Saakaşvili’nin Hırsı Gürcistan’ın Batı ile Bütünleşme Umutlarının Önüne Geçti

 
Hasan KANBOLAT
11 Agustos 2008
 
 
 
  

Gürcistan ordusu, tek taraflı olarak bağımsızlığını ilan eden Güney Osetya’ya 8 Ağustos Cuma günü sabaha karşı girdi. Ancak, Rusya Federasyonu’nun beklenen karşılığı çok hızlı geldi. Rus ordusu Gürcistan’ın askeri hedeflerine karşı yoğun bir bombardıman başlattı ve 9 Ağustos Cumartesi gününden itibaren Güney Osetya’da kontrolü tekrar ele aldı. Aynı gün, Abhazya birlikleri de 1992’den beri Tiflis’in kontrolünde olup, Abhazya sınırları içinde bulunan Yukarı Kodor bölgesine karşı harekât başlattı. Böylece, Gürcü ordusu için Güney Osetya’dan sonra ikinci cephe Abhazya’da açılmış oldu.

 

Rusya Federasyonu, Gürcü ordusunun Güney Osetya’ya askeri harekât düzenlemesini fırsat bilerek, Rusya Federasyonu’na karşı çok sert politikalar yürüten Saakaşvili yönetiminin belini kırana kadar ve Saakaşvili’yi savaşın başladığı konumdan daha geriye atana kadar savaşı sürdürmeye kararlı. Bundan dolayı, birinci adım olarak Abhaz birliklerinin Tiflis’in kontrolünde olan Yukarı Kodor bölgesini birkaç gün içinde tamamen ele geçirmesi sürpriz bir gelişme olmayacak. Zaten, oldukça dağlık bir bölge olan Yukarı Kodor, günümüzde Tiflis’ten ziyade efsanevi Gürcü komutan Emzar Kvistiani ve ona bağlı özel harekât birliğinin kontrolünde bulunuyor. Kvistiani, 1991-92 yılları arasında Abhazya’ya karşı savaşmış ünlü bir komutan olmasına rağmen Saakaşvili ile anlaşamamıştı. Saakaşvili’nin Kvistiani’yi tasfiye etmek istemesi üzerine bölgede Abhazların ve Rusların da desteği ile bir tür özerk alan oluşturmuştu. Bu nedenle, Kvistiani’nin desteği ile Abhazların Yukarı Kodor’u ele geçirmeleri zor olmayacaktır. Saakaşvili savaşı sürdürmeye ısrarlı olursa, Rusya Federasyonu’nun ikinci adımı Gürcistan’ın ekonomik alt yapısını havadan bombalamak suretiyle çökertmek olacak. Zaten, Gürcistan silahlı kuvvetlerinin alt yapısı Moskova’nın hava bombardımanı ile 1991’de Sovyetler Birliği’nin dağıldığı zamanki konumuna kadar gerilemiş bulunuyor. Ekonomik alt yapının da çökmesi durumunda Gürcistan’ı oldukça karanlık günler bekleyebilir.

 

Gürcistan’ın genç ve hırslı Devlet Başkanı Saakaşvili’nin, yıpranan iktidarını bir savaş başarısı ile güçlendirmek ve Abhazya ile Güney Osetya’yı yeniden Gürcistan’ın bir parçası haline getirerek NATO ile AB kapılarını açabilmek için bu iki bölgeye karşı güç kullanması bekleniyordu. Çünkü, Gürcistan’a 2-4 Nisan 2008 tarihinde Bükreş’te yapılan NATO Bükreş Zirvesi’nde NATO kapılarının açılmaması Gürcü halkında büyük bir hayal kırıklığına neden olmuştu. Gürcistan’ın Avrupa-Atlantik dünyası ile bütünleşmesinin (NATO ve AB üyeliği) önündeki en büyük engel olarak fiilen (de facto) Gürcistan’dan bağımsız olan Abhazya ve Güney Osetya bulunuyor. Ancak, politik tecrübesi yeterli olmayan Saakaşvili’yi Abhazya ve Güney Osetya’ya karşı güç kullanmaya Kremlin de teşvik etmiş olabilir. Çünkü, Gürcistan’da hem Saakaşvili iktidarı ve hem de muhalefet Avrupa-Atlantik dünyası ile bütünleşmekten yana. Gürcistan’ın Avrupa-Atlantik dünyası ile bütünleşmesine karşı çıkan Kremlin ise, Tiflis’teki siyasi yapının ancak Gürcistan’ın ağır bir yenilgi alması halinde değişebileceğinin farkında. Kremlin yönetimi, ağır bir savaş yenilgisi ve ekonomik çöküntü yaşanması halinde Tiflis’te Rusya Federasyonu ile daha dengeli politikalar yürütebilecek bir siyasi kadronun işbaşına gelmesinin yolunun açılabileceğini  düşünüyor olabilir.

