Cumhuriyet Basyazi
Türkiye‘nin dünya çapında bir ilgi odağına dö-nüştüğü kesin!.. Anayasa Mahkemesi‘nin kararı öncesinde ve sonrasında çarpıcı biçimde bu olgu görüldü ve yaşandı. Anayasa Mahkemesi önce gerekçeli bir teşhis koydu, AKP‘nin laiklik karşıtı eylemlerin odağına dö-nüştüğünü saptadı, sonra bu yolda ciddi bir uyarıyı gündeme getirdi. Ne var ki karardan sonra oluşan yorumlar ve tepkiler Türkiye‘deki coğrafi, ideolojik ve siyasal kavganın yatışacağına ilişkin umutlar vermiyor. * Geçmişte de Türkiye Cumhuriyeti çok çalkantılı ve bunalımlı günler yaşadı. Ancak o günlerle bu günler arasında derin farklar bulunmaktadır. Geçmişte Doğu-Batı bloklarına dayanan dünya dengelerinde Türkiye Sovyetler‘e karşı savaşta “İleri Karakol“ niteliğinde görülüyor, bu işleriyle “anti komünist“ siyasetin devlet yapısında ağırlık kazanması güvence için doğal sayılıyordu. Doğu-Batı ikilemi çözülüp de dünya yeni bir sürece girince soru işaretleri gündeme girmeye başladı. Bir Amerikan askeri dergisinde yayımlanan Türkiye haritasında Anadolu‘nun parçalanmış hali, can sıkıcı değişikliğin işaretlerindendir. Bugün ise Ortadoğu‘daki göstergeler, istekler ve eylemler Türkiye hesabına iyimserliğe yer bırakmıyor. * Çok yinelenen bir tasarıma göre Batı, Türkiye‘ye ne olduğu belirsiz bir “İslam demokrasisi“ni yakıştırmaktadır. Avrupa Birliği‘nde ülkemize dönük “özel ortaklık“ statüsü, ABD‘nin Büyük Ortadoğu Projesi‘ne denk düşmektedir. Güneydoğu Anadolu‘da Kuzey Irak‘la birlikte düşünülen aşiret altyapısına dayalı federatif eğilimlerin son günlerde yine ısıtılması, tablonun öteki ucunda rağbet görmektedir. Böylece oldukça geniş bir coğrafyayı kapsayan olumsuz dış dinamiklerin hızlandığı bir sürece girmiş bulunuyoruz. * Tam bu sürecin hızlandığı zamanlama içinde ortaya çıkan ya da çıkarılan Ergenekon soruşturmasının boyutları ve amaçları ise dikkate değer… Ergenekon bir yıl önce dinci kesimde ortaya atıldığı zaman, medya bugünkü durumunda değildi. Bir yıl içinde dengeler çok değişmiştir. Her ne kadar Ergenekon davasında iddialar ve suçlamalar gülünç görünse Cumhuriyet 04.08.2008 de belirli bir amaca yönelik hedefleri içerdiği anlaşılıyor. Medyada, cihet-i askeriyede, üniversitede, politikada, iş hayatında, Emniyet‘te, istihbaratta, gizli örgütlerde, piyasada dünden bugüne saptanan çevreler ve kesimler 2500 sayfalık bir iddianamede, ilgisi bulunmayan kişileri bir araya getirmiştir; belli bir amaca hizmet etmektedir. Bu karışık tabloda yalnız İslamcılar kesiminden kimse yoktur. * Anti komünist süreçte devletlerin gizli örgütlerinde oluşturulan ve gladyo adı verilen, ya da “Derin Devlet” tabir edilen oluşumlar Batı‘da çoğunlukla tasfiye edildiler. Türkiye‘de şimdi bu süreç mi yaşanıyor? Yaşanıyorsa, antikomünist gladyonun yerine “İslamcı Derin Devlet“ mi ikame ediliyor? Gerçekleştirilen operasyon; hukuk, adalet ve yasalara ne ölçüde uygundur? Bir karşı devrimin sürecini örtülü de değil, açık biçimde yaşamakta mıyız? Gerçek şudur ki Türkiye‘de yaşanan olay, artık beynelmilel bir tasarıma dönüşmüş Ilımlı İslam modeli projesiyle örtüşmekte, Ergenekon da bu planlamanın bir ayağı görüntüsünü taşımaktadır. Laik Türkiye, hukuk devleti niteliğini korumak istiyorsa, dikkatlerini bu dava üzerine yoğunlaştırmalıdır. “NATO‘cu derin devleti tasfiye ediyoruz“ diye İslamcı derin devleti yaratmak tuzağına düşülmemelidir.
|
İslamcı Derin Devlete Doğru…
![İslamcı Derin Devlete Doğru... 1 Türkiye'nin dünya çapında bir ilgi odağına dö-nüştüğü kesin!.. Anayasa Mahkemesi'nin kararı öncesinde ve sonrasında çarpıcı biçimde bu olgu görüldü ve yaşandı. - islamcilik demokrasi hayir](https://www.turkishnews.com/tr/content/wp-content/uploads/2009/04/islamcilik-demokrasi-hayir.jpg)