From: mehmet nacar [[email protected]]
Turkiyede Ekonomik Kriz Basladi
Gaziantep27 gazetemizde manşetten verilen bir haber. ‘’Kömür fiyatları asgari ücreti geçti.’’
İlk bakışta sıradan bir haber gibi görünmesine rağmen, derinine daldıkça konunun boyutları değişmekte. Korkunç bir hal almakta.
İki yıl önce kömürün tonu yaklaşık 190 dolar civarındaydı. Geçen yıl 320 dolara fırladı. Bu yıl ise 425 dolar. Bu gidişe göre iki veya üç yıl sonra kömürün tonu bin dolar olacaktır. Dünyada görülmüş, bundan daha büyük bir saçmalık var mı?
Kömürdeki bu yükselişin sebebi nedir? Durmadan artan petrol fiyatları mı? Yani gemiler taşıdıkları kömürün değerinin yüzde otuzbeşi kadar mazot mu yakmaktalar?..
Geçen yıl da aynı konuyu yazmıştım ve dikkate alan olmadı.
Bu fahiş fiyat artışlarının ana nedeni, kontrolden aciz bir hükümetin yarattığı boşluktan cesaret alan ithalatçı firmalardır.
Dünyada dolar üzerinden yaşanan bir enflasyon örneği yok. Bir ürünün fiyatının dolar üzerinden % 40 lara varan artışını izah edebilecek bir ekonomik gösterge de yok. Halk arasında çok kullanılan bir deyim var. ‘’Saldım çayıra, mevlam kayıra.’’ * Türkiye’de ihtiyaca yetecek kömür yatakları yok mu? Fazlasıyla var. Ancak, kalori değerinin düşüklüğü ve havayı kirletmesi bahane edilerek bizim yataklar yatmaya devam etmekte. İşin kolayı ithalat ve bazı işini bilenlerin köşe dönmesini sağlamak.
Türkiye’de üretilen kömürler bacalara filtre takılarak pekala yakılabilir. Paramız dışarı gitmez. Üretim bolluğunda fiyatlar da çıldırmaz.
Oyun içinde oyun oynanmakta. Sıvı yakıta gücü yetmeyen vatandaş kömüre dönünce talep patlaması oldu. Nasılsa satış kaygısı yok. Öyleyse fiyatları her gün yükseltmek sorun yaratmaz.
Kömür fiyatlarına paralel olarak elektriğe de % 22 zam yapıldı. Yani elektrikle ısınmak da mümkün değil.
Vatandaşın eli kolu zincirlenmiş durumda. Ya bu fiyattan alacaksın, ya da donacaksın. Başka seçenek yok.
Anlaşılan şu ki, bu kış asgari ücretli, emekli, dul, yetim, esnaf ve hatta memur sınıfında nüfus azalması yaşanacaktır. Tabi ki, hepsi de donarak ölmeyecek. Gıdaya ayırdığı parayı ısınmaya vererek aç kalanları da hesaba katmakta yarar var. Taksitli satışlar gırla. Kredi kartı ödemeleri nasıl olacak..? * Çalışanlarına % 4 maaş zammı yapan hükümet acaba hangi ülkenin hükümeti? Türkiye’nin hükümeti ise yakıtta, ısınmada, gıda maddelerinde, ekmekteki artışları biliyor mu? Vergi artışlarını, trafik cezalarını filan hesaba katmıyoruz.
Bana öyle geliyor ki, kapalı mekânlarda sigara yasağının arkasında yatan düşünce tiryaki olmayanları korumak değil. Sigara, akaryakıt, kömür, ve diğer ihtiyaçlara yapılan zamlar hazinenin açığını kapatmaya yetmiyor. Sigara içenlerden de havayı kirletme cezası alarak hazineyi rahatlatmayı düşünmekteler.
Dünyada kendine yeterli altı ülkeden biri olan Türkiye, artık kendine en yetersiz ülkelere sınıfına girmiştir. Üretimin durduğu, her türlü enerjide, hububatta, borç ödemekte, sanayi ürünlerinde, vs. ithalatla yaşayan bir ülke konumundayız. Bu hükümetin yönetimindeki devlet halka hizmeti durdurdu.
Devleti ve hükümeti yaşatmak için halkı altın yumurtlayan tavuk olarak görmeye başladı.
Tavuk çiftliklerinde daha fazla yumurta almak için bir günü sahte gece ve gündüzlere bölen uyanık üreticiler gibi bir hükümet.
Sahte enflasyon rakamları. Başını alıp giden fiyatlar. Cumhuriyet tarihi boyunca alınan dış borç kadar dış borçlanma. Çalışanların maaşlarını hileli rakamlarla eritme.
Yani yoksul ve hükümetin eline bakan, üretimi durdurulmuş, devletten dilenmeyi bekleyen bir halk.
Nereye kadar sürecek.
Yolun sonu göründü. Bu yaşananlar bir günde bomba gibi patlayan bir ekonomik kriz değil, zamana yayılmış, halkı uyutarak yaşanan gerçek bir ekonomik krizdir.
Mehmet Nacar
M.Nacar |
Bir yanıt yazın