3 Ağustos 2008
Uğur ERGAN / ANKARA
|
Kerkük İl Meclisi’nin, kentin Kürt bölgesine bağlanması kararı almasından sonra yerel Kürt televizyonlarında, “AKP Hükümeti’nin bu karara tam destek verdiğine” dair iddialar Türkmenleri kızdırdı. Irak Türkmen Cephesi (ITC) Türkiye Temsilcisi Ahmet Muratlı, Kerkük’teki gelişmelerin tehlikeli boyuta ulaşmaya başladığını dikkat çekerek, Hürriyet’e şunları anlattı:
“Yerel Kürt televizyonları son derece asılsız ve çirkin bir propaganda başlattı. Bu yayınlarda, ’AKP, Anayasa Mahkemesi tarafından kapatılmazsa bize Kerkük’ün Kürt bölgesine bağlanacağı sözünü vermişti. AKP kapatılmadığına göre, Türk Hükümeti’nin şimdi bu sözü ne zaman yerine getireceği merak ediliyor’ yorumları yapılıyor. Türkiye Dışişleri Bakanlığı’nın bu iddiaların gerçekle ilgisi olmadığını açıklamasına rağmen bu yayınlar aralıksız devam ediyor.”
Oldu bittiyle çözülmez
Muratlı, Kerkük konusunun sadece Irak’ı değil, bölgeyi ve Irak’ın komşularını da yakından ilgilendirdiğini ifade ederek, şöyle devam etti: “Kerkük sorunu, böyle oldu bittiyle çözülemez. Aksine bölgede gerginliği daha da artırır. Bunun için çok dikkat etmek gerekir. Irak Ulusal Meclisi’nin bu tehlikeyi görüp, Kerkük İl Meclisi’nin kararını ciddiye almayacağını umuyoruz. Türkmenler olarak Kerkük’te, Arap ve Kürt kardeşlerimizle birlikte yaşamak istiyoruz. Tek bir Irak’ın vatandaşları olarak, ülkemizin her yerinde rahatça dolaşmak, çalışmak, ülkemizin doğal zenginliklerini eşitçe paylaşıp, huzur ve refah içinde yaşamayı arzuluyoruz. Hoşgörü, Irak’ı oluşturan tüm unsurlar için çok büyük önem taşıyor.”
Dışişleri yalanlamıştı
Dışişleri Bakanlığı, Kerkük İl Meclisi’nin aldığı karardan sonra şu açıklamayı yapmıştı: “Irak’ta bazı yerel ve bölgesel TV kanallarından yapılan yayınlarda bu girişime Türkiye’nin itirazı olmadığına dair iddialar da yayımlanmaktadır. Türkiye her zaman Irak halkını oluşturan tüm toplum kesimlerinin ahenk içinde birlikte yaşamalarını sağlayacak siyasi uzlaşı çözümlerini desteklemiştir. Kerkük’ün de tüm kesimlerinin Irak’ın bütünlüğü içinde adil ve dengeli bir şekilde temsil edildiği özel bir statüyle yönetilmesi gerektiğini savunmuştur. Bu politikamızda herhangi bir değişiklik yoktur ve olması da söz konusu değildir.”
Bir yanıt yazın