Almanya’daki bankalarda bulunan hesap numaralarından 25.01.2002 ile 09.02.2007 tarihleri arasında kalan zaman diliminde şu paralar keş çekilmiştir:

Mehmet Gürhan 9.981.000,00 €
Firdevsi Ermiş 4.596.000,00 €
Mehmet Taşkan 500.000,00 €
Firdevsi Ermiş, Mehmet Taşkan,
İzzet Kurum (beraberce) 1.755.000,00 €
Bedrettin Bilgin 50.00,00 €
Yekün 16.882.000,00 €
Vatan

************
Savcılar göreve!

Savcılar göreve!
Almanya’daki Deniz Feneri skandalının Türkiye uzantılarının ortaya çıkarılmasını isteyen muhalefet, savcıları göreve davet etti. Yardımseverlerin sömürülmesine son verilmesi için önlem alınmasını isteyen CHP’li Mustafa Özyürek, “Savcıların zaman kaybetmeden gerekeni yapması gerekiyor” diye konuştu.

AKP’nin Deniz Feneri Derneği’ni arka bahçesi gibi kullandığını kaydeden CHP’li Ahmet Ersin ise, “Dernek AKP’ye ekonomik katkı sağladı. Topladığı paralar AKP’nin kasasına girdi. Oysa derneğin bütün çalışmaları usulsüz ve yasa dışıydı. Bu paraların nasıl toplandığı ve Türkiye’ye nasıl geldiği araştırılmalı” dedi.

Muhalefet savcıları göreve çağırdı
Halktan toplanan bağışların istismar edilmesi muhalefeti ayağa kaldırdı. CHP’li Özyürek, yolsuzluğun Türkiye uzantılarının ortaya çıkarılması için savcıları göreve davet etti.

Haber: Fatih ERBOZ
Almanya’da hayırsever vatandaşların bağışlarını fakir fukaraya dağıtmamakla suçlanan Deniz Feneri’nin ülkemizdeki bağlantılarının ortaya çıkarılmasını isteyen muhalefet, Maliye Bakanlığı’na bağlı MASAK (Mali Suçları Araştırma Kurulu) ve Cumhuriyet Savcıları’nı göreve çağırdı. CHP Genel Saymanı ve İstanbul Milletvekili Mustafa Özyürek, daha önce de benzer olayların olduğunu fakat yargının yavaş işlemesinden dolayı davaların zaman aşımına uğradığını ifade ederek, “Buradaki olay çok açık. Almanya’daki Türk işçilerinin emekleri sömürülüyor. Cumhuriyet Savcıları’nın zaman kaybetmeden gerekeni yapması gerekiyor. Dine bağlı emek sömürüsüne son verilmesi için bir an önce önlem alınmalı” dedi. CHP İzmir Milletvekili Ahmet Ersin ise AKP’nin Deniz Feneri Derneği’ni arka bahçesi gibi kullandığını kaydederek, “Dernek AKP’ye ekonomik katkı sağladı. Topladığı paralar AKP’nin kasasına girdi. Oysa derneğin bütün çalışmaları usulsüz ve yasa dışıydı” dedi.

Kara para trafiği
Ersin, Almanya’da toplanan bu paraların nasıl toplandığı ve Türkiye’ye nasıl geldiği Maliye Bakanlığı’na bağlı MASAK tarafından araştırılmalı. Ayrıca Cumhuriyet Savcıları vakit kaybetmeden harekete geçmeli ve Türkiye’deki uzantıları ortaya çıkarılmalı. 1-2 milyon uerodan başlayan bir kara trafiği söz konusu. Baklava çalan çocuklara ceza verileceğine bu olayın üzerine gidilsin. Kara para trafiği ortaya çıkarılsın” diye konuştu. MHP Manisa Milletvekili Erkan Akçay da iddiaların siyasi boyutunun bulunduğunu ve olayın üzerine gidilmesi gerektiğini ifade etti. Akçay, “Ben, Cumhuriyet Savcıları’nın gerekeni yapacağına inanıyorum” diye konuştu. 

AKP’liler ile yolları kesişiyor
Kadir Şöhret,Saygı Öztürk’e,Deniz Feneri’ne parayı çuvalla verdiklerini söyledi.

Almanya’da hayırsever vatandaşların bağışlarını fakir fukaraya dağıtmamakla  suçlanan Deniz Feneri Derneği’yle ilgili soruşturmada adı geçenlerin yolları, tıpkı Yimpaş vurgununda olduğu gibi AKP’lilere çıkıyor. Soruşturma kapsamında en dikkat çekici ismin ise tutuklu Mehmet Gürhan olduğu belirtiliyor. AKP’ye yakınlığıyla dikkat çeken, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’la Almanya’da bir araya geldiği fotoğraflara yansıyan Gürhan, Deniz Feneri’nden önce Kanal 7’nin Avrupa’daki en önemli ismiydi.

Enteresan bağlantılar
Alman savcılığının üç yıl hapis cezası istediği Mehmet Taşkan’ın ismi ise Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım’la kesişiyor. Deniz Feneri e.V’nin genel müdürlüğünü Gürhan’dan devralan Taşkan’ın ismi ise yine Frankfurt’ta kurulu Santour isimli turizm şirketinin yöneticileri arasında geçiyor. Santour firmasından Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım’ın oğlu Erkan Yıldırım, yolcu gemisi almak için borç almış ve bu gazetelerde geniş yer bulmuştu.  Bu arada Frankfurt Savcılığı, karapara aklama ve dolandırıcılık suçlamalarıyla açtığı soruşturmayla ilgili bazı istemleri içeren bir dosyayı Maliye Bakanlığı bekletiyor.

Tesettür otele de para akmış
Deniz Feneri Derneği’nin incelemeye alınan para havalelerinin içinde 2004 yılında Çeşme’de açılan tesettür otel Club Familia’nın da adı geçiyor. Alman polisi, Deniz Feneri’nin ya da Almanya’daki adıyla DFD e.V.’nin, Club Familia Çeşme Holiday adlı şirketle de bağlantısının bulunduğunu belirlemişti. Club Familia Çeşme’nin 2004’teki açılışına AKP Denizli Milletvekili Mehmet Salih Erdoğan ile AKP’li Beyoğlu Belediye Başkanı Ahmet Demircan da katılmıştı.

40 milyon euro bağış toplanmış
Soruşturmayı yürüten Frankfurt Savcılığı, muhtaçlara yardım amacıyla yaklaşık 40 milyon euro bağış toplandığını açıkladı. Bu paranın yaklaşık 18 milyonu Türkiye’ye gönderildi. Bu arada, derneğin ve bağış paralarından kurulan şirketlerin defterlerini inceleyerek bilirkişi raporu hazırlayan bilir kişi, peşin yapılan bağışların bu miktar içinde olmadığını kaydetti. Bilirkişi, amaç dışı kullanılan paranın, ‘en iyimser tahminle’ 11.7 milyon Euro olduğunu belirtti. Bilirkişi, ödemelerin büyük çoğunluğunun önünde yıldız işareti görüldüğünü, bunun ne anlama geldiğini çözemediğini söyledi.

Gemi bile almışlar
Deniz Feneri’nin Almanya’da topladığı milyonlarca euro ile gemi satın alıp lüks harcamalar yaptığı ortaya çıktı Almanya’da geçen yıl başlayan ‘Deniz Feneri Operasyonu’yla ilgili son gelişmeler dudak uçuklatmaya devam ediyor. Deniz Feneri iddianamesini hazırlayan Alman Savcı Sybille Gottwald Vatan gazetesine yaptığı açıklamada, “Euro 7’nin (kanal 7’nin Almanya’daki pazarlama şirketi) Atlas 1 adlı gemiyi topladığı bağış paralarıyla satın aldığını tespit ettik. 9 Eylül’de yapılacak duruşmada gemiyle ilgili iddialar ön plana çıkacak” dedi. Tartışmalı gemi, 9 Nisan 2007 tarihinde Haydarpaşa Limanı’na demirlemişti.  Önceki adı Baltic Kristina olan gemi, en yüksek teklifi veren Euro 7 tarafından 1 milyon 114 bin 285 euroya satın alınmıştı. 

Yunanlılara sattılar
Lloyd’s List’in (Uluslararası Denizcilik ve Ulaşım Haber Portalı) resmi verilerine göre Atlas 1, soruşturma başlayınca 2007 Mart ayında Euro 7 tarafından, Ventouris adlı Yunan şirketine satıldı. Geminin adı 2007 yılının Haziran ayından itibaren kayıtlara ‘Badis’ olarak geçti. Badis, Aralıkta tekrar el değiştirirerek ‘Rigel’ adını aldı. Bu kez gemiyi satın alan firma Saphir Marine adlı bir başka Yunan şirketiydi. yeniçağ


Bilginin arşivlendiği adresler.

———-

————–

  - deniz feneri

Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir