Hürriyet, 12.05.2014
AİHM’den savaş tazminatı gibi karar
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), Kıbrıs Rum yönetiminin 1994’deki başvurusu nedeniyle açılan davada, Türkiye’nin 1974 Kıbrıs Barış Harekatı’ndan dolayı 90 milyon euro tutarında manevi tazminat ödemesine karar verdi.
AVRUPA İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), Türkiye’yi 1974 Kıbrıs Barış Harekâtı nedeniyle manevi zarara uğrayan Rumlara 90 milyon Euro tazminat ödemeye mahkûm etti. AİHM’in doğrudan Barış Harekâtı’nı cezalandırması, devam eden Kıbrıs müzakerelerini olumsuz etkilemesi bekleniyor. Kararla, Türkiye AİHM tarafından ilk kez devletlerarası bir davada tazminat ödemeye mahkum edilmiş oldu. AİHM’nin kararında aradan geçen zamanın davadaki sorumluluğu ortadan kaldırmadığı savunuldu.
20 yıldır sürüyor
AİHM’nin kararı, Kıbrıs Rum yönetiminin Türkiye aleyhine 1994 yılında açtığı davaya dayanıyor. Kıbrıs Rum yönetimi, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin (KKTC) Karpaz yarımadasında harekat sırasında yaşayan 400 kadar Rum ile 1974 harekâtı sırasında kaybolduğunu öne sürdüğü 1402 Rum’un mülkiyet ve insan haklarının ihlal edildiğini belirterek Türkiye’nin cezalandırılmasını talep etmişti. AİHM Yüksek Dairesi, 10 Mayıs 2001’de davayı sonuçlandırmış ve Türkiye’yi Kıbrıs Barış Harekâtı sırasında aralarında, mülkiyete erişimin ihlali, işkence ve insan haklarını ihlal gibi 14 ayrı maddeden suçlu bulmuştu. Ancak mahkeme, tazminat kararını daha sonra ilan edeceğini belirterek hükmü ertelemişti. Aralarında Türk hâkim Işıl Karakaş’ın da bulunduğu 17 üyeli AİHM Yüksek Dairesi tarihi davanın tazminat kararını dün açıkladı. Türkiye’yi 90 milyon Euro tazminata mahkûm eden mahkeme, 60 milyon Euro’nun Karpaz’da kalan Rumlara, geri kalan 30 milyon Euro’nun da savaş döneminde kaybolan Rumların yakınlarına ödenmesine karar verdi. Mahkeme ayrıca, tazminatın hak sahiplerine dağıtmak üzere Rum yönetimine verilmesine hükmetti. Işıl Karakaş muhalefet şerhi koydu.
Müzakerelere darbe: Karar, Kıbrıslı Türkler ile Rumların BM çerçevesinde müzakerelere devam ettiği bir sırada açıklandı. Rumlar AİHM’nin son kararını Kıbrıs sorununun en zorlu konuları arasında gösterilen mülkiyet ve toprak başlıklarında kendi lehlerine kullanabilir.
Rumlar memnun
KIBRIS Rum yönetimi hükümet sözcüsü Nikos Hristodulidis yazılı bir açıklama yaparak AİHM’in aldığı karardan memnuniyet duyduklarını söyledi. Rum sözcü, “Karar içinde yer alan, Türkiye’nin 2001’de yine AİHM’in mülkiyetle ilgili almış olduğu kararı tam olarak uygulamadığı uyarısı da çok önemli. Türkiye kuzey Kıbrıs’ta mülk alım satımını hemen durdurmalı ve tazminatları da ödemeli” dedi. Rum Başsavcılığı da karar metni üzerinde hukuki değerlendirmelere başladıklarını ve görüşlerini ilerleyen tarihlerde ilan edeceklerini belirtti.
KIBRIS POSTASI, 12.05.2014
Ali Tekman
90 milyon Euro çok değil ama sadece “manevi tazminat”…
Kabul edelim ki;
Küresel güç odakları;
Uluslararası hukuku tümüyle tahakkümleri altında tutmasalar bile;
Zaman zaman ona ayar çekebiliyorlar…
Hele de kendi çıkarlarının vazgeçilemez derecede “stratejik önem” arzettiği koşullarda…
Bir dizi örnek sayabiliriz buna…
Ancak sadece iki “Körfez Savaşı”nın “hukuksal dayanakları” veya “kılıfına” baktığımızda;
Gücü elinde bulunduranın, hukuku da spesifik birtakım olaylarda “kılıfına uydurması” veya yukarıda belirttiğim gibi “ayar çekmesi” sürpriz teşkil etmemektedir.
O küresel güç odakları ve tabii başta Anglo-Amerikanlar olmak üzere;
AB de dahil;
Kıbrıs’ta özellikle petrol-doğal gaz kaynakları;
Batı’ya akacak enerji kaynakları için en güvenli boru hattının oluşturulması;
Anadolu’dan gelecek su kaynakları;
Ve de Doğu’dan Batı’ya tam bir enerji istasyonu olması planlanan Kıbrıs ve Doğu Akdeniz’in stratejik güvenliği de göz önünde bulundurulduğunda;
“Kıbrıs çözümünün” acilen ve daha fazla sürüncemeye sokulmadan sağlanması için büyük bir seferberlik başlatmışlardır.
Bunu son üç yıldır yazıyorum ve gelinen noktada küresel güçlerin her alanda ve dört bir koldan yaptığı tazyikin sonunda Kıbrıs’ta siyasi bir çözümü getireceğini de söylüyorum…
…
AİHM’in Güney Kıbrıs tarafından Türkiye aleyhine açılan davada Ankara’yı 1974 Kıbrıs Barış Harekâtı nedeniyle Rum yönetimine 90 milyon Euro tazminat ödemeye “mahkum ettiği” şeklindeki haberi duyduğum zaman doğrusu şaşırdım…
Yanılmıyorsam bir aralar Türkiye’nin milyarlarla ifade edilen bir tazminat ödemesinden söz ediliyordu.
90 milyon Euro’yu duyunca;
“Var bu işin içinde bir iş” diye düşünmeden de edemedim…
Rumların bu duruma çok kızacaklarını, tepki vereceklerini de düşündüm…
Ama işte AİHM’in kararı bu…
1974’ün Rumlar için saptanan manevi bilançosu 90 milyon Euro ve “ceza” Ankara’ya kesiliyor.
Dün bu konuyu tartıştığımız arkadaşlardan bir tanesi;
“Büyük güçler Kıbrıs sorununu çözmeye kararlı ve Rumların ayak sürümesi karşısında bıkıp usandıklarından, aslında Türkiye için ödenemeyecek bir meblağ olmayan bu ‘cezayla’ Rum Yönetimine, ‘çözüme karşı daha fazla direnirseniz, siz zararlı çıkarsınız’ mesajını verip, onları AİHM kararıyla hizaya getirmek istiyorlar” diyordu.
“Yani ‘money talks’ deyip, bu işin maddi külfeti de bu kadar, yerseniz, geçelim başka konuya’ mı diyorlar Güney Kıbrıs’a?” diye sordum.
“Aynen öyle, Rumlar buna karşı tepki gösterip ayak sürümeye devam ettikleri takdirde ise, Kuzey’in statüsünün yükseltilmesi de dahil, süper güçler herşeyi yapabilirler bundan sonra” şeklinde bir yorum yapınca, ben de;
“Peki bunun çözüme olumlu etkisi olmaz mı?” dedim bu kez…
Bir başka arkadaş ise şunları söylüyordu:
“Bence olur, Rumlarda rasyonel düşünen politikacılar da var ve ‘zararın neresinden dönülürse kârdır, daha fazla kaybetmeden Kıbrıslı Türklerle bir an önce anlaşalım’ şeklinde görüşler de önümüzdeki günlerde artacaktır Güney Kıbrıs’ta”…
Nereden nereye değil mi?
Milyar Euro veya Dolarlardan oluşan tazminattan söz edilirken;
AİHM kararı, 90 milyon Euro tazminat…
Çok enteresan…
Yazımın başında da belirtiğim gibi;
Küresel güç odakları, çıkarları açısından vazgeçilmez gördükleri Kıbrıs çözümüne ulaşmak için hukuka da ayar çekiyorlargibi bir durum geliyor ilk etapta insanın aklına…
Özellikle İkinci Dünya Savaşı sonrasında, savaşın galibi olan güçlerin;
Avrupa’daki birtakım bireysel hukuk ve mülkiyet sorunlarını bu tür global yaklaşımlarla çözdüklerini biliyoruz ve ileride bunlara da ayrıntılarıyla değiniriz bu vesileyle…
…
Lâkin… Anladığım kadarıyla bu 90 milyon Euro tazminat;
Sadece manevi tazminat…
Yani Rumların 1974 Barış Harekâtından kaynaklandığı iddia edilen manevi kayıplarının “cezası” sadece…
İlgili haberden de böyle anlaşılıyor…
Yani kimse;
“Oldu da bitti Maaşşallah” rahatlığına yatıp, bu 90 milyon Euro ile bütün mülkiyet sorununun da bir çırpıda çözüldüğünü düşünmemeli kanaatimce…
Adı üstünde, işin manevi tazminatı bu kadar…
Yoksa aslında Rumların Kuzey’de bıraktıkları mal ve arazilerin maddi karşılığı yine milyarlar tutar büyük olasılıkla…
Esas buna bakmak lâzım…
Yine de… Küresel güç odakları “bu Kıbrıs meselesi bitecek” kararlılığını sürdürdükleri takdirde;
Buna uygun olarak da, global hukuki bir ayarlama yapabilirler pekalâ…
Maddi tazminat boyutu ayrı ele alınacaksa;
O zaman da Kıbrıs’ın bir miktar petrol-doğalgaz gelirlerini, tıpkı Irak’ta yaptıkları gibi belirli bir süre “çözümün bedeli” olarak ipotek ederler, Türkiye’ye de yine büyük maddi külfet yüklemezler ve sorunu bir şekilde aşarlar…
…
90 milyon Euro “manevi tazminat”…
İlk etapta hiç de sıkıntılı bir durum gibi gözükmüyor…
Umarım Kıbrıs’ta çözüm ve kalıcı barışa giden yolda en azından kilitlerden bir tanesini açar…
Burada tek mesele, AİHM kararındaki maddi boyutun ötesinde;
Türkiye’yi 1974’den dolayı “suçlu” ilan eden bir karar özelliğinde olmasıdır.
Üzücü ama aşılmayacak bir mesele de değildir…
YORUM
Küfi Seydali
Al sana Avrupa’dan hak ve hukuk! Sanki Kibris sorununu Türkiye cikartmis ve de sanki Kibris Türk magduriyeti yokmus gibi! Avrupa’nin Türklere reva gördügü bu tür haksizliklara bakarsak, Avrupa’nin niyeti’nin ne oldugunu anlariz. Yakinda, Türkiyeyi 100 yil önce cereyan etmis savas ve magduriyetlerden de sorumlu tutup cezalandirmaya kalkarsa hic sasmam. Türkiye’nin her zamankinden fazla, birlik, beraberlik ve liderlige ihtiyaci vardir. Bu bir Alarm sinyalidir ve hesapta baris görüsmeleri’nin bir tuzak oldugunu gösteriyor. Bu sartlar altinda, Kibris Rum Yonetimine tek bir metre kare toprak verilmemeli, kapali sehir Maras dahil! Maras’in en erken bir zaman’da iskani acilmasi lazim.