Nutuk’un basımını ‘mânasız’ buluyor
YILDIZ YAZICIOĞLU Ankara
Türk Tarih Kurumu (TTK) Başkanlığı’na getirilen Prof. Ali Birinci, 2001 tarihli kitabında, Nutuk’un TTK tarafından basılmasını ‘mânasız’ bulduğunu söylüyor
Birinci, Milliyet’e yeni görevi ve Türkiye tarihine ilişkin herhangi bir değerlendirmede bulunmayacağını söyledi. “Benim düşüncelerimi, yazılarımdan, kitaplarımdan okuyabilirsiniz. Konuşmayı sevmiyorum” diyen Birinci’nin yazılarında Türkçe, tarih yazımı ve TTK konusundaki dikkat çeken görüşler yer alıyor.
Latince yanlışı
“Tarih Yolunda” adlı kitabında, Latin alfabesine geçilmesiyle Türk kültüründeki eserleri yeni harflerle basma lüzumunun ortaya çıktığını kaydeden Birinci, kaynakları, illâ Latin harfleriyle ve “sözlüğe bakmaksızın anlaşılacak bir Türkçe” ile neşretmek gibi yanlış bir kıstasta ısrar edilmesi, eski harfleri öğrenmenin de geniş mânada bir kültürel devamlılık ve kalkınma için zaruri olduğunun anlaşılmaması ve tarih kaynaklarının eski harflerle basılmasını istemekle harf inkılâbına karşı olmanın ayrı şeyler olduğunun anlaşılmaması nedeniyle tarih yayınlarında yetersizlik olduğunu ifade ediyor.
Prof. Dr. Ali Birinci, TTK’ya eleştirilerini sıralarken “Son yayınlarından olan Nutuk-Söylev ikilisinin, herhâlükarda halk için ilk, aydınlar için ikinci yarısını gereksiz ve dolayısıyla böyle bir neşri de mânasız bulduğumuzu ifade etmek istiyoruz. Kitabın, her iki okuyucu için de bir yarısı maddeten yük teşkil etmektedir” diyor. Birinci’nin eleştirileri, daha önce yazılmış makalelerinin derlendiği ve Eylül 2001’de basılan “Tarih Yolunda” kitabının 31. sayfasındaki “Tarih Kaynaklarının Neşrine Dair Örnekler ve Düşünceler” isimli makalede yer alıyor.
Köhne gemi
Birinci, “Türkiye, tam iki asırdan beri gereği gibi tanıyamadığı bir deryada, her an önüne çıkabilecek yeni tehlikeleri de önceden tahmin edemeyen ve göğüsleyemeyen, bunlara doğru teşhis koyma imkanı bulamadan yeni ve sürpriz daha vahim tehlikelerle karşılaşan ve ihtiyacına uygun maddi ve manevi donanımdan mahrum olan bir köhne gemiyi hatırlatmaktadı r” diyor.
Birinci’nin Türkiye’yi “köhne bir gemiye” benzettiği ifadesi ise, aynı kitabın 37. sayfasındaki “Tarih Usulü Bakımından Küçük Ağa” isimli makalede yer alıyor.
Bir yanıt yazın