BABACAN ‘DİNİ ÖZGÜRLÜKTE’ ISRARLI
Dışişleri Bakanı ve Başmüzakereci Ali Babacan, İran’ın nükleer programıyla ilgili sorunun çözümünde diyalogdan yana olduklarını söyleyerek, İran Dışışleri Bakanı Manuçehr Mutteki’nin Cuma günü Ankara’ya geleceğini bildirdi.
NTV’ye konuk olarak, gündemdeki konuları değerlendiren Babacan, İran’ın nükleer programı ve İran’a olası saldırı ile ilgili soru üzerine, bu konudaki tartışmaların odağında İran’ın nükleer programı olduğunu belirtti ve bu program ile ilgili uluslararası toplumda bazı endişelerin bulunduğunu hatırlattı.
-ERMENİSTAN’LA İLİŞKİLER-
Dışişleri Bakanı Babacan, “Ermenistan’la ilişkiler konusunda yakın bir zamanda inisiyatif söz konusu mu ve Cumhurbaşkanı Abdullah Gül futbol maçı için Ermenistan’a gidecek mi? Böyle bir ziyareti yararlı görür müsünüz?” sorularına ise şu yanıtı verdi:
“Dış politikamızdaki temel önceliklerimizden bir tanesi, komşularımızla sıfır problem. Ermenistan da bizim komşumuz ve biz Ermenistan’la olan ilişkilerimizin tamamen normalleşmesine ciddi bir dış politika hedefi olarak görüyoruz ve bunun olması için de aslında şimdiye kadar tek taraflı pek çok adım attık.”
İlişkilerin soğuk olduğu bir dönemden sonra önce uçuşlara izin verildiğini anımsatan Babacan, daha sonra ise Türkiye’deki birkaç şehir ile Erivan arasında direkt uçuşlara izin verildiğini bildirdi.
Ticaretin dolaylı olsa da yapıldığını kaydeden Babacan, Ermenistan’da Serj Sarkisyan’ın Cumhurbaşkanı seçilmesinin ardından Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün kendisine mektup yazdığını, aynı şekilde Başbakan ve Dışişleri Bakanının belli olmasının ardından Erdoğan ve kendisinin muhhataplarına mektup gönderdiklerini ifade etti.
Babacan bu mektuplarda ilişkileri normalleştirmek istediklerini ve diyaloğa hazır olduklarını belirttiklerini vurguladı. Cumhurbaşkanı Gül’ün Ermenistan’a futbol maçına daveti, katılıp katılmayacağı ve bu seyahatin katkısının olup olmayacağı konusunda ise şunları söyledi:
“Henüz bir karar verilmiş değil doğrusu, değerlendiriliyor. İyi hesap etmek lazım. Bugün ile maç tarihi arasındaki gelişmelere de bağlı. Bugünden o tarihe kadar neler olacak ona da bağlı doğrusu.”
-“SİYASETÇİLER GELECEĞE BAKMALI, TARİHÇİLER GEÇMİŞLE UĞRAŞMALI”-
“ABD Başkan adayı Barrack Obama’nın başkan seçilirse Ermeni soykırımını tanıyacağına” ilişkin açıklamaları olduğunun hatırlatılması üzerine Babacan, 1915 olaylarıyla ilgili ABD Kongresinden, Temsilciler Meclisinden ya da Senatodan geçebilecek böyle bir kararın Türk-Amerikan ilişkilerine çok ciddi zarar vereceğini kaydetti.
Babacan, geçen sene Temsilciler Meclisinin Dış İlişkiler komitesinden böyle bir kararın geçmiş olmasının dahi ilişkilerde travmaya sebep olduğunu hatırlatarak, şöyle konuştu:
“Böyle birşey gerçekleşirse Türk-Amerikan ilişkileri hiç bir şey yokmuş gibi devam edemez. Bunun çok ciddi sonuçları olur, çok ciddi olumsuz etkileri meydana gelir. Bu bir karar, bu bir siyasi tercih. 90-100 sene önce bir şey olmuş ya da olmamış, bununla ilgili bir açıklama yapalım ya da yapmayalım mı, yoksa Türkiye gibi bölgesinde, dünyada çok önemli bir ülkeyi kazanalım mı, yoksa bu ülkeyi ilişki yapısı olarak farklı bir yapı olarak mı görelim? Tabii bu artık siyasi bir tercih.”
Daha önceki seçim dönemlerine bakıldığında, bu dönemlerdeki yaklaşımla seçimlerin sonrasındaki yaklaşımlar farklılıklar olduğunu belirten Babacan, son ABD ziyaretinde hem John McCain’in hem de Obama’nın yakın danışmanlarıyla ayrı ayır görüştüğünü ve bu toplantılarda 1915 olaylarının iki ülke ilişkileri açısından ne kadar önemli olduğunu kendilerine anlattığını bildirdi.
-“ERMENİSTAN’IN HAYAT KAPISI TÜRKİYE”-
Babacan, Türkiye’nin tarih komisyonu önerisinin hala masada olduğunu da anımsatarak, yazılan mektuplarda bu önerinin tekrarlandığını kaydetti. Ali Babacan sözlerini şöyle sürdürdü:
“Tarihimizle yüzleşme konusunda en ufak bir sıkıntımızın, en ufak bir çekincemizin olmadığını açık açık ortaya koyduğumuz bir ortamda meclislerde evet ya da hayır gibi oy kullanarak geçmişle ilgili kanaate sahip olunması, hüküm bildirilmesinin doğru bir yaklaşım olduğunu düşünmüyoruz. Biz diyoruz ki siyasetçiler geleceğe bakmalı, geçmişle ise tarihçiler, uzmanlar uğraşmalı ve onlar bize söylemeli ne olduğunu ya da ne olmadığını.”
Diaspora’ya değinen Babacan, Ermenistan hükümetiyle diasporayı ayırmakta fayda gördüğünü çünkü bazı çevrelerin bu işi artık kendine meslek edindiğini, bu işin ticaretini yaptıklarını, 1915 olaylarıyla ilgili artık ticari müessesenin meydana geldiğini kaydetti.
Babacan, Ermenistan’ın ekonomik açıdan sıkıntılar çektiğini ve bundan dolayı Ermenistan’ın hayat kapısının Türkiye olduğunu belirtti ve konunun devam etmesi ya da yeni bir sayfa açılması konusunda Ermenistan hükümetine önemli bir sorumluluk düştüğünü söyledi.
Bir yanıt yazın