 

 

Siyaset, bir ulusun gücü kadarını alabilme sanatıdır. Saakaşvili’nin iktidarda kalma hırsı ve Gürcistan’ın toprak bütünlüğünü çok hızlı biçimde gerçekleştirme arzusu bu ülkenin Avrupa-Atlantik dünyası ile bütünleşme umut ve hedeflerinin önüne geçmiş durumda.

 

ABD, AB ve Türkiye, Rusya Federasyonu ile karşı karşıya kalmamak için Güney Osetya ve Abhazya sorunlarının görüşmeler ile giderilmesine çalışıyordu. Saakaşvili’nin aceleci tavrı ise, Rusya Federasyonu’na beklediği fırsatı verdi. Güneybatı Kafkasya’da sürdürülebilir barışın sağlanması ve uyuşmazlıkların önlenebilmesi için ilk önce tansiyonun kontrollü biçimde düşürülmesi gerekiyor. Ayrıca, Avrupa-Atlantik dünyasının Gürcistan ile bütünleşme hedeflerinin Saakaşvili’nin iktidarda kalmasından daha önemli olduğu hatırdan çıkarılmamalı. Bu nedenle de, hırsları siyasi ve askeri gücünün önüne geçen Saakaşvili için sonun başlangıcı olduğunu söylemek mümkündür.

 

Gürcistan: Rus bombardımanı sürüyor
 
BBC – 11 Ağustos, 2008 – TSİ 09:28
 
Gürcistan İçişleri Bakanlığı, Rus savaş uçaklarının bu sabah erken saatlerde başkent Tiflis yakınlarında yeni saldırılar düzenlediğini duyurdu.

 

Yaşamını yitiren ve yaralananların sayısı hakkında sağlıklı haber alınamıyor.

Elli kadar Rus uçağının katıldığı saldırılarda bir askeri üs ve radar istasyonunun vurulduğu açıklandı.

Rus yetkililer ise Gürcülerin ateşkes ilanına rağmen çatışmaya devam ettiğini söylüyor.

Ruslara göre dün gece Güney Osetya’nın başkenti Şinvali’de ateş açan Gürcü askerler, üç Rus askeri öldürüp sekizini de yaraladı.

Bu haberi bağımsız kaynaklara doğrulatmak mümkün olmadı.

Gürcistan geçen hafta saldırdığı özerk bölgesi Güney Osetya’da dün ateşkes ilan etmiş ve tüm askerlerini çektiğini açıklamıştı.

Rusya ise ateşkes için bölgedeki Gürcü askerlerin tamamen çekilmesini ve çatışmaların dinmesini şart koşuyor.

Cheney: Yanıtsız kalmamalı

Diplomasi cephesinde ise, ABD’nin Rusya’ya yönelik tavrını sertleştirdiği gözleniyor.

Gürcistan Devlet Başkanı Mihail Saakaşvili’yi telefonla arayan Amerikan Başkan Yardımcısı Dick Cheney, “Rus saldırganlığının yanıtsız kalmaması gerektiğini” ve bu tavrın devamının ciddi sonuçları olacağını söyledi.

Uzmanlar bu söylemin, Gürcistan ile dayanışmanın yanı sıra, ABD’nin harekete geçmeye hazır olduğunun da göstergesi olarak değerlendiriyor.

Başkan George Bush da, katıldığı bir televizyon programında, Rusya Başbakanı Vladimir Putin’e Moskova’nın askeri tepkisinin “orantısız” olduğunu söylediğini dile getirdi.

İşte bu ortamda arabuluculuk için Moskova’ya gitmeye hazırlanan uluslararası heyete başkanlık eden Fransa Dışişleri Bakanı Bernard Kouchner, siyasi çözüm için “Söylemesi kolay, yapması çok zor” ifadesini kullandı.

Rusya’dan soykırım iddiası

Rusya lideri Dimitri Medvedev Rus savcılara, Gürcülerin Güney Osetya’da işlediğini ileri sürdüğü insanlık suçları hakkında kanıt toplama emri verdi.

 

Ruslar Gürcistan içinde çeşitli hedefleri bombaladı

Rus lider, Gürcülerin Güney Osetya’da insanları yaktığı, tanklar altında ezdiği ve boğazlarını kestiğine ilişkin haberler aldıklarını söyledi.

Ruslar bölgede soykırım girişiminde bulunulduğunu ileri sürüyor.

Bölgede çatışmalar, üç gün önce Gürcistan’ın Güney Osetya’ya saldırması üzerine başlamış ve Rusya bölgeye asker yollamıştı.

En büyük yıkım ise, Güney Osetya sınırı yakınlarındaki Gürcü kasabası Gori’de meydana geldi.

On binlerce kişinin Rus savaş uçaklarınca hedef alınan kasabayı terk ettiği bildiriliyor.

BM Mülteciler Yüksek Komiserliği’nden bir yetkili BBC’ye yaptığı açıklamada, yaklaşık 46 bin kişinin evlerini terk ettiğini ve barınma yardımına muhtaç olduğunu söyledi.

Gürcüler Gori’nin dün gece yeniden vurulduğunu söylüyor ancak kasabadaki bir BBC muhabiri durumun şimdi sakin olduğunu bildiriyor.

Abhazya’da seferberlik

Bu arada Rusya, Gürcistan’ın bir diğer ayrılıkçı bölgesi olan Abhazya’daki askerlerinin sayısını da 9 binin üzerine çıkardığını açıkladı.

Rusya her iki bölgede de barış gücü bulunduruyordu.

Abhazya lideri Sergey Bağapş ise dün askeri seferberlik ilan etti.

Bağapş, yayımladığı kararnameyle, askeri birlikleri en yüksek alarm durumuna getirdi ve ihtiyatları askere çağırdı.

Kodori Vadisi’ne bin kişilik bir askeri birlik gönderdiğini kaydeden Abhaz lideri, askeri birlikleri takviye için de ihtiyatları askere çağırdığını söyledi.

Bağapş, gazetecilere yaptığı açıklamada, Abhazya birliklerinin Kodori Vadisi’nin kuzey bölümündeki Gürcistan birliklerini bölgeden atmak amacıyla hareket edeceklerini belirtti.

Abhaz lider, “Bağımsız olarak hareket etmeye, düzeni sağlamaya ve Gürcistan tarafından bir direniş olursa daha da ileri gitmeye hazırız” dedi.

Öte yandan ABD, Rusya’nın Gürcistan’a saldırısını kınayan bir karar tasarısını BM Güvenlik Konseyi gündemine getirmeye hazırlanıyor.

Ancak bu tür bir metnin Güvenlik Konseyi’nin daimi üyesi Rusya tarafından veto edileceği belirtiliyor.

Bu arada krizin başından bu yana dördüncü toplantısını yapan Güvenlik Konseyi, ortak bir tavır belirleyebilmiş değil.

–~–~———~–~—-~————~——-~–~—-~
Bu mesajı şu gruba üye olduğunuz için aldınız: Google Grupları “AYDINLIK GELECEK Hareketi” grubu.
 Bu gruba posta göndermek için , mail atın : [email protected]
 Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: [email protected]
 Daha fazla seçenek için,

 

Gürcistan ordusu, tek taraflı olarak bağımsızlığını ilan eden Güney Osetya’ya 8 Ağustos Cuma günü sabaha karşı girdi. Ancak, Rusya Federasyonu’nun beklenen karşılığı çok hızlı geldi. Rus ordusu Gürcistan’ın askeri hedeflerine karşı yoğun bir bombardıman başlattı ve 9 Ağustos Cumartesi gününden itibaren Güney Osetya’da kontrolü tekrar ele aldı. Aynı gün, Abhazya birlikleri de 1992’den beri Tiflis’in kontrolünde olup, Abhazya sınırları içinde bulunan Yukarı Kodor bölgesine karşı harekât başlattı. Böylece, Gürcü ordusu için Güney Osetya’dan sonra ikinci cephe Abhazya’da açılmış oldu. - russia kremlin moskova rusya

Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir