İÇİNDEKİLER:
AB TEMEL HAKLAR AJANSI RAPORU
-AB ÜLKELERİ IRKÇILIKLA YETERİNCE SERT MÜCADELE ETMİYOR
-IRKÇI SALDIRILAR ARTTI
ROTH: BÖHMER KURULTAYA KATILMAYARAK KIBRINI GÖSTERDI
KOLAT’LA YOLA DEVAM
EĞİTİM BAKANI TÜRK GENÇLERİNİ ÖVDÜ
-YARI FİNAL MAÇI ÖNCESİ BÜYÜKELÇİLER ”DOSTLUK” DEDİ
-EDİRNE’DE FAHRİ KONSOLOSLUK ATAMA TÖRENİNE KATILAN FRANSA
VE ALMANYA’NIN ANKARA BÜYÜKELÇİLERİ, ALMANYA-TÜRKİYE
MAÇINDA DOSTLUĞUN VE CENTİLMENLİĞİN KAZANMASINI İSTEDİ
ALMAN EĞİTİM SİSTEMİ DEĞİŞMELİ
GÖÇMEN GENÇLERE KONTENJAN AYRILSIN
ABD, TÜRKİYE’DEKİ 2 BİN IRAKLI’YI ALACAK
***
AB TEMEL HAKLAR AJANSI RAPORU
-AB ÜLKELERİ IRKÇILIKLA YETERİNCE SERT MÜCADELE ETMİYOR
-IRKÇI SALDIRILAR ARTTI
VİYANA (A.A) – 24.06.2008 – Avrupa Birliği’nde ırkçılık ve ayrımcılığın hala yaygın olduğu ve AB üyesi ülkelerin bunlara karşı yeterince sert mücadele vermediği bildirildi.
AB Temel Haklar Ajansı, bugün yayımladığı yıllık raporunda, İngiltere ve Fransa başta olmak üzere AB üyesi 9 ülkenin ırkçılık ve yabancı düşmanlığıyla aktif olarak mücadele ettiğini, ama diğer üyelerin çoğunun AB’nin sert “ırk eşitliği direktifinin” birçok bölümünü yerine getirmediğini belirtti.
Raporda, “ırkçılık, ayrımcılık, kökleşmiş dezavantajlar, ırkçı şiddet ve saldırıların Avrupa’daki birçok kişi için hayatın bir gerçeği olmaya devam ettiği” kaydedildi.
Merkezi Viyana’da olan ajansın raporunda, İngiltere’nin 2006-2007 yıllarında toplam 95 ırkçı saldırı davasında ceza verdiği, bu sayının diğer 26 üye ülkedeki cezaların toplamından daha fazla olduğu belirtildi.
Raporda İngiltere’nin yanı sıra Bulgaristan, Fransa, İrlanda, İtalya, Macaristan, Romanya, Finlandiya ve İsveç’in ırkçılıkla mücadelede mevcut yasal araçları iyi kullandığı kaydedildi.
Buna karşın Çek Cumhuriyeti, Danimarka, Almanya, Estonya, Yunanistan, Güney Kıbrıs, Litvanya, Lüksemburg, Polonya, Portekiz ve Slovenya’nın belirtilen dönemde ırkçılığa karşı herhangi bir ceza vermediği belirtildi.
Rapora göre, ırkçı şiddet ve saldırıları yakından takip eden 11 AB ülkesinin çoğunda 2006-2007 döneminde ırkçı saldırılar artarken, anti-semitizm İngiltere, Fransa ve İsveç’te arttı.
Ayrıca Fransa ve Almanya’da aşırı sağcı grupların işlediği suçlar da arttı.
Raporda 27 üyeden 16’sının ırkçılıktan kaynaklanan suçları uygun biçimde takip edip kaydetmediği için genel durumun anlaşılamadığı belirtildi.
Avrupa Parlamentosu’na bugün sunulacak raporda, Romanların Avrupa’da konut, eğitim ve sağlık hizmetlerine erişim konularında en fazla ayrımcılığa uğrayan grup olduğu belirtildi.
(AP-SO-SRP)
***
ROTH: BÖHMER KURULTAYA KATILMAYARAK KIBRINI GÖSTERDI
Almanya Türk Toplumu (TGD)`nin 7. Olagan Kurulu hafta sonu yogun bir katilimla gerçeklestirildi.Kurulun basligi ise, bir anlamda Almanya`daki uyum politikalarinin tükendigine isaret ediyordu. Çünkü kurul, göçmenler için uyum yerine katilim kavraminin desteklenmesi çagrisinda bulunuyordu. Çok sayida siyasetçi ve sivil toplum temsilcisi Cumartesi günü bu çagri altinda biraraya geldi. Sadece bir kisi disinda; o kisi de Göç ve Uyumdan Sorumlu Bakan Maria Böhmer`di.
Multikulti.de
***
KOLAT’LA YOLA DEVAM
Süleyman SELÇUK/BERLIN | 23.06.2008
Almanya Türk Toplumu (TGD) Genel Başkanlığına tekrar Kenan Kolat getirilirken, başkan yardımcılıklarına Bahattin Kaya, Hakan Civelek, Şeref Erkayhan, Sabriye Supcun, Hilmi Kaya Turan, Arif Arslaner, Cebel Küçükkaraca, Hüseyin Yılmaz seçildi.
BERLİN’de yapılan Almanya Türk Toplumu’nun (TGD) 7. Genel Kurulu’nda tek aday olan Kenan Kolat, oy çoğunluğu ile tekrar Genel başkanlığa getirildi. Genel Kurulda raporların okunması ve tartışılmasından sonra yönetim kurulu aklandı. Yapılan seçimlerde Yürütme ve Yönetim Kurulları yenilenirken, Genel Başkanlığa ikinci kez Kenan Kolat ve başkan yardımcılıklarına da, Berlin Türk Alman İşadamları Birliği (TDU) eski başkanı Bahattin Kaya başta olmak üzere Hakan Civelek, Şeref Erkayhan, Sabriye Supcun, Hilmi Kaya Turan, Arif Arslaner, Cebel Küçükkaraca, Hüseyin Yılmaz seçildi.
Yeni yönetim
Almanya Türk Toplumu Genel kurulu’nda yönetim kuruluna şu kişiler getirildi: ‘Serdar Yazar, Budak Dilşad, Celale Yıldız, Rena Büyükyıldız, Ömer Köşkeroğlu, Hamide Türker, Gülseren Doğaner, Güven Polat, Cumaali Kangal, Köksal Böttcher, Alişan Genç, Erinç Ercan, Tayfun Çilingir, Sami Pakel, Erhan Songün, Deniz Güner, Serkan Tören, Harun kahveci, İsmet Uçan Alişan Genç, Erhan Songün Denetleme kuruluna ise, Azmi Akgül, Yemlihan koç, Nülifer Dann, Tufan kıroğlu ve Nalan Arkat seçildi.
***
EĞİTİM BAKANI TÜRK GENÇLERİNİ ÖVDÜ
Ünsal TURAN / KOPENHAG | 23.06.2008
Danimarka Eğitim Bakanı, kompozisyon ve tarih yarışmasında birinci olan iki öğrenciyi makamında tebrik ederken, Çağlanur Avcı’nın geçen yıl birinci olduğunu hatırlatarak, “Türk gençleri çok akıllı ve çalışkan” dedi. Yarışmada “Modern Türkiye” yazısıyla bir Danimarkalı öğrenci 3. seçildi.
DANİMARKA Eğitim Bakanı Bertel Haarder lise öğrencileri arasında düzenlenen kompozisyon ve tarih yarışmasında birinci gelen iki öğrenciye ödülünü makamında verdi. Bertel Haarder, Danimarkalı iki öğrenciye ödüllerini verirken, geçen yılın birincisinin Türk kızı Çağlanur Avcı’nın olduğunu hatırlatarak, Türk gençlerinın çok akıllı ve çalışkan olduklarını söyledi.
Türkiye yazısı 3. oldu
Bertel Haarder, Çağlanur’un yazısını çok beğendiğini, Türkler arasında anlatılacak çok ilginç hikayeler olması gerektiğini söyledi. Her yıl çeşitli konularda düzenlenen Kompozisyon ve tarih yarışmasının jüri başkanı Devlet Arşivleri Halkla İlişkiler Müdiresi İnge Bundsgaard, bu yıl yarışmaya aralarında Türk gençlerinin de bulunduğu 64 öğrencinin katıldığını belirterek, “Geçtiğimiz yılın birincisi Çağlanur Avcı oldu. Çağlanur, 1969 yılında Türkiye’den ayrılarak Danimarka’ya göçmen olarak gelen dedesinin hikayesini yazmıştı. Bu yıl dereceye giren Türk genci olmadı ancak Rungsted Lisesinden 3. sınıf öğrencisi Nicholaj N.Hjort ‘Modern Türkiye’ yazısıyla üçüncü oldu” dedi.
Hürriyet’e övgü
Bakanlıktaki ödül töreninde, iki ayrı dalda birinciliği paylaşan Mette Mane Lund Jensen ve Rasmuss Graversen diplomalarını, 5’er bin kron para ödülünü Bakan Bertel Haarder’in elinden aldılar. Törene katılmayan ikincilere 2’şer bin Kron üçüncülere 500’er Kron para ödülleri ve ilk 10’a giren öğrencilere de çeşitli ödüller verildiği bildirildi.
Ödül törenine katılanlara Hürriyet gazetesini de överek anlatan Bakan Bertel Haarder, “Bu tür güzel haberler her zaman Hürriyet gazetesinin baş sayfasında yer almıştır” dedi.
***
-YARI FİNAL MAÇI ÖNCESİ BÜYÜKELÇİLER ”DOSTLUK” DEDİ
-EDİRNE’DE FAHRİ KONSOLOSLUK ATAMA TÖRENİNE KATILAN FRANSA
VE ALMANYA’NIN ANKARA BÜYÜKELÇİLERİ, ALMANYA-TÜRKİYE
MAÇINDA DOSTLUĞUN VE CENTİLMENLİĞİN KAZANMASINI İSTEDİ
EDİRNE (A.A) – 24.06.2008 – Edirne’de fahri konsolosluk atama törenine katılan Fransa ve Almanya’nın Ankara büyükelçileri, 2008 Avrupa Futbol Şampiyonası yarı finalinde yarın yapılacak Almanya-Türkiye maçında dostluğun ve centilmenliğin kazanmasını istedi.
Almanya’nın Edirne Fahri Konsolosluğuna Dr. Ercan Dursunoğlu’nun atanması dolayısıyla Av Köşkü’nde yapılan törene katılan Almanya’nın Ankara Büyükelçisi Eckart Cuntz ile Fransa’nın Ankara Büyükelçisi Bernard Emie, 2008 Avrupa Futbol Şampiyonası yarı finalindeki Almanya-Türkiye maçına ilişkin gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Büyükelçi Emie, Fransa’nın şampiyonadan erken elenmesinden duyduğu hayal kırıklığını dile getirdi.
Emie, Almanya ve Türk futbol takımlarının güçlü ekipler olduklarını ve karşılaşmanın sürprize açık olduğunu belirterek, şunları kaydetti:
”Yarınki maç öncesi Türkiye’de yaşayan biri olarak kalbim sallanıyor. Almanya, gerek Avrupa gerek dünya kupalarında iyi performans sergileyen bir ekip. Türkiye de başarılarını bu turnuvada sergiledi. Çok iddialı bir maç olacak ama skor tahmini yapmak çok zor. Bence maçın normal süresi 2-2 biter. Uzatmalarda da kim hak ederse o kazansın. Hem Almanya hem de Türkiye’yi tutuyorum. Maçı dostluk kazansın.”
Büyükelçi Cuntz ise Türk Milli Takımı’nın mücadeleci bir ruha sahip olduğunu belirtti. Cuntz, şöyle konuştu:
”Almanlar tecrübeli, ancak Türkiye çok tehlikeli bir rakip. Çünkü her zaman sürprizlere açık bir takım. Ancak unutmamak gerekir ki Hamit Altıntop gibi Almanya’da top koşturan bir futbolcunuz var. Almanya maçı kaybetse bile, Türkiye’nin kazanmasında Almanya’nın bir katkısı olacak. Son saniyeye kadar maçta ne olacağı belli olmaz. Sahada dostluk ve centilmenlik havasının estiği bir karşılaşma olmasını diliyorum.”
(BAR-MŞ-SÇ)
***
ALMAN EĞİTİM SİSTEMİ DEĞİŞMELİ
Erkan MISIRLI/ MÜNIH | 23.06.2008
Sosyal Demokrat Halk Dernekleri Federasyonu başkanı Ahmet İyidirli Alman Eğitim Sistemi’nin değişen toplum yapısına göre yeniden uyarlanarak göçmen çocuklara eşit eğitim hakkı verilmesi gerekir dedi.
ALMANYA’nın Münih kentinde Sosyaldemokrat Halk Dernekleri Federasyonu Güney Almanya Örgütü “Göçmen Çocukların Eğitimi ve Sorunları” başlıklı bir sempozyum düzenledi. Sempozyuma katılan konuşmacılar HDF genel Başkanı Ahmet İyidirli “Eğitim Politikaları ve Göçmenler”, Dr. Etem Ete “Aile ve Çocuk ilişkileri”, Dr. Özgür Savaşçı “Anadilin ve Çok Dilliliğin Önemi” ve Meslek Danışmanı Ahmet Naz ‘Meslek Seçimindeki Sorunlar’ konusunda bilgiler verdiler. Sempozyumu Türkiye Halk Derneği Münih Başkanı Necip Şahin yönetti.
Toplum yapısına cevap veremiyor
HDF Genel Başkanı Ahmet İyidirli Almanya’nın toplum yapısının değiştiğini Eğitim Sistemi’nin de bugünkü toplum yapısına cevap vermediğini göçmenler açısından sorunlar yaşandığını belirterek değişmesi gerektiğini söyledi.
Almanya’nın artık bir göç ülkesi olduğunu belirerek bugünkü Alman Eğitim Sistemi’nin ayrımcı yapısı gereği başta Türkler olmak üzere göçmenlerin sosyal kökenlerinden dolayı kaybedenler arasında olduklarını söyledi.
Eğitimin anaokulundan üniversiteye kadar ücretsiz olması gerektiğini, Alman Eğitim Sistemi çocukları kabiliyet ve yeteneklerine göre elerken sosyal ve etnik kökenlerini dikkate alarak duyarlı olmasının da büyük önem taşıdığını vurguladı. Ahmet İyidirli, anadille eğitimin temel bir hak olduğunu bu talebin inanç ve inatla sürdürülmesini istedi.
Meslekte yanlış seçimler
Aktif adlı Meslek Danışma Merkezi sorumlusu eğitmen Ahmet Naz meslek eğitimi konusunda Türk gençlerini belirli mesleklerde yığılmalar yaparak yanlış tercihlerde bulunduğuna dikkati çekti. Naz Alman Eğitim Sistemi’nin yapısal sorunlarının meslek eğitim ve yaşamına da yansıdığını belirterek, “Meslek konusunda aile ve genç tercih yaparken kafalarındaki değil hem yeteneklerine hem de iş piyasasının gereklerine cevap verecek mesleklere eğilmeleri gerekir. Bugün 350 meslek olmasına rağmen Türk gençleri 5-6 meslek konusunda ısrarcı olunup yanlış seçimler yapılmakta. Bu konuda meslek danışmanlarına başvurulması en iyi yoldur’ dedi.
Çocuklarımıza vakit ayıralım
Dr Etem Ete Türk anne ve babaların çocuk eğitimi konusunda daha duyarlı olmalarını isteyerek, eğitimin okulda değil ailede başladığını söyledi. Çocuk yetiştirmede ilk 4 yılın büyük önem taşıdığını belirten Dr. Etem Ete, “Bizi biz yapan temel taşlar 0-4 yaşlarında atılır. Çocuklarınıza vakit ayırın. Onlarla konuşun oynayın. Sevildiğini, korunduğunu bilsin. Bilmediğiniz konularda uzmanlara danışın. Eğitimde başarı okul öncesi eğitime bağlıdır” dedi.
Dil ve düşünce ayrılmaz
Dil Bilimci Dr. Özgür Savaşçı “Anadil ve Çok Dilliliğin Önemi” konulu konuşmasında dil ve düşünce arasında ayrılmaz bir bağ olduğuna değinerek, “Dil ve düşünce, bir yaprağın iki yüzü gibidir” dedi.
Çocukların 6 yaşına kadar dil öğrenme yeteneklerinin çok yüksek olduğunu belirterek bundan her ailenin yararlanmasını tavsiye etti. Anadilin çocuğun öğrendiği yada edindiği ilk diller olduğunu söyledi.
***
GÖÇMEN GENÇLERE KONTENJAN AYRILSIN
Metin ES / DUISBURG | 23.06.2008
AWO-Integration tarafından Duisburg’da düzenlenen podyum tartışmasında bir araya gelen uzmanlar, kamusal alanda göçmenlere eşit şans tanınmadığı tezinde ortak görüş belirtirken, “mutlaka kontenjan ayrılmalıdır” dediler.
Almanya’nın Duisburg kentindeki AWO-Integration tarafından 13. Federal Gençlik Hizmetleri Kongresi kapsamında ‘Gençlik hizmetleri nasıl kurtulur? Çokkültürlü açılım personel ile başlar. Katılım şimdi, kontenjan hemen olmalı’ başlıklı bir podyum tartışması düzenledi. AWO-Duisburg Genel Müdürü Wolfgang Krause ve Duisburg Anakent Belediye Belediye Başkanı Adolf Sauerland’ın selamlama konuşmalarını yaptıkları podyum tartışmasına SPD Federal Milletvekili Lale Akgün, Almanya Türk Toplumu Başkanı Kenan Kolat, SPD NRW Eyalet Milletvekili Angela Tillmann, Türk-Alman Forumu Başkanı Bülent Arslan, Eğitim Bilimci Prof. Dr. Ursula Boos-Nünning ve AWO-Integration Genel Müdürü Karl-August Schwarthans konuşmacı olarak katıldılar. Sinan Kumru’nun yönettiği etkinlikte konuşmacılar kamusal alanda göçmenlerin hiç denecek kadar az olmasından yakınarak, mutlaka belirli bir kontenjan sağlanması gerektiğini savundular.
UYUM DEĞİL KATILIM TALEBİ
SPD Federal Milletvekili Lale Akgün, Almanya’da doğup, büyüyen ve burada yetişen gençlerin eşit şanlara sahip olması gerektiğini savunarak şunları söyledi:
‘Örneğin Duisburg’un göçmen oranına göre bütün meslek alanlarında bu oran yansımalı. Ancak bugüne kadar bu mümkün olmadı. Kaldı ki Türk genç akademisyenler burada fırsat eşitliğini sağlayamadıklarından ötürü Türkiye’ye dönüyorlar. Bu olay Almanya için büyük bir kayıp. Almanya’da bir milyon civarında işçi açığı var. Bu sayı önümüzdeki yıllarda daha da artacak. Artık kafaların değişmesi gerekiyor. Öncelikle Almanların göçmenleri artık kabullenmeleri ve onlara sahip oldukları şanları tanımaları zaruridir.’
Kenan Kolat ise, ‘Almanya’da hizmet veren ve alan mercilerde göçmenler açısından maalesef fırsat eşitliği tanınmıyor. Açıkçası Türk göçmenlere karşı da bir dışlanma söz konusu. 2007 yılında Almanya’da yapılan araştırmaya göre aynı eğitimi almış ve aynı liseden mezun olan gençlerden Türkler sadece yüzde 27 oranında meslek yeri bulurken, diğer göçmenlerde bu oran yüzde 45 ve Alman gençlerinde de yüzde 67 oluyor. Bu şunu gösteriyor ki; fırsat eşitliği göçmenlere tanınmıyor. Benim önerim artık resmi dairelerde ve çeşitli kurumlarda göçmen kökenli gençlere yüzde 10’luk bir kontenjan uygulansın. Böylece resmi daireler de kültürel bir zenginlik kazanmış olacaktır. Uyum değil, katılım talep ediyoruz’ dedi.
GÖÇMEN AKADEMİSYENLER ÇEVİRMEN OLUYOR
Kamunun göçmenlere açılımını desteklediğini, ancak kontenjan uygulamasının beklentiye cevap vermeyeceğini ifade eden Bülent Arslan, ‘Bu uygulamayla birçok kurum, örneğin pek de dezavantaj yaşamayan İngiliz, Fransız kökenli göçmeni bulup kontenjan hakkını kullanma yoluna gidebilir’ diye konuştu. SPD Eyalet Milletvekili Angela Tillmann ise kesinlikle göçmenler için kontenjandan yana olduğunu ve NRW Eyaleti’nde ciddi bir potansiyelin bulunduğunu vurguladı. Birçok dile hakim pırıl pırıl göçmen kökenli akademisyen gençlerin sadece çeviri hizmetleri için kullanıldığına dikkat çeken Prof. Dr. Ursula Boos-Nünning şunları söyledi: ‘Alman gençlik hizmetleri ve kamu kurumları bu küçük çeviri hizmetleriyle çokkültürlü açılım yaptıklarını sanıyorlar. Bu potansiyel kullanılmazsa, göçmenler kendi gençlik hizmetlerini oluşturacak, paralel yapılar ortaya çıkacak. Göçmenler akademisyenler için kontenjan oluşturmak tarihi bir gerekliliktir’ dedi. AWO-Integration Genel Müdürü Karl-August Schwarthans da 80 çalışanından yarısının göçmen kökenli olduğuna dikkat çekti.
***
24 Haziran 2008
ABD, TÜRKİYE’DEKİ 2 BİN IRAKLI’YI ALACAK
A.A.
ABD Büyükelçiliği Sözcüsü Kathryn Schalow, “Türkiye’deki Iraklı mültecilerden en az 2 bini ABD’ye yerleştirme niyetimiz var” dedi.
Bush Yönetimi, binlerce Iraklı mülteciyi ABD’ye yerleştirme planı çerçevesinde Türkiye’deki Iraklı sığınmacıların önemli bir bölümünü almayı düşünüyor. ABD Büyükelçiliği Sözcüsü Kathryn Schalow da, “Türkiye’deki Iraklı mültecilerden en az 2 bini ABD’ye yerleştirme niyetimiz var” şeklinde konuştu.
Birkaç bine ulaştığı belirtilen Türkiye’deki Iraklı sığınmacıların 2 bininin ABD’ye yerleştirilmesi planının, ABD Dışişleri Bakanlığı’nın Iraklı Mülteciler Koordinatörü James Foley’nin geçen hafta Ankara’ya yaptığı ziyaret sırasında ele alındığı öğrenildi.
Foley’nin, 19-20 Haziran günlerinde Ankara’da Dışişleri ve İçişleri Bakanlıklarının yanısıra, BM Mülteciler Yüksek Komiserliği yetkilileriyle de görüştüğü belirtiliyor.
ABD Büyükelçiliği Sözcüsü Kathryn Schalow da, Foyle’nin Ankara’daki görüşmelerinin “çok iyi” geçtiğini ve “olumlu” olduğunu söyledi. Schalow, “Toplantılar, Iraklı mültecilerin yeniden yerleştirilmesi için Türk hükümeti ve hükümet dışı kuruluşları ile, mültecileri kabul eden ülke olarak ABD arasındaki işbirliğinin önemini pekiştirdi” dedi.
Iraklı mültecilerin ancak küçük bir kısmının Türkiye’de olduğunu kaydeden Schalow, “Türkiye’deki Iraklı mültecilerden en az 2 binini ABD’ye yerleştirme niyetimiz var” şeklinde konuştu.
Bir yanıt yazın