KAPATMA DAVASI RED EDİLDİ! BASINDAN/YORUMLAR

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Hangi üye ne yönde oy kullandı?
Anayasa Mahkemesi Başkanı Kılıç açıkladı…30.07.2008 18:17    

Anayasa Mahkemesi tarihi kararını akşam saat 18:05’te açıkladı, AK Parti kapatma davasında 6 ya karşı 5 oyla kapatma istemi reddedildi. AK parti Hazine yardımlarının yarısından mahrum bırakılacak.Anayasa Mahkemesi kararını açıkladı. Mahkeme 6 karşı 5 oyla AK Parti’nin kapatılmamasına
karar verdi.Anayasa Mahkemesi aylardır bütün dünyanın merakla beklediği kararını 3 gün süren görüşmelerin ardından bugün açıkladı. Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç saat 18:05’de yaptığı açıklamada AK Parti’nin Hazine yardımının yarısından mahrum bırakılmasına karar verildiğini açıkladı.

6 KAPATILSIN, 4 HAZİNE YARDIMI KESİLSİN, 1 RED OYU
Haşim Kılıç yapılan oylamada 6 üyenin AK Parti’nin kapatılması yönünde oy kullandığını, 4 üyenin ise AK Parti’nin laikliğin karşıtı eylemlerin odağı olduğunu ancak çok tehlikeli boyutta olmadığını belirttiğini 1 üyenin ise davanın reddi yönünde ok kullandığını açıkladı. Kılıç, daha sonra bir soru üzerine ise red oyu kulanan üyenin kendisi olduğunu belirtti.Haşim Kılıç      RedOsman Paksüt    Evet

Fulya Kantarcıoğlu Evet

Mehmet Erten   Evet

Necmi Özder Evet

Şevket Apalak   Evet

Zehra Ayla Pektaş   Evet

Sacit Adalı     Hazine yardımından mahrum bırakılsın

Ahmet Akyalçın    Hazine yardımından mahrum bırakılsın

Serdar Özgüldür   Hazine yardımından mahrum bırakılsın

Ferruh Kaleli      Hazine yardımından mahrum bırakılsın

=======================================

                                                                                                                        31 Temmuz 2008

 

 

Olmak ya da Olmamak

Mehmet Bedri Gültekin

Kapatma kararı

            Anayasa Mahkemesi AKP hakkındaki kapatma davasını karara bağladı. Nitelikli çoğunluğun sağlanamamasından dolayı AKP kapanmaktan kurtuldu.

            Ama Anayasa Mahkemesinin kararını doğru okumak gerekiyor. Mahkemenin hukukçu üyelerinin tamamı, yani 10 üye AKP’nin suçunu sabit görmüştür. Bu Parti’nin, “laikliğe aykırı eylemlerin odağı haline geldiği” konusunda fikir birliğine varmıştır.

            Ayrıca altı üye yani Anayasa Mahkemesi üyelerinin çoğunluğu, AKP’nin kapatılması gerektiği kanaatine varmıştır.  Dört üye ise bu Parti’nin laikliğe aykırı eylemlerin odağı haline geldiği kanaatinde olmasına rağmen, bu durumun kapatma için yeterli ağırlıkta olmadığını düşünmüştür.

            Kısacası şöyle bir tablo ortaya çıkmıştır. Türkiye’yi, en yüksek Yargı Kurumunun da saptadığı üzere, suçu sabit olan bir Parti yönetmektedir.

    

Hükümeti’in derhal istifa etmesi gerekmektedir.

 

HAŞİM KILIÇ

            AKP’nin kapatılma istemine ret oyu veren tek üye, Haşim KILIÇ’tır. Haşim Kılıç, bilindiği üzere hukukçu değildir. Mahkeme üyeliğine, Anayasa’ya aykırı bir uygulamanın sonucu getirilmiştir.

            Haşim Kılıç, 1975-77 yılları arasında bir devlet memuru iken, daha sonra İBDA-C adlı illegal bir örgüte dönüşecek olan Şeriatçı bir gruba ait Gölge Dergisinin Ankara temsilciliğini yapmış, bu grupla ilişkilerini 1980’lerin sonuna kadar sürdürmüştür.

            Gerçeğin kamuoyuna açıklanması üzerine, Haşim Kılıç yalan söylemiş ve yalancı tanık kullanarak inkâr yoluna gitmiştir.

            Son oylamadaki tutumundan da anlaşılacağı üzere hukuki kaygılarla ve Anayasa’ya göre değil, Cumhuriyete düşman olan ideolojisinin gereklerine göre hareket etmektedir.

            Anayasa Mahkemesinin başında, yalan söyleyen bir kişi olamaz. Cumhuriyet düşmanı ideoloji sahibi bir kişi, Cumhuriyet’in en yüksek Yargı Kurumunu yönetemez.

            Haşim Kılıç, kararı açıklarken yaptığı konuşmada, AKP’ye yeni bir Anayasa hazırlaması için çağrı yaparken bir hukukçu değil, bir siyasi görüşün militanı olduğunu bir kez daha gözler önüne sermiştir.

            Haşim Kılıç da istifa etmelidir.

 

AVRUPA VE AMERİKA’NIN BASKILARI

            Türkiye tarihinde mütareke günlerinden bu yana yabancılar, hiçbir yargılamaya bu kadar müdahil olmadılar.

            Neredeyse her hafta gelip giden heyetlerin birinci gündem maddesi  dava oldu.

            Türkiye’yi açıkça tehdit ettiler. Ekonomiyi çökertme ve iç kargaşalıklarla Türkiye’yi istikrarsızlaştırma; davadan kapatma çıkması durumunda; Türkiye’nin karşılaşacağı durumlar olarak ifade edildi.

            Ne yazık ki bütün bu baskılar sonuç vermiştir. Emperyalizme karşı tarihin ilk Kurtuluş Savaşı’nın sonunda kurulan Türkiye Cumhuriyeti, 90 yıl aradan sonra Ergenekon davası sürecinde yaşananlarla birlikte, yeniden emperyalistlerin müdahil olduğu bir yargılama utancı yaşamıştır.

 

 

AKP’NİN FATURASI

            Altı yıl Türkiye için ağır bir bedel anlamına gelmiştir. Bu altı yılın sonunda;

            1. Cumhuriyet ve laiklik karşıtı uygulamaları ile toplumumuzu bölmüştür. Toplumsal barışı dinamitlemiştir. Bizi millet olarak bir arada tutan bağları çözmüştür.

2 Türkiye ekonomisini çöküşün eşiğine getirmiştir. Beş yıl içinde dış borç ikiye katlanmış, Ülkenin bütün stratejik kurumları yabancılara peşkeş çekilmiş, tarım çökertilmiş, iç ticaret yabancı tekellerin eline geçmiş, cari açık adeta ekonomiyi rehin almış durumdadır.

3. Türkiye’nin AB kapısında millet olarak çözülme, devlet olarak dağılma sürecini yaşamaya devam etmesi anlamına gelmektedir. Kayıtsız şartsız olarak boyun eğilen AB ve ABD dayatmaları, milletimizi bir yandan etnik topluluklar, mezhepler, tarikatlar, aşiretler ve bölgeler biçiminde bölmekte, öte yandan ABD’nin BOP Projesi uyarınca federal bir yapıya doğru gidilmektedir.

AB kapısında Türkiye’nin kaderi bölünmek ve iç çatışmalarla parçalanmaktır.

 

MİLLETİN ADALETİ

Milletimize ve Cumhuriyet yargısı’na güveniyoruz. Cumhuriyet ve Atatürk Türkiye’si düşmanı olanlar milletin adaletinden kaçamayacaktır.

           

=================================

anayasaMahkemesi merakla beklenen davayı sonuçlandırdı. Yüksek Mahkeme, Ergenekon davasının rövanşı olarak görülen davada AK Parti’yi kapatmadı ama, cezalandırdı…

Yüksek Mahkeme 3 günlük yoğun mesainin ardından, AK Parti’nin “laikliğe aykırı fiillerin odağı” olduğu, “sivil darbe” ile şeriat sistemini getireceği iddiasıyla kapatılması talebiyle açılan davada, “kapatma” değil, Hazine yardımının yarısının kesilmesine karar verdi.
 

 

 

 

 
 
 
 

 


Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç, dava sonucunda AK Parti’nin kapatılmadığını, ancak 6 üyenin kapatılma, 4 üyenin de Hazine yardımından yoksun bırakılması kararına vardığını, partinin son yıl aldığı Hazine yardımından 1/2 oranında yoksun bırakılmasına karar verildiğini açıkladı.

AK Parti’nin bu kararı nasıl değerlendireceği merakla bekleniyor. Ankara kulislerinde, partinin bu “ceza”yı kabul etmeyip, erken seçim kararı alabileceği, yerel seçimle birlikte çifte sandık kurularak, erken genel seçime gidilmesini isteyebileceği konuşuluyor.

Bu karar, Anayasa Mahkemesi’nin cumhurbaşkanı seçimindeki “367” kararı gibi, hukuki açıdan da tartışma yaratacak.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

===================

From: turkish-forum-advisory-board@googlegroups.com On Behalf Of Hasip Gültaş [hasipgultas@gmail.com]
Sent: Wednesday, July 30, 2008 12:06 PM
To: turkish-forum-advisory-board@googlegroups.com
Subject: [TFAB:564] KAPATMA DAVASI RED EDİLDİ!

 

7/30/2008 Karakter Boyutu:

AK Parti`nin kapatılması istemiyle açılan dava sonuçlandı. Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç AK Parti hakkındaki beklenen kararı açıkladı!

Yargıtay Cumhuriyeti Başsavcılığı`nın AK Parti`nin laikliğe aykırı eylemlerin odağı durumana geldiğiğinin gözeltilerek 2800 / 1001 b maddesi gereğince temelli kapatılmasına karşı bir dava açılmış durumdadır. Bu dava ile ilgil ibirlikte 61 kişinin siyasi hayattan yasaklanması durumunda da talebi var.Türkiyedeki bütün halkımız gözünü bu kararın sonucu beklemek durumunda kalmıştır.Hakaretlere maruz kaldık ben arkadaşlarımın bu konudaki düşüncelerini ve duyguluaranı bundan dolayı üzüntülerimi belirtiyorum. O neden le bizim çalışma düzenimiz neyi gerektiyorsa o çerçeveden olaylara bakmak zorunda kaldık. Bu davaların gerek siyasi gerekse ekonomik önemi nedeniyle bu davanın bir anönce sonuçlanmasını göz ardı edemezdik. Bu davanın öneminin ne kadar önemli olduğunu ve toplumu ne kadar ilgilendirdiğini görmemezlikten gelemezdik. Arkadaşlarımızı da görevlendirirken bu çerçevye dikkat ettik. Arkadaşımız bu konuda deneyimli ve birikimli idi.Adı geçen ve eleştirilen arkadaşımınız tercih sebebi türban meselesinin arkadaşımız tarafından incelenmiş olması sebebiyle bu partinin görülmesiyle ilgili ve kolaylık olmasından dolayı arkadaşımız görevlendirilmiştir. Bunun haricinde herhangi bir şey düşünmeyelim. Siyasi parti kapatmalarla ilgili bizim bu davada bir partinin kapatılmasıyla ilgili mutlu olduğu söylenemez. Biz de bu davalarda karar vermelerde çok ciddi sıkıntılar çekiyoruz. Ancak ne yazık ki bu konuda çağdaş demoktarit ülkelerle olan yasal değişiklikler yapılmayıp ne zaman ki bir siyasi parti kapatma davası gündreme gelir ise o zaman tartışılmaya başlar. Ama bu maalesef pek gerçekleşmedi ve bu tartışmalar bu tür davalar açılmaya başladığı anda canlılığını kazandı. Ben bu sonucun çok iyi değerlendirileceğine ve analiz edileceğine temennisinde bulunmak istiyorum. Anayasadaki bu sayıyı tutturamamış olmasından dolayı bir kapatma kararı çıkmamıştır. Ama bu kararın sonucunda bu partiye bir ihtar kararı çıkmıştır.==============    

 

 

 

Anayasa Mahkemesi önünde olağanüstü bir hareketlilik yaşanıdı. Mahkeme önünde bekleyen gazeteciler, saat 16.30 itibariyle bina içerisine alınmaya başlandı.

Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç, Yargıtay Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya’nin istemiyle 14 Mart 2008 Cuma günü açtığı davayla ilgili 11 üyenin kararını düzenlediği basın toplantısıyla açıkladı.

Kılıç’ın açıklaması şöyle:

Mahkeme Başkanı Haşim Kılıç, düzenlediği basın toplantısında AK Parti’nin kapatılması talebinin reddedildiğini açıkladı.

61 kişiyle ilgili ilgili siyasi yasak talebi var. Önemli konuların dava konusu haline getirilerek Anayasa Mahkemesi’nin önüne konulmuş olması bizi ve ülkeyi siyasal, ekonomik ve sosyal açıdan önemli sonuçlar doğurdu. 70 milyon halk gözünü Anayasa Mahkemesi’ne dikti. Tabi bu karar bundan önceki başörtüsü kararı diye adlandırılan AK Parti’nin kapatılması en önemli iki dava olarak önümüze geldi.

Bu davaların görülme süreci ile ilgili basın basın organları ve yazarlar ahlaki ve insani değerleri aşarak hakarete uğradık. Arkadaşlarımın duygu ve düşüncelerini ifade ediyorum. Üzüntülerimizi ifade ediyoruz. Bu mahkemenin kendi yaptığı planlama çerçevesinde yapılıyor.

Dışardan gelen baskılar neticesinde planlama yapmadık bundan sonra da yapmayacağız. Bu davaların gerek sosyal, ekonomik ve siyasal boyutları nedeniyle biz bu davanın bir an önce sonuçlandırılmasını istedik. Biz de bu ülkede yaşıyoruz. O nedenle bu konudaki bu davanın önemini toplumu ne kadar ilgilendirdiğini görmezden gelemezdik. Arkadaşlarımızı görevlendiriken bu çerçeveye dikkat ettik.

Raportör deneyimli ve birikimli arkadaştı. Dava ile ilgili raporunu yazdı. Arkadaşımız yanlız başına yazmadı 3 arkadaşımız yazdı.

Raportörün bu konudaki adı geçen arkadaşımızın neden tercih edildiği konusuna gelince başörtüsü raporu da arkadaşımız yaptı. Enine boyuna araştırma yaptı.

Hiç bir arkadaşımız mutlu olduğunu söyleyemez. Demokrasi adına biz de hepimiz ciddi davalarda sıkıntılar yaşıyoruz. Ancak ne yazık ki bu konuda çağdaş demokratik ülkelerle adına anayasal değişiklikler yapılmayıp siyasi parti kapatma gündeme gelir o zaman kuralların değiştirilmesi gündeme gelir. Oysa böyle olmaması gerekir. Kapatma davaları ilgili siyasi partilerin uzlaşması sonucu yapılmasını isterdik. Tartışmalar siyasi parti kapatma davaları ile canlılığını kazandı. Bir kez daha siyasi aktörlerimize seslenmek istiyoruz. Toplum bu konuda rahatsızlık varsa bu konuda uzlaşarak bu değişiklikleri süratle yapmanızdır. Biz toplum olarak hangi kesimden hangi düşünceden inançtan olursa olsun tüm toplumun birlikte yaşamasını elimizden geldiğince göstermeliyiz.

Bundan sonraki siyasi hayatta gerginliği azaltmak adına gerekli çalışma yapılacağına inanıyorum. Arkadaşlarıma teşekkür ediyorum. Ülkenin bu kadar önemli konuda kısa sürede karar aldıkları için teşekkür ediyorum.

AK Parti’yi kapatmama kararı alındı. 1/2 oranında verilen yardımın kesilmesi kararı verildi. Ben red verdim. Paksüt, Erten, Özler, Apalak, Ayla, Pektaş kapatılması yönünde oy kullandı. Adalı, Akyalçın, Özgündür, Kaleli ise yardımların kesilmesi yönünde oy kullandı

=============.

Financial Times başyazısı: “Ulusal felaketin eşiğinde”
 
“Türkiye’de hüküm süren siyasi kriz İstanbul’daki bombalı eylemle daha da derinleşti”
 
AKP kapatılırsa kaos çıkar, Türkiye’nin geleceği tehlikeye girer!”
 
“Ulusal felaket yaşanır”
 
İstanbul’da patlayan bombalar, AKP hakkındaki kapatma davasının görüşülmeye başlamasına denk düştü
 
“Türkiye’nin modernitesi ve yakın geleceği tehlikede”
 
“AKP’nin kapatılması, Cumhurbaşkanı  Gül ve Başbakan Erdoğan’a siyaset yasağının getirilmesi “Seçmenlere yönelik yargı darbesi” anlamına gelecektir”
 
“Bunu izleyecek kaos, Türkiye’yi yıllarca geri götürür”
 
“Laikler ile muhafazakarlar arasındaki mücadele kritik bir noktaya geldi” 
 
AKP davası, halktan büyük yetki alan başarılı Neo İslamcı bir parti tarafından tehdit edilmiş hisseden askeri, bürokratik ve yargı elitinin kumarıdır
 
++++++++++++++++++++++++++++++++
 
The Daily Telegraph:
 
“Anayasa Mahkemesi, iktidardaki partiyi “fazla İslamcı” diye anayasayı ihlal suçlamasını içeren bir iddianameyi kabul ederek, “ender rastlanan bir adım” attı.
“Bu, geçmişte sık sık ordunun silahlı gücü ile kuvvetlendirilen laik elitin kudretini gösteriyor”
Bu meselelerin generaller yerine mahkeme tarafından çözümlenmesi daha iyi. Daha iyi olanı ise, davanın, Başbakan Recep Erdoğan’ı ve hükümetini, Türkiye Cumhuriyeti’nin temel aldığı laik ilkelere bağlılığını sağlamaya cesaretlendirmesi gibi olumlu bir sonucu doğurmasıdır.” 
 
++++++++++++++++++++++++++++++++++
 
 
The İndependent ’in köşe yazarı Adrian Hamilton:
 
“İslam ile Batı konusundaki tartışmayı bir kenara bırakalım. Bu mücadele demokrasi ile ilgilidir. Eğer seçilmiş Türk hükümeti kaybederse, hepimiz bunun sonuçlarının kurbanı olacağız
 
“Türkiye hükümetsiz kalabilir, İstanbul’daki bombalamalar, AKP’nin kapatılmasını izleyebilecek şiddetin bir örneği.”
 
“Ümraniye olayları dikkat çekici. Türk devletinin geleceğinin söz konusu”
 ========================

 

 

 

30 Temmuz 2008

DSP Genel Başkanı Zeki Sezer, Anayasa Mahkemesi’nin AKP hakkındaki kapatma davasına ilişkin kararını değerlendirdi:

“ANAYASA MAHKEMESİ AKP’NİN LAİKLİĞE KARŞI FİİLLERİN ODAĞI HALİNE GELDİĞİ TESPİTİNİ YAPMIŞTIR”

** DSP Genel Başkanı Zeki Sezer, AKP’nin kapatılmasına ilişkin dava hakkında Anayasa Mahkemesi’nin verdiği karara herkesin saygı duyması gerektiğini belirtirken, “Anayasa Mahkemesi, AKP’nin laikliğe karşı fiillerin odağı haline geldiği tespitini yapmıştır” dedi.

ANKARA- DSP Genel Başkanı Zeki Sezer, Anayasa Mahkemesi’nin,  ‘AKP’nin laikliğe karşı fiillerin odağı haline geldiği’ tespitini yaptığını söyledi.

         Sezer, Anayasa Mahkemesi’nin AKP’nin kapatılmasına yönelik dava hakkında verdiği kararı, AA’ya değerlendirdi. Anayasa Mahkemesi’nin verdiği karara herkesin saygı göstermesi gerektiğini söyleyen Sezer, “Anayasa Mahkemesi, AKP’nin kapatılmamasına karar verdi. Ancak ‘laikliğe karşı fiillerin odağı haline geldiği’ tespitini de yaptı” dedi.

Sezer, Anayasa Mahkemesi’nin kararını tartışmayı doğru bulmadığını belirtirken,  AKP’nin Türkiye’yi iki kutuplu bir hale getirdiğini, bu durumdan hiç kimsenin medet ummaması gerektiğini söyledi. DSP lideri, “AKP’ye oy veren vatandaşlarımız, ülkeyi geliştirmek yerine başka işlerle uğraşsın diye oy vermemişti. Ancak onların da bundan sonra gönül rahatlığıyla oy verebilecekleri, Türkiye’nin ekonomik ve sosyal gelişimini düşünen, laik, demokratik cumhuriyete sahip çıkan bir parti var, DSP var” diye konuştu.

ARTIK HİÇ BİR ŞEY ESKİSİ GİBİ OLMAYACAK

AKP’nin Türkiye’yi iyi yönetemediğini kaydeden Sezer, “Şimdi bize AKP’yi yenme fırsatı yaratıldı. Bu imkan önümüzde duruyor” dedi ve şunları söyledi:

 “Anayasa Mahkemesi’nin kararına saygılı olmak durumundayız. Biz DSP olarak saygılıyız da. Artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacağına göre DSP, AKP’yi siyaseten yenmek için çalışmalarını sürdürecektir. DSP, Türkiye’nin ekonomik ve sosyal açıdan, yurt içinde ve yurt dışında hak ettiği yere gelmesi için elinden geleni yapacaktır”

 

 

 

 

 

 

 

====================

 

 

 

 

 

 

 

 

Mustafa Kemal Atatürk

Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir