Muhammet Safi [muhammetsafi@gmail.com], Turkish Forum Danisma Kurulu Uyesi
YÖK, Nevşehir Üniversitesi bünyesinde Ermeni Dili ve Edebiyatı Bölümü kurulmasına izin verdi.. (Basın)
Evet,
“Artık Ermenilerin de akademik bir üst çatıları oldu. Türkiye’de unutulmaya yüz tutmuş olan bir dil canlanacak. Ermeni bir ana babadan doğmalarına rağmen Ermenice konuşamayan vatandaşlarımız artık kendi dillerini öğrenecek. Bütün Ermeniler Ermenice konuşacak ve Türkiye yıkılacak…!!!”
Veya
“Ermeniler bize bir gol daha attı. Böyle devlet mi idare edilir? İki kaz gütmesini bilmeyen adamları başa getirirsen olacağı buydu. Satılık adamlar!!!”
diyenler olabilir…
Ama Türkiye’de o kadar “Bilmem ne” Dili ve Edebiyat Bölümü var ki… Say say bitmez.
Aslında bu bölüme ihtiyaç var mıydı diye sormaktan öte, Türkiye’de Filolojiler ne iş yapıyor diye sormak lazım. Bunların fille mutlaka bir ilgileri vardır diye düşünenlere bile rastlarsınız, hele bir bakkala, manava, kalfaya hatta bir belediye başkanına bir sorun bakalım, ne diyecekler size: Filoloji nedir? Böyle bir bölüm var mı? Burada ne okutulur diye…
Türkiye’de Hungaroloji diye bir bölüm var, Macar dili ve edebiyatı da deniyor. Sümeroloji diye de bir bölüm var. Buna da Sümer dili ve edebiyatı deniyor. Fakat benim bildiğim kadarıyla bu bölümler var olduğu için hiç kimse Sümerceden edebiyat ve tarih alanında araştırmalar yapıp da onu bizimle paylaşmadı. Sümerler Türktü biz Sümer. Haydin Sümerce konuşalım, herkes Sümerce konuşursa ne olur bir düşünün….. olmadı. Olamazdı da.
Macar arşivlerinin didik didik incelendiği filan da yok.
Macaristan’ın yerini bilen de yok…
Macarların Türk olduğunu kim biliyor ki Türkiye’de. Milli kurtuluş günlerinin Atilla’nın Macaristan’ı fethettiği gün olduğunu Maccar Türkoloji Profesörleri yazdılar çizdiler, yoksa bizim Macar Filolojisi mezunları değil…
Fars dili ve edebiyatı bölümümüz de var. Fakat Mevlana’nın Farsça kaleme aldığı Mesnevisinin türkçe çevirilerinden hiç birini bu bölüm mezunları yapmadı. Tuhaf değil mi?
İran arşivlerinde bulunan bizimle yani Türklerle ilgili emsalsiz malzeme, arşiv kaynakları da incelenmiş değildir.
Rus dili ve edebiyatı bölümü mezunlarından hiç birisi maalesef Dostoyevski’yi tercüme bile etmemiştir. İlginç olan bir şey daha var. Bu bölüm mezunları komünist bile olamadılar. Rus filolojisi bölümü mezunu olupda ben solcuyum, hatta biraz daha erkekçesi ben komünistim diyene rastlamadım.
Üstelik Türkiye’de bulunan tercüme bürolarının Rusça çeviri hizmetini verenler kimlerdir biliyor musunuz? Azeriler veya Türki cumhuriyetlerden Türkiye’ye gelenler… Yani Rus dili ve edebiyatı mezunları Türkçe’den Rusça’ya Rusça’dan Türkçe’ye çeviri yapamıyorlar!!!
Bu ağır bir itham değil, filoloji mezunlarını aşağılamak için de söylemiyorum, işin ta gerçeği… Kral çıplak…. Hammer çeviren bir İngiliz Filoloji mezunu var mı? Öyle Arsenal Livepool maç skronnu Arsenal: 2- Liverpool 2 diye çevirmekten bahsetmiyorum.
İngiliz arşivlerini araştıranlar var. Fransız arşivlerini de.. British Museum veya National Biblioteq gibi yerlerde araştırma yapan Türk araştırıcılar vardır. Fakat bunlar maalesef Fransız ve İngiliz filoloji mezunları değillerdir.
Türkiye’de Filoloji mezunları sadece yabancı dil öğretmeni olurlar. İlk öğretim veya liselerde.
Bahse konu olan Ermeni dili ve edebiyatı bölümüne gelince….
Bekri Mustafa Ayasofya Camii’ne imam olmuş…. Gerisi hikaye…
Fakat burada şöyle bir durum var. Bunu dikkate almalıyız.
Sui misal emsal olmaz… Bahsettigim filoloji bölümlerinin halleri iç açıcı olmayabilir.
Ancak Ermenice konusu önemlidir.
Birincisi bizim Ermeni vatandaşlarımız vardır.
Yunan dili ve edebiyatı bölümü ile Rum vatandaşlarımıza bir arz yapabilmişiz.
İkincisi, bizim tarihi ihtiyacımız vardır.
Osmanlı arşivi açılmamış olsaydı, ne olurdu-
Bir tane bile soykırım belgesi yoktur. Bütün belgeleri tasnif ettikten sonra bunu söyleyebiliyoruz.
Eğer bunu söyleyemez durumda olsaydık, Almanların soykırım bedellerini hatırlayın, 2004’te son taksidi ödenen 125 milyar mark, 500 bin yahudi için-
Ermenilerin iddiaları ilk olarak 3 milyon idi
Sonra iki milyona düştü.
Arşiv açılınca 1.5 milyona indi. Ki bu sayı bütün osmanlıdaki Ermenilerin sayısıdır.
Katliam bedelini siz hesaplayın…
Kaldıkı toprak talepleri vardır. Somut olarak bizden arazi istiyorlar.
Osmanlı arşivinin açık olması buradan bir şey çıkmaması bizi davamızda haklı çıkardı. Fakat iddiaların arkasını kesmedi.
Ermenistan Arşivlerinin de incelenmesi gerekecek.
Ama bizde ermenice bilen Türk yok.
Ermeni vatandaşlarımız var tabii ki.
Ama Ermenice bilen Türk yok…
Onun için bu bölümün açılması yerindedir.
Bir zamanlar gazetelerden birisinde bir haber vardı:
Genelkurmay Başkanlığı NASA birimi kurmuş şeklinde uzayıp gidiyordu.
Haber başlığı şuydu:
İki sandalye bir masa
Al sana NASA….
OSMANLI ARŞİVİ’NDEKİ BELGELERE GELİNCE
Osmanlı Arşivinde genelikle belgeler Osmanlıcadır
Hariciye tasnifinde ise ağılıklı olarak Fransızcadır
Konsolosluklar evrakı arasında Rusça-Kiril alfabesi ile yazılan belgelerin sayısı oldukça fazladır
yer yer Japonca belgeler de vardır
Türk hanlıkları (Buhara, Semerkant Türkistan) başta olmak üzere İran ile yapılan yazışmalar Farsça’dır
Hicaz bölgesi ile Afrikaya yönelik olanların bir bölümü arapçadır.
Son dönemdeki basılı materyal örneklerinin ek yapıldığı belgelerde İngilizce de yaygın olarak bulunmaktadır
Bunun haricinde ise arap harfli türkçe yani osmanlıcadır.
Ermeni sorununa ait belgeler ise Fransızca, Rusça, İngilizce ve Osmanlicadır. Osmanlı Arşivi’nde Ermeni sorununa ait ermenice belge neredeyse bulunmamaktadır.
Osmanlı’daki yabanci temsilcilikler ile bizim büyükelçiliklerimizin verdigi bilgilerin bulunduğu belgeler de bu türdendir
Arşiv’deki belgelerin tamamı bizim devletimizin yani Osmanlı’nın resmi belgeleridir.
Dolayısıyla kendi dilimiz ağırlıktadır.
Ermenice olarak mesela Darphane ve Damga matbaasındaki eski belgelerin bir kısmı Ermenicedir.
Maliye evrakı ile diğer mali dairelerde ayrıca Sağlık alanında yine yer yer Ermenice belgeler bulunmaktadir. Fakat bunlar çok azdır.
Bunun sebebi ise o zamanlar tebaa-i sadıka denen Ermeni vatandaşlarımızın hesap konusundaki maharetleri ile yabancı lisana aşinalıkları ve finans dunyasi ile olan temas yoğunluklarıdır.
Ermenistan devletinin arşiv kayıtları tamamen Errmenicedir. Hınçak partisinin arşivi Ermenicedir ve önemlidir. Rus arşivlerindeki belgelerin arasında Ermenice olanların sayısı yüksektir
Osmanli arsivinde arastirmaci olarak ermeniler -az sayida da olsalar- arastirma yapmaya gelmislerdir. bu konuyu arastiran ermenistan vatandasi olmayan baska ulke vatandaslari ile yerli bazi arastirmacilar da bulunmaktadir
Fakat Rusya ve Ermenistan arsivlerinde arastirma yapacak kadar ermenice bilen araştirma görevlisi, bilimadami, docent vb kariyeri olan adamimiz yoktur maalesef
Bu konuda tek calisma vardir.
O da Mehmet Perincek’in kitabidir. Mehmet Perinçek’in Ermenice bilip bilmedigini bilmiyorum. Ermeni olup olmadığını da. Belki anadili Ermenicedir. Belki, Osmanli arsivinde bazi yabancilarin Osmanlica bilenlere belge okutup kendileri okumuş gibi kitap makale yazdiklari gibi Perinçek de ermenice belgeleri ermmenice bilen birisine çevirtmis olabilir. Fakat eger kendisi ermenice öğrenmişse ve bilimsel ihtiyaçlara cevap verebilecek kadar da biliyorsa bu çok iyi bir durum demektir.
Türkiye’deki Üniversitelerin edebiyat fakültelerinde, malum oldugu gibi Hungaroloji, Süremoloji gibi bölümler 15-20 yılda ancak mezun verebiliyorlar.Hocaların sayısının öğrencilerden fazla olduğu bölümlerdir. Bunların faydası var mıdır, olmalı mıdır, bunları düşünmek bile bilimsel değildir, aptallıktır. Türkiye’de elbette filolojiler olacaktır ve olmalıdır da…
Zebur ve Tevrat’ı İbranice’den okuyup tefsir edebilecek Türk bilimadamımız var mıdır? Yoktur
İncili Latince’den okuyup Türkçe’ye çevirecek ve hatta tefsirini yapabilecek Türk ve Müslüman bilimaadamımız var mıdır? Yoktur.
Pontus coğrafyasındaki dil ile Yunan coğrafyasındaki lisanın aynı Rumca olmadığını kelimeleriyle örnekleriyle etimolojik olarak ele alabilecek derecede Yunanca ve Rumca bilen Türk bilimadamı var mıdır? Yoktur.
Ermeni harfleriyle yazılmış Türkçe metinleri edebi ve tarihi olarak inceleyip bilim dünyasına aktaracak adamımız var mıdır? Yoktur.
O zaman bunları kimler yapar?
Türkçe bilen Türk ve müslüman olmayanlar… Modern zamanların Lavrensleri yaparlar… ve yapıyorlar da…
Bırakın filolojileri… Beri gelin beri…
Günümüzde Stanford Shav’ın yazdığı Osmanlı tarihi ayarında Türk tarihi yazacak bir bilimadamımız var mıdır? Yoktur…
Ermeni dili ve edebiyatı bölümünün olmaması büyük bir eksikliktir. Bunu kabul edelim.
Bizim eksiklerimiz saymakla bitmez.
Türkiye’de dil bileni bir tarafa bırakın. Ben daha önemlisini söyleyeyim. Türkiye’de Türkçe bilen Türk dilcisi var mıdır? Yoktur.
Nasıl yoktur. Hangi dilbilimcilerimiz İstanbul Türkçesi dışında Türkiye coğrafyasında konuşulan mahalli dilleri tek tek inceleyip de şu kelime de Türkçedir, bunu konuşanlar da Türktür demiştir. BU hususta Karadeniz örneğinde söyleyeceğim çok şey vardır, lakin yeri değildir. Canım Türkçe kelimeleri, İstanbul’daki Rum hanımlarının kullandığı Türkçe’de olmadığı için Rumca, Ermenice, Gürcüce, Lazca diye bizlere yutturanlara meydanı boş bıraktılar. Ömer Seyfettin ve zamandaşlarının revaç verdiği ve günümüze kadar gelen bu dile Türkçe dedik, bu ağızda olmayan kelimeleri dışladık.
Yine Türkiye’de Farsça bilen tarihçi sıkıntısı vardır.
Türkiye’de Fransızca bilen Tarihçi sıkıntısı vardır
Türkiye’de Rusça bilen tarihçi sıkıntısı vardır
Dahası Türkiye’de Kafkas ve Kırım yöresi halkların lisanının bilen tarihçi sıkıntısı vardır.
Türkiye’de Arapça bilen tarihçi sıkıntısı vardır
Ermeni Dili ve Edebiyatı bölümünün yeni açılması çok geç kalınmış bir adımdır. Sadece diaspora olarak ermenileri ele almak yanlıştır. Türkiye’deki Türk vatandaşı ermenilerin akademik olarak dillerini okuyabilecekleri bir yer olmasi normaldir. Fransiz dili ve edebiyati, İngiliz dili ve edebiyati, Fars dili ve edebiyati, Yunan dili ve edebiyatı, Arap dili ve edebiyatı gibi bölümler vardır.
Burada dikkatimi çeken bu bölümün neden Ankara Üniversitesi veya İstanbul üniversitesi bünyesinde açılmadığıdır.
Nevşehirde açılmasını anlamadım. Bu bölümlerin müfredatlarında sadece ermenice yoktur. Filolojilerin bulunduğu bir fakültede açılsa idi mesela İstanbul edebiyat fakültesi gibi, diğer ortak derslerin öğretilmesi daha kolay olurdu. Ayrıca bu bölüme devam edecek olan muhtemel katılımcıların bilimlerini en iyi uygulayacaklari şehir bilimsel olarak istanbuldur.
Netice itibariyle ifade etmek gerekirse Ermeni Dili ve Edebiyatı bölümünün türkiyedeki bir üniversitede açılması geç kalınmış bir adımdır.
İnşallah suyunu çıkarmadan burada güzel hizmet verilir.
Önemli bir konu da şudur
Türkiye’de mütercimlik müessesesi vardır. Yani tercüme sektörü var. Anında tercüme hizmetinden her dile çeviri veya her dilden Türkçe’ye çeviri yapıyorlar…
Resmi ve büyük özel sektör mütercimlerinin anadilleri Türkçe değildir. Anadili Türkçe olan ve Türkiye’nin her dile tercümesiniyapabilen insanlarin olmasi gerekiyor.
Çince mütercimlerin büyük çoğunlugu Çinlidir. Adamlar tükce öğrenmiş bize istedikleri gibi çeviriiyorlar.
Allah rahmet etsin sözünü, anadili Türkçe olmayan, Türk ve müslüman olmayan bir mütercimin tercümesini düşünebiliyor musunuz?
Tarih, kültür ve edebiyat konusunda millilik, coğrafya ile sınırlandırılamaz. Askeri ve siyasi millilik hudutları vatanımızın sınırları ile aynıdır. Fakat tarih, kültür ve edebiyat alanında sınırlarımızın ötesini kapsamamız gerekiyor. Bu coğrafyalarda maalesef İstanbul Türkçesi konuşulmuyor. Sınırlarımızın dışındaki halklar taürih, kültür ve edebiyat coğrafyamızın vatandaşlarıdır.
