TTK (Türk Tarih Kurumu) OPERASYONU

Mustafa Nevruz SINACI

            TTK (Türk Tarih Kurumu) operasyonu 22 Temmuz günü sessiz sedasız icra edildi.

Buna gizlice demek de mümkün. Zira kamuoyu olayı 23 Temmuz günü resmi gazeteyi okuyunca öğrendi. (8217 sayılı RG) Bu sıra Başkan Halacoğlu olup bitenden bihaber tatilde idi. Sadece bazı ‘medar-ı iftihar’ eylem ve işlemleri nedeniyle haklı bir kaygı duyuyordu.

NEDEN?

Öncelikle belirtmek gerekir ki Hoca (1766-2008) 242 yıldır bilinen ve meş’um bir sır olarak asırlardır gizlenen “Aleviler ve Kürtler asalaten Türk’tür. Alevi Kürt’üyüm diyenlerde  Ermeni’dirler” tezini açıkladığında bir kısım kripto ve kozalar hop oturup hop kalkmışlardı.

“İnanmayanlar nüfuslarından araştırıp kim olduklarını devlet arşivinden bulabilirler” deyince de krize girenler ve TTK binasına saldıranlar oldu. Saldırganlar ve açıklanan gerçek karşısında paniğe kapılanlar bununla da yetinmeyip, Cumhuriyet Savcılıklarına suç duyuruları verdiler. Aralarında ‘ırkçılık, dincilik, ayrımcılık ve şovenizm’ iddiaları ile dava teşebbüsünde bulunanlar bile oldu. İddia infial yarattı, çok geniş bir kitle alındı, gocundu ve rahatsız oldu.

Demek ki tez doğruydu. Bunun üzerine kurucu Müslüman (Lozan) kesim: “Hocam seni artık oralarda fazla tutmazlar, elindeki bütün bilgi, belge ve listeleri kamuoyuna açıkla” diye bilinçli bir zorlama içine girince malum kesimde panik büyüdü. Ülke içinde koza-kripto, dönme orijinli ne kadar dernek, parti ve sivil toplum kuruluşu varsa Halacoğlu aleyhine işe koyuldular. Olay Ermenistan parlamentosundan bütün diyaspora örgütlerine ve AB localarına kadar sirayet etti. İhanet şebekeleri sonuç alıncaya kadar ellerinden gelen her şeyi yaptılar.

Böylece, son günlerde medyada yer alan ve ‘sıcak ilişki’ kurma amaçlı Ermenistan’la gizli görüşme iddiaları da somut bir teşebbüsle doğrulanmış oldu. Hani, Temmuz ayı başında Ermeniler ısrarla Abdullah Gül’ü maça davet eden mesajlar vermişlerdi ya, şimdi perde arkası aralanmaya başladı. ABD-AB diyasporanın ısrarlı isteği yerine geldi. Ermenilerin korkulu rüyası Türk Tarih Kurumu Başkanı Yusuf Halaçoğlu görevinden alındı. Ermeni yalanlarını bir-bir ortaya çıkaran Halaçoglu’ndan yalnızca Ermeniler değil içerdeki bazı Türk düşmanları da rahatsızdı.

BURAYI BİRAZ AÇALIM

Temmuz’un ilk haftası Kazakistan’da bulunan Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Astana’ yı ziyaret eden Ermenistan Cumhurbaşkanı Serj Sarkisyan ile sohbet etti. Bir ara Sarkisyan’ın koluna girdi ve Türkçe bilen Sarkisyan’la sohbet ederek dostluk ve yakınlık gösterisi yaptı!

Astana’nın başkent oluşunun 10’uncu yıldönümü kutlamaları nedeniyle Abdullah Gül, İlham Aliyev ve Sarkisyan’ın kollarına girerek bir süre sohbet ederek yürüdü. Hatırlanacağı üzere Sarkisyan daha önce yaptığı açıklamalarda, Türk-Ermeni ilişkilerinde yeni adımlar atacağını dile getirmişti. (Mayıs-2008) Tam o sıralar Ermenistan’a gayri-resmi bazı ziyaretler ve çeşitli düzeylerde temaslar da yapılmakta; Türkiye de ki Ermeni lobi ve diyasporası ayağa kalkmış ‘tarihi barış ve sıcak ilişkiler’ adına adeta coşmuştu. Amma TTK başkanı gibi iç sorunlar ve bu dalga ile açığa çıkan önemli engeller vardı! Zira;  

SOYKIRIM YALANI İSPATLANDI

Halacoğlu kriptolara göre bir bunalım nedeni, kaos ve tıkanma unsuru idi. Çünkü O, 1963’den bu güne sürüp gelen, yalan-iftira ve sahte belgelerle tahkimli, Pamukyan ve benzeri dâhili bedhahlarca (hain Nobel vakfından ödülünü aldı) desteklenen “1915 Ermeni Soykırımı” iddiasının bir yalan, balon ve TTT maksatlı bir “komplo teorisi” olduğunu alenen ispatladı. Ermenistan’a, menfur diyasporanın tarihçi ve bilim adamlarına yalanlarını ve sahte belgelerini tek-tek ispatlayarak meydan okudu ve Viyana tarih kongresine davet etti. Hain ve yalancılar, müfteriler gelmediler. Gelemediler. Bilim yerine iftira, tehdit ve tefrikada direndiler. 

Daha geçen hafta Ermeni Cumhurbaşkanı Serj Serkisyan ne dedi? “Elbette Türk malı alacağız. Türkiye ile ticaret de yapacağız. Ama asla milli davamız olan soykırım tezimizden vazgeçmeyeceğiz. Fakat diyasporanın daha da akıllı ve sabırlı (sinsi) olmasını isteriz”

            KANAAT:

2002 yılında Ermenistan’da yaşadıkları resmi nüfus sayım kayıtları ile sabit 500 bin (TF, ABD) civarında Türk’ün 2007 itibarıyla nasıl olup da sıfıra indiğinin, ne şekilde buharlaştırılıp yok edildiklerinin sorulması;

Yerinde inceleme yapılarak akıbetlerinin ortaya çıkartılması;

Kara-bağ’da yaşanan dehşet, vahşet-soykırım ve mezalimin tazmin, gasp-tasallut ve işgalin kaldırılması;

Asala cinayetlerinin yargılanması;

Sözde uygar devletlerin büyük utancı, tarihi tahrif, yalan-iftira ve tefrikadan ibaret, hukuki belge, bilgi, ilmi ve ikna edici dayanaktan yoksun, siyaseti gasp (TTT) cebri işgal ve çıkar amaçlı-örgütlü komplo teorisinden ibaret soykırım iddialarını Ermenistan ve taraf kukla ülkeler ve devletlerce geri çekilmesini talep etmek;

Ülkemizi 32 yıldır kana bulayan ve maliyeti 50 bin şehit ve nakit 500 milyar doları bulan terör, tedhiş ve anarşinin Ermenistan odaklı olduğunun açıkça ilan;

Bu ve benzer somut olayların takibi, soruşturulması ve adaletle sonuçlandırılması Türk devlet adamlarının vazgeçilmez görevi ve hükümetlerin Milli politikası olmak gerekirken;

Sırf Ermenistan AB ve diyaspora istiyor bir-kaç kanı bozuk ticaret yapacak-para kazanacak diye bu temel politikalar ve milli tezlerden feragat ederek kırmızı çizgilerimizi (Irak’ın kuzeyi, Kerkük ve Musul vilâyeti ile KKTC’de görüldüğü üzere) paspas yaptırıp alçakça çiğnetmek; Üstüne üstlük bu yolda Türk Tarih Kurumu Başkanı’nı görevden almak bir korkaklık ve kansızlık göstergesidir diye düşünüyorum.

BUNA RAĞMEN!..

            ABD-AB himayesinde hareket eden diaspora, lobiler ve Ermenistan’ın asılsız soykırım iddialarına karşı belgeler ve bilim diliyle en büyük ve en cesur tepkilerden birini ortaya koyan TTK Başkanı Prof. Dr. Yusuf Halaçoğlu’nun sinsice görevden alınmasının sebebi budur. O’nun bu şekilde görevden alınmasında katkısı olanları; bu ayıba göz yumanları ve seyirci kalanları esefle kınıyor; Türkiye’nin ve Türk milletinin onuruyla oynayan, ülkemiz aleyhine alenen faaliyet gösteren menfur odakların hizmetinde olmayı şanına yakıştıranları tarih önünde “Türk Milleti ve Türkiye Cumhuriyeti’ne” ihanetle suçluyorum.

Ağyarın arzusu ile vatan evlâtlarını yerinden söküp atmak marifet değil alçaklıktır.

Onursuzluktur. Mutlaka herkes tepkisini göstermeli.

İpler kimin elinde?

Türkiye’yi kim veya kimler yönetiyor?

Onurlu, erdemli ve soylu millî irade nerede?

Bugün böyle ise, yarın nasıl olacak?

Mustafa Nevruz SINACI - slide 3

Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir