Sayın Sivil Toplum Kuruluşları temsilcileri,
Kölner-Stadt Anzeiger gazetesinin 14.07.2008 tarihli sayısında Helmut Frangenberg imzasıyla çıkan haberde, Köln Ermeni Cemaati Başkanı Minu Nikpay’ın Almanya’daki entegrasyona ve Türk Sivil Toplum Kuruluşlarına ilişkin ifadelerinin yanısıra, Türkiye’ye seyahat eden Ermenilerin “kötü muamele” gördükleri yönündeki iddiaları ile sözde “Ermeni” soykırımına ilişkin savlarına yer verilmektedir. Bir örneği ekte sunulan sözkonusu haberin çevirisi birinci maddede, Köln Ermeni cemaatine ilişkin olarak haberin altında yer alan ve sözde “Ermeni soykırımına” ilişkin ifadelerin bulunduğu bilgi notunun özet çevirisi ise ikinci maddede sunulmuştur.
“””
1.”Burası Türkiye’dir
“Hükümetin, entegrasyonun sadece İslami kuruluşlar üzerinden yürütülebileceğini düşünmesi korkunçtur.” Ermeni cemaati üyeleri buna benzer açık ve net ifadeler kullanarak, Türk kökenli Müslümanların egemenliğinde bulunan İslami birliklerin zihniyetine ilişkin olarak sürdürülmekte olan güncel tartışmaya karıştılar. “Türk Milliyetçiliği “mainstream”dir” diyen Köln Ermeni Cemaati Başkanı Minu Nikpay, Türk tarihine yönelik olarak sergilenen yaklaşımın bu konuda bir ölçek olduğunu, Almanya Türk Toplumu veya Alevi Cemaati gibi ılımlı sayılan birliklerin bile örgüt olarak, Türklerin 1914 yılında yaşanan “Ermeni soykırımındaki” sorumluluğunu tanıyamadıklarını belirtti. Almanya’daki Türk milliyetçiliğinin güçleneceği endişesini taşıyan Nikpay, “Türk televizyonları Almanya’ya Batı karşıtı aşırı milliyetçilik ve propaganda naklediyor. Bunun sonu nereye varacak.” diyor. Türkler tarafından yönetilen İslami birliklerin özel bir sorumluluk taşıdığını düşünen Köln Ermeni Cemaati Yönetim Kurulu üyesi Madlen Vartian, “Türklerin çoğu siyasetle ilgilenmiyor. Birlikler yeniden millileştirme faaliyetlerinde bulunuyor.” diyor.
Kilisenin duvarlarına yapılan karalamalardan ve Türkiye’ye seyahat eden cemaat üyelerinin maruz kaldıkları hakaret ve kötü davranışlardan söz eden Nikpay, her radikalleşmeyi burada anında hissettiklerini, Ermeni cemaatinin varlığının bile bazı çevreler için provokasyon anlamına geldiğini, milliyetçilerin düşmanlara ihtiyaç duyduğunu ve Ermenilerin de Türkiye için bir numaralı devlet düşmanı olduğunu ifade ediyor.
“Sünni Müslüman olsak bize daha fazla kulak verirler. Bu aralar siyasetçiler Hıristiyanlardan ziyade Müslümanlarla ilgileniyorlar.” diyor.
Örneğin Köln Büyükşehir Belediye Başkanı Fritz Schramma tarafından hayata geçirilen Dinler Meclisi’nde yapılan tartışmalarda, Türkiye’de yaşanan ihtilafların Almanya’daki entegrasyonla ilgili tartışmaları etkilememesi gerektiği şeklindeki görüşlerin sürekli olarak dile getirildiğini söyleyen Nikpay, “Saçmalık. Burası Türkiye’dir.” diyor. İdeolojik bakımdan etki altına alma ve propaganda faaliyetlerine bir de Almanya’daki birliklerin Türkiye’den bağımsız hareket etme kabiliyetlerinin bulunmamasının eklendiğini belirten Nikpay, “insanın kendi kimlikleriyle eleştirel bir şekilde yüzleşmesi de entegrasyonun bir parçasıdır. Bu gerçekleşmediği sürece Alman siyaseti göçmenleri ve özellikle çocuklarını yanlış etkilerden korumalıdır.” diyor.”
2.”Ermeni kimliği, sürekli hayatta kalma mücadelesi tarafından şekillendirilmektedir. Yakın tarihlerindeki belirleyici olay ise Anadolu’dan kanlı bir şekilde sürülmeleridir. 24 Nisan 1915 tarihi Osmanlı İmparatorluğunda yaşanan “soykırımı” hatırlamak amacıyla her yıl anılmakta olup, dindarlar için dini bayramlara benzer bir önem taşımaktadır. Türkiye soykırımı inkar etmektedir.”
“””
Bilgi edinmeniz rica olunur.
Bir yanıt yazın