Talabani ve Barzani Türkiye’nin içişlerine karışmaktadır

AB-ABD-İngiltere-Fransa gibi emperyalist işgalci güçler tarafından desteklenen Talabani ve Barzani adlı şahıslar Türkiye’nin içişlerine karışmaktadır

Turhan FEYİZOĞLU
5 Aralık 2005

“Hergün çoğalır derdim,
Zulüm zulüme biniyor,
Yetiş de sar Anadolu,
Yaralarım kanıyor.”

(Bir Kerkük türküsü).

***

Bırakalım Türk ve Türkiye düşmanı olarak AB-ABD-İngiltere-Fransa gibi emperyalist işgalci güçlerce desteklenen-korunan PKK adlı terör örgütüne yönelik operasyon yapılmasını, artık iş o kadar zıvanadan çıkmaya başladı ki, Barzani ve Talabani adlı şahıslar bile Türkiye’nin içişlerine müdahale etmeye başladı.

Bu aşiret adamlarının yaptıklarına karşı Türkiye Cumhuriyeti Devleti, ne gibi önlem alıyor ve ne yapıyor bir vatandaş olarak bilmek istiyorum.

Türkiye’nin içişlerine nasıl müdahale ediyorlar diye sorulabilir?

Örneklerle veriyorum.

Birinci örnek: Irak KDP’nin lideri de olan Barzani’nin odasındaki masasının arkasında bulunan “Büyük Kürdistan” olarak adlandırılan haritada, Türkiye’nin 19 ili de var (!).

Böyle bir cüreti bu adam nasıl yapabiliyor?

Yapıyor kime güveniyorsa. Ayrıca, Mesut Barzani adlı şahsın başkanlığını yaptığı KDP’nin Türkiye’de ilişkide olduğu şirketler var. Para kazanıyor.

Büyük Kürdistan-Büyük Ortadoğu Projesi (BOP).

Bunlar kimin projeleri?

Bu ve buna benzer haritalardan bir tanesini de kim hazırlamıştı acaba?

ABD-İngiltere-Fransa işgalci emperyalist güçler, Osmanlı İmparatorluğu toprakları paylaşılırken, 1916 yılında Sykes-Picot Antlaşması’yla hazırlamışlardı.

Bu harita, işgalci emperyalist güçler ve bunlara uşaklık-maşalık yapanlarca gördüğünüz gibi sürekli gündeme getiriliyor.

Bu haritanın oluşturulması amacıyla yeni projeler geliştirildi.

Bu projelerden birine, “Büyük Ortadoğu Projesi-BOP” adını verdiler.

2003 yılı Mart ayında, AB-ABD-İngiltere işgalci emperyalist güçlerce Irak işgal edildi.

ABD Savunma Bakan Yardımcısı Paul Wolfowitz, “Kürt devleti kurulamaz” sözünü verdiği (!) zaman, ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon) danışmanı Richard Perle de, Washington’da düzenlediği Irak konulu bir toplantıda, “Kürdistan Dışişleri Bakanı (!)”, ifadesini kullanmıştı.

ABD Savunma Bakanı Donald Rumsfeld, 23 Temmuz 2002’de düzenlediği basın toplantısında, “Afganistan’daki hava operasyonları için Kürdistan’a F-16 yerleştirilecek” (!) açıklamasını yapmıştı.

2003 yılında, Beyaz Saray’da danışmanlık yapan Edward Mortimer adlı bir şahıs da “Kürdistan” (!) diye bir harita çizmişti, Irak’a yaptıkları işgalden sonraki düzenleme amacıyla.

ABD’nin hedefi, bu projeyi en erken 2006, en çok 2010’da hayata geçirmek.

Proje işliyor.

Barzani adlı şahıs, 2005 yılında bir gazeteye verdiği demeçte, “10-15 sene içinde bu iş çözümlenir”, açıklamasını yaptı.

Norveç Uluslararası İlişkiler Enstitüsü’nde terörizm uzmanı ve aynı zamanda Danimarka vatandaşı olan Prof. Dr. Toje Bjorge tarafından hazırlanan “2011/ Türkiye’de İç Savaş” başlığını taşıyan bir rapor hazırlamış.

Bu raporun bir yerinde şunlar belirtiliyor:

“Terör örgütü PKK, 21 Eylül 2005 tarihinden itibaren İstanbul, Ankara, Mersin, Adana, Yüksekova, Diyarbakır, Tunceli, Bursa ve Hatay gibi il ve ilçelerde büyük saldırı planları yapacak.”

Belirli güçlerce bu planın 1987 yılından itibaren bu planın başlatıldığı belirtiliyor.

Kimler bu güçler?

Başta, “Büyük Ortadoğu Projesi-BOP” adı altında hareket eden güçler ve bu güçlere destek veren işbirlikçilerdir.

BOP’ni ABD-İngiltere işgalci emperyalist güçlerle bunların kullandığı ve bunlara destek verenlerdir.

BOP’ni en çok destekleyenler işbirlikçi bazı faşist-ırkçı Kürt güçleridir.

Kendini “bir Kürt ve düşünce üreticisi olarak” tanımlayan bir şahıs, bu konuda özetle şunları yazıyor:

“BOP, toplumsal tarihsel gelişmenin doğal bir sonucudur. ABD ve müttefikleri, bir bütün olarak Batı dünyası sadece, yeniden yapılanma ve demokratikleşme konseptine orta derecenin üstünde bir gelişimle uygun olduğundan, yeniden yapılanırken donanarak, öncülük etme olanağına sahiptir. Bu anlamda, onlara şapka çıkarmak insanlık açısından bir olumsuzluk değildir… BOP, Irak halkasını, güncel olarak İran ve Suriye’de federal demokratik yapılaşmayı sağlayacak. Bu halkalara zaman içinde yeni halkalar eklenecektir.”

Türkiye’nin de bu halkaya ekleneceğini iddia eden şahıs, “Türkiye’nin bu selden kurtulmasını sağlayamaz”, dedikten sonra, “Biz Kürtler, bu duyarlılıkla, BOP’a yaklaşıp anlamaya, yorumlamaya, proje öncülerine yardım etmeye çalışmalıyız.”, demiştir.

BOP’ni uygulamaya sokan ABD-İngiltere emperyalist güçlerine “şapka çıkartan” bu kendine “Kürt düşünce üreticisi” (!) diyen şahsa göre, BOP, Irak’ta uygulanmaya başlamıştır. Sırada İran ve Suriye var. Türkiye’de bu selden kurtulamayacaktır (!)

Seli kim oluşturuyor acaba?

Örneğin, AB-ABD-İngiltere işgalci emperyalist güçlerle işbirliği içinde olan Barzani adlı şahıs, ilk önce, Türkmenlerin egemen olduğu Musul, Kerkük, Erbil, Telafer, Süleymaniye, Samara gibi şehirleri kastederek, “Savaşmaya hazırız”, diye açıklamalar yaptı.

Bu şehirlerde, AB-ABD-İngiltere emperyalist işgalci güçlerin desteğinde katlıamlar yapıldı.

Irak’taki Türkmenlere bu şekilde soykırım yapıldı ve binlerce Türkmen de, yerlerinden yurtlarından göç ettirildi.

Irak’taki Kürdistan Parlamentosu’nun 8.11.2002 tarihinde kabul edilen “Irak Kürdistan’ı Bölgesel Anayasası”nın 5. maddesinde aynen şu ibareler yer alıyor:

“Kerkük şehri Kürdistan Bölgesi’nin başkentidir. Eğer gerekli olursa Kürdistan Parlamentosu, geçici olarak bir başka şehri başkent yapabilir.”

Barzani adlı adamın da içinde bulunduğu topluluk, yüzbinlerce Türk’ün binlerce yıldır yaşadığı Kerkük şehrini, “Kürdistan (!) başkenti ilan etmiş, Anayasasına (!) koymuş.

Bazılarının belirttiği “kırmızı çizgi” nerede?

Barzani’nin Türkiye’deki etkisi nedir?

22 Kasım 2005 tarihli Yeniçağ gazetesinde yayınlanan, Hulki Cevizoğlu’nun “Resmen Bizi Böl Dilekçesi!” başlıklı yazıda bu konuda bazı bilgiler veriliyor.

Cevizoğlu’nun yazısında özetle şu bilgiler veriliyor:

“Yasallığı mahkemede de tartışmalı olan Diyarbakır Kürd-Der’in sözcüsü ve eski Hak-Par (Hak ve Özgürlükler Partisi) Genel Başkan Yardımcısı İbrahim Güçlü,(…) Bizim liderimiz Barzani’dir… Biz Türkiye’de Kürdistan Eyaleti istiyoruz… Diyarbakır’da ‘Federal Devlet İstiyoruz’ isimli kampanyamızda topladığımız imzaları TBMM ve İngiltere Büyükelçiliği’ne verdik!.”

CFR (ABD Dış İlişkiler Konseyi) Eylemleri Önleyici-Eylemler Merkezi’nin Direktörü Bay David L. Phillips, bir açıklama yapmıştı.

15.7.2005 tarihli Akşam gazetesinde yayınlanan bu açıklama özetle şöyle:

“Kuzey Irak’ta kurulacak bir Kürt Federasyonu’na Türkiye’nin karşı çıkmaması lazım.”

Bundan daha açık ifade olur mu?

Kim daha neyi izliyor? İzlenecek bir şey mi kaldı? Artık hareket zamanı.

İngiltere, işgalci ve emperyalist bir güç. Bazı faşist-ırkçı Kürt gruplarını en çok kullanan ülkedir İngiltere.

22 Kasım 2005 tarihli Türkiye gazetesinde, “Barzani’nin İki Gülü: Bush ve Blair” başlıklı haber özetle şöyle:

“Kuzey Irak’taki peşmerge lideri Mesut Barzani bağımsızlığın Kürt halkının doğal bir hakkı olduğunu iddia ederek, “özelde Kürdistan ve genelde Irak halkına şunu söylemek istiyorum ki güçlü destekçilerimiz var. Birisi Amerika. Başkan Bush ve aynı zamanda İngiltere Başbakanı Tony Blair’in bu yönde tavırları aynı.”

Adam kimlerle işbirliği içinde olduğunu açıklıyor.

Kürd-Der adlı bir örgütün yöneticilerinden İbrahim Güçlü, 1943 tarihinde İran sınırından gizlice Türkiye’ye girmek isterken Van’ın Özalp ilçesinde öldürülen 33 kaçakçı için 2 Ağustos 2005’te Diyarbakır’da anma toplantısı düzenlemişti.

Bir hatırlatma yapmak istiyorum.

1943’teki olaydan tam 50 yıl sonra.

Tarih: 24 Mayıs 1993.

Türk ve Türkiye düşmanı olan uşaklar-maşalar tarafından 33 yurtsever askerimiz Bingöl-Elazığ karayolunda alçakça pusuya düşürülerek öldürüldü.

1969’da kurulmuş bir Devrimci Doğu Kültür Ocakları (DDKO) adlı bir örgüt vardı.

İbrahim Güçlü, Diyarbakır-Siirt İlleri Sıkıyönetim Komutanlığı Mahkemesi Askeri Savcılığı tarafından, DDKO adlı örgüte üye olmak suçuyla 1971 yılında yargılanmıştı.

3.5.1970’den 28.4.1971 tarihine kadar DDKO Ankara Şubesi’nin başkanlığını yapmıştı.

DDKO adlı örgüt, Molla Mustafa Barzani adlı şahsın liderliğini yaptığı Irak KDP’iyle ilişki kurmuştu.

Molla Mustafa Barzani kimdir?

Molla Mustafa Barzani, ABD’nin bir numaralı adamı Kissinger’in koruması altında ölen adamdı.

İbrahim Güçlü’nün “Bizim liderimiz” dediği Mesut Barzani adlı şahsın babasıydı.

DDKO adlı örgütün bazı şubeleri, Irak KDP’nin şubesi gibi hareket ediyordu.

DDKO adlı örgütün bir diğer ilişkide olduğu ülke İsveç’ti.

12 Mart 1971 sonra bu örgütün üyelerinin bir kısmı İsveç’e gitmiş, bu ülkenin vatandaşı olmuştu.

Ayrıca bugün, şunu sormak gerekir sanırım:

Türk ve Türkiye düşmanlığı yapan bölücü örgütlerde yöneticilik ya da liderlik yapanlardan kimler İsveç, Almanya, İsviçre, Danimarka, Hollanda, Fransa vatandaşı olmuş, bu ülkelerin kimliklerini taşımaktadır?

Bir diğer kimlik dağıtma olayı da Barzani tarafından yapılmaktadır.

12.10.2005 tarihli Birgün gazetesinde “Barzani, Türkiye’deki Kürtlere nüfus cüzdanı dağıtıyor” başlıklı haber özetle şöyledir:

AKP Balıkesir Milletvekili Turhan Çömez, Nisan 2005’te İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu’nun yanıtlaması için verdiği soru önergesinde şöyle dedi:

“Hakkari ve civarında yaşayan vatandaşlarımıza, Irak’ın kuzeyinde yaşayan peşmergelerin liderlerince, sözde Kürdistan Devleti kimliği verilmekte olduğu bilgileri doğru mudur? Bu bilgi doğruysa, şu ana kadar kaç kişiye verilmiştir? Bu çalışmaların arkasındaki güçler kimlerdir? Bu tip çalışmaların önüne geçmek için neler yapacaksınız?”.

Turhan Çömez’in bu soru önergesine sekiz ay geçmesine rağmen yanıt verilmedi.

Türk kimliğine gerek duyulmadan Barzani adlı şahsın dağıttığı kimlikle Irak’a rahatlıkla gidilebiliyor.

Barzani adlı şahsın Türkiye’nin içişlerine nasıl karıştığı bir başka konuyla daha ortaya çıktı.

Kuzey Irak’ın Erbil şehrinde bulunan Selahaddin Üniversitesi’ne Türkiye’nin Güneydoğu illerinde yaşamakta olan gençlerden başvuru yapan 2 bin öğrenciden 250’sinin talebi olumlu karşılanmış ve bu üniversitede okumaya başlamış.

Bu üniversitede okuyanlardan 62 tanesi Şemdinli ilçesinden.

Şemdinli olayları, peşmerge kıyafetli (!) Barzani adlı şahsın) Beyaz Saray’da Bush tarafından kabul edildiği 2005 yılının Ekim ayından hemen sonra meydana geldi.

Irak KDP lideri Barzani adlı şahıs, bu öğrencilere 50 ila 100 dolar arasında burs veriyor, ayrıca ev ve temel ihtiyaçları karşılanıyor.

Türkiye sınırdan Barzani adlı şahsın verdiği kimlikle Kuzey Irak’a gidiliyor, Barzani adlı şahsın verdiği parayla üniversitede okunuyor. Barzani adlı şahıs, bu şahısların ev ve ihtiyaçlarını da karşılıyor.

Peki Barzani adlı şahıs kendisine nereyi üs olarak seçmiş?

Selahaddin şehrini. Barzani adlı şahıs Bağdat’a gitmiyor. Bütün işlerini Selahaddin adlı şehirden yönetiyor ve “Bütün Kürdistan için çalışıyorum”, diye açıklama yapıyor.

Barzani ve Talabani adlı şahısların Ankara’da temsilcilikleri var. Bu temsilciliklerin kapılarında asılan tabelalarda acaba ne yazıyor?

***

Kuzey Irak’ta Barzani adlı şahsın denetimindeki bölgede üs kurmuş bulunan PKK adlı Türk ve Türkiye düşmanı örgüt militanlarına Barzani adlı şahıs tarafından barınma olanakları sağlanıyor. Ayrıca, yeni kabul edilen Irak Anayasası’nın 22. maddesiyle “mülteci” gözüyle bakılarak korunuyor.

Başka nasıl korunuyor?

Uyuşturucu, insan, akaryakıt ve sigara kaçakçılığına izin vererek.

Buralardan elde edilen paralarla Türk ve Türkiye düşmanlığı yapılıyor.

Türk ve Türkiye düşmanı örgütler başka nasıl korunuyor?

Silah, mayın, bomba ve cephane verilerek. Verilen bu silahlar Türk ve Türkiye’ye karşı kullanılıyor. Peki bunları kimler sağlıyor?

Barzani ve Talabani adlı şahıslar tarafından.

Bunları Türk kamuoyu bilgilensin diye yazdım.

Türk ve Türkiye düşmanları tarafından İstanbul Beylikdüzü’nde 18 Kasım 2005 tarihinde, uzaktan kumandayla patlatılan bomba sonucu ağır yaralanan Ömer Akçura (22), tedavi gördüğü hastanede öldü.

21 Kasım 2005 günü, Türk ve Türkiye düşmanları tarafından yapılan saldırı sonucu yurtsever Türk askeri Okay Pehlivan, Mardin’in Midyat ilçesi kırsalında alçakça öldürüldü.

23 Kasım 2005’te, öğretmen Adnan Çelik, Mardin’in Nusaybin ilçesinde öldürüldü.

25 Kasım 2005’de yiğit yurtsever Türk askeri İlkar Özkan Diyarbakır’da öldürüldü.

27 Kasım 2005’te, Türk ve Türkiye düşmanları tarafından Halil Meşe ile Metin Budak, Hatay’ın Dörtyol ilçesinde öldürüldü.

Bu yurtsever Türk gençleri ve vatandaşları Türk tarihinin unutulmazları arasına girdi.

Onları unutmayacağız.

Türk ve Türkiye düşmanlarını tanıyın. Ona göre hareket edin.

Türk ve Türkiye düşmanı olan herkese karşı çoluk-çocuk kim varsa herkes tepkisini dile getirmelidir. Eğer tepkilerinizi dile getirmezseniz bu ve buna benzer olaylar yarın sizin veya bir yakınınızın da başına gelebilir.

Türk’e ve Türkiye’ye kim nerede hizmet ediyor, görev yapıyorsa onların yanındayız. Onların destekçisiyiz.


Yazıları posta kutunda oku


Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir