Oray Eğin
oray.egin@aksam.com.tr
Liberaller zannediyor ki bugünkü Ergenekon operasyonları geçmişin bir rövanşı. Saçma sapan, gerçeklikle ilişkisi olmayan komplo teorileri ortaya atılıyor, mantığa aykırı yayınlar yapılıyor. Bu gibi yayınların doruğa çıktığı yer ise Sabah gazetesi oldu. Dünkü birinci sayfaları fazlasıyla sinematografikti.
“Sabah’ın iddiasına göre 7 Temmuz’da Ergenekon harekete geçecek ve şu gibi olaylar yaşanacaktı:
“40 kentte izinsiz mitingler yapılacak, “Polis laiklerle çatıştı” görüntüsü verilecekmiş…
“30 tane tetikçi şok isimlere suikast düzenleyecekmiş…
“Askeri Şura’da komutanlar etkilerini kullanarak Ergenekon’a yakın isimleri göreve getirecekmiş…
“Sinan Aygün raporlar hazırlayıp “Ekonomi batıyor” havası yaratmak için çalışacakmış…
Doğrusu, her olağanüstü böyle uyduruk haberler servis edilir, ardından da yayınlanır. Bu yüzden de Sabah’ın da yayınlarına şaşırmadım. Tarih boyunca böyle olmuştur çünkü.
Ancak merak ettiğim, Sabah’taki gazetecilik bu yazdıklarına inanıp inanmadıkları. Gerçekten şaşırıyorum, çünkü başka bağlantıları falan olduğuna inanmak istemiyorum. Hâlâ gazetecilik refleksiyle bu haberlerin yapıldığını düşünmek istiyorum.
Ancak, maalesef Sabah ve benzeri basın “büyük resmi” göremediği için çok tehlikeli bir oyunun parçası haline getirildi ve piyon olarak kullanılıyorlar. Bu gibi haberler bana en çok 28 Şubat sürecini hatırlatıyor. Nasıl ki o gün bu haberleri yapanlar, şimdi mahcupsa aynı şeyin ileride bu arkadaşlar için de geçerli olacağını düşünüyorum. Bundan kaçış yok.
Sahi, gerçekten bu meselenin darbe ve çete işi olduğuna mı inanıyorsunuz? Bunu düşünenler ortada başka bir hesap döndüğünü de görmüyorlar demektir.
Bakın, İlker Başbuğ’un fotoğrafı, Özden Örnek’in günlükleri, generallerin telefonlarının dinlenmesi gibi gelişmeler de hep bu oyunun parçası.
Gelin resmin tamamına bakalım…
Şu anda Türkiye’nin geleceğinin şekillenmesi için masalarda yapılan planlar hayata geçiriliyor. Soğuk Savaş döneminin bitmesiyle birlikte Türkiye’ye yeni bir misyon verildi. İşte kurulması bu misyonun anahatları:
“Türkiye’nin artık komşular arasında ihtilaflara katılmaması, “Yurtta barış dünyada barış” gibi kurucu ideolojinin argümanlarını bir tarafa bırakması istendi.
“ABD, Irak’a mı giriyor, Türkiye’den de istenen peşinden Irak’a girmesiydi. Şimdi de İran’a girme ihtimali mi var, Türkiye’nin de İran’a girmesi isteniyor.
“Kıbrıs’ta ödün vermesi, Kemalizm’e alternatif “Ilımlı İslam” getirilecek, laik ve Müslüman Türkiye yerine bu model belirlenecek.
“En önemli mesele de Kürt sorununun çözümüdür. Türk Silahlı Kuvvetleri’nin bu konuda tavizsiz olduğu biliniyor. Amerika bu konu için Kuzey Irak’la birlikte çözüm arıyor. Bunun karşısında da TSK var.
Kısacası TSK yeni dünya düzenine uygun bir yapılanma değil. TSK’yı bertaraf etmek istiyorlar. TSK, bertaraf edilirse kurucu ideolojinin sarsılmaz kalesi yıkılacak. Gerisi bir çorap söküğü gibi gelecek.
Oynanan oyun budur ve çıkan bütün haberlere bu gözlükle bakmakta yarar var. Meseleyi Türkiye’nin iç sorunu olarak görenler hata yaparlar. Pek çok liberal meseleyi oraya çekmek istiyor. Güya darbe olacak da, amaç darbeyi önlemekmiş..
Sinan Aygün mü darbe yapacak? Kim inanır buna?
Türk demokrasisi zorlu bir süreçten geçiyor, bakmayın siz o demokrat geçinen liberallere… Asıl istedikleri Türkiye’yi bataklığa sürüklemek ve savaşın içine sokmak. Bütün bunu da ne uğruna yapıyorlar, çok merak ediyorum. Tek amaçları yalıda oturmak, televizyonda program yapmak, yabancı ülkelerden burs alıp seminerlere davet edilmek, sefaretlerde ağırlanmak mı? Yani dertleri kabul görmek mi?
Yazık kendine aydın Türk liberallerine…
Liberaller cücedir.
04.07.2008
Bir yanıt yazın