Hazreti Fethullah mı?

TOREHAN METE
Turkish Forum Advisory Board Uyesi

1963-1965 yılları arasında Vatikan’da 2. Konsil toplantısı yapıldı. 910 yıldan sonra ilk defa Katolik ve Ortodokslar bir amaç için bir araya gelmiş, aralarında bir sulh imzalamışlardır. bu toplantıya katılanlar arasında Protestanlar, özellikle Evanjelistler de bulunuyorlardı. düşünebiliyormusunuz; 910 yıl sonra bütün Hıristiyan mezhepleri bir araya geliyor, aralarında bir ittifak sağlanıyor.

Aralarında varılan anlaşmaya göre; 2000 yılında Hıristiyanlığın dünyanın her yerine yayılması, İslam ülkelerinin Hıristiyanlaştırılması kararlaştırılıyor. Nitekim Papa II. Jan poul; “Bütün hedefimiz ve gayemiz, milenyum yılında Vatikan’dan Hindistan’a uzanan koridurunb Hıristiyan dünyasına bağlanması ve Hıristiyanlaştırılmasıdır” demiştir. bu iş içinde öncelikle Merkezi ABD’de bulunan Protestan misyonerlerinin kullanılmasına karar verilmiştir.

ülkemizde bu tarihten sonra Hıristiyanlık faaliyeti hızla artmış, başta İstanbul olmak üzere bütin şehirlerde ev kiliselerinin ve genel kiliselerin açılmasına başlanılmıştır. İstanbul’da birçok apartmanda kilise evleri açılmıştır. Türkiyenin her ilinde bedava İncil dağıtılmasına başlanılmıştır.

Hıristiyanlığın yayılması için ülkemizde bilinen ve sözü geçen kişiler seçildi. bu kişiler aracılığıyla Hıristiyanlığın yayılması daha kolay olacaktı. Seçilen bu kişilerden biriside Fetullah Gülen’dir. özellikle Papa II. Jan Poul’un Fetullah Hocayı Vatikanda kabul etmesi ve bütün dünya medyası önünde fotoğraf çektirmesinden sonra Fetullah Hoca bir anda Hıristiyan dünyasının gündemine gelmiş, dünya Hıristiyan liderleri tarafından övücü yazılarla büyütülmüştür.

1963-1965 2. Konsil toplantısında alınan karar göre Hıristiyanlığın İslam ülkelerinde, özellikle Türkiye’de yayılması için DİNLER ARASI DİYALOG VE HOŞGÖRÜ” sloganıyla ortaya çıkacak, böylece Hıristiyanlığın yayılması için zemin hazırlanmış olacaktır. son on yıldan beri ülkemizde sözde dinler arası hoşgörü ve diyalog toplantıları Fetullah Gülen cemaati tarafından Abant’ta, Antalya’da, Hatay’da, Adıyaman’da, Urfa’da toplantılar yapılmakta, sözüm ona dinlerin hoşgörüsü sergilenmektedir. Oysa yapılan hoşgörü değil, Hıristiyanlığın alenen propogandasıdır. bu cemaat aracılığıyla Hıristiyanlık, kendi elimizle ülkemizde yayılmakta, yayılmasına zemin hazırlanmaktadır. Halkımız uyanık olsun. Saygılarımla

> _____
>
> From: malcolm X
> Subject: Hazreti Fethullah mı?

> Basında Fethullah Gülen hoca efendi hazretleri ile ilgili haberlerden geçilmiyor.

> 1. İngiliz Prospect ve Amerikan Foreign Policy dergilerinin düzenledikleri internet araştırmasında hazret çağımızın 100 düşünürü arasında 1. oldu. Helal olsun hazrete…

> 2. Yargıtay Ceza Genel Kurulu alt mahkemenin “aklama” kararını onadı. Gözü aydın olsun hazretin…

> 3. 1999’dan beri ABD’de yan gelip yatan hazretin “özel akademik ve bilimsel başarı sahiplerine verilen süresiz oturma ve çalışma izni” istemini FBI ve İçişleri Bakanlığı reddetti. Hazretin bir ay içinde ABD’yi terk etmesi olasılığı belirdi.

> Fotoğrafçı arkadaşların deyimiyle bu üç olaya “zoom” yapıp içeriklerine göz atalım.

> 1. Prospect’in Yazıişleri Müdürü David Goohart bakın Guardian gazetesine ne
> diyor: “Adını sanını duymadığımız bir insanı 1 numaralı düşünür yaparken, ne
> kadar gülünç duruma düştüğümüzü anladık. Meğerse Gülen’in gazetesi Zaman,
> yandaşlarına oylamayı tıklatıp bu sonucu yaratmış!” Orhan Pamuk, hazretin
> destekçilerince 4. yapılmasına üzülmüştür. 2. olması gerekmez miydi?

> 2. Yargıtay Ceza Genel Kurulu hocayı “laikliğe aykırılık” suçlamasından
> dolayı değil, “terör bağlantılı suçlu oluşuna ilişkin kanıt bulunamadığı
> için” akladı. Dolayısıyla laikliğe aykırı davranışları her an yargıda
> gündeme gelebilir.

> 3. CIA’nın Türkiye’deki olayları parmaklayan adamı olarak bilinen Graham
> Fuller’in, Yunan kökenli CIA’dan George (Yorgo) Fidas’ın, Ortodoks rahip
> Aleksander Karluços’un, ABD’nin eski Ankara Büyükelçisi Morton
> Abrahamovich’in FBI ve İçişleri Bakanlığı’na “hamili kart sahibi
> adamımızdır” dedikleri hazretin başvurusu reddedildi. Gerekçede, hazretin
> akademisyen olmayıp parayla satın aldığı bazı akademisyenlere “hakkında ve
> hareketi ile ilgili” yazılar yazdırdığı, dinsel kişiliğinin “laiklik ve
> dinsel hoşgörüyü harmanladığı savının inandırıcı olmadığı” vurgulandı.
> Hazretin “takıyyeciliği” ABD’de de tescil edildi. Avukatları yeni bir
> başvuru yaptılar. Hazretin ABD’de, ağzından ABD’nin Müslüman Afganistan ve
> Irak işgali hakkında tek bir kınamasını duydunuz mu? Bu nasıl bir
> Müslümanlık dayanışması?

> ABD’de kalmak için başvuran hazret, “gösterişsiz biçimde Türkiye’ye dönme
> hazırlığı” yapıyormuş. Kendisi “Humeyni gibi değil kendim gibi dönerim”
> diyormuş. Anayasa Mahkemesi’nin AKP ve ABD federal mahkemesinin de hakkında
> vereceği kararlara göre Türkiye’ye “Fethullah Gülen hoca efendi hazretleri”
> olarak değil de bir peygamber gibi “Hazreti Fethullah” olarak dönecek
> demektir. Hepimizin gözü aydın…

1963-1965 yılları arasında Vatikan'da 2. Konsil toplantısı yapıldı. 910 yıldan sonra ilk defa Katolik ve Ortodokslar bir amaç için bir araya gelmiş, aralarında bir sulh imzalamışlardır. bu toplantıya katılanlar arasında Protestanlar, özellikle Evanjelistler de bulunuyorlardı. düşünebiliyormusunuz; 910 yıl sonra bütün Hıristiyan mezhepleri bir araya geliyor, aralarında bir ittifak sağlanıyor. - logo

Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir