BÜYÜK TAARRUZ RUHUNU UNUTMAMALIYIZ!

                    

                                                                                         Müjdat  KAYAYERLİ

 

                 Türk Milleti ,“Eğilmez başımıza taç yaptık hürriyeti, Zaferle kalbimize yazdık cumhuriyeti ..” inancıyla ve Başkomutan Mustafa Kemal Paşa’nın “Hattı müdafaa yoktur.Sathı müdafaa vardır.O satıh,bütün vatandır.Vatanın her karış toprağı,vatandaşın kanı ile ıslanmadıkça terk olunamaz.” emri doğrultusunda hareket etmiş, Sakarya Meydan Muharebesi zaferinden sonra , TBMM Hükümeti ülke içinde ve ülke dışında olumlu bir  ilerleme kaydetmiştir. Türk ordusunun morali yükselmiş , Türk Milleti’nin Hükümete ve orduya güveni artmıştır. 1921 de Ermenistan,Gürcistan,Azerbaycan ve Rusya ile imzalanan Kars ve Fransızlarla imzalanan Ankara Anlaşmalarıyla Türkiye’nin doğu ve güney sınırları güvence altına alınmıştır.

 

                  Zaferden sonra genel seferberlik ilan eden Mustafa Kemal Paşa, Türk ordusunun eğitim, silah ve araç eksikliğini memleketimizin öz kaynaklarından sağlamaya çalışırken , yokluk ve yoksulluk içinde bulunan Türk Milleti, bütün imkanlarını seferber ederek harekete ivme kazandırmayı başarmıştır. Yemeniciler askerimize giyecek hazırlarken, yaşlılarımız fabrikalarda,evlerde silah yapmışlardır . İşte büyük taarruz böyle kazanılmıştır.

 

                   Türk Ordusunun Başkomutanı Mustafa Kemal Paşa,Genel Kurmay Başkanı ise, Fevzi Çakmak Paşa’dır. Batı Cephesi Komutanı İsmet İnönü Paşa olup, karargahı Akşehir’dedir. 1. Ordu karargahı Afyon İli Çay İlçesindedir ve komutanı Tuğgeneral Nurettin Sakallı’ dır, 2. Ordu karargahı Bolvadin İlçesindedir ve komutanı Orgeneral Yakup Şevki Subaşı’dır. Mustafa Kemal Paşa Batı Cephesindeki hazırlıkları gözden geçirmek için 30 Mart 1922 de geldiği  Çay’da törenle karşılanır.Türk Ordusunun kuvveti 208 bin,Yunan  ordusunun kuvveti ise 225 bin kişidir. İnsan ve tüfek mevcutları birbirine yakın,ama hafif ve ağır  makineli tüfek,top,uçak ve motorlu araçlar bakımından Yunan ordusu daha güçlüdür.

 

                    Beş ayda düşürülemez denilen mevziler , Türk ordusunca beklenmedik bir taarruzla bir saatte ele geçirilmeye başlanmış, Afyon boşaltılmış ve Türk birlikleri Afyon’a girmiştir.Yunan kuvvetleri Sincanlı ovasına çekilmiştir.Çiğiltepe’ yi iki gün içinde zapt edemeyen 57. Tümen Komutanı Albay Reşat  ne yazık ki intihar etmiş, üzüntüden coşarak ileri atılan yiğitlerimiz yarım saat içinde Çiğiltepe’ yi ele geçirmişlerdir.

 

                    Gazi Mustafa Kemal Paşa, 30 Ağustos 1922  muharebesini Nutuk’ta “Başkomutan Muharebesi” olarak adlandırmış ve muharebe Türk İstiklal Savaşı’nın son safhası olmuştur. 31 Ağustos da Çalköy’ de bütün komutanlarla görüşen Mustafa Kemal Paşa 1 Eylül 1922 de  aşağıdaki emri vermiştir:

 

“ Türkiye Büyük Millet Meclisi Orduları! Afyonkarahisar- Dumlupınar! Büyük Meydan Muharebesinde zalim ve gururlu bir ordunun asıl kuvvetlerini inanılmayacak kadar az bir sürede yok ettiniz.Büyük ve soylu milletimizin fedakarlıklarına layık olduğunuzu kanıtlıyorsunuz.Sahibimiz olan büyük Türk Milleti geleceğinden güvenli olmaya haklıdır.Muharebe meydanlarındaki ustalık ve fedakarlığınızı yakından görüyor ve izliyorum.Milletimizin hakkınızdaki değerlendirmesine öncülük etmek ödevini ardı ardına ve ara vermeden yapacağım.Başkomutanlığa önerilerde bulunulmasını cephe komutanına emrettim.Bütün arkadaşlarımın Anadolu’da daha başka meydan muharebeleri verileceğini göz önüne alarak ilerlemesini ve herkesin akıl gücünü,yiğitlik ve yurtseverlik kaynaklarını yarışırcasına esirgemeden vermeye devam eylemesini isterim.Ordular! İlk hedefiniz Akdeniz’dir .İleri! TBMM Başkanı Mustafa Kemal”

                     M. Kemal Atatürk, Büyük Taarruz Zaferi’nin önemini 30 Ağustos 1924 tarihli Dumlupınar Nutku’nda şöyle ifade eder: “ ..Hiç şüphe edilmemelidir ki yeni Türk Devleti’nin, genç Türkiye Cumhuriyeti’nin temeli burada atıldı.Ebedi hayatı burada taçlandırıldı.Bu sahada akan Türk kanları,bu semada uçuşan şehit ruhları,devlet ve cumhuriyetimizin ebedi muhafızlarıdır..”

 

                      Askeri sonuç olarak; Büyük Taarruzun başladığı 26 Ağustos 1922 tarihinden bittiği 18 eylül 1922 tarihine kadar 15 bin civarında şehit verilmiştir.Yunan ordusu ise, 100 bin civarında zayiat vermiş olup, 21 bin askeri de esir düşmüştür.

 

                       Büyük taarruz, her safhasıyla düşünülerek planlanmış, planlandığı gibi uygulanmış, savaş teknikleri en üst seviyede tatbik edilmiş ender zaferlerden biridir.

 

                        Siyasi sonuç olarak da; Türk ordusunun kazandığı zaferi destekleyen Fransız kamuoyu sayesinde ,Rusya ve İtalya siyasi yardımlarıyla mütareke yapmak için görüşme kararına varılmış 11 Ekim 1922’ de Yunanistan ve İtilaf devletleriyle Mudanya Mütarekesi imzalanarak, Türk ve Yunan orduları arasında ateşkes yapılmış,İngiltere de Türkiye’yi tanımıştır.Türkiye, 24 Temmuz 1923’te Lozan Barış Antlaşma’sını imzalayarak bağımsızlığına kavuşmuştur.

                        Türkiye Cumhuriyeti’nin var oluş belgesi olan, Lozan Barış Antlaşması Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin ve Türk Milleti’nin özgürlüğü, bağımsızlığı, tapusu, geleceği ve onurudur.Türk Milleti, kendini yönetme erdeminin ne olduğunun bilincindedir,günümüzde bu bilincin gereklerini yerine getirme zamanıdır.

 

                        Türk Milleti, M. Kemal Atatürk liderliğinde  Lozan’da bütün dünyanın kabul ettiği Türkiye Cumhuriyeti Devletini, öz kültürümüze ve yaşama şeklimize uygun olarak inşa etmiştir. Günümüzde, yönetim yapımız, milli yapımız ve cumhuriyetimizin temel nitelikleri açıkça değiştirilmek istenmektedir. Değişmek ve değiştirilmek farklı kavramlardır.

 

                         Bu bakımdan, “BÜYÜK TAARRUZ RUHUNU” unutmamalıyız.Büyük Taarruz kutlamalarını da Akşehir-Çay-Bolvadin-Şuhut-Afyonkarahisar- Sandıklı-Sinanpaşa- Kütahya- hattında birleştirmeli ve topluca kutlamalıyız.

                         Dünya devletleri tarafından kabul görmüş olan, yeni Türk devleti’nin sınırları elbette ebediyen korunmalıdır.Türk Milleti, bugün de ne istiyor? “Bütün medeni milletler gibi, hakkımız olan hürriyet ve istiklal istiyor, istiklalimizin korunmasını istiyor, misak-ı milli sınırlarının büyük ölçüde korunmasını istiyor.

 

                

                                                                                         Müjdat  KAYAYERLİ - raw 96 yil once kazanilan buyuk taarruz 30 agustos zafer bayrami 874685698

Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir