From: Muhammet Safi
Bu konu onemli ve hatirlattiklari bir iki cumle ile beraber ekte bir belge cevirisi verecegim. Türkler dinden veya dine saygidan uzak kaldiklarinda, merhametleri guclerini azalttiginda muhatap olduklari manzara hic de hos olmamistir.
Osmanli donemini ve cografyasini ele alirken bugunku sinirlarimiz ve mevcut vilayetlerimize göre dusunmemek lazimdir.
Butun osmanli cografyasinda yasayan insanlarin tek devlet vatandasi oldugu ve hatta müslim ahalinin buyuk cogunlugunun turklerden ibaret bulundugunu unutmamak gerekir.
Bize anlatildigi gibi Osmanli bir yerleri fethetmis, oralara adalet goturmus, vatanlarini kaybeden, kendi derebeylerinin zulmunden bikan insanlarda on ne ala, biz de musluman olalim diye müsluman olmuslar…. bunlar iyi niyet hulyalari… kimsenin musluman falan oldugu yok. herkes kendi dininde ve bunun boyle olmasi osmanlinin buyuklugudur aslinda…
Karamanoğlu beyliginin asimile edilmesi amaci sonucunda yeni fethedilen yerlere gonderilen bu beylik ahalisi “surgunde” bulunduklari yerlerin aksanini, orfunu kabul etmislerdir ve asirlar sonra biz onlara makedon, arnavut, bosnak, falan demisiz.
Araplarda da ayni sorun vardir. Ustelik musluman olmalarina ragmen yani din degistirmek zorunda kalmamalarina ragmen nedense turk kulturunu kabulde direnmislerdir. hatta turk hakimiyetini hic kabullenememislerdir. Henuz osmanli yikilmamisken bile halifelik ve mukaddes emanetler sorunu daha dogrusu islam aleminin liderligi sorunu Misir istanbul ve Hicaz olarak uclu haldeydi. Halifeligin ve mukaddes emanetlerin bize gelmesi sonrasinda yukarida soylediklerimin farkinda olan osmanli bu bolgeleri surre alaylari ile beslemistir. kendisine bas kaldiranlari acimadan ve tehir etmeden ortadan kaldiran geleneksel otorite misir’da kavalali mehmet ali pasa olayina ve yemen’deki yahya isyanina ayni tepkiyi vermemistir. Bunun pek cok sebebini yazarlar. islamci tarihciler islam milletinin kirilmasini istemedi derler. yabanci tarihciler baska, baskalari baska derler. asil sebep bu nazli cografyayi elinde tutmaktir. osmanli burasinin farkindadir.
Nitekim buralar elden cikmaya basladiginda sudan haric, butun bolgelerde anadoludan giden askerler carpismistir. Ataturkun trablusgarb savaslarini anlatirken hamasetle birlikte cezayirin o zaman acaba kurtarilmasi, ugrunda sehit dusulmesi gereken bir durumda olup olmadigini sorgulamak lazim.
irak savasi ve sonrasindaki durumu osmanli yasamistir.
Bugünku suudi arabistan sinirlari dahilindeki cografya Hicaz seklinde adlandirilirdi.
Burada o zamanlar petrol yoktu. Medine fukarasi deyiminden de anlasilacagi uzere son derece fakir ve muhtac idiler. zayiftilar. osmanli bunlari resmen istanbuldan yolladigi iane ve yardimlarla besliyor, inasaat ve imar ile mamur ediyor, kendi memur hatta tuccarlarini (evet, osmanli oraya ticareti gelistirsin diye tesvikli tuccar olluyordu) yollayip hayati canli tutmak istiyordu. ustelik bunlar muslumandi da. din degistirmeleri gerekmiyordu. sadece bizim kulturumuzu kabul etseler yeterdi. dilimizi konussalar mesela. Fransiz isgalinden sonra bugun cezayir resmi dili fransizca olmus.
Mekke Serifi atanmak icin istanbulda padisahin etegini opmeye o kadar yolu usenmeden bir kac kez tepen ve aldigi paralarla mekke de serif olan huseyin, birinci dunya harbi esnasinda ust paragrafta anlattigim yerlestirilen turk unsurlari mahvetmistir. mallarini gasb etmis, canlarini telef etmis, sag kalanlar da canlarini kacmakla kurtarmislardir.
Mekke, taif, medine, cidde civarlarinda sahipleri turk olan yerler vardir
ve bu yerlerin sahiplerinin torunlari bugun turkiye sinirlari dahilinde elan hayattadirlar.
Mirastan dogan mülkiyet haklari havadadir.
Basinda da yeraldigina gore Bulent Ecevit’in dedesi Medine Müdürünün miras degerinin 3-6 milyar dolar olduğu söyleniyor ve mülkiyet tapulari mirascilarinda mevcutmus.
Hazreti muhammed’in mezarina sahip cikmakla kendisine yakisani sergileyen ataturkun sevenleri olarak bizler, tabii ki bu olaylari zihnimizde tarih olarak tutacagiz.
fakat surekli bu tarihi olaylari hikaye etmek yetmiyor
bizim de bir seyler ilave etmemiz lazim
mesela ektek dosyayi inceleyebilirsiniz.
osmanli arsivinde tesadüfen buldugum bir belgenin ceviris
osmanlinin ticaret yapmasi icin arabistana yolladigi bir tuccarin basina gelenler
kardesi mekke müdurudur.
kendisi oldukca zengindir
istanbula kacmis
ailesiyle sefalet icine dusmus
komsularinin yardimiyla yasiyor
torunlariyla tanistim
bilgileri dogruladik
torunlari da fukara sayilir
fakat adamlar varlik icinde yokluk cekiyorlar
varliklari bugun o petrol zengini heriflerde.
kul hakki, muslumanlik, falan filan hikaye
bu belge abartili olacak belki ama tek basina bir tarihtir.
umarim ekkli olarak gelmistir
—
Muhammet Safi
Basbakanlik Osmanli Arsivi Uzmani
[email protected]
09 Ağustos 2008 Cumartesi 15:19 tarihinde Sefa Yurukel <[email protected]> yazdı:
Kutsal mezarı Atatürk kurtarmış
09 Ağustos 2008 Cumartesi 12:01
Suudiler Peygamberin mezarını yıkmak üzereymiş. Atatürk bunu haber
almış ve Suudileri titreten bir telgraf çekmiş. İşte o telgraf;
Suudiler 1926 yılında kendi sınırları içindeki tüm mezarlıkları yıkma
kararı alır. İşin en ilginç yanı Hz. Muhammed’in mezarının da Suudi
sınırları içerisinde olmasıdır. Ancak Atatürk öyle bir telgraf çeker
ki, Suudiler mezarın tek bir taşına bile dokunamazlar.
===========
Bihi
(Bismillahirrahmanirrahim)
Büyük Millet Meclisi Hükümeti Hariciye Vekalet-i Celilesine
Ba’de’l-kayıt İdareye
Acizleri istidama rabt eylediğim ve bir çok şühud tarafından mümzâ ve mahtûm mazbata müfadından ve bi’t-tab’ icra edilecek tahkikattan anlaşılacağı üzere sâbıkâ Mekke-i Mükerreme’de mukim iken oranın emiri Şerif Hüseyin tarafından düçar-ı zulm olmuş, emval ve emlâki gasb edilmiş bedbaht bir Türküm. Mekke-i Mükerreme’de icrâ-yı ticaretle meşgul iken millet ve milliyetime olan fart-ı merbut ve sadakatimden dolayı bazı adavetine uğradığım Şerif Hüseyin’in isyanından bir kaç ay mukaddem sâkin bulunduğum hâneyi ihrak kasdıyla kundak koydurmak ve daha başka vasıtalarla hayatıma kasd etmek teşebbüsatında bulunması üzerine mecburen ve hafiyyen Cidde’ye gelerek oradan müteheyyi-i hareket bulunan Alman heyet-i bahriyesiyle Yenbaulbahr’e ve oradan Medine-i Münevvere tarikiyle İstanbul’a muvasalatla hayatımı kurtarabilmiştim. Şerif Hüseyin isyanını müteakip vekilime terk eylediğim takriben yüzbin altın lira kıymetindeki emval-ı ticariyye ile Mekke-i Mükerreme ve Taif’de mevcut haneler ve bir çok dükkanlarla dakik ve biçki fabrikalarımı zabt ve gasb eylediği gibi emval-ı ticariyyemi resmen furuht ettirip esmanını hazinesine idhal eylediğini muahharan Hicaz’dan gelip elyevm bazıları İstanbul’da mevcut bulunan memurin-i askeriyye ve mülkiyece malum ve musaddaktır.
Paşa hazretleri,
On bir kişiden ibaret olan efrad-ı ailemle beraber senelerden beri elim ve feci yoksuzluk içinde, müthiş zaruret ve sefalet arasında imrar-ı hayat eden acizleri, nihayet bir buçuk seneden beri esir-i firaş olarak ancak bir kaç komşumun muavenet ve tasdikiyle temin-i hayat etmekteyim. Başkalarının hukukunu müdafaa, esbab-ı saadet ve refahını temin gayesi yegâne vazife bilen adil ve yüksek bulunan zât-ı devletlerinden, aciz ve makhur bir hale ilka edilen bu zavallı müsted’inin hadd-i tevatüre varmak suretiyle derece-i sübut bulan hukuk-ı zayiasının on bir kişilik ailesini ölümden kurtarmak feryâdıyla huzur-ı adalette çırpınan bir bedbaht müsterhamın emval-ı mağsube ve menhubesinin hukuk-ı hususiyye düvel kavaidinin ilham ettiği mukabele-i bi’l-misil suretiyle herhangi bir tarik-i hukukî veya siyasîyle kurtarılmasını ve eğer bunlardan hiç birini temine bir imkan-ı hukukî ve siyasî yoksa herhangi bir şekil ve suretle olur ise olsun benim gibi aciz ve mariz düşmüş bir bedbahtın medar-ı hayat ve iaşesi olabilecek bir kaç lokma ekmek parası temin ve tahsisi kemal-ı süzişle istirham ederim. Ol babda emr ü ferman hazret-i men-lehü’l-emrindir.
Fi 9 Teşrin-i Evvel 1339 fi 9 Teşrin-i Evvel 1339
İstanbul’da Beylerbeyi’nde Araba meydanında Muhallebici Rüstem Efendi hanesinde sâkin Mekke-i Mükerreme Tüccarından Ahmet Fehmi
17 Teşrin-i Evvel 1339/854
20. 10. 1339
Salih
İdare
88/4832
Başbakanlık Osmanlı Arşivi, HR.İM, nr: 85/46 Birinci Belge
Bihi
(Bismillahirrahmanirrahim)
Altın Lira-yı
Osmani
Mekke-i Mükerreme’de Babü’z-Ziyad’daki mağazamda ve Babü’l-Kutayb’daki
depoda mevcut biraktığım emval-ı ticariyyenin kıymeti 28.920
Sakin olduğum hanenin alt katında olan emval-ı ticariyyemin kıymeti 13.600
Mağazamda dört kasa derunundaki nakit ve mücevheratımın kıymeti 25.467
Sakin olduğum hanelerin eşya-yı beytiyyesinin kıymeti 3.105
Bütün bir dakik fabrikasıyla biçki takımları tamamı kıymeti 3.785
Bir adet binek otomobil kıymeti 350
Taif’de mevcut eşya-yı beytiyemin kıymeti 1.300
76.597
Mekke-i Mükerreme’de beş bab kârgir hane ve on altı dükkânın takriben kıymeti 15.000
Taif’de iki bab hanenin kıymeti 5.000
Fabrikanın vaz’ olduğu arsanın kıymeti 1.500
Yekün 98.097
Fi 9 Teşrin-i Evvel 1339
Mekke-i Mükerreme Tüccarından
Vidinli
Ahmet Fehmi
Başbakanlık Osmanlı Arşivi, HR.İM, nr: 85/46 İkinci Belge
Muazzez ……….. ve lâ-siyyema alem-i İslama vatanperverane ve fedakârâne bir çok hidemat-ı fiiliyye ve milliyye ifa eden Mekke-i Mükerreme mütehayyizan-ı tüccarından Vidinli Ahmet Fehmi Efendi’ye buğz ve adavet peyda eyleyen asi Şerif Hüseyin ilan-ı isyanından bir kaç ay mukaddem sakin bulunduğu hanesine ika-ı harik kasdiyle kundak koydurmak ve bi’l-vasıta hayatına kasd ettirmek teşebbüsat-ı tecavüzkârânesinde bulunmasından dolayı muma-ileyh Ahmet Fehmi Efendi bazı hayır-hâhânın delaletiyle hafiyyen Cidde’ye indirilerek Cidde’den müteheyyi-i hareket bulunan Yemen sevahiline iltica eyleyen Alman heyet-i bahriyesiyle Yenbaulbahr’e gelerek Medine-i Münevvere tarikiyle Dersaadet’e gelmek suretiyle hayatını kurtarmıştır. Şerif Hüseyin ilan-ı isyan etmesini müteakip muma-ileyh Ahmet Fehmi Efendi’nin vekiline terk eylediği tahminen yüzbin lira altın para kıymetindeki emval-ı ticariyye ile Mekke-i Mükerreme ve Taif’de mevcut hane ve dükkanlarla dakik ve biçki fabrikasıyla otomobili Şerif Hüseyin’in yed-i gasbına geçerek kendi malı gibi bi’l-müzayede satıp esman-ı balığasını der-ceyb etmiş ve emlakini dahi kâmilen mahdumu Şerif Zeyd’e mal eylemiştir. Muma-ileyh Ahmet Fehmi Efendi’nin milliyet ve vatanına merbutiyeti müsellem olan bir vatanperver olup elyevm fart-ı zaruret yüzünden bi-tab ve menzul düşmüş ve on beş nüfus ailesiyle sefalet ve felaketin son safahatını geçirmekte ve hayatıyla pençeleşmekte bulunmuştur. Bu gayet elim ve elim olduğu kadar vahim bir akıbete düçar olan bu biçare vatanperver şimdiye kadar hiç bir taraftan bir muavenet görmemekle beraber Beylerbeyi’nde müsteciren sakin bulunduğu hanenin bir çok aylardan beri icarını verememesinden dolayı da meskeninden atılmaya mahkümdür. Bütün Harameyn ahalisiyle hükümetimizin malumu olan bu tecavüzat-ı müessife ve ahval-ı elimeyi şühud-ı mütevatire ve hüccet-i katıa ile ikame-i dava ile isbat-ı müddea eyleyeceği ve avn-ı Hakla saye-i millette ihkak-ı hak edeceği derkâr ise de elyevm meydanda kalan muma-ileyh Ahmet Fehmi Efendi’nin ezher-i cihet hükümet-i milliyemize hukuk ve hayat ve namusunun vikayesiyle tehlikeye maruz kalan hayatının kurtarılması vecibeden bulunduğuna dair işbu mazbata bi’t-tanzim merci-i aidesine takdim kılındı.
Fi 9 Teşrin-i Evvel 1339
Mekke-i Mükerreme Harem-i Şerif Müdürü
Müteveffa Abddurrahman Raşit Efendi mahdumu
(İmza)
Hicaz Vilayeti Muhasebe Kalemi Müdavimlerinden ve elyevm
Dersaadet’de Cafer Ağa Hangâhı’nda Çorapçı Mehmet
Merhum müşarün-ileyhin Ağası
İbrahim
Şeyhülislam merhum
Hayrullah Efendi mahdumu
(İmza)
Sabık Hicaz Vilayeti Meclis-i İdare Başkatibi
ve elyevm Beyoğlu Dairesi Nezafet-i Fenniye Katibi
Cafer Reşid
Hicaz Meclis-i İdare Başkatib Muavini
(İmza)
Müstakil Hicaz Fırkası 129. Alay 2. Bölük 3. Birlik
Yüzbaşılığından mütekaid
(Mühür)
Müstakil Hicaz Fırkası Topçu Taburu’nun
Birinci Bölük Yüzbaşılığından mütekaid
(Mühür)
Hicaz Fırkası 62. Alay 4. Tabur 4. Bölük
yüzbaşılığından mütekaid
Mehmet Emin
Mekke-i Mükerreme’de Fatihatü’ş-Şikâ’da Hicaz Eczahanesi
Baş Eczacısı elyevm Dersaadet Divanyolu İtimat Eczahanesi
Sahibi
(Mühür)
Mekke-i Mükerreme’de Süveyz Çarşısı’nda sabine-i timar ve
elyevm Dersaadet’de Balıkpazarı’nda Komisyoncu
Mehmet Said
Taif Telgraf ve Posta Müdürü
Mehmet Hüsameddin
Mekke-i Mükerreme
Muhasebe-i Vilayet Yevmiye Mukayyidi
Abdurreşid
129. Alay 19 Tabur
Alay katipliğinden mütekaid
(İmza)
Mekke-i Mükerreme Harem-i Şerif Madar-i sabıkı merhum
Abdurrahman Efendi mahdumu
Ahmet Ragıb
Mekke-i Mükerreme Harem-i Şerif Muhasebe Baş Katibi
Vidinli Hacı Hakkı Efendi’nin mahdumu
İbrahim Fehmi
Taif’de Kunduracı
Ahmet
Mekke-i Mükerreme Harem-i Şerif Müdüriyeti Baş Katibi
elyevm Defterhane-i Evkaf Baş Memur-ı Sabıkı
Hakkı
Mekke-i Mükerreme esnafından
Galatalızade Osman Fehmi
Mekke-i Mükerreme esnafından
Galatalızade
Fehmi Nuri
7. Kolordu 57. Nizamiye Alayı 3. Tabur Yüzbaşılığından
mütekaid
Mehmed Vehbi
Başbakanlık Osmanlı Arşivi, HR.İM, nr: 85/46 Üçüncü Belge
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Hariciye Vekaleti
Umur-i Şehbenderi ve Ticariye Müdüriyeti
Aded
4832
20959
Hariciye Vekaleti Dersaadet Murahhaslığına
Melfuf: 3
İstanbul’da Beylerbeyi’nde Araba Meydanı’nda Muhallebici Rüstem Efendi hanesinde sâkin Mekke-i Mükerreme tüccarından Ahmet Fehmi Efendi tarafından verilen istida melfufuyla birlikte irsal edilmiş olmakla İngiltere Fevkalade Komiserliği marifetiyle keyfiyyetin mahallinden istilam ettirilerek alınacak cevabın da inbası rica olunur efendim.
Mehmet Salih
Fi 25 Teşrin-i Evvel 1339
Hariciye Vekaleti namına
Müsteşar
…….
Kaleme, 28 minhü (25 Teşrin-i Evvel 1339)
Başbakanlık Osmanlı Arşivi, HR.İM, nr: 85/46 Dördüncü Belge
Türkiye BMM Hükümeti
——
Hariciye Vekâleti
İstanbul Heyeti
Siyasi Şube
—-
Britanya Temsilcisine
Şifahi Nota
—
Konu:
Ahmed Fehmi’nin dilekçesi
Mekke’de mezkûr tüccar Ahmed Fehmi Efendi, Hariciye Vekâleti’ne tevdi ettiği dilekçesinde, yokluğunda yönetimini vekiline bıraktığı 100 bin Türk Lirası kıymetinde mallarına, gayrimenkullerine, un ve bıçkı fabrikalarına Hicaz Arab yetkilileri tarafından el konulduğundan ve satılabileceği ve devlet hazinesi adına müsadere edilebileceğinden şekva ediyor.
Muhterem Britanya Heyeti’nin temsilcisinin bilgisine bu hadiseyi taşıyarak, Muhterem Ahmed Fehmi sahibi olduğu gayrimenkul ve malların satışı hakkında malumat elde etmek maksadıyla yetki nezdinde nazik aracılığını kullanmasını istirham edilmektedir.
Başbakanlık Osmanlı Arşivi, HR.İM, nr: 85/46 Beşinci Belge
Bir yanıt yazın