Burada bütün Türk şive lehçelerine, Gürcüce, Arapça, Farsça, Fransızca, Boşnakça, Yunanca, Rumca, Bulgarca, Makedonca, Sırpça, Romence, Rusça vb diller bence İngilizceden çok daha önemlidir.
Hele Çince, Malayca, Urduca, Sudanca, Korece, Japonca konuşanlara, hatta bu dilleri bilen bilimadamlarına ihtiyaç vardır.
Ermeni dili ve edebiyatı böylümünün açılmasının ardından ben isterim ki, yabancı dil sınavı kapsamı genişletilip bilimadamlarımıza ingilizce gibi bir iki baba dil dayatmasından vazgeçilsin.
Özet olarak
Ermenistan arşivindeki belgelerle rus arşivlerindeki belgeler ermenicedir.
Bunları araştıracak adamımız yoktur
Bu bölüm bu amaca hizmet edecekse fevkalade önemsiyorum.
Not:
Ermenistan’da Türk Dili ve Edebiyatı bölümü olsaydı bu bölümün açılması çok mu normal olacaktı? Bu tür yaklaşımları tarihe gömdük. Artık “dış baskılara endeksli ters refleks” üzerine politika inşa etmiyoruz. Yani birileri bir şey yapacak sonra biz bir şeyler yapacağız. Olumlu ya da olumsuz, önemli değil, dışarıya bağlı atılımlar yapmak devri bitmiştir.
Örnek verelim: Finli yabancı birisi Peygamberimize hakaret içeren karikatürler kaleme alınca anında müslüman olduğumuzu hatırladık. Halbuki 24 saat Türkiye’de ondan daha kötüsü yapılıyordu. Kimsenin umurunda değildi. İlle de saı dışarda olan bir sopayla dürtüklenmemiz gerekiyor…
Türkiye artık lokomotif olmuştur. Vagon mantığıyla politika üretme devri bitmiştir. Bu mealde son olarak şunu da söyleyeyim.
Orhun abidelerini kim buldu acaba? Göktürk yazıtlarını kim okudu acaba? Yine Finliler? Finlandiyada Türk dili ve edebiyatı bölümü taa 100 sene evvelinden vardı. Çünkü Türkler o zaman dünya lideriydiler. Bizde Fin dili olması gerekmiyordu. Finliler kimdiy ki?
Bugün Amerikan Dili ve edebiyatının Türkiye’de olmasının tek sebebi Amerika’nın dünya devi olmasıdır. Bu durum yeterli gerekçedir. Diğerleri ikinci üçüncü sıradan tali sebeplerdir. Yoksa İngiliz dili ve Edebiyatı diye bir bölüm vardır. Maksat ingilizce ise gerek yoktur denebilir…
Ermenistan dili ve edebiyatı bölümünün açılmasını yukarıda da söylediğim gibi, kültürel, edebi ve tarihi coğrafyamızda sürdürülebilir hakimiyet kurmak istiyorsak desteklemekten başka yapacak bir şey yoktur. Ancak İstanbul Üniversitesi bünyesinde olmalıydı… Bunu söylemek için büyük mevkide oturan yüksek rütbe ve makam sahibi adam olmak gerekmiyor.
Fakat Ankara’nın, sis çökmüş Esenboğası’nda kimse görmesin diye merdümgiriz ve münzevi olarak yaşamak istiyorsak bu bölümün açılmasına karşı çıkmak lazım!!!
Muhammet Safi
From: Mehmet Toy
Sent: Tuesday, August 19, 2008 8:57 PM
Cc: alifev@hotmail.com
Subject: Nevsehir Universitesinde Ermeni dili ve edebiyati kursusune izin verildi
Saniyorum osmanli arsivlerinin buyuk cogunlugu ermenice degil. Arsivleri okumak icin ermeniceye bu denli gereksinim oldugunu sanmiyorum. Belki ermenistandaki arsivler ermenicedir. Orayada zaten Turkleri sokmazlar.
Peki Ermenistanda Turk DIli ve Edebiyati Kursusu var mi?
Mehmet Toy
Yazıları posta kutunda oku