Türkiye ve Ermenistan milli futbol takımları Erivan’da 6 Eylül tarihinde karşılaşacak. Cumhurbaşkanımız da bu maça davetlidir. Ve Cumhurbaşkanımız bu maça gidecek . Yani Türkiye komşusu ile güya sıcak bir ilişkiye “Merhaba” diyecek. Komşumuz da bunu canı- yürekten istiyormuş gibi!…
Tüm Türk halkının malumu olduğu üzere Ermenistan özellikle son yıllarda artan bir şekilde Türkiye’ye sözde Ermeni Soykırımını tanıması konusunda baskı yapmakta bu anlamda da diğer ülkeleri kullanmaktan da çekinmemektedir. Ve bu yaklaşım bir oyun, hatta oyunun da ötesi bir tuzaktır. Yıllar öncesinden çizilmiş bir strateji dahilinde bu oyun sürekli gündemde tutulmaya çalışılmaktadır. Amaç bellidir. Artık bu oyunun arkasındaki gerçeğin görülmesi gerekmektedir. Zira yıllardır yapılan çalışmalar göstermiştir ki böyle bir kırım söz konusu değildir. Göç sırasında, o günün şartları içerisinde meydana gelen ölümleri soykırım olarak göstermeye ve bunu tüm dünya milletlerine gerektiğinde ağlayarak, sızlayarak kabul ettirme girişiminde bulunmaktadırlar. Bu anlamda da pek çok ülke böyle bir soykırımın varlığını kabul etmiştir. Ermenistan onlara destek veren dış güçlerden de aldığı destekle amacına ulaşabilmek adına her yolu mübah saymaktadır.
Tarihlerini unutmayarak, unutturmayarak bir mücadele sergilemektedirler. Oysa bizler tarihimizi unutturmak adına her türlü yolu kullanmaktayız. Mesela Ermeni Doğu Lejyonu’nun 1918-1921 tarihleri arasında Klikya Ermenistan’ı kurma hayaliyle Klikya bölgesinde (Adana, Mersin, Hatay) yaptıkları kırımı kaç kişi biliyor. Zira o dönemde bölge kan çanağına dönmüştür. Masum insanlarımız katledilmiştir. Katledilen insanımızın sayısı da 1.531.000 kişidir. Şimdi birçok kişi “Nereden çıktı bu?” diyecek. Ben burada merak edenlere bir kitap önereceğim. Kıbrıs Türk Kültür Derneği Genel Merkezi yayını olarak çıkarılan, Dr. Ulvi Keser’in “Ermeni Doğu Lejyonu” isimli kitabı. Kitap uzun uğraşlar sonucu ve büyük bir arşiv taraması sonucu oluşturulmuştur. Anlatılan olayların hepsi belgelidir. Yani Ermeniler’in yaptığı gibi belgesi olmayan bir iddia şeklinde değildir. Evet Ermenistan Türkiye’ye soykırımı kabul ettirmeye çalışırken çok merak ediyorum Cumhurbaşkanımız Ermenistan’a yapacağı ziyaretle onların da Adana- Hatay bölgesinde yaptıkları soykırımı tanımalarını sağlayabilecek mi? Yoksa unutturulan çoğu kimsenin bilmediği bu katliam yine tozlu sayfalara mı bırakılacak? Yazık ki görünen odur. Ermenistan iddiasını sürdürecek Türkiye ise belki de bir dakikalık saygı duruşu ile geçmişi tarihin tozlu sayfalarına gömecek. Ve belki de Cumhurbaşkanımız soykırım anıtına çelenk koyacak.
Yukarıda da bahsettiğimiz gibi sorun sadece birilerinin soykırımı tanıyıp tanımamasıyla sınırlı bir konu değildir. Bu konu her zaman bu çerçeveyi aşan siyasi anlamlarla yüklü olmuştur. Bilindiği gibi özellikle Sovyet Rusyası’nın çözülüşünün ardından Ermenistan Amerika’ya ısındırılmaya çalışıldı. Ve bu anlamda da Amerika’nın Ermeni soykırımını tanıması önemli hale geldi. Özellikle Gürcistan’da yaşananlardan sonra ABD’nin müttefiki konumundaki Türkiye’nin Ermenistan ile sıcak temasa geçmesi büyük bir önem kazandı. Zira bu şekilde ABD’nin Rusya karşısında nüfuzu artmış olacak, eli güçlenecek. Bu anlamda da ABD her iki ülkeye de bir anlamda baskı uyguluyor ve neticesini de almak üzere. Tabii burada Ermeni dönmesi bir kesimin içeriden büyük bir özenle çalışıp ülkeyi bu konuma getirmesi de etkendir bu konuda. Yani Türkiye yine tarihini unutuyor ve dış ülkelerin istediği gibi hareket ediyor.
Cumhurbaşkanımız şimdi Erivan’a gidecek. Umarız ki biz yanılıyoruzdur. Umarız ki bu ziyaret gerçek anlamda güzel şeylerin başlangıcı olur. Yani
1- Ermenistan soykırım iddiasından vazgeçer ve de Adana- Hatay yöresinde kendi yaptıkları soykırımı kabul ederler.
2- Karabağ sorunu çözülür.
Zira gerçek dostluk belki de bunlardan sonra kurulacaktır. Aksi halde gerçek komşuluk, dostluk söz konusu değildir. Ne diyelim hayırlısı… İzleyip görelim. Ama Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün bir sözünü anımsatmak istiyorum son söz olarak.
“Düşmanım, düşmanlığından vazgeçinceye kadar, ben de onun amansız düşmanıyım.”
Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK
Not: Yukarıda adı geçen kitap Kıbrıs Türk Kültür Derneği Genel Merkezinden temin edilebilir.
ARZU KÖK
kok.arzu@gmail.com
Bir yanıt yazın