Turhan Feyizoğlu
Dünya tarihini değiştirecek araştırma – Yunan Felsefesi Mısır Felsefesinden Çalıntıdır
Yunan felsefesinin Mısır felsefesinden çalıntı olduğunu yazan Amerikalı ünlü tarihçi George G. M. James, Aristo’nun Büyük İskender’in gaspettiği kitapları aldığını kaydetti.
Haber Merkezi / TİMETURK
Amerikalı ünlü tarihçi George G. M. James’tan Yunan ve Roma felsefesini bitirecek araştırma. Ünlü tarihçi, Yunan felsefesinin Mısır felsefesinden çalıntı olduğunu belirtti. Amerikalı tarihçi “Stolen Legacy: Greek Philosophy is Stolen Egyptian Philosophy” (Çalıntı Miras: Yunan Felsefesi Mısır Felsefesinden Çalıntıdır) adlı kitabında, kadim Yunan felsefesinin asıl sahiplerinin Mısırlı rahipler, mukaddes kitap yorumlayıcıları ve eğitim ve yazıda kullanılan gizli işaret olduğunu yazdı.
Yazılı olmayan Mısır felsefesinin kadim Yunancaya tercüme edildiğini ifade eden George James, Miladdan önce 332 yılında Mısır’ı ele geçiren Büyük İskender’in İskenderiye Kütüphanesini gasp ettiğini bildirdi. James, Milattan önce 322–384 tarihleri arasında yaşayan ünlü filozof Aristo’nun çalıntı kütüphaneden kendine bir kitaplık oluşturduğunu vurguladı.
Avrupalı ünlü tarihçiler James’ın 200 sahifelik kitabının dünyanın tarihini değiştireceğini ifade ediyorlar. Amerikalı ünlü tarihçi bu araştırmasının yayımlanmasından kısa bir süre sonra trajik bir şekilde öldü. Avrupalı birçok uzman, James’ın bu gerçeği ortaya çıkarmasından dolayı öldürüldüğünü kaydediyor. 1954 yılında basılan kitap, önceki gün Reuters haber ajansının yeniden gündeme alması ile büyük yankı uyandırdı. Reuters’a açıklamada bulunan Mısırlı tarihçi Şevki Celal, “bu kitap gösteriyor ki, dünya tarihi yeniden kaleme alınmalıdır” dedi.
Kitaptan bölümler
Tarihe göre, Mısır’daki eğitiminin ardından Pitogaras, doğduğu ada Samos’a dönerek kendi okulunu kurdu. Daha sonra Güney İtalya’daki Croton’a (İÖ 540) göç eden Pitogoras’ın okulu, ülkeden sürüldüğü tarihe kadar inanılmaz büyüdü. Bize anlatılana göre Mısır’da eğitim gören Thales (İÖ 640) ve arkadaşları Anaximander ve Anaximenes, Mısır Gizem Okulları’nın kalesi Küçük Asya’daki Ionya’nın yerlilerindendi. Benzer şekilde Xenophanes (İÖ 576), Paramenides, Zeno ve Melissus Ionya’dandı ve daha sonra İtalya’daki Elea’ya göç ederek, Gizem öğretilerini yaydı.
Aynı şekilde bize Heraclitus (İÖ 530), Empedocles, Anaxogoras ve Democritus’da Ionya’dandı ve Fizik’le ilgileniyorlardı. Yunan felsefesi olarak adlandırılan izleri takip edersek, Mısır rahiplerinden eğitimlerini tamamlayan Ionyalı öğrenciler ülkelerine dönmüş, bazıları İtalya’ya giderken diğerleri de bölgelerinde kalarak yerleşmişlerdir.
Sonuç olarak, tarih bize AÇIK olarak göstermektedir ki, Mısır’ın komşuları Mısırlıların öğretilerinden Sokrates’i ölüme mahkûm eden ve Plato ve Aristo’nun Felsefe’nin yabancı ve bilinmez karşılandığı şehirden kaçmasına neden olan Atinalılardan yüzyıllar önce haberdar olmuşlardır. Aynı nedenle, Ionyalıların ve İtalyanların da felsefeye benzer bakış açısını taşımasını bekleriz. Çünkü felsefe Atinalılardan çok daha önce onlar felsefeye tanışmışlardır. Kaldı ki, İskender’in Mısır’ı fethedip Aristotle’ın özgürce İskenderiye Kütüphanesi’ne girişini sağlayana dek en büyük düşmanlarıydı.
İyonyalılar ve İtalyanlar felsefenin sahipliği konusunda hiçbir zaman iddiaları olmamıştır zira onlara felsefenin ilk sahiplerinin Mısırlılar olduğunu biliyorlardı. Öte yandan, Aristotle’ın ölümünün ardından, Atinalı öğrencileri, devletin izni olmadan, o zamanlar Mısırlıların Sophia’sı ya da Bilgeliği olarak bilinen felsefe tarihini toplamaya giriştiler. Kadim dünyada geleneksel olan bu toplama, Yunanlıların her zaman en büyük düşman olmasına ve felsefeyi sürekli yasaklamalarına rağmen, daha sonraları Yunan felsefesi olarak adlandırılacaktı zira Aristotle’ın öğrencileri tarafından yapılmıştı. Bu yüzdendir ki, Yunan Felsefesi olarak biline şey, önce Ionya’ya ardından İtalya’ya ardından Atinay’a gelen çalıntı Mısır felsefesidir. Unutulmamalıdır ki Yunan tarihinin bu uzak dönemde, yani Thales’ten Aristotle’a kadar olan dönem, Ionyalılar Yunan vatandaşı değillerdi. Aksine önce Mısır’a daha sonra İran’a tebasıydılar.
Kadim Mısır İmparatorluğu’nun eskizi açıkça gösterecektir ki, Küçük Asya ya da Ionya, Hititlerin kadim ülkesiydi ve o dönemlerde başka adla bilinmiyordu.
Arabistan’dan Nysa’da bulunan iki sütunda yer alan Diordurus ve Manetho’ya göre, Tanrıça Isis ve Tanrı Osiris, Tanrı’nın bu ikincisine Hindistan’a, Danube’nin kaynaklarına bir ordu göndermesini emreder. Bunun anlamı ise en erken dönem Mısır İmparatorluğu’nun sadece Ege ve Ionya adalarıyla sınırlı olmadığını, Asya’nın uzak köşelerine kadar erişmesi.
Not: Bakış Yayınları tarafından tercüme edilen kitabın çok yakında piyasaya sürüleceği belirtildi.