Tag: Learn Turkish

Learn Turkish Forum is now here

  • Turkish Lesson 22

    Turkish Lesson 22

    Lesson 22

    Geçmiş Zaman – The Past Tense

    The past form of “to be”

    Past tense endings of the verb “to be” can be added to nouns, adjectives and adverbs to describe how things were. Past tense ending is –di (-dı, -du, -dü according to the vowel harmony)

     

    Assimilation

    -di will turn into –ti (-tı, -tü, -tu) if the last sound of the stem is ç, f, t, h, s, k, p, ş. These letters called ‘voiceless consonants’. The easy way of remembering them is to memorise this phrase “ÇiFT HaSeKi PaŞa” (a method my primary teacher taught me), all the consonants in this phrase are ‘voiceless consonants’ and when we add a suffix starting with c,d,g, the first letter of the suffix turns into ç,t,k.

     

    ex; Rahat+dım      Rahattım. (I was comfortable)

    Soğuk+du       Soğuktu.

    Koş+dun        Koştun (You run)

     

    Present Past

     

    Ben   öğretmenim. (I am a teacher)            Ben   öğretmendim. (I was a teacher)

    Sen    öğretmensin. Sen    öğretmendin.

    O       öğretmen.                                          O       öğretmendi.

     

    Biz    öğretmeniz. Biz    öğretmendik.

    Siz     öğretmensiniz. Siz     öğretmendiniz.

    Onlar          öğretmenler. Onlar          öğretmendiler.

     

     

    Ben   hastayım. (I am ill)                            Ben   hastaydım. (I was ill)

    Sen    hastasın. Sen    hastaydın.

    O       hasta.                                                          O       hastaydı.

     

    Biz    hastayız. Biz    hastaydık.

    Siz     hastasınız. Siz     hastaydınız.

    Onlar          hastalar. Onlar hastaydılar.

    Negative form of “to be”

    Use the word “değil” with the endings to say “was not, were not”

    Present                                                                 Past

    Ben güzel değilim.          (I am not beautiful)        Ben güzel değildim.(I was not beautiful)

    Sen güzel değilsin.                                                Sen güzel değildin.

    O güzel değil.                                              O güzel değildi.

     

    Biz güzel değiliz.                                         Biz güzel değildik.

    Siz güzel değilsiniz.                                     Siz güzel değildiniz.

    Onlar güzel değiller.                                    Onlar güzel değildiler.

     

    Exercise

    Please turn the present sentences into past sentences.

    1-    Hava çok soğuk. ________________________

    2-    Ahmet hasta. ________________________

    3-    Selen çok yaramaz bir kız. _____________________

    4-    Onlar muhteşemler. __________________________

    5-    İstanbul çok kalabalık. ______________________________

    6-    Ben akıllıyım. ________________________________

    7-    Biz Avrupalıyız. ______________________________

    8-    Jane ve Samuel müthiş zekiler.______________________________

    9-    Siz çok kibarsınız. ____________________________________

    10-                       Ben depresyondayım. _____________________________

    11-                       Kenan iyi bir şarkıcı. _________________________

    12-                       Sen çok tatlısın. ______________________________________

    13-                       Benim kedim çok yaramaz ama tatlı. ____________________________

    14-                       Cairo çok gizemli bir şehir. ________________________________

    15-                       Brüksel çok görkemli. _______________________________

    16-                       Bu site çok başarılı. ___________________________________

    17-                       Ali Bey çok yetenekli bir mimar. ____________________________

    18-                       Biz çok düşünceliyiz. _______________________________

    19-                       O ülkeler çok uzak. _____________________________________

    Bu ders çok kolay. __________________________________

     

  • Turkish Lesson 21

    Turkish Lesson 21

    Lesson 21

    Saat Kaç?

    Let’s start with the numbers in case you don’t know them yet.

    1 bir                         10        on

    2 iki                          20        yirmi

    3 üç                          30        otuz

    4 dört                       40        kırk

    5 beş                         50        elli

    6 altı                         60        altmış

    7 yedi                       70        yetmiş

    8 sekiz                      80        seksen

    9 dokuz                    90        doksan

    10 on                         100       yüz

    15 on beş

    25 yirmi beş

    35 otuz beş

    45 kırk beş

    55  elli beş

    The different ways of asking time

    Saatiniz kaç?

    Afedersiniz saatiniz kaç acaba? (polite)

    Saat kaç diye sorabilir miyim? (very polite)

    Saati sorabilir miyim?

    Saat kaç söyleyebilir misiniz?(very polite)

     

    Do not worry of memorising them all. I just wanted you to be aware of different ways of asking questions. Using only “Saat kaç?” is more than acceptable.

    1- Easy way of telling the time is just to tell the numbers in digital clock.

     

    Saat kaç? (10:45)

    Saat on kırk beş.

     

    Saat kaç? (01:20)

    Saat bir yirmi.

     

    Saatiniz kaç? (05:50)

    Saat beş elli.

     

    Saati sorabilir miyim? (16:30)

    Saat on altı otuz.

     

    In Turkish we don’t have am and pm.

     

    But we use sabah ve akşam, öğleden sonra instead. There is not a certain rule when to use them.

    For example if we are talking about 2 am, we say “sabah iki”.

    If it is 6 pm we can say “akşam altı

    If it is 3 pm we say “öğleden sonra üç”

     

    Let’s make a chart but please do not worry about it too much. There is not a certain rule.

     

    Between 00.00 to 12.00 you can use sabah

    Between 12:00 to 17:00 you can use öğleden sonra

    Between17:00 to 24:00 you can use akşam

     

    2- Telling the time properly

     

    I am sorry I am not able to draw clocks here, please excuse my it skills. So we will use digital clock to explain the time.

     

    When it is on the hour

     

    05:00 Saat beş

    14:00 Saat on dört or saat iki.

    03:00 Saat üç.

     

    When it is on the half hour

    We use buçuk after the hour.

     

    04:30  Saat dört buçuk.

    06:30  Saat altı buçuk.

    12:30  Saat on iki buçuk

     

    When it is quarter past or quarter to

    çeyrek geçiyor for quarter past

    çeyrek var for quarter to

     

    It is quarter past 1       = Saat biri çeyrek geçiyor.

    It is quarter to 1          = Saat bire çeyrek var.

     

    It is quarter past 2       = Saat ikiyi çeyrek geçiyor.

    It is quarter to 2          = Saat ikiye çeyrek var.

     

    It is quarter past 3       = Saat üçü çeyrek geçiyor.

    It is quarter to 3          = Saat üçe çeyrek var.

     

    Dördü çeyrek geçiyor.

    Dörde çeyrek var.

     

    Beşi çeyrek geçiyor.

    Beşe çeyrek var.

     

    Altı çeyrek geçiyor.

    Altıya çeyrek var.

     

     

    Yediyi çeyrek geçiyor.

    Yediye çeyrek var.

     

    Sekizi çeyrek geçiyor.

    Sekize çeyrek var.

     

    Dokuzu çeyrek geçiyor.

    Dokuza çeyrek var.

     

    Onu çeyrek geçiyor.

    Ona çeyrek var.

     

    On biri çeyrek geöçiyor.

    On bire çeyrek var.

     

    On ikiyi çeyrek geçiyor.

    On ikiye çeyrek var.

     

    5,10,12,17,25…….  geçiyor.

    5,10,12,17,25…….  var

    Same rule applies here too.

    11:10               Saat on biri on geçiyor.

    05:20               Saat beşi yirmi geçiyor.

    03:25               Saat üçü yirmi beş geçiyor.

    01:05               Saat biri beş geçiyor.

    09:17               Saat dokuzu on yedi geçiyor.

    11:29               Saat on biri yirmi dokuz geçiyor.

     

    20 to 5             Saat beşe yirmi var.

    5 to 5               Saat beşe beş var.

    28 to 4             Saat dörde yirmi sekiz var.

    10 to 9             Saat dokuza on var.

    25 to 11           Saat on bire yirmi beş var.

    3 to 12             Saat on ikiye üç var.

     

    * For noon (12:30) we can either say saat on iki buçuk or saat yarım

    Yarımda buluşalım. (Let’s meet at noon)

    Film yarımda başlayacak. (The movie will start at noon)

     

  • Turkish Lesson 20

    Turkish Lesson 20

    Lessson 20

    Verbs whose objects need –i, -e, –den endings

    I believe this topic is one of the hardest grammar points in Turkish grammar, not for the native speakers but for the learners. This is similar to the way in which some English verbs are followed by a preposition, as out of and from in to to look out of, to deter from. When we use a verb with a noun, sometimes we need to add a suffix at the end of the noun. Some verbs’ objects do not take any endings.

     

    Wrong: Sen seviyorum.

    Right:   Seni seviyorum.

     

    Wrong: Araba in.

    Right:   Arabadan in.

    Wrong: Duvar bak.

    Right:   Duvara bak.

     

    Let’s have a look at them separately.

     

    -i (-ı, -u, -ü)

    We already mentioned this one in lesson 20. But I think it would be beneficial to talk about it again. This suffix sometimes named as direct object ending. –i will change to –ı, -u, -ü according to the last vowel in the word (vowel harmony).

     

    sevmek takes –i, –ı, -u, -ü

     

    Seni seviyorum.

    İstanbul’u seviyorum.

    Kuşları severim.

     

    görmek takes –i, –ı, -u, -ü

    Kızı parkta gördü. (He/she saw the girl in the park)

    Gözleri sonunda *ışığı gördü. (His/her eyes saw the light at last.)

     

    * ışık + ı = ışığı   There is something special here that I have to mention. This will be explained in detail in the following lessons.

     

    giymek takes –i, –ı, -u, -ü

     

    Üstünü giy. (Put on your clothes)

     

    anlamak takes –i, –ı, -u, -ü

    Bu dersi anlıyorum.     (I understand this lesson)

    Mert’i anlıyorum.        (I understand Mert)

    Bu konuyu anladım.   (I understood this subject)

     

    -e (-a)

    –e will change to –a according to the last vowel in the word (vowel harmony).

     

    bakmak takes –e, -a

    Öğretmene bakıyorsun.            (You are looking at the teacher)

    İstanbul boğazına bakıyorum.  (I am looking at the Bosphoros)

     

    sormak takes –a, -e

     

    O konuyu müdüre soruyorum. (I am asking the manager about that subject)

    Herşeyi Clare’e sorarım.           (I ask everything to Clare.)

     

    Some other verbs whose object takes –e, -a

     

    basmak            (to step on)

    geçmek            (to pass) oraya geç

    bayılmak          (to love doing sth)

    bildirmek         (to let someone know)

    hatırlatmak      (ro remind)

    katılmak          (to join)

    kızmak             (to be angry)

    rastlamak         (to meet by chance)

    vurmak            (to hit)

    yardım etmek  (to help)

     

    -den, (-dan)

    –den will change to –dan according to the last vowel in the word (vowel harmony).

     

    bahsetmek takes -den, -dan

    O konudan bahsetme.             (Do not talk about that subject)

    Bana o kızdan bahsetme.        (Don’t tell me about that girl)

    Anneannem her gün eski günlerden bahseder. (My grandmother talks about old days everyday)

     

    bıkmak takes -den, -dan

    Senden bıktım.            (I fed up with you)

    Buralardan bıktım.      (I fed up with these places.)

    Her gün aynı şeyleri *yapmaktan bıktım. (I fed up to do the same things everyday.)

     

    *dan turned into tan because of the last letter “k” (it will be explained in the following lessons) I just want you to be aware of the changes.

     

    Some other verbs whose object takes –den, -dan

     

    geçmek            (to pass) yoldan geç

    inmek              (to get off a vehicle)

    hoşlanmak       (to like)

    kaçınmak         (to avoid)

    korkmak          (to be afraid of)

    nefret etmek    (to hate)

    özür dilemek   (to apologise)

     

  • Turkish Lesson 19

    Turkish Lesson 19

    Lesson 19

    “the” and “a”

    In Turkish there is not always a difference between “a” and “the”. In the case of a direct object of a verb, there is a distinction: in this case we need the equivalent of “the” which is -ı,-i,u,ü. We bring the word endings at the end of the object. The the object ends with a vowel, then we will need the buffer letter “y”. The equivalent of “a” is either bir or nothing. Examples will make it more clear.

