İsrail, “Kahraman Türklerini” arıyor

İsrail’de, Nazi soykırımı sırasında Yahudileri kurtaran Türklerle ilgili yeni ve kapsamlı bir girişim başlatıldı.

İŞTE KAHRAMAN TÜRKLERİN FOTOĞRAFLARI

Yaşamını tehlikeye atarak, çok sayıda Yahudiyi İkinci Dünya Savaşı sırasında soykırımdan kurtaran, ancak savaşın son dönemlerinde Ruslar tarafından tutuklanıp bir daha kendisinden haber alınamayan İsveçli diplomat Raoul Wellenberg’in adını taşıyan Wallenberg Vakfı ile İsrail’deki Türkiyeliler Birliğinin ortaklaşa yaptığı çalışmayla Nazi soykırımında Yahudileri kurtaran Türklerle ilgili araştırma yapılıyor, bilgi ve belgeler toplanıyor.

Wallenberg Vakfı araştırmacılarından Daniel Rainer, İkinci Dünya Savaşı sırasında Yahudileri kurtaranları dünyaya tanıtmayı amaçladıklarını, yeni nesillere gerçek kurtarma hikayelerinden hareketle “insan hayatını kurtarmanın önemli ve iyi bir şey olduğunu” anlatmaya çalıştıklarını belirtti. Bu hayat hikayeleriyle ilk ve ortaokul, hatta üniversite düzeyinde bir eğitim programı oluşturmaya çalıştıklarını anlatan Rainer, bu eğitim programının okulların müfredatına alınarak, ders olarak okutulmasını hedeflediklerini kaydetti.

Rainer’in verdiği bilgiye göre, 1997’de, ABD Kongre üyesi Macar Tom Lantos ile Arjantinli iş adamı ve hümanist Baruch Tenenbaum tarafından kurulan vakıf, son dönemde özellikle Müslüman ülkelerde Yahudileri soykırımdan kurtaranlarla ilgili araştırmalara ağırlık verdi. Rainer, “Türkiye, bizim için çok ilgi çekici” derken, söz konusu savaş sırasında Ankara ile Almanya arasındaki ilişkilere rağmen, özellikle Fransa’daki Türk diplomatlarının, soykırımın muhtemel kurbanı olacak Yahudileri kurtarmak için büyük çaba sarf ettiklerini örneklerle aktardı.

İsrail’de soykırımı unutturmamak için yapılan Yad Vaşem (Soykırım anıt ve müzesi) yönetiminin, Yahudileri kurtaran Türkler arasında sadece diplomat Selahattin Ülkümen’i onurlandırdığını aktaran Rainer, Yad Vaşem’in bu konudaki araştırmaları kendisinin yapmadığını; ancak getirilen belgeleri inceleyerek, harekete geçip,gereken payeleri verdiğini anlattı.

Bir sivil toplum kuruluşu olan, Kudüs’ün yanı sıra New York, Berlin ve Buenos Aires de de şubeleri bulunan Wallenberg Vakfı’nın, Yahudileri kurtaran Türkleri araştırarak, haklarında bilgi ve kanıt toplamaya uğraştığını belirten Rainer, Fransa’da, o dönemde Marsilya’da Konsolos yardımcısı olarak görev yapan genç diplomat Necdet Kent örneğini verdi.

Rainer, Necdet Kent’in o yıllarda Fransa’da bulunan Fransız vatandaşı Türk Yahudilere Türk vatandaşlığı belgesi verdiğini, vatandaşlığını kaybetmiş olanlara da gayrimuntazam vatandaşlık belgeleri düzenlediğini ifade etti. Kent’in sadece kimlik belgesi düzenlemekle kalmayıp, Yahudileri kurtarmak için hayatını da riske attığını anlatan Rainer,
Kent’in hikayesini şöyle özetledi:

“Bir gece, konsoloslukta tercüman olarak çalışan, Türk Yahudi Sidi İşçan, Kent’in evine gelerek, 80 kadar Türk Yahudinin Naziler tarafından toplandığını ve Almanya’ya gönderileceklerini bildirdi. Bunun üzerine Kent, yatağından fırlayarak, İşçan ile birlikte doğru Marsilya tren istasyonuna gitti, Nazi subayından trendeki Türk Yahudilerin indirilmesini, serbest bırakılmalarını talep etti. Bu sözlerine Nazi subayı gülerek karşılık verip yardımcı olmayınca, Kent ve İşcan aynı trene bindiler. Bazı Alman görevliler bu durumdan çekinerek, treni muhtemelen Arles veya Nimes istasyonunda durdurup, Kent ve İşcan’ın trenden inmelerini istediler. Necdet Kent, ancak ve ancak diğer Türk vatandaşlarının da inmeleri halinde kendisinin de ineceğini söyledi. Almanlar sonunda diplomatik bir skandala neden olmamak için Kent’in talebini kabul etmek durumunda kaldılar ve böylece 80 kişilik Yahudi grubu trenden indirildi.”

Wallenberg Vakfı araştırmacısı Daniel Rainer’in verdiği bilgiye göre, vakıf, bu trenden indirilen kişileri veya çocuklarını, torunlarını; onların bu yaşadıklarını bilen kişileri araştırıyor. Vakıf sadece Necdet Kent ile ilgili değil, Fransa’da Vichy hükümeti döneminde hayat kurtarma operasyonlarına karışmış Türk diplomatları ile ilgili geniş bir araştırma yürütüyor. Bu araştırmanın hedefinde halihazırda görünen isimler o dönemdeki Büyükelçi Behiç Erkin, Konsolosluk görevlileri Necdet Kent, Namık Kemal Yolga, Fikret Şefik Özdoğancı, Bedii Arbel ve Fuad Carım.
Vakıf ayrıca Tunuslu diplomat Kemal Abdülvahap ile o dönemde 150 kişilik bir Yahudi grubunu kurtardığı belirtilen İranlı diplomat Abdül Hüseyin El Serdari hakkında bilgi topluyor. Vakfın üzerinde çalıştığı isimler arasında Julio Palencia, Bernardo Rolland de Miota ve Sebastian Romero Radigales adlı 3 İspanyol diplomat ve başka isimler de var.

Raoul Wallenberg Vakfı ile İsrail’deki Türkiyeliler Birliğinin yürüttüğü proje çerçevesinde, o dönemde Türk diplomatların yardımlarıyla kurtulmuş kişiler veya aileleri, varsa bunlarla ilgili bilgileri olan herkese çağrı yapılıyor. Bu kişilerden bilgi sağlanması, görüşülmesi; toplanacak bilgi, tanık ifadeleri ve diğer belgeler değerlendirilerek, söz konusu isimlere hak ettikleri onurun verilmesi amaçlanıyor. Bu bilgiler ve belgeler ışığında vakıf ve birlik, Yad Vaşem’e başvurarak, bu kişilerin ödüllendirilmesini sağlamayı öngörüyor.

Wallenberg Vakfı araştırmacısı Rainer, bu kişilerle ilgili bilgilere sahip olanların “irwf@irwf.org.il” adresine elektronik postayla ulaşabileceklerini de belirtti.

Yad Vaşem, 1990 yılında, Rodos’ta Konsolos iken Yahudileri katliamdan kurtaran Selahattin Ülkümen’e “Uluslararası Dürüst Madalyası” vermişti.

Kaynak: Hürriyet, 7 Ağustos 2008

israilturkiye

Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir