TURKIYENIN DIS IMAJINI ETKILEYEN – ANAYASA MAHKEME BAŞKANI HAŞİM KILIÇ KİMDİR?

    H. Vural VURAL
   ( E ) Dz. Kur. Kd. Alb.

      Tülay Tuğcu’nun yaş haddinden emekliye ayrılmasıyla boşalan Anayasa Mahkemesi başkanlığı için      Seçim sonucunda Başkanvekili Haşim Kılıç, Anayasa Mahkemesi Başkanlığı’na seçildi.      Kılıç, Anayasa Mahkemesi başkanlığı görevini 3 yıl DAHA sürdürecek.
      Haşim Kılıç, 13 Mart 1950 tarihinde Kırşehir’in Çiçekdağı ilçesinde doğdu.İlk, orta ve lise öğrenimini Yozgat’ta tamamlayan Kılıç, 1968 yılında Eskişehir İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi’ne kaydoldu ve 1972 yılında mezun oldu.
      1974 yılında Sayıştay Başkanlığı’nda denetçi yardımcısı olarak göreve başlayan Kılıç, denetçi, başdenetçi unvanlarını aldıktan sonra 1985 yılında Sayıştay Üyeliğine, beş yıl süren üyelikten sonra da 1990 yılında Cumhurbaşkanı murhum Turgut Özal tarafından Anayasa Mahkemesi Üyeliğine seçildi.
      Kılıç, 7 Aralık 1999 tarihinde açık bulunan Anayasa Mahkemesi Başkanvekilliğine seçildi. Kılıç, 7 Aralık 2003 tarihinde yeniden bu görevi üstlendi.
      Evli ve dört çocuk babası olan Haşim Kılıç, Almanca biliyor.

*****************

Gençler belki anımsamazlar ama orta yaş ve üstü olanlar çok iyi bilirler. Canım ülkemde bir zamanlar tv izlemek günah idi.  Tabii o zaman henüz bazı tv kanalları henüz kurulmamıştı. İşte bu tv izlemenin günah olduğu günlerde muhterem bir kanalın açılması gündeme gelmiş ve o zaman büyük bir Türk büyüğü Kanal  den hisse alanlar cennetten de tapu almış olurlar” demişti.

Neyse konumuz bu değil.

Şimdi Anayasa Mahkemesi başkanı seçilen Haşim Kılıç işte bu tv izlemenin günah olduğu dönemlerde Turgut Özal tarafından Anayasa Mahkemesi üyeliğine atanmak istendiğinde bazı münafıklar itira etmiş ve ” o şahıs günah diye tv bile izlemiyor” demişlerdi de bir başka büyük Türk büyüğümüz olan Turgut Özal o zaman “ben kontrol ettirdim, evinin balkonunda tv anteni varmış” diyerek veciz bir şekilde konuyu değerlendirmişti. Yukarıda haberini okuduğunuz Haşim Kılıç işte o Haşim Kılıç‘ tır.

Sakın gene azılarınız çıkıpta bu şahıs gericidir falan demesin. Adamın evinde tv bile varmış.

E-Postamda paylaşılan bir yazıdan alınmıştır.

Ben de bazı ilaveler yapayım:

TEZİÇ’E KARŞI GÖRÜŞ BELİRTMİŞTİ

Kılıç, YÖK Başkanı Prof. Dr. Erdoğan Teziç’in, AİHM kararı nedeniyle türban konusunda anayasa değişikliği yapılamayacağı sözleriyle ilgili olarak, “İçtihatları, anayasa ve yasalara göre yapıyoruz. İçtihatın dayanağı olan anayasa değişirse, içtihat da değişir” diye konuşmuş idi.

BAŞKAN KILIÇ’IN EŞİ TÜRBANLI, KIZI DEĞİL

Anayasa Mahkemesi Başkanlığı’na seçilen Haşim Kılıç, kamuoyu gündemine ilk olarak evinde televizyon olup olmadığı şeklindeki polemiklerle gündeme gelmiş idi. Daha sonra eşinin türbanlı olması nedeniyle sık sık gündeme gelen Kılıç’ın iddialı bir masa tenisi oyuncusu olduğu öğrenildi.

17 Nisan 1993 tarihinde hayatını kaybeden Cumhurbaşkanı Turgut Özal ile son görüşen isimlerden birinin de Haşim kılıç olduğu ortaya çıktı. 16 Nisan 1993 tarihinde Turgut Özal’ın, Haşim Kılıç’ı akşam vakti Köşk’e davet edip konuştuğunu aktaran kaynaklar görüşmeyi, “Cumhurbaşkanı Özal ile gece geç saatlere kadar görüştü. Cumhurbaşknı ertesi sabah hayatını kaybetti” şeklinde vermişti.
Ayrıca Kılıç ,
Türkiye’de yasa ve anayasa yapma sorunu olmadığını belirterek ”uygulamada ve yargıç ahlakında sorun olduğunu” söylemişti.

*********


Gönül Kılıç’a 2.5 milyar tazminat 
Yargıtay eski Cumhuriyet Başsavcısı Vural Savaş, Anayasa Mahkemesi Başkanvekili Haşim Kılıç’ın eşi Gönül Kılıç’a 2.5 milyar lira manevi tazminat ödemeye mahkûm oldu. Ankara 3’üncü Asliye Hukuk Mahkemesi, Savaş’ı, bir televizyon programındaki ‘‘
Beni görünce başını halının altına soktu’’ sözleriyle kişilik haklarına hakaret ettiği gerekçesiyle, Gönül Kılıç’a manevi tazminat ödemeye mahkûm etti. Karar duruşmasında Savaş’ın avukatı Veli Devecioğlu davanın reddini istedi ancak kabul edilmedi. Savaş, hayatı boyunca doğruları söylediğini belirterek, ‘‘Sonucu neyse katlanırım. Esas hüküm henüz kesinleşmiş değil. Yargıtay onarsa kesinleşecek. Elbetteki hükmü temyiz edeceğim’’ dedi.

Savaş, Kanal 6 Televizyonu’nda yayımlanan ‘Ceviz Kabuğu’ programında şöyle demişti:

‘‘Ben Başsavcı seçildiğimde, Anayasa Mahkemesi üyelerinin eşleri, kutlamak için bizim lojmana eşimi ziyarete gelmişler. Ben zili çalmam, kapıyı kendim anahtarla açarım. Kapının tam karşısında da salon var. İçeri girdim. Bir kadın beni görünce kendini yere attı, başını halıyla örtmeye çalıştı. Sara nöbeti geçiriyor sandım. Eşim koştu geldi. Ambulans çağırayım mı, diye sordum. Meğerse o kişi, Haşim Kılıç’ın eşiymiş, başı açıkken erkek eve girdi diye öyle davranıyormuş.” 09.07.2001
hurriyet.com.tr

***********

Turgut Özal’ın 17 yıl sonrasını görerek belkide yaptığı en uzun vadeli,en önemli yatırımlardan biridir ne malum?

Ahmet Dursun

************

Daha göreceğimiz çok şey var”

Yargıtay Onursal Cumhuriyet Başsavcısı Vural Savaş:

Daha göreceğimiz çok şey var

Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği’ nin davetlisi olarak bir konferans vermek üzere Bodrum’ a gelen Yargıtay Onursal Cumhuriyet Başsavcısı Vural Savaş, Haşim Kılıç’ ın Anayasa Mahkemesi Başkanlığı’ na seçilmesini yorumladı. ” Atatürk’ ün Kemiklerini Sızlatan Parti CHP” adlı kitabında bu konuya geniş yer ayırdığını belirten Savaş, ” Hepimiz, şimdiden Haşim Kılıç’ ı, Anayasa Mahkemesi Başkanı olarak selamlamaya hazırlanalım” diye yazmıştım da kimse inanmamıştı. Daha göreceğimiz çok şey var” dedi. Vural Savaş, Sözcü Gazetesi’ nde önümüzdeki Salı günü yayımlanacak ” Haşim Kılıç Olayı” başlıklı köşe yazısını önce Yarımada okurlarıyla paylaştı.

Vural Savaş, bugün saat 17.00′ de Bodrum Belediyesi Nurol Kültür Merkezi’ nde ” Cumhuriyetin Kazanımları ve Anayasamız” konulu bir konferans verecek.

HAŞİM KILIÇ OLAYI

O zamanki İstanbul Baro Başkanı Turgut Kazan, 20 Kasım 1990 günü SHP Genel Başkanı Erdal İnönü’ yü ziyaret ederek

” Sayıştay yasası anayasaya aykırı şekilde değiştirildi. Televizyon izlemeyi günah sayan bir Nakşibendi mensubunu, Anayasa Mahkemesi’ ne üye seçmek istiyorlar. Yasanın iptali için Anayasa Mahkemesi’ ne başvurun” diyor.

Bununla yetinmeyip Emin Çölaşan’ a mektup yazıyor:

” Lütfen yazın… Bu oyunlardan sonra, Sayıştay kontenjanından, Anayasa Mahkemesi üyeliğine Haşim Kılıç isimli birini getirecekler. Bu şahıs büyük bir Atatürk düşmanıdır.

” Lütfen bu ismi şimdiden açıklayın” diyor ve Emin Çölaşan, 28 Kasım 1990 günü bunu makale mevzuu yapıyor.

Prof. Erdoğan Teziç, Prof. Bakır Çağlar ve Pertev Bilgen, ” Hukuk Devletine Çağrı” başlıklı bir bildiri yayımlıyorlar ve ” Sayıştay” ın aralarında Haşim Kılıç’ ın da bulunduğu üç adayın seçim işleminin hukuken teşekkül etmiş bir Sayıştay Genel Kurulunca yapılmadığından, yoklukla malul olduğunu” söylüyorlar.

Türkiye Barolar Birliği, 7 Aralık 1990 tarihli bildirisinde soruyor:

” Yasa, Anayasa Mahkemesince iptal edilince ne olacaktır?”

Cevap, yine bildiride mevcut:

” Haşim Kılıç’ a seçilme olanağı veren yasa ortadan kalkacağına, temel kalmayacağına göre Cumhurbaşkanınca atanan Haşim Kılıç’ ın üyeliği, herhangi bir işleme gerek kalmadan düşecektir.”

Anayasa Mahkemesi, Haşim Kılıç’ ın atanmasına temel teşkil eden yasa değişikliğini iptal ediyor. Ancak ” Anayasa Mahkemesi iptal kararları geriye yürümez” deyip, Haşim Kılıç’ a anayasaya aykırı bir yasa ile geldiği Anayasa Mahkemesi üyeliğine devam izni veriliyor.

Prof. Dr. Erdoğan Teziç:

” İptal kararının geriye yürümemesi,’ hukuk güvenliğini sağlamak’ amacıyla konulmuş olduğuna göre, bu ilke ancak kesin hüküm halini almış yargı ve idari kararlar için anlam ifade eder. Danıştayımızın görüşü de bu doğrultudadır” diyor.

Mesela ilkokul mezunlarına Anayasa Mahkemesi üyeliği yolunu açan bir yasa çıksa ve sonradan iptal edilse, bu arada seçilenler göreve devam edebilirler.

Bu uyarılara rağmen Turgut Özal, Haşim Kılıç’ ı Anayasa Mahkemesi üyeliğine seçilince, 1 Aralık 1990 tarihli Milliyet Gazetesi’ nde Melih Aşık, şunları yazdı:

” Turgut Özal, bir tarikat üyesi olduğu söylenen Haşim Kılıç’ ı Anayasa Mahkemesi üyeliğine seçti.

Haşim Kılıç, seçildiğinin ertesi günü bir gazetecinin

‘ Siz laik misiniz?’ sorusuna

” Laik’ im diyemedi. Polemiğe girmeyelim gibi laflarla soruyu geçiştirdi.”

Melih Aşık yazısına şöyle devam ediyor:

” Haşim Kılıç’ ın hukukla en ufak bir ilgisinin olmadığını, kendisinin yüksek ticaret mezunu olduğunu da ekleyelim.”

Turgut Özal, bu konuda Mülkiye haftasında yaptığı konuşmada, Haşim Kılıç’ ı seçme nedenini şöyle anlattı:

” Sayıştay Genel Kurulu, ehil olan üç kişiyi bana gönderdi. Bir de kağıt geldi önüme. Kağıtta, gazetede yazan ‘ televizyon seyretmeyen Anayasa Mahkemesi üye adayı’ notları vardı. Bunun üzerine, hemen iki kişiyi bu adayın evine, tahkikat için gönderdim. Aday Haşim Kılıç televizyon seyrediyormuş hem de uydu yayın. Belki ikinciyi seçecektim ama bu tahkikattan sonra onu seçtim.”

2 Aralık 1990 günü Hasan Pulur, Milliyet Gazetesi’ nde şunları yazdı:

” Böyle bir olay üzerine tarihe geçen bir beyit de vardır:

‘ Olacak bir kişinin bahtı kavi, talihi yar,

Kehlesi (biti) dahi mahallinde anın işine yarar.’

Rüstem Paşa’ yı gömleğindeki bit, padişah damadı ve sadrazam yapmış, Haşim Kılıç’ ı da evindeki televizyon, Anayasa Mahkemesi üyesi…

Rüstem Paşa’ nınki ‘ kehle-i ikbal’ ise Haşim Kılıç’ ınkine ‘ televizyon-u ikbal’ dense yeridir.”

30 Kasım 1990 günü Sabah Gazetesi’ nde Güngör Mengi, şöyle bir değerlendirme yapıyor:

” Son olayda eleştirilen, devletin tarif edilmiş niteliklerini reddeden zihniyette birinin böyle bir göreve nasıl olup da getirildiğidir.

Çünkü bu, en basit benzetmeyle kediye ciğer teslim etmektedir. Anayasa Mahkemesi, demokratik ve laik cumhuriyetin güvencesi olan en yüksek yargı kurumudur.”

Ve Haşim Kılıç, 22.10.2007 tarihinde Anayasa Mahkemesi Başkanlığı’ na seçildi.

” Atatürk’ ün Kemiklerini Sızlatan Parti CHP” eserimde: ” Hepimiz, şimdiden Haşim Kılıç’ ı, Anayasa Mahkemesi Başkanı olarak selamlamaya hazırlanalım” diye yazmıştım da (S.145) kimse inanmamıştı. Daha göreceğimiz çok şey var.

***********

Av. Turgut Kazan -GÜVERCİNEVİ 24.10.2007
BİR HUKUK DEVLETİ İÇİN İNANILIR ŞEY DEĞİLDİR

22.10.2007 günü (dün) yapılan oylamada, Haşim KILIÇ Anayasa Mahkemesi Başkanlığına seçildi. Bu sonucu duyuran haberlerde, yeni başkanın ÖZAL tarafından üyeliğe atandığı belirtilerek, o sırada yaşanan tartışmalar özetleniyor ve (hukukçu olmayan bir kişinin en yüksek mahkeme başkanlığına getirilmesi gayet doğalmış gibi) Haşim KILIÇ’ın Eskişehir İktisadi Ticari İlimler Akademisi mezunu olduğuna değinilip geçiliyor.

Oysa, bizim anayasal sistemimizde, sözkonusu mahkeme en yüksek yargı yeridir. Bu mahkemenin Yüce Divan görevini de yürüttüğü düşünülürse, hukukçu olmayan Haşim KILIÇ’ın başkanlığa getirilmesi, bir hukuk devleti için inanılır şey değildir.

Üstelik, Haşim KILIÇ’ın üyeliğe atanmasında neler yaşandığı, bu atama için (ÖZALLAR tarafından) Sayıştay Yasası’na geçici madde eklendiği, geçici maddenin (anayasaya aykırı bulunarak) Anayasa Mahkemesi’nce iptal edildiği, ama iptal kararları geriye yürümez kuralı yanlış yorumlanarak, üyeliğin sürdürüldüğü unutulmuş görünüyor.

Ben, 1990’larda 832 sayılı Sayıştay Yasası’nı değiştirme çalışmalarını Sayıştay ile Anayasa Mahkemesi’ni ele geçirme girişimi sayarak, 3677 sayılı yasayla eklenen geçici maddenin Haşim KILIÇ için getirildiğini belirtip, Haşim KILIÇ’ın kimliği ve kişiliği konusunda kamu oyunu bilgilendirmeye çalışmış, kendi halinde bir hukukçu sıfatıyla, doğan bu sonucu şaşkınlıkla karşıladığımı itiraf ediyorum.

Evet, kendisine üyelik sağlayan madde anayasaya aykırı bulunarak iptal edilen, hukukçu olmayan ve (bir fakülte bile değil) İktisadi Ticari İlimler Akademisi mezunu Haşim KILIÇ, Yüce Divan görevini de yürüten Anayasa Mahkemesi başkanlığına getirilmiştir. Bu sonucun bir hukuk devleti için inanılır şey olmadığını tekrarlıyor, yeni yerleştirilen ve çok kullanılan bir deyimle, hayırlara vesile olmasını diliyorum.
Avukat Turgut KAZAN

**********

Necip Hablemitoğlu,eski bir yazısında Haşim Kılıç için ne demiş bakınız…

*************

GÜNDEM MUSTAFA BALBAY
Baştarafı 1. Sayfada
Adı üzerinde anayasanın temel sigortası olan yüce mahkeme, geçen hafta başkanını seçti. 1990 yılından bu yana mahkeme üyesi, 1999’dan bu yana da başkanvekili olan Haşim Kılıç , başkan oldu.
Kılıç’ı kutluyoruz.
Sadece başkanlığa ulaşması değil, tutturduğu çizgi ve bu çizgideki kararlılığı da övgüye değer. Turgut Özal ‘ın her türlü tartışmayı da göze alarak 40 yaşında mahkeme üyesi yaptığı Kılıç, kafasında ne varsa, nasıl bir Türkiye düşünüyorsa, ona göre hareket etti. Bunu kararlarına ve davranışlarına da yansıtmaktan çekinmedi.
Bu bağlamda Özal’ın da 12’den vurduğu söylenebilir. Seçtiği aday, tıpkı bir sopa gibi dosdoğru izinde.
****
Kılıç’la birlikte Anayasa Mahkemesi, hukukçu olmayan ilk başkana da kavuşmuş oldu.
Türkiye’nin en yüce mahkemesi, ama başkanı hukukçu değil!
Kılıç’ın bir başka özelliği de hemen her konuda birlikte hareket ettiği üye Sacit Adalı ‘yla çok sağlam bir ikili oluşturması. Kılıç ve Adalı, mahkemenin iç seçimlerinde 2 oyla, 9 üyeyi başarılı biçimde yönettiler!
Böylece Kılıç, yerine göre 2’nin 9’dan büyük olduğunu da hukuksal olarak gösterdi.
Son başkanlık seçimi sürecinde 3 taraf oluştu. Anayasaya bakışları birbirine çok yakın olan, kimi oylamalarda eksilse de 4’er oyluk iki tarafın yanında 2 oyluk Kılıç-Adalı…
Kılıç, iki tarafın bir süre kafa kafaya eşitlenmesini izledi. Ardından Ahmet Akyalçın ‘ın aldığı 4 oyu yanına çekmeyi tasarladı. Şu öneri geliştirildi:
Akyalçın, uyuşmazlık mahkemesi başkanlığına yeniden seçilsin.
Osman Paksüt , başkanvekili olsun.
Serdar Özgüldür ile Serruh Kaleli de bu iki paylaşımın ileri yıllardaki mirasçısı olsun.
Son derece demokratik, kişi hak ve makamlarına saygılı biçimde yapılan bu bölümlemeyle, bir süre daha devam etmesi planlanan oylama süreci de bitti. 22 Ekim Pazartesi günü Kılıç, izdüşümü Adalı’nın yanı sıra Akyalçın, Paksüt, Özgüldür ve Kaleli’nin oylarıyla başkan seçildi.
Yeniden Kılıç’ı kutlarken, pek çok temel davada görüş olarak da karşısında yer alan son dört üyeyi kendisine döndürme başarısının altını çizmeden geçemeyeceğiz. Kurtuluş Savaşı’nın kahramanlarından Ali Çetinkaya ‘nın torunu olan Osman Paksüt, örneğin “dedeler ve torunlar arasındaki uçurumlar” başlıklı bir dizinin çok önemli kahramanları arasında yer alabilir.
****
Kılıç, hukukçu olmayan ilk başkan. Eskişehir İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi mezunu. Kılıç’ın yüce mahkemede mezun olduğu okulun da hakkını verdiğini söyleyebiliriz. Zira, yüce mahkemenin her türlü arsa, bina, belediye ve hükümet işlerini, başkan olmadan önce de kendisi koordine ediyordu.
Anayasa Mahkemesi’nin Ankara’nın hızla kentleşen İncek bölgesinde inşaatı devam ediyor. Daha önce orman arazisi olan 60 dönümlük arsada inşaat hakkı 600 metrekare iken 95 bin metrekareye çıkarıldı. Dayanak olarak da büyükşehir belediyelerine verilen kentsel dönüşüm planlama hakkı gösterildi. Oysa bu gecekonduların dönüşümüydü. Anayasa Mahkemesi için ormanları da kentsel dönüşüme katmış oldular.
O kadar olur artık…
Memlekete orman kanunu da lazım!
[email protected]

Vural Savaş

Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir