M. Törehan SERDAR
HALAÇOĞLU’NUN GÖREVDEN ALINMASI
Bir meyve ağacı dikilir; aylarca, yıllarca büyük emek verilerek büyütülmeye çalışılır. Zor iştir meyve ağacı yetiştirmek. Ağacın suyu, altının çapası, ilaçlanması, budanması, kısacası yorucu ve zahmetli bir iş. En güzel yanı çiçek açtığı, meyve verdiği zamandır. O zaman bütün sıkıntılar unutulur, emeğin karşılığı alınır.
Sayın Halaçoğlu’nu 2002 yılından beri tanırım. Az da olsa sohbetlerine katılmış, engin görüşlerinden faydalanmışım, birçok konuda da yardım ve desteğini görmüşüm. Çok iyi bir araştırmacı… İnandığı davaya sadık, asla taviz vermeyen, bir belgeye dayanmadan konuşmayan, konuştuğu vakitte gerçekleri söyleyen kişidir.
Kadı Burhanettin’in:
Er odur ki Hak yoluna baş koya,
Döşekte ölen yiğit murdar ola
Dediği kişilerden, inandığı davaya baş koyan birisidir Sayın Halaçoğlu.
Son altı yılda Ermeni meselesinde Türkiye büyük mesafeler kat etti. İlk defa ibre Türkiye’den yana dönmüş, kozlar ülkemizin eline geçmiştir. Bunda da en büyük pay şüphesiz ki Sayın Halaçoğlu ve ekibinindir. Bu ekip ülke ülke dolaşarak arşivleri araştırdı, Ermeni iddialarının tutarsızlığını dünya kamuoyuna sundu. Bununla ilgili tehditlere, cezalandırmalara maruz kaldılar. Fransa; “Soykırım yoktur” dediği için hala Halaçoğlu’nu yargılamakta, onu cezalandırmaya çalışmaktadır.
Halaçoğlu tam meyveleri toplamaya başlamıştı, Ermeniler köşeye sıkışmış, Diaspora tutuşmuştu. Yıllarca savundukları asılsız soykırımın koca yalan balonu olduğunu ve patlamak üzere olduğunu gördüler. İlk defa bu davada derin bir oh çekmeye hazırlanmıştık ki, hepimizi şok eden karar açıklandı. Ermeni Diasporası dahi böyle bir kararı beklemiyordu. Onlar bile şaşırdılar. Biz meyveleri toplamaya hazırlanırken, birileri ağacı kökten kesti.
Halaçoğlu’nun görevden alınması bizleri hiç memnun etmedi. O zaman memnun olan kimler? Hemen söyleyeyim; Ermeni Diasporası ve onun hamisi olan devletler. Sanırım başta Diaspora olmak üzere Fransa, İsviçre, Ermenistan şimdi bayram ediyordur. Bu görevden alınma ancak onları memnun eder. Ben yirmi üç yıldır bu dava için mücadele veriyorum. Halaçoğlu’nun neden görevden alındığını bilmek istiyorum. Bu da benim ve bütün Türkiye’nin hakkıdır. Hocamızın bir kanunsuzluğu, yolsuzluğu, kötü bir icraatı varsa bilmek istiyoruz. Şayet yoksa hangi gerekçeyle görevden alındığını sorgulamak hakkımız vardır bir Türk vatandaşı olarak.
Son zamanlarda Ermenistan’la bir yakınlaşma içine girmiş Türkiye. Komşularımızla diyaloga karşı değiliz, ancak bu diyalogun taviz şekline dönüşmesine karşıyız. Ermenistan Başbakanı; “Türkiye ile yeni bir sürece giriyoruz. Gençlerimize Türk düşmanlığının bırakılmasını istiyoruz. Ancak, soykırım iddiasından asla taviz vermeyiz” diyor. Bu nasıl bir diyalog ve yakınlaşma anlayamadım. Hem Türkiye ile dost olmaya çalışacaklar, hem de bizleri soykırımla suçlayıp tazminat ve toprak talebinde bulunacaklar. Böyle dost olacaksak, düşman kalalım daha iyi.
Beni tedirgin eden bir husus var. Sayın Halaçoğlu, Ermeni Başbakanının açıklamasından iki gün sonra ansızın görevden alınıyor. Hem de sorgusuz sualsiz. Yoksa Ermenistan’la kurulacak dostluğa kurban olarak Halaçoğlu’mu seçildi? Eğer öyle ise bu davadan elimizi eteğimizi çekelim. Sıtk-ı sadakat ile ayrılalım.
Sayın Halaçoğlu’nun görevden alınması bu davaya vurulmuş ağır bir darbe, bu davanın geleceğine kurşun sıkmaktır. Resulzade’nin dediği gibi;
Geçmişine kurşun sıkanın, geleceğine top atılır.
Saygılarımla