     

    Kahve iç.                    Drink (some) coffee.

    Bir kahve iç.               Drink a tea.

    Kahveyi iç.                 Drink ther coffee.

     

    Bisiklet sür.                Ride bike.

    Bisikleti sür.               Ride the bike.

     

    Lambayı yak. Turn on the lamp.

    Sigarayı söndür.       Put off the cigarette.

    Sokağı geç.               Pass the street.

    Pencereyi aç.            Open the window.

    Filmi izle.                    Watch the movie.

    Çatalları getir.            Bring the forks.

    Karpuzu getir.            Bring the watermelon.

    Musluğu aç.               Turn the tap on.

     

    It is very important to understand the direct object of a verb. A direct object is something or someone which is having an action carried out on it.

     

    Beni öp.                                  Kiss me.                                 (Beni is the direct object)

    Seni özlüyorum.                     I am missing you.                  (Seni is the direct object)

    Onu düşünüyorum.                I am thinking of her/him.        (Onu is the direct object)

     

    Bizi beklemeyin.                    Do not wait for us.                 (Bizi is the direct object)

    Sizi arıyorum.             I am looking for you.  (Sizi is the direct object)

    Onları evde görmedim.         I didn’t see them at home.    (Onları is the direct object)

     

    We can even use the personal names as a direct object.

     

    Ali’yi gör.                                            See Ali.

    Merve’yi düşünüyorum.                    I am thinking of Merve.

    Thomas’ı bekle.                                 Wait for Thomas.

    Mary’i seviyorum.                              I love Mary.

    Michael’ı gördün mü?                       Have you seen Michael?

    Levent’i seviyor musun?                   Do you love Levent?

    Ellie’nin annesi Ellie’yi arıyor.          Ellie’s mum is looking for Ellie.

     

    Note: Any suffix comes after a person’s name should be separeted by an apostrophe.

     

  • Turkish Lesson 18

    Turkish Lesson 18

    Lesson 18

    Geniş Zaman’da Soru Cümleleri

    To make questions using question words such as Ne? Kaç? Kim? Nasıl? Nerede? Neden? Niçin? Kiminle?, Ne zaman?, let’s examine the examples.

     

    Ne = What

    Kaç = How many

    Kim = Who

    Nasıl = How

    Nerede = Where

    Neden = Niçin = Why

    Kiminle = Whom with

    Ne zaman = When

     

    Örnek 1;

    Ben her yaz Ölü Deniz’e giderim?

     

    A- Sen her yaz nereye gidersin?

    B- Ölü Deniz’e.

    A: Kim her yaz Ölü Denize gider?

    B: Ben.

     

    A: Sen ne zaman Ölü Deniz’e gidersin?

    B: Her yaz.

     

    Örnek 2:

    Ahmet Bey kahvesini az şekerli içer.

     

    A: Ahmet Bey kahvesini nasıl içer?

    B: Az şekerli.

     

    A: Kim kahvesini az şekerli içer?

    B: Ahmet Bey.

     

    Örnek 3:

    Ali ve Veli her akşam bara giderler.

     

    A: Ali ve Veli her akşam nereye giderler?

    B: Bara.

     

    A: Ali ve Veli ne zaman bara giderler?

    B: Her akşam.

     

    A: Kim her akşam bara gider?

    B: Ali ve Veli.

     

    Örnek 4:

    Sen her gün sahilde yürüyüş yaparsın.

    A: Sen her gün nerede yürüyüş yaparsın?

    B: Sahilde.

     

    A: Kim her gün sahilde yürüyüş yapar?

    B: Sen

     

    Some examples of very popular Geniş Zaman questions.

     

    Benimle evlenir misin?                  (Will you marry me?)

    Eşim olur musun?                           (Would you be my wife/husband?)

    Tuzu uzatır sın? (request)          (Can you pass the salt?)

    Benimle gelir misin?                       (Can you come with me?)

    Ne alırsınız?                                      (In a restaurant. What would you like?)

    Ne içmek istersiniz?                        (What would you like to drink?)

    Ne yemek istersiniz?                       (What would you like to eat?)

     

  • Turkish Lesson 17

    Turkish Lesson 17

    Lesson 17

    Geniş Zaman’da Olumsuz Cümle Yapma

     

    To form a negative Geniş Zaman, after the stem of the verb add –me, -ma, mez, maz.

    For the subjects Ben and Biz, use ma or me.

    For all the other subjects, use maz, mez.

    After adding the negative suffix (-ma, -maz, -me, -mez), add the personal suffixes according to your subject. Let’s have a look at the examples to make it clear…

     

    Ben sigara     iç+me+m Biz sigara      iç+me+y+iz

    Sen sigara     iç+mez+sin Siz sigara      iç+mez+siniz

    O sigara         iç+mez Onlar sigara  iç+mez+ler

     

    The reds are the personal suffixes or sometimes I call them personal endings.

    Bold blacks are the negative Geniş Zaman suffixes.

    The blue is the buffer letter.

    Örnekler;

     

    Ben erken kalkmam. (I don’t get up early.)         Biz erken kalkmayız.

    Sen erken kalkmazsın.                                           Siz erken kalkmazsınız.

    Alican erken kalkmaz.                                            Ahmet ve Seda erken kalkmazlar.

     

    Ben erik yemem.(I don’t eat plum.)                      Biz erik yemeyiz.

    Sen erik yemezsin.                                                  Siz erik yemezsiniz.

    Tayfun erik yemez.                                                  Onlar erik yemezler.

     

    Ben kimseye yardım etmem.(I don’t help anyone)      Biz kimseye yardım etmeyiz.

    Sen kimseye yardım etmezsin.                                      Siz kimseye yardım etmezsiniz.

    Clara kimseye yardım etmez.                                         Sally and Ken kimseye yardım etmezler.

     

    Ben her gün koşmam. (I don’t run everyday.)              Biz her gün koşmayız.

    Sen her gün koşmazsın.                                                  Siz her gün koşmazsınız.

    Adem her gün koşmaz.                                                    Onlar her gün koşmazlar.

     

    Ben onu sevmem. (I don’t like him/her)                        Biz onu sevmeyiz.

    Sen onu sevmezsin.                                                         Siz onu sevmezsiniz.

    Sibel onu sevmez.                                                             Onlar onu sevmezler.

     

    Bir kaç örnek daha. (Some more examples):

     

    Benim kedim balık sevmez ama Ayşe’nin kedisi balığı çok sever.

    O kız benimle asla yemeğe çıkmaz.

    Sen saçlarını hiç taramazsın.

    Onlar buralara gelmezler.

    Selda Bağcan pop söylemez.

    Ben Almanca bilmem.

    Biz buralarda gezmeyiz.

    Siz bizi tanımazsınız.

    Thomas hiç geç yatmaz ama abisi hep geç yatar.

    Senin annen spor yapmaz.

    Seda Mehmet ile evlenmez ama Orhan ile evlenir.

    Sen hiç çikolata yemezsin. O yüzden çok formdasın.

     

    Yeni Kelimeler:

     

    sigara içmek to smoke

    kalkmak to get up

    erken early

    geç late

    erik plum

    yemek to eat

    kimse someone, anyone

    yardım etmek to help

    her gün everyday

    koşmak to run

    sevmek to like, to love

    onu him/her

    balık fish

    kız girl

    çıkmak to go out

    taramak to brush

    saç hair

    saçların your hair

    buralar these places

    söylemek to tell, to sing

    Almanca German language not the person

    bilmek to know

    gezmek to walk around

    buralarda around here

    tanımak to recognize, to know

    bizi us

    yatmak to go to bed, to lie down

    pop pop music

    yapmak to do, to make

    spor yapmak to do a sport, to exercise

    ile with

    ama but

    evlenmek to marry

    çikolata chocolate

    formda in form, good body