PKK ye silahlari kim veriyormus
Olaf Palme assassination PKK subcontracting and guns guns guns
Right after the (Olaf Palme) assassination, a British consultant and
MI6 operative, apparently Gordievsky, had gone to Stockholm, and told
publisher and owner of a private intelligence company Ebbe Carlsson,
and the two Sapo officers, who had bugged the KGB residency on the
night of Palme’s assassination on the instruction of the CIA Stockholm
station chief Jenonne Walker, that the Iranians had arranged for the
PKK to kill the statsminister because of his stoppage of weapons
shipments, starting in November 1985. (Jesus Alcala, “Polisen ville
tro pa PKK-sparet,” Dagens Nyheter, Feb. 28, 1996) MI6, knowing now
the safety in numbers, had the same operative, it seems, tell his
friend Karl-Gunnar Back, the Swedish Chairman of Civil Defence, that
mercenary Craig Williamson had arranged the assassination hit-team,
Koevoet/COIN, for disgrunted groups within the Swedish and South
African security services (Operation Longreach). (Roger Magnegard and
Mari Sandstrom, “Sydafrika planlade mordet,” Svensk Dagbladet, May 27,
1987, p. 7.)
source:
=======================================================================
PKK ye silahlari kim veriyormus
Marksist PKK ye silah satisini bir tek İşçi Partisi hem de on sene
evveliben biliyor. Neden acaba? Aslinda haberin icinde ismi gecen
aktorlere bakinca bu tur islere bulasik olduklarini anliyoruz. Ancak
operasyonel tiyatrolari biraz farkli. Bu basin toplantisi ve kapak
haberi aslinda sasirtmaca. Olayin icindekiler Aydinlik gurubundakiler
tarafindan cok iyi biliniyor. Her kara haberci gibi “Devletin en
yüksek kurumları” lafi arada ama isimlendirilmiyor. Bir kolu
uyusturucu mafyasinda, bir kolu mason locasinda, silahlar alinip
veriliyor. Italya’dan Portekiz’den patlayicilar teroristlere teslim
ediliyor. Bunlari da bir tek Silivri ahalisi bilebiliyor. Susurluk
nasil ortuldu biraz daha arastirin bakalim. Bu ortulus kime yaradi
aktorleri kimlerdi?
Gelelim yazinin yapici kismina Turk halki adina Turk halkinin kaderini
cizmek isteyen devrimci kisvesi altindaki kisi ve kuruluslar tasviye
yolunda.Ciyak ciyak otmeleri bundan. Olayi PKK yi bitirmeye indirmek
istiyenler OHAL destekcileri besleyip beslendikleri emme basma
tulumba gibi calistirdiklari duzenin sonuna gelindigini elbette
goruyorlar ama yigitlige cokella surdurmuyorlar.
Olacak nedir?
72 milyon icin Devlet, Ordu, iktidar ve muhalefet bir araya gelecek.
Kimle gerekiyorsa onla gorusecek ve bu isin onu oyle alinacak sonu
oyle gelecek. Gelinen noktada kendini acz icinde gormemesi gereken
buyuk bir Devlet var. Cetin Altan’in dedigi gibi ulusal “ensemizi
karartmayalim.”
EA
“Devletin en yüksek kurumları, Susurluk’la ortaya çıkan özel örgüt’ün
PKK’ye silah sattığını saptadı. Özel örgüt’ün silah ticareti ile
ilgilenen görevlileri isim isim belirlendi. PKK’ye silah satış
faaliyetinin başında CIA-MOSSAD ekibi bulunuyor. Soruşturma devam
ediyor…Soruşturmanın dayandığı istihbarat raporlarına göre,
başlangıçta örgüt, Suriye devletine de silah satıyor. Bu silahların
PKK’ye gittiği ortaya çıkınca ilişkiyi perdelemek için diğer kanallar
kullanılıyor. Silah ticaretine aracılık yapanlar arasında MED TV’nin
finansörleri de bulunuyor. Bunlar için “eroin ve silah
tüccarları…PKK’ye ve çeşitli bölge ülkelerine silah satışını
planlayan ve koordine eden ekibin başındaki kişi emekli Amerikalı
General Harry “Heinie” Aderholt[1], General Richard Secord[2] ve Albay
Tom McGravey. Söz konusu ekip, MOSSAD şeflerinden David Kimche[3] ile
birlikte çalışıyor… Susurluk olayıyla ortaya çıkan özel örgüt’ün,
PKK ile silah ve uyuşturucu ticareti yaptığı artık devlet belgelerine
geçmiş bulunuyor.”
Doğu PERİNÇEK’in yardımcısı, İşçi Partisi Genel Başkan Vekili Hasan YALÇIN
3 Aralık 1998 tarihinde İP Genel Merkezi’nde yapilan basın toplantısı
ve Aydınlık gazetesi 6 Aralık 1998 tarihli ve 594 sayılı kapak haberi.
[1] Harry C. Aderholt (1920 – Mayis 20, 2010)
Olum haberinden “…Aderholt, known as “Air Commando One” by friends
and those who served with him, worked through the CIA and the Air
Force to form what was originally known as the First Air Commando
Wing. In the 1960s, he conceived and directed a unit of Air Commandos
who waged an unconventional war against the North Vietnamese. It often
was fought from locations in Laos, where United States leaders denied
soldiers were deployed. “He’s probably one of the greatest leaders of
unconventional warfare,” said Chuck Keeler, current president of the
Air Commando Association.
In October 1973, nearly a year after retiring as a colonel, Aderholt
was recalled to active duty and promoted to brigadier general. His job
was to negotiate the withdrawal of American troops from Vietnam, said
close friend Dick Geron.”
[2] Major General Richard V. Secord, Retired, was a United States Air
Force officer convicted for his involvement with the Iran-Contra
scandal. He was born in LaRue, Ohio in 1932. He graduated from West
Point in 1955 and was then commissioned in the USAF. He was President
of Stanford Technology Trading Group Intl., also known as the
“Enterprise”, a company involved with arms sales to Iran during the
Reagan presidency. Richard Secord was involved in the Secret War in
Laos during the Second Indochina War. At the time he was stationed in
Thailand as deputy air wing commander and provided Hmong military
leader, and Royal Lao Army Major General, Vang Pao with tactical air
support. Ron Rickenbach, a former USAID official who served at the
time, made an unsubstantiated allegation that Vang Pao occasionally
used these aircraft to transport opium
[3] The name David Kimche became vaguely familiar to Americans who
followed the Iran-Contra scandal, yet few now can recall exactly what
role he played.
David Kimche: Israel’s Leading Spy and Would-Be Mossad Chief By Leon T. Hadar
========================================================
Terör örgütüne ABD silahları!
18 Şubat 2007 13:35
K.Irak’taki Kürt liderler PKK’nin silahlanmasına destek veriyor.
Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt’ın, terör örgütüne silahları Talabani ve Barzani’nin verdiği uyarısı, gözlerin yeniden Türkiye-Irak sınırı güvenliğine çevrilmesine neden oldu. Son olarak örgütün Kürt grupların yardımıyla Türkiye’ye 750 kilogram C-4 ve Stinger füzesi sokarak İstanbul’a getirdiği iddia edilmiş ve bu yalanlanmamıştı.Örgütün silahları arasında RPG roketatarlarının da olduğu biliniyor. PKK’nin elindeki silahların ABD menşeli oldukları açıklanmıştı. Türk ve Amerikan istihbaratçıların araştırmaları, Irak’taki kaotik ortam nedeniyle ABD’lilerin birçok “kayıp silahının” da PKK’nin eline geçtiğini doğrulamıştı.
Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt ‘ın PKK’ye C-4 patlayıcılarını Kuzey Irak’taki Talabani ve Barzani ‘nin verdiği uyarısı, gözleri yeniden Türkiye-Irak sınırı güvenliği ve örgütün silahlandırılması konusuna çevirdi. PKK militanlarında ele geçirilen çok sayıda silah ve patlayıcının ABD menşeili olduğu saptanırken, son olarak örgütün Türkiye’ye 750 kilogram C-4 ve Stinger füzesi soktuğu iddia edilmiş ve bu yalanlanmamıştı.Genelkurmay Başkanı Orgeneral Büyükanıt, ABD temaslarının ardından düzenlediği basın toplantısında, PKK ile Kuzey Irak’taki Kürdistan Yurtsever Birliği ve Kürdistan Demokrat Partisi yöneticilerinin PKK ile silah ilişkilerine işaret ederken, terörle mücadele konusunda bu gruplarla konuşmayacağını net bir şekilde ortaya koydu.
PKK’nin elinde tonlarca TNT
PKK ile Kuzey Irak’taki gruplar arasındaki patlayıcı ilişkisi birçok kez belirlenmişti. Son olarak aralık ayında, Türkiye’ye 750 kilogram C-4 patlayıcı ile 5 adet Stinger füzesinin girdiği bilgisine ulaşılmıştı. Buna göre, silahları taşıyan minibüs Afyon’a ulaşıncaya kadar 4 kez plakasını değiştirdi. Konaklamanın ardından silah yüklü aracın İstanbul’a ulaştığı saptanmıştı. Gazetelere de yansıyan bu bilgiler yalanlanmamıştı.
Terör örgütünün sürekli olarak silah yenileme faaliyetlerine yöneldiği saptaması güvenlik birimlerinin raporlarına yansımıştı. PKK’nin elinde tonlarca TNT, binlerce mayın ve füze bulunduğu yönünde bilgilere de ulaşılmıştı. Örgütün elinde bulunan silahlar arasında RPG roketatarlarının da olduğu biliniyor. PKK’nin elindeki silahların ABD menşeili oldukları açıklanmıştı. Türk ve Amerikan istihbarat birimlerinin araştırmaları, Amerikalıların birçok “kayıp silahının” da PKK’nin eline geçtiğini doğrulamıştı.
Emniyet Genel Müdürlüğü de teröristlere yönelik operasyonlarda ele geçirilen patlayıcıların menşeini araştırmıştı. C-4 ve A-4 olarak bilinen patlayıcıların seri ve üretim numaralarından, Portekiz yapımı olduğu anlaşılmıştı.
Portekiz’in patlayıcıları Irak’a, İran’la 7 yıl süren savaş sırasında sattığı belirlendi. Irak’ta yaşanan kaotik ortamdan yararlanan terör örgütlerinin depolardaki patlayıcılara ulaştıkları tahmin ediliyor.
Terör örgütünün kullandığı patlayıcılar arasında TNT’de bulunuyor. Ancak, TNT patlayıcısına ulaşılması, ticari amaçla satışı yapıldığı için zor olmuyor. Büyükanıt’ın dikkat çektiği çok güçlü patlayıcı olarak bilinen C-4’ler piyasadan temin edilebilecek nitelik taşımıyor. Ancak ordularda bulunabilecek türden patlayıcılar kategorisinde değerlendiriliyor. Sınırda yapılan operasyonlarda ele geçirilen teröristlerde özellikle Irak işgalinin ardından fazlaca C-4 patlayıcısının çıkması dikkat çekiyor. Sınırda ele geçirilen teröristlerin sırt çantlarında C-4’ler bulunmuştu.
Irak Savunma Bakanlığı’ndan da geçen yıl 5 ton C-4 patlayıcısı çalınmıştı. Patlayıcıların Irak genelinde faaliyet gösteren terör unsurları ile PKK tarafından Türkiye’de kullanılabileceği endişesi gündeme gelmişti.
Cumhuriyet
Bu kayıp silah olayı kulağa tanıdık geliyor.
Yanlışlıkla atılan bombalar, yanlışlıkla geçirilen çuvallar gibi.
Rastlantı olsa gerek.